Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/116 E. 2023/484 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/116
KARAR NO : 2023/484

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2022
NUMARASI : 2021/942 Esas – 2022/782 Karar

DAVA : Rücuen Tazminat (Makine Kırılması Sigorta
Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2016

BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2022 tarihli 2021/942 Esas – 2022/782 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, sigortalısı olan … A.Ş.’nin Çiğli’deki fabrikasında 08/07/2015 tarihinde davalının imalatçı-tedarikçi-montajcısı olduğu 2.25 ton kapasiteli gezer köprülü vincin kancasının yerinden çıkıp üzerine düşmesi sonucu “…” marka film sarma makinesinde ve bazı ekipmanlarında maddi zarar oluştuğunu, yapılan tespit ve alınan ekspertiz raporu ile zarara neden olan kancanın yerinden çıkarak düşmesinin sebebinin “davalının montaj hatası olduğunun” belirlendiğini, bu durumun davalının kendi ekipleri tarafından yapılan servis raporu ile de sabit olduğunu, hasarın tespitinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/159 D.İş sayılı dosyasında yapıldığını, müvekkilinin, sigortalısına zarar miktarı olan 169.526,95-TL’yi 04/11/2015 tarihinde ödeyerek onun hakkında halef olduğunu belirterek, 169.526,95-TL’nin 04/11/2015 ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalının halefi olmadığını, halefiyet hakkı kazanmadığını ve dava hakkının bulunmadığını, davaya konu olayın 08/07/2015 tarihinde saat:14.00 civarında gerçekleştiğini, davacının M-60367477-0-0 poliçe numaralı Makine Kırılması Sigorta Poliçesinin düzenleme tarihinin 08/07/2015 olduğunu, poliçenin düzenleme saatinin ve acentenin hazırladığı poliçenin davacı şirketçe onaylandığı ve geçerli olduğu zamanın davacının resmi ve değiştirilemez kayıtlarından bilirkişi incelemesi suretiyle belirleneceğini, davacının ilk ekspertiz tarihinin 08/07/2015 ve poliçeye göre peşinatın ödeneceği tarihin 08/07/2015 olduğunu, sigortalının önceki poliçe süresi dolduğu halde ya da geçerli bir poliçe bulunmadığı halde o güne kadar yapılmamış olan yeni makine kırılması poliçesinin 08/07/2015 tarihinde kazanın gerçekleşmesinden sonraki saatlerde düzenleme saati içermeyecek şekilde hazırlandığını, buna göre davacının sorumluluğu başlamadan rizikonun meydana geldiğini ve davacı tarafından ödenmemesi gereken sigorta tazminatının ödendiğini, bu bakımdan davacının sigorta tazminatı sorumluluğunun doğmadığını, ayrıca sigorta tazminatı bedeli ödendiği ileri sürülen sarma silindirinin demirbaş listesinde yer almadığını, dolayısıyla poliçeye göre bunun teminat kapsamında kalmadığını, ortada olduğunu, poliçe şartlarına aykırı uygulama yapıldığını, davacı tarafça düzenlettirilen ekspertiz raporunda hasarlandığı ileri sürülen makinenin imal tarihinin, yaşının ve satın alma tarihinin boş bırakılarak yazılmadığını, 15 yaş üzeri makinelerin teminat harici olduğunu, müvekkiline sigortalı tarafından usulüne uygun olarak süresi içinde bir ayıp ihbarının yapılmadığını, davaya dayanak yapılan ve müvekkili ekipleri tarafından düzenlendiği ileri sürülen servis raporunun gerçek dışı olduğunu, sunulan 09/07/2015 tarihli “taraflar arası tutanak” olarak tanımlanan adi yazılı kağıt altında tarafların imzalarının bulunmadığını, böyle bir belgenin düzenlenmediğini, davacının sigortalısının İş Yasası’na göre zorunlu olarak raylı sistem tavan vinci operatörlük belgesine sahip ehil bir personeli tarafından kullanılmamış olan vinçten kaynaklandığı ileri sürülen hasardan dolayı müvekkilinin sorumluğunun bulunmadığını, ayrıca imal tarihine göre yıpranma bedeli düşülmeden ödeme yapıldığını, hurda bedelinin dahi dava konusu istekten mahsup edilmediğini, ödeme tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, ticari faiz isteğinin de yasal dayanağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk derece mahkemesinin 08/05/2018 tarihli kararı ile “..ispatlanamayan davanın reddine…” şeklindeki karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine karşılık Dairemizin 21/10/2021 tarihli ve 2020/637 esas – 2021/1015 karar sayılı ilamı ile; “….Hal böyle olunca mahkemece, dosyanın iki makine mühendisi (vinç konusunda uzman), bir sigorta hesap uzmanından oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dava konusu uyuşmazlık hakkında taraf vekillerinin iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporlarına karşı itirazları ve dava konusu olayla ilgili daha önce yaptırılan tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu da ayrıntılı olarak incelenmek sureti ile, davalının, dava konusu makine kırılması poliçesine konu zarardan kaynaklanan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarı hususunun net olarak tespit edilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur… gerekçcesiyle HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 27/09/2022 TARİHLİ KARARI :
Mahkemece; “…Davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Makine kırılması hasarının yanlış işlemden olduğunu, hasarın 2 yıllık garanti süresi içerisinde olduğunu, hayatın olağan akışı gereği servis raporunda kanca değişim işleminin yüklenici tarafından yapıldığını, müvekkil şirket sigortalısı ile davalı firma arasındaki ilişki eser sözleşmesinin niteliğinde olduğunu, sigortalı iş sahibi, davalı firmanın ise yüklenici olduğunu, aralarındaki sözleşme gereğince, vincin imalat, montaj, bakım-tutum ve servis hizmetleri ile kullanım şeklinin ve aparatlarının değişim gereksinimlerinin davalı tarafça karşılandığını, eser sözleşmesi ve hukuki düzenlemeler gereğinin de servis raporunda, kanca değişim işleminin yüklenici tarafından yapıldığını, bilirkişinin de belirttiği üzere kaza, vincin iki yıllık garanti süresi içinde meydana geldiğini, mahkeme vinç konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak kanca değişiminin kimin tarafından yapılabileceği hakkında görüşün alınması gerektiğini, sigortalı firmanın kanca değişimi yapmadığını, bu konuda sigortalı firma ile de iletişime geçildiğini ve 18/04/2018 tarihli yazının mahkemeye sunulduğunu, iş bu belgenin dosyada mübrez olduğunu, sigortalı firmanın mekanik imalatlar yöneticisi tarafından imza edilen yazıda bu tür kanca aparat v.s. değişim işlemlerinin hali hazırda da icra eden “… .A.Ş.” elemanlarınca yapılmış olduğunun belirtildiğini, sigortalı firma, davalıdan eser sözleşmesi hizmeti aldığına göre ispat yükümlülüğü davacı tarafta değil aksine davalı tarafta olduğunu, bu dosyanın bir ceza dosyası olmayıp, davaya konu ilgili madde BK.471 ve BK. m 66 gereği kesin delile ispat yükümlülüğü bulunmayıp, aksine davalı servisin kusursuz olduğunu, zarara kendisinin önleyemeyeceği şekilde üçüncü bir kişinin neden olduğunu ispat etmek şartı ile kusursuz sorumluluğundan kurtulabildiğini, sonuç olarak illiyet bağı ve kusur gibi hususların araştırılmasına gerek bulunmaksızın davanın kabulü gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, makine kırılması poliçesinden kaynaklanan tazminatın davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasında 19/11/2014 tarihli tedarik sözleşmesi imzalandığı, bu kapsamda davaya konu rizikoya sebep olan vincin imalinin, otomasyonunun, aksesuarlarının imalinin, nakliyesinin, montajını ve devreye alınmasının kararlaştırıldığı görülmektedir. Her ne kadar dava dışı sigortalı şirket yetkilisi ile davalı şirket yetkili arasında tanzim edilen tutanağa göre vincin davalı tarafça montajından sonra dava dışı üçüncü kişi tarafından vince kanca takıldığının bildirildiği anlaşılmış ise de yukarıda anılan tedarik sözleşmesinin “Garanti” başlıklı sekizinci maddesinde söz konusu vincin iki yıllık garanti süresinin olduğu, riziko tarihinde bu sürenin halen dolmadığı, buna göre söz konusu garanti kapsamında vincin sebep olduğu kaza nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunduğu, sözleşme gereğince bu sorumluluğun başkasına devir edilemeyeceği, edilse bile bunun davacı sigortacıya karşı ileri sürülemeyeceği, vincin verdiği hasar nedeniyle oluşan dava dışı sigortalının zararından davalının sorumlu tutulması gerektiği, davalının sorumluluğunu sona erdiren halin varlığını ispatlayamadığı anlaşıldığından, bilirkişi heyeti raporunda hesap edilen tutardan davalının sorumlu tutulması ve davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan tüm maddi ve hukuki nedenlerden ötürü, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/09/2022 tarihli 2021/942 Esas ve 2022/782 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a)Davanın KISMEN KABULÜ ile; 95.663,86 TL maddi tazminatın, ödeme tarihi olan 04/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Alınması gereken 6.534,80-TL harçtan, başlangıçta davacı yanın yatırmış olduğu 2.895,09-TL peşin harçların mahsubu ile bakiye 3.639,70-TL harcın davalıdan Hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davacı yanca yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 2.895,09-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.924,29-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç)Davacının yargılama sırasında yaptığı 667,13-TL tebligat, posta masrafı ve 1.150,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.817,13-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1.399,19-TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
d)Davacı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden ( 95.663,86 TL) hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 15.306,22-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davalı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen dava değeri( 73.863,09 TL) üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 11.818,09-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre, 39,11-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı uhdesinde bırakılmasına,
g)Karar kesinleştiğinde resen kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE,

3-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
b-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan istinaf başvuru harcı 220,70-TL nin Hazineye gelir olarak kaydına,
c-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan istinaf başvuru harcı 220,70-TL ile 9,00-TL istinaf yargılama gideri olmak üzere toplam 229,70-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 23/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.