Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1165
KARAR NO : 2023/1194
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2022
NUMARASI : 2022/855 Esas – 2022/1117 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
DAVA TARİHİ : 14/10/2022
BAM KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2022 tarihli 2022/855 Esas ve 2022/1117 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/07/2022 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sol yan kısımları ile dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin ön kısımlarına çarpması ve bu çarpmanın etkisiyle … plakalı otomobilin orta refüje takla atarak kara yollarına ait orta refüjde bulunan refüj başı levhası ve bilgi levhası direğine çarparak devrilip yoldan çıkması sonucu çift taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada müvekkilinin desteği …’un … plakalı araçta yolcu konumundayken hayatını kaybettiğini, kazanın Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/5972 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturması yürütüldüğünü, … plaka sayılı aracın davalı … A.Ş. nezdinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçeleri bulunduğunu, davalı sigorta şirketine 17/08/2022 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, ancak davalı şirket tarafından olumlu bir cevap verilmediğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkiline ait tazminat miktarının açıkça belirlenebilir nitelikte olmadığından belirsiz alacak davası niteliğinde iş bu davayı açtıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıya başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müteveffanın destek olduğunun ispatlanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte uyuşmazlığa konu kazanın iş kazası olduğu SGK ve işveren tarafından yapılan ödemelerin tespit edilerek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkili şirket sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur incelemesi yapılması gerektiğini, yine tazminata hükmolunması için hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiğini, mağdurun kazadan dolayı herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp almadığının araştırılmasını talep ettiklerini, faiz konusunda taraflar arasında bir ticari iş bulunmadığından yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek öncelikle davanın usulden reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın feragat nedeniyle reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen mahkemece arabuluculuk ücretinin hatalı olarak davacı tarafa yüklediğini, davadan feragat hallerinde yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması ve kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından arabuluculuk gideri yönünden istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Kaza tarihinde ve poliçenin düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik:14/04/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin birinci fıkrasında; “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine ilişkin aşağıdaki hükümler uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 18. fıkrasında ise özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmayacağı düzenlemesi yer almaktadır. Kanunun bu özel düzenlemesi karşısında dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanma yeri bulamaz. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/23273 Esas, 2022/901 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Eldeki davada, dava öncesi davalı sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmiş olması karşısında ayrıca zorunlu arabuluculuğa başvurulması gerekmediği halde davacı yanca arabuluculuğa başvurulmuş olmasından dolayı ortaya çıkan ücretin davalıya yüklenmesi mümkün bulunmadığından, arabuluculuk ücretinin davacıya yüklenmesi doğru olmuştur.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2022 tarihli 2022/855 Esas ve 2022/1117 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davacıdan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 89,95-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davacı yanca yatırılan istinaf kanun yolu başvuru harcının hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/07/2023