Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1033 E. 2023/950 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1033
KARAR NO : 2023/950

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2022 (Dava) – 21/09/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/529 Esas – 2022/1266 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 07/06/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2022 tarihli 2022/529 Esas ve 2022/1266 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili bankadan 17.05.2018 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden kredi kullandığını, bahse konu kredi sözleşmesinde davalılardan …’ın da müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, ancak kredinin geri ödemesinin sözleşmede yer aldığı şekilde gerçekleşmediğini, bunun üzerine davalı tarafa 10.02.2021 tarihli ihtarname ile hesap katının bildirildiğini, bu ihtara rağmen herhangi bir ödeme olmayınca müvekkili banka tarafından ihtiyati haciz kararı ile birlikte Manisa 1. İcra Müdürlüğünün 2022/2542 sayılı ilamsız icra takibine başlandığını, davalının 17.03.2022 tarihinde vekili aracılığı ile takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin takip talebinde yazılı şartlar ile devamına, borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, itirazın iptali davası açılabilmesi için dava şartı niteliğinde olan geçerli bir itirazın bulunmadığını, zira Manisa 1. İcra Dairesinin 2022/2542 sayılı dosyası incelendiğinde; işbu dava tarihinden önce 27/04/2022 tarihinde vekaletnameyle birlikte itirazdan feragat dilekçesi sunulduğunun görüleceğini, söz konusu borca itirazdan feragatleri akabinde açılan işbu davada dava şartının sağlanmamış olduğunun ve davacı yanın hukuki yararının bulunmadığının ortada olduğunu, esasa dair itirazlarına dahi gerek olmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının henüz ipotekli taşınmazlar paraya çevrilmeden ve ipotek bedelleri borcun üzerinde olduğu sabitken ilamsız icra yoluna başvurmasının hukuka aykırı olduğunu, işbu kredi sözleşmesi çerçevesince … aleyhine başlatılan takibin asıl borçlunun temerrüde düşürülmemesi sebebi ile ayrıca yasaya ve usule aykırılık teşkil ettiğini, davacı … lehine tesis edilen ipoteğin müvekkili …’ın kefaletinin de teminatını kapsaması sebebiyle kefile başvuruda İİK 45.madde hükümlerinin geçerli olacağını beyanla, davanın reddine, davacı yan aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI :
Mahkemece, “…..6100 Sayılı HMK’nın, 114/1-h maddesi ile; ‘Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması’nın dava şartı olarak düzenlenmiş olduğu, itirazın iptali davası açılabilmesi için geçerli ve devam eden bir itirazın bulunması ve itiraz nedeniyle takibin durması, bu nedenle alacaklının alacağın tahsiline yönelik işlemlere devam edememesinin gerekli olduğu, İcra İflas Kanunu’nda icra takibine itirazdan feragat edildiğinde, durumun alacaklıya bildirilmesi gerektiğine dair hüküm bulunmadığı, icra takibine itirazdan feragat edildiğinde, feragatin sonuç doğurması kabule bağlı olmadığından, itiraz ile duran takibe devam edilebileceği, dosya içeriği ve Uyap sistemi üzerinden gönderilen Manisa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2022/2542 sayılı dosya içeriği incelendiğinde, davacı tarafça toplam 481.430,35-TL alacağın tahsili amacıyla 11/03/2022 tarihinde, davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalıların borca itirazı nedeniyle 18/03/2022 tarihinde takibin durmasına karar verildiği, davalılar vekilinin 14/04/2022 tarihli dilekçesi ile; ‘Yukarıda esas numarası yazılı dosyadan müvekkiller aleyhine başlatılan takipte, 17/03/2022 tarihinde tarafımızca borca, faize ve feri’lerine itiraz edilmiştir. Bu kez 17/03/2022 tarihli borca itirazlarımızdan feragat ediyoruz. Gereğinin yapılmasını talep ederiz.’ açıklaması ile itirazlardan feragat edildiği, açıklamanın UYAP sisteminde ‘CZM_VEKALETNAME’ olarak eklendiği, taraflar arasındaki arabuluculuk uzlaşmazlık son tutanağının aynı tarihte olmak üzere 14/04/2022 tarihinde imzalandığı, davanın 24/05/2022 tarihinde açıldığı, borçlu taraflarca icra takibine itirazdan feragat edilmiş olması nedeniyle, durmaya devam eden bir takipten söz edilemeyeceğinden, davacının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla; davanın, 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “….Davanın açılmasına sebebiyet verenin davalılar olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, itirazdan feragat edildiğine dair beyanın tebliğ edilmediğini, borçlu tarafın icra takip dosyasına itirazdan feragat ettiğine dair beyanda bulunurken bu beyanının alacaklı tarafa da tebliğ edilmesini talep etmesi gerektiğini, böyle bir talepte bulunmadan itirazdan feragat ettikleri beyanında bulunduklarını, bu sebeple itirazdan feragatten haberi olmayan alacaklı müvekkili bankanın itirazın kaldırılması için ikame etmiş olduğu dosyada hukuki bir yararının olmadığından söz edilemeyeceğini, müvekkilinin, takip dosyasının itiraz üzerine durduğunu düşündüğünü, itirazdan feragate ilişkin müvekkili bankanın bir bilgisi olmadığını, bu sebeple de davanın reddine karar verilmesinin ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, itirazdan feragatin ardından icra müdürlüğünce tensip kararı verilmediğini, itiraz edilmiş bir icra takibini tensip kararı ile durduran icra müdürlüğünün, itirazdan feragat beyanına rağmen durmuş takibin devam ettiğine ilişkin bir karar tesis etmemişken işbu itirazın iptali davasının hukuki yararları olmaması sebebiyle yerel mahkemece reddedilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, icra dosyası bünyesinde işlemlerin tek taraflı olarak yürütülmesinin açıkça görüleceği üzere müvekkili bankanın birtakım mağduriyetler yaşamasına sebebiyet verdiğini, itirazdan feragat beyanının vekaletname başlığı altında gönderildiğini, işbu davanın davalısı taraf vekilinin itirazdan feragat ettiğine ilişkin beyanını 17/03/2022 tarihinde icra takip dosyasına vekalet başlığı altında sunduğunu, feragat beyanının adeta gizlendiğini, takibin akıbetini değiştirebilecek nitelikte olan bu beyanın vekaletname sunuluyormuş gibi icra takip dosyasına gönderilmesinin uygun olmadığını, mahkeme ilamının hukuka aykırı olduğundan kararın ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi sözleşmesine dayalı alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın usulden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığa konu icra takibinin 11.03.2022 tarihli olup, takibe itirazın 17.03.2022 tarihinde yapıldığı, davanın açılış tarihinin 24.05.2022 olduğu ve takibe itirazdan feragatin ise 14.04.2022 tarihli olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, davanın konusu olan takibe itirazdan, davadan önce feragat edilmiş olması halinde, itiraz üzerine duran bir icra takibi bulunmadan itirazın iptali davası açılmış olacağından, davanın “dava şartı yokluğundan” reddi kararı verilmesi gerekir.
Davanın dayanağı olan icra takibi dosyasındaki “takibe itirazdan feragat” dilekçesi incelendiğinde; kayıtsız ve şartsız olarak feragat beyanı içerdiği, feragat dilekçesini davalılar vekilinin Uyap üzerinden “vekaletname” başlığı altında göndermiş olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, her ne kadar davalı tarafça bahse konu feragat dilekçesinin vekalet başlığı altında Uyap’tan gönderilmesi tercih edilen bir davranış değil ise de, davacı vekilince de dava açılmadan önce dava ile ilgili tüm belgelerin, özellikle de karşı tarafça eklenen son belgelerin de incelenerek dava açılması gerekirken, belgelerin içeriği incelenmeden, takibe yönelik geçerli bir itiraz varmış gibi dava açılmış olduğu anlaşıldığından, buna göre mahkemece dava şartları bakımından “dava tarihi itibariyle” değerlendirme yapılmasında ve itirazın iptali davası bakımından bir dava şartı niteliğinde bulunan “takibe yönelik geçerli bir itiraz” ın bulunmaması (ve dolayısıyla takibin durmakta olduğundan söz edilemeyecek olması) nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davacı tarafın ulaşımına açık UYAP kayıtları incelenmeksizin açılmış dava bakımından davalı tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiği de söylenemeyeceğinden, dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesinde de usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 11. HD 2021/2381 E.-2022/1457 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/529 Esas – 2022/1266 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 99,20-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/06/2023