Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1098 E. 2023/1360 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1098
KARAR NO : 2023/1360

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2022
NUMARASI : 2022/340 Esas – 2022/765 Karar
DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 23/02/2015
BAM KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2022 tarihli 2022/340 Esas ve 2022/765 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı – temlik eden … Ltd. Şti. vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın … Şubesi ile … Ltd. Şti. arasında 150.000.00-TL genel ticari kredi sözleşmesine istinaden … numaralı kredi hesabından 25.000.00-TL KOBİ –KMH kredisi kullandırıldığını, kredinin ödenmemesi üzerine kredi hesabının 10.10.2012 tarihinde 27.188.00-TL olarak kat edildiğini, 30.06.2008 düzenleme tarihli sözleşmeye istinaden şirkete verilen çeklerden karşılıksız çıkan 2 adet çek için banka sorumluluk tutarının ödenmesi nedeniyle 1.188.62-TL borç kat edilerek müvekkil aleyhine İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2012/13256 E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığını, itiraz üzerine İzmir 10. ATM 2012/674 E., 2013/153 K. Sayılı dosyası itirazın iptali davası açılarak sonuçlandırıldığını, ayrıca … Ltd. Şti. keşideli … … Şubesi … no.lu 31.07.2012 tarihli 75.000.00-TL bedelli çekin bankaya verilmesine karşılık 75.000.00-TL kredi kullandırıldığını, çekin karşılıksız çıkması üzerine, 30.03.2012 vadeli … Ltd. Şti. ne 25.000.00-TL bedelli senedi tahsil ederek kredi borcuna mahsup edildiğini, kalanı ise 53.012.00-TL olarak tahsil ederek kredi borcunu tasfiye ettiğini, bu durumun İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/674 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, 75.000.00-TL bedelli çeke karşılık 53.012.00-TL tahsil edilmiş olmasına rağmen, çekin keşidecisine iade edildiğinin öğrenildiğini, bu durumun şirketi zarara uğrattığını, çek bedeli bakiyesini, tazminatını ve faizini tahsil etme imkanını ortadan kaldırdığını, açıklanan nedenlerle 75.000.00-TL bedelli çekin 53.012.00-TL tahsil edrilerek keşidecisine iade etmesi nedeniyle oluşan 21.988.00-TL çek bakiye alacağı, 7.500.00-TL çek tazminatı olmak üzere toplam: 29.488.00-TL alacağın akdi faizi ile birlikte, davaya konu çekin keşidecisine iade edildiği tarih itibariyle İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2012/13256 E. Sayılı takip dosyası ve itirazın iptali isteminin karara bağlandığı İzmir 10. ATM 2012/674 E., 2013/153 K. Sayılı dosyasına konu borç miktarlarının nazara alınarak, 29.488,00-TL alacağın mahsup edilmiş olsa olsa idi ödemek zorunda kalmayacağı ve bu sebeple müvekkilin haksız olarak fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı ve kalacağı borç ve ferileri ile, yargılama harç ve giderleri, vekalet ücreti, icra inkar tazminatı vs. nin tespiti için çekin iade edildiği tarihten itibaren akdi faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacı şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Dava konusu alacağın bila tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile …’a devredildiği davacı vekili tarafından 11.07.2017 tarihli dilekçe ile mahkemeye bildirilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile banka arasında akdedilen sözleşmeye istinaden 25.000.00-TL kefalete dayalı KMH kredisi ve çek, senet karşılığı olarak 75.000.00-TL kredi kullandığını, davacının vermiş olduğu 25.000.00-TL senedin gününde ödendiğini, ancak keşidecisi ….. Ltd. Şti. olan 31.07.2012 tarihli çekin karşılıksız çıktığını, davacının ibraz tarihinden sonra 53.000.00-TL ödemeden arta kalan tutar ve %10 tazminatını talebi ile işbu davayı açtığını, öncelikle davacının bu talebinin zamanaşımına uğradığını, çekin 31.07.2012 tarihli olup, kısmi ödemenin 10.08.2012 tarihinde yapıldığını, davacıya borcuna ilişkin ihtarnamenin 11.10.2012 tarihinde gönderildiğini ve 02.11.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının imzalamış olduğu sözleşmenin 9. Maddesinde: bankanın bu hususta sorumluluğunun olmadığı hükmü bulunduğunu sözleşmenin bu hükmünde davacının bankaya vermiş olduğu senet ve çekleri tahsil edip etmemekte serbesti tanındığını, banka isterse kendisine teslim edilmiş senetleri tahsil edecek isterse borcun ödenmesini direk kredi borçlusundan talep edebileceğini, 31.07.2012 tarihinde davaya konu çekin takasta olduğu gün davacı çekin takastan çekilmesiyle ilgili talimat gönderdiğini, bu durumun bankaca çekin hatır çeki olabileceği şüphesi uyandırdığını, çeke karşılıksız kaşesi basıldıktan sonra 10.08.2012 tarihinde çek keşidecisi çekin hatır çeki olduğunu, davacıya ulaşamadığını, davacının çeki ödeyemeyeceğini, çekinin yazılmış olmasının kendi ticari itibarını da zedeleyeceğini, çekin iadesi kaydıyla davacının kalan kredi borcunu kapatacağını bildirdiğini, davacı hakkında İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2012/13256 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davacının itiraz ettiğini, açılmış olan itirazın iptali davasında taraflarına gönderilen cevap dilekçesi ekinde davaya konu çekin fotokopisinin de eklendiğini ve çek üzerinde teminat çekidir ibaresi bulunmadığını, eğer çek her iki şirket arasında ticari bir ilişkiden kaynaklanıyorsa bu durumun tarafların ticari defterlerinde de yer alması gerektiğini, çek aslı keşideciye iade edilmiş olsa da keşidecinin 53.000.00-TL alınarak çek aslının iade edildiği banka kayıtlarında sabit olup, çek tazminatını ancak ibraz tarihi itibariyle yetkili hamil talep edebileceğini, ibraz tarihinde yetkili hamilin banka olduğunu, bankaca çek tazminatı tahsil edilse bile davacının bu tazminat tutarını borcundan düşülmesini talep hakkı bulunduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep ettiğini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 06/11/2018 TARİHLİ ve 2015/249 ESAS, 2018/1120 KARAR SAYILI KARARI:
Mahkemece;”…. tahsil eden davalı bankaya ait olacağından, iş bu miktarın davacı şirketin kredi borcundan mahsubunun söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
DAİREMİZİN 24/03/2022 TARİH VE 2020/789 ESAS, 2022/531 KARAR SAYILI KARARI: “….1-6098 Sayılı TBK’nun 183. maddesi (818 sayılı BK’nun 162.maddesi) gereğince kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. HMK’nun 125/2. maddesi (HUMK’nun 186. Maddesi) gereğince de davanın açılmasından sonra dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. Bu hükme göre dava, davayı devralan üçüncü kişi ile davalı arasında devam edecektir. Bunun için davalının bu konuda karar vermesi veya devralan üçüncü kişinin davacı yerine geçmesi için onayı aranmaz. (Yargıtay 15.H.D. 23.06.2016 tarih, 2015/5589 E. – 2016/3663 K. sayılı ilamı da aynı doğrultudadır).
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesine göre hakim, Türk hukukunu re’sen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Yine HMK’nın 297. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekilinin, dava dilekçesindeki taleplerinden birisi de, İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/674 Esas, 2013/153 Karar sayılı itirazın iptali dosyasında verilen kısmen kabul kararı nedeniyle ödenmek zorunda kalınan fazla bedelin de tahsili olup, mahkemece davacının bu talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacı vekili yargılama sırasında bu talebe ilişkin davaların geri aldıklarını beyan etmiş ise de, davalı vekili geri almaya muvafakat etmemiştir.
Şu durumda, dava dilekçesinde talep edilen anılı talep yönünden HMK’nın 297/2 maddesine aykırı olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3-Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Harçlar Kanunu’nun 30’uncu maddesinde peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409’uncu maddesinde (HMK’nun 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulmasının, noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu, aynı Kanun’un 32’nci maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki, İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/674 Esas, 2013/153 Karar sayılı itirazın iptali dosyasında verilen kısmen kabul kararı nedeniyle ödenmek zorunda kalınan fazla bedelin de tahsiline ilişkin talebinde dava değeri bildirmediği gibi bu husus HMK nın 31. Maddesi uyarınca davacı vekiline açıklattırılıp, eksik harcın da tamamlatılmadığı görülmüştür.
Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin 11/07/2017 tarihli dilekçesindeki beyanında davaya konu alacağı, bila tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile …’a devrettiğini bildirdiği gözetilerek, …’ın, müddeabih devreden davacı şirketin yerine geçtiği kabul edilip Harçlar Kanunu’nun anılan maddeleri gereğince eksik harcın tamamlanması için …’a usulüne uygun şekilde süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esasa ilişkin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin, münhasıran kamu düzenine ilişkin nedenlerden ötürü kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’ nın 353/(1)-a-4. maddesi gereğince dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU KARARI:
Mahkemece; “….Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 21.988,00-TL alacağın 10/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, çek tazminatı isteminin ve İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/674 Esas ve 2013/153 Karar sayılı itirazın iptali davasında verilen kısmen kabul kararı nedeniyle ödenmek zorunda kalınan fazla bedelin tahsiline ilişkin istemin reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … Tic. Ltd. Şti.’nın kullanmış olduğu KMH kredisi ise ödenmediğini, borçluya borcuna ilişkin 11.10.2012 tarih ve 13582 yevmiye sayılı ihtarname İzmir 22. Noterliği kanalıyla gönderildiğini, ödeme yapılmadığı için borçlu … Ltd. Şti hakkında İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2012/13256 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, alacağı temlik eden borçlu tarafça takibe itiraz edildiğini, İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/674 E. 2013/153 K. sayılı kararı ile itirazın kısmen iptaline karar verildiğini, davayı temlik eden … Ltd. Şti. fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla karşılıksız kaşesi yiyen bu çekle ilgili ibraz tarihinden sonra yapılan 53.012.-TL’sı ödemeden arta kalan 21.988-TL’sı bakiye çek alacağını ve 7.500.000.TL’sı olan % 10 çek tazminatının tahsili; çekin keşideciye iade edildiği tarih itibariyle bakiye çek bedeli ve çek tazminatı toplam tutarı 29.488.-TL’sı alacağın KMH kredisinden kaynaklı borçtan mahsup edilmiş olması halinde İzmir 19. İcra Müdürlüğü’nün 2012/13256 sayılı dosyasından ödeme yapmak zorunda kalmayacağını ve bu sebeple haksız olarak fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı ve kalacağı borç ve ferileri ile yargılama giderleri, vekalet ücreti, icra inkar tazminatı vs.’nin tespiti ile çekin iade edildiği tarihten itibaren akdi faizi ile birlikte tahsili talebiyle dava açtığını, dava devam ederken davaya konu alacak … Ltd. Şti. tarafından üçüncü kişi …’a temlik edildiğini, mahkeme tarafından bilirkişi incelemesinin yaptırıldığını, bilirkişilerce kısmi tahsilat sonrası çekin keşidecisine iade edilmesinin, davacının kambiyo senetlerine mahsus takip yapmasının imkansız hale gelmesine neden olunduğunu ve bunun da 21.988.00-TL’sının tahsilinin imkansız hale getirdiğini, çek tazminatının tahsil edilse bile davacının borcundan mahsup edilemeyeceğini, davacının diğer talebi yönünden ise tahsil edilmeyen bir tutarın kredi borcundan mahsup edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle fazladan ödemeye yönelik talebin yerinde olmadığı yönünde görüş bildirdiklerini, mahkeme tarafından, kısmi tahsilat yapıldıktan sonra çekin keşidecisine iade edilerek tahsil edilmeyen kısım ile ilgili olarak alacağı temlik eden … Ltd. Şti’nin kambiyo senetlerine dayalı takip ve tahsil imkanının ortadan kaldırıldığına ve böylece davacının 21.988-TL zarar uğramasına neden olunduğuna ve zarardan müvekkilin sorumlu olduğuna hükmettiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarının kabul edilmemiş olmasının yerinde olmadığını, çekin arkasına karşılıksızdır yazısı yazıldıktan sonra keşideci müvekkile başvurduğunu ve çekin kendisine iadesi karşılığında davacının borcunu ödeyeceğini, çekin hatır çeki olduğunu bildirdiğini, kısmi tahsilat çekin iade edilmesi karşılığında gerçekleştiğini, ayrıca aynı gün çek keşidecisi üçüncü kişi, keşidecisi davacı lehdarı … San. Tic. Ltd. Şti. olan 31.07.2012 tarihli 50.000.-TL’sı bedelli bir adet çekini yazdırdığını, bu durumda çek keşidecisi üçüncü kişinin davaya konu çekin hatır çeki olduğu iddiasını desteklediğini, alacağı temlik eden … Ltd. Şti’nin kısmi tahsilat yapılarak zarara uğratıldığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını, mahkemenin bakiye çek bedelinden müvekkilin sorumlu olduğu yönündeki kararı yerinde olmamakla birlikte kararın bakiye çek bedelinin 10.08.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili yönündeki bölümünün de hatalı olduğunu, davacının her iki talebiyle ilgili olarak yargılama giderinin yapıldığını, davacının ikinci talebi yönünden de bilirkişi incelemesinin yaptırıldığını, bu nedenle yargılama giderine hükmedilirken her iki talep yönünden de giderlerin eşit paylaştırılması, reddedilen talep yönünden yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması, kısmi kabul edilen talep yönünden de kabul ve red oranına göre hüküm kurulmasının gerektiğini, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul ile kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yargılama yapılıp hüküm verilmesine, taraflar arasında akdi ilişkinin bulunmasına, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmasına, davanın zamanaşımına uğramamasına, davalı bankanın kısmen tahsil ettiği çeki keşidecisine teslim etmesinin, davacının kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kullanmasına engel olması nedeniyle davalının sorumluluğuna yol açmasına ve davalı bankanın bakiye çek bedelinden sorumlu bulunmasına, davalı bankanın davaya konu çeki 10/08/2012 tarihinde dava dışı keşideciye teslim etmesine, zararın anılan tarihte oluşmasına, yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenmesine göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı banka vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2022 tarihli, 2022/340 Esas ve 2022/765 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalıdan alınması gereken 1.502,00-TL istinaf karar harcından peşin alınan 375,50-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.126,50-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davalıdan alınan 492,00-TL’ nin Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 21/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.