Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1071 E. 2023/1003 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1071
KARAR NO : 2023/1003

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2022 (Dava) – 04/04/2023 (Karar)
NUMARASI : 2022/1369 Esas – 2023/217 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2023 tarihli 2022/1369 Esas ve 2023/217 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin ticaret şirketine özgü zorunlu ticari defterlerinden olan ortaklar pay defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defterinin 2022 yılı ve öncesine ait tüm kayıtlarının ziyaa uğradığını, 24.11.2022 tarihinde ilçede yaşanan yağmur ve yoğun hava muhalefeti etkisi ile limited şirket merkezinin bulunduğu adresin sel ve taşkın yağmur sularından etkilendiğini ve bodrum katında bulunan ortaklar pay defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defterinin ziyaa uğramasına sebep olduğunu, müvekkilinin ticari işletmesinde bulunan resmi evraklar ve ticari defterler zayi olduğundan Türk Ticaret Kanunu m. 82/d-7 uyarınca mahkemeden ilgili belge ve defterlerin zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, müvekkili şirkete ait 2022 yılı ve öncesi kayıtlarını içeren ortaklar pay defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri, ticari defterlerin zayi olduğuna dair kendilerine zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Bodrum Belediye Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında, davacı … Ltd. Şti.’nin şikayet kaydının bulunmadığının bildirildiği, yapılan yargılama, dava dilekçesi ile eki belgelerin incelenmesinden; her ne kadar, davacı vekili ticari işletmeye ait genel kurul toplantı ve müzakere defteri, pay defteri ve karar defterinin 24/11/2022 tarihinde arasında meydana gelen yağış nedeniyle, zayi belgesi verilmesi talebinde bulunmuş ise de, davacı vekilinin yaşanan sel felaketi nedeni ile herhangi bir kuruma müracaat edilmediğini, tutanak tanzim edilmediğini ve fotoğraf da çekilmediğini beyan ettiği, Bodrum Belediyesine yazılan müzekkere cevaplarında da davacının herhangi bir başvurusunun olmadığı yönünde cevap verildiği, TTK ‘daki düzenlemeye göre ticari defterlerin zayi edilme sebebi ile zayi belgesi verilmesi sebeplerinin belirlenmiş olduğu, zayi belgesi talep eden davacı şirketin basiretli bir tacir olarak defterlerinin muhafazasında kusurlu olduğu anlaşılmakla, davacı şirketin zayi belgesi verilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmekle, DAVANIN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Kendilerine zayii belgesinin verilmesi için tutanak tanzim etme, fotoğraf çekme veya belediyeye herhangi bir başvuru yapma zorunluluğu bulunmadığını, herhangi bir kuruma başvuru yapma şartının yasada dava şartı olarak öngörülmediğini, buna rağmen davanın hukuka aykırı olarak reddedildiğini, zayii belgesi verilmesi için dava açılması şartlarının yasada tahdidi olarak sayıldığını, ilgili hükümde sayılan şartlardan biri olan su baskını afeti gerekçesiyle yasal on beş günlük süre içerisinde işbu davayı açmış olmalarına rağmen davanın yerel mahkeme tarafından yapılan eksik inceleme sebebiyle reddedildiğini ve müvekkili şirketin hak kaybına uğradığını, müvekkilinin belgelerini muhafaza etmek için gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen yaşanan yoğun sel baskını nedeniyle belge ve defterlerinin zayii olmasına engel olamadığını, defterlerinin muhafazasında kusurlu olsa bile bu durumun kendilerine zayii belgesi verilmemesi için bir hukuka aykırılık teşkil etmediğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK 82/7. maddesinde zayi sebepleri tahdidi olarak sayılmamıştır. Diğer bir deyişle; maddede geçen “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi” denilmek suretiyle bu gibi olayların benzerlerinin de bu kapsama girebileceği anlatılmaktadır. Bu meyanda, tacirin elinde olmayan benzer olaylar da maddenin kapsamı içindedir. Ancak, hangi olaya dayandırılsa dayandırılsın zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkça aykırı düşmemesi gerekir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, ticari belgelerin, tacir tarafından kullanılan binanın bodrum katında saklanmış olması her zaman basiretsiz davranmış olduğu şeklinde yorumlanamaz ise de, tüm dosya kapsamına göre, davacı basiretli davranma yükümlülüğü altına bulunmasına rağmen, yağmur sonucu ticari defter ve belgelerinin zarar gördüğüne dair herhangi bir tutanak, belediye ya da itfaiyeye başvuru, fotoğraf veya tespit raporu sunmadığı, iddialarının samimi ve inandırıcı olması gerekmekle birlikte, iddialarına dair hiçbir delil sunmadığı, bahse konu ticari kayıtların su basması neticesinde zayi olduğuna dair salt soyut beyanının ispata yeterli görülmediği gibi, davacının eylem ve iddiaları değerlendirildiğinde; davacının kanunen saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri muhafaza etmek için basiretli bir tacirin alması gereken tedbirleri aldığını ve özen görevini yerine getirdiğini de ispat edemediği, bir başka deyişle; sözkonusu belgelerin sel nedeniyle ziyaa uğradığını ispat edemediği gibi, zayi olmasında kusuru olmadığını da ispat edemediği anlaşılmakla, zayi belgesi verilmesi şartlarının oluşmadığına dair mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir (Aynı yönde bknz. Yargıtay 11. HD 2019/663 E.- 2019/7589 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1369 Esas – 2023/217 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/06/2023