Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1022 E. 2023/1001 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1022
KARAR NO : 2023/1001

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2023 (Talep) – 17/03/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/61 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/61 Esas sayılı dosyasından verilen 17/03/2023 tarihli ara kararın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA/İHTİYATİ TEDBİR TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile ablaları olan diğer davalı şirket ortakları … ve …’nın müşterek babaları …’in 25.07.2022 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa …’in sağlığında yaptığı hisse devirleri ile 148.960 adet şirket hissesini müvekkili …’e devrettiğini, şirket payının devrine ilişkin olarak yapılan 10.01.2017 tarihli hisse devir sözleşmesi ile bu sözleşmeye göre müvekkiline devredilen şirket hisselerini temsil eden geçici ilmühaberlerin müvekkilinde mevcut olduğunu, diğer yandan, müvekkilinin bu hisse devrinden önce şirkette 4901 adet payının mevcut olduğunu, hisse devri sonucunda şirketteki paylarının 153.861 adede çıktığını, bunlara ilaveten, müşterek babaları …’in vefatı sonucunda, müteveffanın şirkette sahip olduğu 376.159 adet pay için müvekkilinin 1/3 miras hissesine tekabül eden 125.386 adet payın da müvekkiline intikali sonucunda, müvekkilinin an itibariyle şirkette 279.247 adet payının mevcut olduğunu, bu suretle şirket sermayesinin %52,50’sine tekabül eden miktarda payların sahibi olduğunu, ablaları olan diğer şirket ortaklarının her birinin ise %23,75’er oranda paylarının olduğunu, davaya konu 30.12.2022 tarihli genel kurulda alınan yok hükmündeki kararlar ile, müvekkili dışındaki şirket ortakları … ile …’nın kendilerini yönetim kurulu üyeliğine seçtirdiklerini ve şirketi münferiden temsile yetkili olduklarını, oysa pay devrinden sonra yapılan ve diğer şirket ortaklarının da katıldığı tüm şirket genel kurullarında, müvekkiline devredilen payların hazirun cetvellerinde aynen yer aldığını, bu durumun diğer ortakların da bilgisi dahilinde olduğunu, öngörülenin aynen gerçekleştiğini ve 30.12.2022 tarihinde yapılan genel kurulda diğer şirket ortakları tarafından pay defteri kayıtları tahrif edilmek suretiyle gerçeğe aykırı pay oranları üzerinden hazirun cetveli düzenlenerek müvekkili …’in şirketteki hisselerinin gasp edildiğini, 30.12.2022 tarihli genel kurul toplantısına gidildiğinde, kendileri tarafından önceden tahmin edildiği üzere, çağrıyı yapan … ve … tarafından hazırlanan hazır bulunanlar listesinde müvekkili …’in pay adedi ve tutarının gerçeğe aykırı olarak olması gerekenin çok altında gösterildiğinin fark edildiğini, 30.12.2022 tarihinde yapmış oldukları tüm itiraz ve muhalefet şerhlerine rağmen hakka ve hukuka açıkça aykırı şekilde genel kurul toplantısı yapıldığını, anılı toplantı ile hazırlanan genel kurul toplantı tutanağına gerekli tüm muhalefet şerhlerinin işlendiğini, pay defteri üzerinde yapılan incelemede, müvekkilinin babası müteveffa … tarafından sağlığında 10.01.2017 tarihinde müvekkiline yapılan 1.489.600-TL değerinde 148.960 adet hisse devrine ilişkin pay defteri kayıtlarının üzerinin diğer şirket ortakları ile vekilleri tarafından kırmızı kalemle çizildiği ve bu şekilde müvekkiline devredilen hisselere ilişkin kayıtların tahrifat suretiyle yok edilerek müvekkiline ait hisse adedinin gerçeğe aykırı bir şekilde azaltıldığının fark edildiğini, müvekkilinin gasp edilen hisselerinin diğer şirket ortakları … ile …’ya paylaştırıldığını ve böylelikle müvekkilinin şirket sermayesindeki çoğunluğunun yokmuş gibi gösterilmesi suretiyle 30.12.2022 tarihli toplantıda alınan kararlar ile diğer ortaklar tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde şirket yönetimine el konulduğunu, müvekkilinin talebine istinaden toplantıya katılan bakanlık temsilcisinin maalesef tüm bu hukuksuzluklara engel olamadığını ve sessiz kaldığını, diğer şirket ortakları … ve …’nın pay defteri kayıtlarının üzerini kırmızı kalemle çizerek müvekkilinin şirketteki paylarını gasp etmelerinin cezai sorumluluklarını gerektiren haksız bir eylem olduğunu, bu konuda her türlü yasal yollara başvurma haklarının saklı olduğunu, müvekkiline yapılan hisse devrini yok etmelerinin mümkün olmadığını, tüm belgelerin müvekkilinde mevcut olduğunu, incelendiğinde, hisse devrinin gerçek ve geçerli olduğunun son derece net bir şekilde anlaşılacağını, kayıtların tahrifat suretiyle yok edilmesi suretiyle müvekkiline ait hisse adedinin gerçeğe aykırı bir şekilde azaltılması sonucunda, bahsi geçen gerçeğe aykırı pay defteri kayıtlarına istinaden düzenlenen hazır bulunanlar listesine göre yapılan 30.12.2022 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların karar nisabı yokluğundan dolayı yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin gerçek durum itibariyle şirket sermayesinin %52,49’u oranında payı olduğundan, 30.12.2022 tarihli genel kurulda müvekkilinin olumlu oyları olmaksızın hiçbir karar alınmasının mümkün olmadığını, itirazlarının toplantı tutanağına şerh düşüldüğü gibi, toplantıda alınan tüm kararlara aykırı oy kullanılmak suretiyle her gündem maddesine bu hususta muhalefet şerhi de düşüldüğünü, müvekkilinin olumsuz oyları nedeniyle, toplantıda alınan kararların karar nisabı yokluğundan dolayı esasen alınmadığını ve yok hükmünde olduğunu, diğer yandan müvekkili adına TTK m. 420/1 uyarınca finansal tablolara ilişkin müzakerelerin ertelenmesi talep edilmiş olmasına rağmen ertelenmediğini ve TTK m. 420/1 hükmüne aykırı olarak bu konularda karar alındığını (11. HD. T. 12.12.2016, 2016/2098 E.-2016/9484 K.), 7 numaralı gündem maddesinde alınan karar ile, daha önce yönetim kurulu üyesi olan …’in tekrar yönetim kuruluna seçildiği gibi, 5 numaralı günden maddesi ile de önceden geçici yönetim kurulu üyesi olan …’nın üyeliğinin onaylandığını, finansal tabloların müzakeresi ile bağlantılı olan bu konularda erteleme taleplerine uyulmayarak karar alınmış olmasının TTK m. 420/1 hükmünün açık ihlali olup ayrıca iptal sebebi olduğunu, dolayısıyla yok hükmünde olmakla birlikte ayrıca burada belirtilen sebeplerle iptale tabi olduklarının da açık olduğunu, … tarafından tek başına karar alınması mümkün olmadığı gibi, o tarihte yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin elden dolaştırma yoluyla karar alınmasını kabul etmemiş olması nedeniyle 30.12.2022 tarihli genel kurul çağrısına ilişkin yönetim kurulu kararı ve dolayısıyla buna bağlı olarak genel kurulda alınan tüm kararların yok hükmünde olacağını, genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin TTK m. 449 hükmünde; “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” düzenlemesinin yer aldığını, hisse devrinin gerçek ve geçerli olduğunu, bu hisse devrinin geçersiz olmasını gerektiren hiçbir sebep olmadığını, mevcut hukuksuzluklarının önüne geçebilmenin ve adaleti tesis etmenin tek yolunun, 30.12.2022 tarihli genel kurulda alınan kararların yargılama süresince TTK m. 449 hükmüne göre yürütmesinin durdurulması olduğunu, dolayısıyla 30.12.2022 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğu aşikar olduğundan davanın esasına girilmeden önce TTK m. 449 uyarınca söz konusu kararların yürütmesinin geriye bırakılmasını talep ettiklerini, davanın esasına girilmeden öncelikli olarak, davalı şirketin 30.12.2022 tarihli genel kurul toplantısında diğer şirket ortakları … ve … tarafından davalı şirketin pay defterinde tahrifat yapılmak suretiyle düzenlenen hazır bulunanlar listesinde yer alan gerçeğe aykırı pay adet ve oranları ile alınan yok hükmündeki kararların TTK M. 449 uyarınca yürütmesinin durdurulmasına, müvekkilinin dava tarihi itibariyle davalı şirkette şirket sermayesinin % 52,49’una tekabül eden 279.247 adet pay sahibi olduğunun tespitine, müvekkilinin şirketteki pay oranının %33,33’e düşürülmesi suretiyle gerçeğe aykırı olacak şekilde düzenlenen pay defteri kayıtlarının silinmesine ve pay defteri kayıtlarının müvekkil …’in şirket sermayenin %52,49’una tekabül edecek şekilde 279.247 adet paya sahip olduğu şeklinde düzeltilmesine, diğer şirket ortakları tarafından pay defterinde tahrifat yapılmak suretiyle oluşturulan gerçeğe aykırı pay adet ve oranlarının yer aldığı hazır bulunan listesi ile yapılan davalı şirketin 30.12.2022 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararların yoklukla sakat olduğunun tespitine ve olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Davalı şirket yönetim kurulunun 14/03/2023 muhabere tarihli dilekçesi ile, pay sahipliğinin tespitine dair davacı talebinin ön sorun olarak çözülmesi gerektiğini, bu ön sorun çözülmeden tesis edilecek yürütmenin durdurulması kararının payın mülkiyetine dair bir nihai karar etkisi doğuracağını, bu sebeple dava sonucunu öne çeker tarzda tedbir kararı verilemeyeceğini, davacının payın mülkiyetine dair iddialarının kabul edilmesi varsayılsa dahi alınan kararların geçerliliğine bir etkisinin olmayacağını, zira 30/12/2022 itibariyle pay defterindeki kayıtların belli olduğunu, alınan kararların bir kısmının icra edilebilir nitelikte olmadığını, yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 7.gündem maddesinin icra edilebilir nitelikte olduğunu, bu kararın genel kurulun devredilemez yetkileri arasında yer aldığını, yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair 30/12/2022 tarihli kararın yürütmesinin durdurulması halinde şirketin dava sonucuna kadar organsız kalma ve tüzel kişiliğini sona erdirme sonucunu doğuracağını bildirerek tedbir talebinin reddi yönünde görüş bildirmiş olduğu,……..şirket ortaklarının, kardeş durumunda olan davacı ile birleştirilen dosyada davalılardan (aynı zamanda dava konusu genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyeleri olan) ibaret olmasına, anonim şirketin mahiyetine ve faaliyetlerinin düzenli şekilde sürdürülmesinin zorunlu olmasına, olayın özelliklerine ve şartlarına, ölçülülük ilkesine, genel kurul kararlarının kapsamına ve mahiyetine göre, şartları oluşmayan ‘davalı şirketin 30.12.2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yürütmesinin durdurulması’ yönündeki TALEBİN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından, “…İhtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen 17.03.2023 tarihli ara kararın kaldırılmasını, müvekkilinin an itibariyle şirkette şirket sermayesinin %52,50’sine tekabül eden miktarda payların sahibi olduğunu, müvekkili dışındaki şirket ortakları … ile …’nın kendilerini yönetim kurulu üyeliğine seçtirdiklerini, adı geçen ortakların şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, müşterek babaları olan müteveffa … tarafından sağlığında 1.489.600-TL değerinde 148.960 adet şirket payının müvekkili …’e devredilmesine ilişkin 10.01.2017 tarihli hisse devir sözleşmesi düzenlenmiş olduğu gibi, bu sözleşmeye istinaden devredilen şirket paylarını temsil eden geçici ilmühaberlerin de müvekkiline teslim edildiğinin açık olduğunu, bu durumun diğer ortakların da bilgisi dahilinde olduğunu, müvekkili dışındaki şirket ortakları … ve … tarafından çağrısı yapılan davalı şirketin 30.12.2022 tarihli genel kurulunda, kendileri tarafından pay defterinde tahrifat yapılmak suretiyle müvekkilinin şirketteki pay oranının %33,33’e düşürüldüğünü ve bu şekilde gerçeğe aykırı pay oranları ile kararlar alınmış olduğundan, müvekkili …’in davalı şirkette sermayenin %52,49’una tekabül eden 279.247 adet pay sahibi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu çerçevede, müvekkilinin bu şekilde pay defterinde tahrifat yoluyla gasp edilen hisselerinin diğer şirket ortakları … ile …’ya paylaştırıldığını ve müvekkilinin şirket sermayesindeki çoğunluğunun yokmuş gibi gösterilmesi suretiyle 30.12.2022 tarihli toplantıda alınan kararlar ile diğer ortaklar tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde şirket yönetimine el konulduğunu, davaya konu 30.12.2022 tarihli genel kurulun 7 numaralı gündem maddesinde alınan karar ile, daha önce yönetim kurulu üyesi olan …’in tekrar yönetim kuruluna seçildiği gibi, 5 numaralı günden maddesi ile de önceden geçici yönetim kurulu üyesi olan …’nın üyeliğinin onaylandığını, Yargıtay kararlarına göre, finansal tabloların müzakeresi ile bağlantılı olan bu konularda erteleme taleplerine uyulmayarak karar alınmış olmasının TTK m. 420/1 hükmünün de açık ihlali olduğunu, bahsi geçen 5 ve 7 numaralı gündem maddelerinde alınan kararlar bakımından bu nedenle ayrıca iptal sebebi olduğunu, dolayısıyla, tüm kararlar esasen karar nisabı yokluğu nedeniyle yok hükmünde olmakla birlikte, ayrıca burada belirtilen sebeplerle iptale tabi olduklarının da açık olduğunu, genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin TTK m. 449 hükmünde; ‘Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.’ düzenlemesinin yer aldığını, 10.01.2017 tarihli hisse devrinin geçersiz olmasını gerektiren hiçbir sebep olmadığını, müvekkiline daha fazla zarar verilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini, bu aşamada bunun tek yolunun, davalı şirketin 30.12.2022 tarihli genel kurulunda tahrif edilmiş pay defterindeki alınan yok hükmündeki kararların TTK m. 449 uyarınca yürütmesinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmesi olduğunu, 30.12.2022 tarihli genel kurul toplantısında gerçeğe aykırı pay adet ve oranları ile alınan yok hümündeki kararların TTK 449 uyarınca yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep, şirketteki payının tespiti ve GK kararlarının iptali davası içerisinde GK kararlarının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı tarafça; şirket pay defterlerinde tahrifat yolu ile %52,49’luk payının %33,33’e düşürüldüğü iddiasına dayalı olarak, şirketteki gerçek pay durumunun tespiti ve pay defterine kaydedilmesi, gerçeğe aykırı pay adet ve oranına göre kararlar alınan 30.12.2022 tarihli GK’da alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespiti istenen eldeki davada, GK’da alınan bu kararların TTK 449.madde uyarınca yürütmesinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir karar verilmesinin istendiği, mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle bu istemin reddine dair ara karar tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirket yönetim kurulundan yürütmeyi durdurma istemine dair mahkemece görüş alınmış olup, yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair kararın yürütmesinin durdurulması halinde şirketin dava sonucuna kadar organsız kalma tehlikesine gireceği, ayrıca ortaklık hisse durumunun ön sorun olarak öncelikle çözümlenmesi gerektiği gerekçeleriyle GK kararlarının yürütmesinin durdurulmasına dair verilecek bir kararın olumsuz sonuçlara yol açacağı yönünde görüş bildirildiği, dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ile birleşen dava dosyası evraklarına göre, taraflar arasında pay miktarlarının ihtilaflı olduğu, şirketin kardeş olan tüm ortaklarının müşterek babaları olan …’in 18.07.2022’de vefatından sonra, taraflar arasında anlaşmazlıklar ortaya çıktığı, davacının müteveffadan birtakım hisseleri devraldığı iddiasının, davalı tarafça kabul görmediği, bu kapsamda tarafların karşılıklı olarak belgelerde imza ve tahrifat iddiaları bulunmakta olup, bu iddiaların incelemeye muhtaç bulunduğu gibi, yine müteveffanın ayırt etme gücüne yönelik olarak da birtakım itirazlar bulunduğu anlaşılmakla, tüm dosya kapsamına göre, yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde dava konusu GK kararlarının yürütmesinin durdurulmasına yönelik istemin bu aşamada kabulü mümkün görülmemiş, ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/61 Esas sayılı dosyasından verilen 17/03/2023 tarihli ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden/davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/06/2023