Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/124 E. 2023/306 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/124
KARAR NO : 2023/306

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2022 (Dava) – 20/09/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/313 Esas – 2022/721Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2022 tarihli ve 2022/313 Esas – 2022/721 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/11/2020 tarihinde trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve … plakalı motosikletinin zarar gördüğünü, işbu kaza ile ilgili olarak davalı aleyhinde ceza yargılaması yapıldığı ve dosyanın derdest olduğu, davalının %100 kusurlu olduğunu, davacının yaralanması sonucu maluliyetinin oluştuğunu ileri sürerek, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere; kaza tarihinde davacının, müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın … Sigorta A.Ş’nin poliçesi ile sigortalı olduğunu, dolayısıyla davacının maddi tazminat talepleri sigorta poliçesi ilgili mevzuat gereği davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin maddi tazminat talepleri bakımından poliçe limitleri dahilinde herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle maddi tazminat talepleri yönünden davanın müvekkili yönünden reddi gerektiği, müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığıi, bu hususun kusur durumuna ilişkin alınacak raporlarla anlaşılacağı, kazada kusurlu olan taraf davacı taraf olup evrensel hukuk ilkeleri gereğince kimsenin kendi kusuru neticesinde meydana gelen olaya dayanarak menfaat edemeyeceği açık olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kaza neticesinde davacı tarafa ödeme yapıldığı, bu yönüyle davacı tarafın karşılanmamamış zararı bulunmadığı, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla birlikte müvekkilinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğu, davacının kaza esnasında kask takmadığının tespiti halinde müterafik kurur oranı belirlenmesi gerektiği, hiçbir şekilde kabul manasına gelmemek kaydıyla, sigortacı olan davalı şirketten, davalı şirkete kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmasının hatalı olduğunu ifade ettikleri, sigortacı olan davalı şirketten ancak K.T.K 98. ve 99. maddeleri uyarınca, gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan 8 işgünü sonrasından itibaren, böyle bir müracaat bulunmadığı takdirde ise, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…25.04.2022 tarihli muhtıra ile davacı vekiline 6100 sayılı yasanın 119/1-ğ ve 119/2 maddesi gereğince usulüne uygun suretle ihtarat yapıldığı, 28.04.2022 tarihli dilekçesiyle sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, çalışma gücünün azalması, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar nedeniyle iş gücü kaybına uğraması şeklinde beyanda bulunduğu, ancak 20.000 TL tazminat açısından hangi alacağın ne miktarda istendiğinin belirtilmediği, bu haliyle davacı tarafın 6100 sayılı yasanın 119. Maddesine uygun surette dava dilekçesindeki eksikliği verilen kesin süre içerisinde tamamlamadığı anlaşılmakla…” gerekçesiyle davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından maddi tazminatın niteliği açıklanmadığından 6100 sayılı yasanın 119/ğ ve 119/2 maddesi gereği talep sonucunu açıklamaları için muhtıra gönderildiğini, süresi içerisinde muhtıranın gereğinin yerine getirildiğini, mahkeme tarafından gönderilen muhtıraya karşı, Maddi Tazminat talepleri için, müvekkilin trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu oluşan maluliyeti yani geçici ve sürekli iş göremezliği ile, çalışma gücünün azalması ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar nedeniyle iş gücü kaybına uğraması olduğunu, müvekkil için ileride miktarı tam ve kesin bir şekilde belirli hale geldiğinde eksik harç ikmal edilmek üzere şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte -davalı sigorta şirketi açısından poliçe limiti aşılmamak kaydıyla- tüm davalılardan müştereken ve mütelsilen tahsili talep edilmiştir.” şeklinde usule uygun olarak talep sonuçlarını açıkladıklarını, buna rağmen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, usul ekonomisi ilkesi, davaların zamanında bitirilmesi için getirilmiş hedef süre hususları da göz önünde bulundurularak usul ve yasaya aykırı olarak verilen kararı kabul kabul etmediklerini, adli yardım taleplerinin reddi, kazaya sebebiyet veren davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın trafik kaydı üzerine teminatsız ihtiyati haciz kapsamında tedbir konulması taleplerinin reddi, geçici ödeme taleplerinin reddi kararlarının da asıl hükümle birlikte istinaf ettiklerini, verilen kararların kaldırılmasını, müvekkilin öğrenci olduğundan stajı dışında -staj, gelir getirmemektedir- herhangi bir işte çalışmadığı ve taşınır taşınmaz herhangi bir malvarlığı da bulunmadığının belirtilmesine rağmen herhangi bir araştırma yapılmadan adli yardım taleplerinin reddedildiğini, kazanın yani zararın neredeyse net olması, ceza dosyasına kusura yönelik alınan bilirkişi raporları, davalı hakkında ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararı, zararın ve dava değerinin büyük olması nedeni ile davanın konusuz kalmaması amacı ile davalının aracını fiili kullanımı engellenmemesi dikkate alınarak davalı adına kayıtlı ve kazaya karışan … plakalı araç üzerine kayden TEMİNATSIZ ihtiyati haciz zımmında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, fakat bu taleplerinin de ara karar ile reddedildiğini, kazanın ve zararın sabit olması, ceza dosyası içine alınan kusur raporları, müvekkillerinin SGK kayıtlarından anlaşılacağı üzere çalışamaz ve işsiz olması, yargılamanın süreceği aşama ve sürecin uzunluğu nedeni ile Borçlar Kanunun 76.maddesi uyarınca en azı dava değeri kadar veya mahkemenizin uygun göreceği miktar kadar, hüküm sırasında tazminattan tenzil edilmek üzere davalılar aleyhine geçici ödemeye hükmedilmesinin talep edildiğini, ancak bu taleplerinin de ara karar ile reddedildiğini, mahkemece istinaf başvurularının reddine karar verilmesi ihtimalinde gerekçeli karar da davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesinde “Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli, DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ÜCRETİN YARISINA, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur.” hükmünün bulunduğunu, madde metninde de açıkça belirtildiği üzere davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi durumunda ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar bu tarifedeki ücretin yarısına hükmedilmesi gerektiğini, dosyada ön inceleme duruşması yapılmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalılar lehine 4.600,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkemece; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Dava dilekçesinin içeriği” başlıklı 119. maddesi;
“ (1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Mahkemenin adı.
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
g) Dayanılan hukuki sebepler.
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanması halinde dava açılmamış sayılır.”
şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 119/1-ğ maddesine göre, davacının mahkemeden hangi türde bir hukuki koruma istediğini “talep sonucu” kısmında açıkça ve hiçbir şekilde tereddüde yer vermeyecek şekilde ayrıntılı olarak yazması gerekmektedir. Mahkemece davanın kabulü hâlinde talep sonucunu aynen hüküm fıkrası olarak kararına alabilmesi bakımından talep sonucunun çok açık bir şekilde yazılması gereklidir.
6100 sayılı HMK’nın “Hâkimin davayı aydınlatma ödevi” başlıklı 31. maddesi;“Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının dava dilekçesinde yer alan talep sonucunun açık olmaması durumunda, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir.
Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı dava dilekçesinde, maluliyet ve iş gücü kaybı sebebiyle belirsiz alacak olarak 20.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece dava dilekçesinde maddi tazminatın niteliği açıklanmadığından 6100 sayılı HMK’nın 119/1-ğ ve 119/2 uyarınca muhtıra çıkarılmasına karar verilmiş, davacı da verdiği dilekçe ile maddi tazminat taleplerinin niteliğini, geçici ve sürekli iş göremezlik ile çalışma gücünün azalması ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar nedeniyle iş gücü kaybı tazminatı olduğunu belirtmiş, mahkemece hangi alacak kalemi için ne kadar talepte bulunulduğu açık şekilde belirtmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece çıkarılan muhtırada hangi alacak kalemi için ne kadar talepte bulunulduğu husususun açıklatılması istenilmemiş aksine tazminat talebinin niteliği sorulmuş, davacı tarafça da talebin niteliği açıklanmıştır. Bu durumda söz konusu muhtıraya uygun cevap verilmesine rağmen muhtıra konusunu içermeyen hangi alacağın ne miktarda istenildiğinin belirtilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre ise de,
2-) Davacının maddi tazminat ve manevi tazminat olmak üzere iki ayrı talebi bulunmakta olup, mahkemece manevi tazminat talebini de içerecek şekilde açılan davanın tüm talepler yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/313 Esas – 2022/721 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2023