Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1021 E. 2023/899 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1021
KARAR NO : 2023/899

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 14/12/2022 (Ara karar)
NUMARASI : 2022/760 Esas (derdest)
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2022 ara karar tarihli ve 2022/760 Esas (derdest) sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirkette %3,75 pay oranı ile ortak olduğunu, bu payın 26.12.2016 tarihinde vefat eden eşinden miras yoluyla intikal ettiğini, payın devrine 24.02.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında karar verilerek tescil edildiğini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 10.03.2017 tarih ve 9281 sayısında yayımlandığını, davalı şirket beş ortaklı kapalı tip aile şirketi olduğunu, müvekkilinin kızı … ve vefat eden eşinin kardeşleri olan …, … ile kocası …’un şirketin ortakları olduğunu, davalı şirketin …nün … … sicil numarasına kayıtlı şirket merkezinin …/… olduğunu, davalı şirketin 2021 yılında 4.000.000 TL ödenmiş sermayesi bulunduğunu, sermayesinin 160.000 paya bölündüğünü, ortaklardan …’un 96.000 adet, …’un 16.000 adet, …’nin 24.000 adet, …’nin 18.000 adet ve müvekkilinin 6.000 adet sermaye pay sahibi olduğunu, 2021 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 27.05.2022 tarihinde yapılacağının yayımlandığını, ancak Olağan Genel Kurulun çağrısız olarak 15.06.2022 tarihinde yapıldığını, GK toplantısının 5. Maddesinde Müdürler Kurulunun ibrası hakkında oylama yapılmasının görüşülüp oylandığını,, ayrıca yargılama sonunda ise iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, davalı şirketin 21.01.2021 tarihli GK toplantısında da aynı şekilde müdürlerin rekabet yasağından muaf tutulacakları yönünde karar alındığını, müvekkilinin şirket aleyhine İzmir 2. ATM’nin 2021/253 Esas sayılı dosyasıyla açmış olduğu ihtiyati tedbir talepli genel kurulun iptali davasında mahkemece 27.01.2021 tarihli GK toplantısının 7. Gündem maddesi ile alınan kararın uygulanmasının tedbiren durdurulması yönünde karar verildiğini, davalının söz konusu kararı istinaf ettiğini, İzmir BAM 20. HD 2021/1248 Esas – 2021/1216 K. Sayılı kararı ile talebin esastan reddine karar verdiğini, yine davalı şirketin 14.12.2021 tarihli GK toplantısının 7. Maddesinde de benzer bir karar alındığını, müvekkilinin GK kararının iptali yönünde İzmir 1. ATM’nin 2022/190 Esas sayılı dosyasıyla dava açtığın, mahkemece verilen 11.05.2022 tarihli ara kararla 14.12.2021 tarihinde yapılan GK toplantısında alınan 7 numaralı kararın yürütmesinin durdurulmasına karar verildiğini belirterek davalı şirketin 15.06.2022 tarihinde yapılan 2021 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 5, 6, 7. Maddelerinde alınan kararların öncelikle TTK m. 449 maddesi gereğince 5. Ve 7. Maddelerin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI:
Mahkemece; “Davacının 15.06.2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 5, 6 ve 7 nolu kararlarında alınan kararın yürütmesinin durdurulmasına yönelik tedbire ilişkin talebinin incelenmesi ile 15.06.2022 tarihli olağan genel kurulda alınan 7 nolu kararın durdurulmasının kabulü ile şirket ortaklarının rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin kararın yapılacak yargılama sonuna kadar uygulanmasının tedbiren durdurulmasına diğer tedbir taleplerinin ise yargılama ile belirleneceğinden şimdilik reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati tedbir isteyen (davacı) vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin gündemin 5. maddesinde alınan kararın uygulamasının durdurulması taleplerini reddetmesinin yasaya ve mevzuata aykırı olduğundan istinaf etmelerinin gerektiğini, ayrıca, gündemin 7. maddesi hakkında verilen tedbir kararını davalı taraf istinaf ettiğinden, bu konuda daha önce hem ilk derece mahkemelerince verilmiş olan hem de ikinci derece mahkemesince verilmiş olan kararları içeren cevap dilekçelerinde sunmanın zorunlu olduğunu, davalı şirketin 15/06/2022 tarihinde yapılan 2021 yılına ait olağan GK toplantısının 5. maddesinde “Müdürler Kurulunun ibrası hakkında oylama yapılması” konusunun görüşülüp oylandığını, davalı şirkette 2021 yılında Müdürler Kurulu …, … ve …’ tan oluşmuş olduğundan, bu maddenin oylamasında oydan yoksun oldukları için oy kullanmamaları gerektiğini, anonim şirketler için de uygulanması gereken “oydan yoksunluk” kenar başlıklı TTK nun 436/(2). maddesi “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” şeklinde olduğunu, her iki hüküm de 2021 yılında müdür olarak görev yapan …’ nin ibra oylamasında oydan yoksun olduğunu ve oy kullanmayacağını belirttiğini, bu sebeple, söz konusu oylamada …’ nin kullandığı oy, konun hükmü gereğince geçersiz olduğundan alınan kararın iptalinin gerektiğini, mahkemeye sundukları dilekçede; müvekkillerinin müdürler aleyhine sorumluluk davası açacağını göz önünde bulundurarak, telafisi imkansız zarara yol açılmaması için; 15/06/2022 tarihinde yapılan GK toplantısının 5. maddesinde alınan kararın öncelikle TTK’ nun 449. maddesi gereğince “yürütülmesinin geri bırakılmasına” yargılama sonucunda da iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, mahkeme bu konunun “yargılama ile belirleneceğini” gerekçe göstererek tedbir taleplerini reddettiğini, ancak, söz konusu gerekçe ile taleplerinin reddedilmesinin isabetli olmadığını, TTK’ nun “Kararın yürütülmesinin geri bırakılması” kenar başlıklı 449. maddesi “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” şeklinde olduğunu, dava 15/09/2022 tarihinde açılmış ve bu hususta TTK’ nun 449. maddesi gereğince tedbir kararı verilmesi için gerekli tüm deliller dilekçe ekinde sunulmuş olduğu halde, “yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra” karar verileceği söz konusu hükümde belirtildiğinden, mahkemece müdürler kurulunun savunmasını sunmasının beklendiğini, bu arada …’ nden davalı şirkete ait sicil dosyası ile delil listesinde bildirilen tüm delillerin dosyaya celb edildiğini, davalı şirket “görüşünü” de içeren savunmasını 06.10.2022 tarihli dilekçe ile sunduğunu ve ticaret sicili kayıtları 20/09/2022 tarihinde dosyaya girmiş olmasına rağmen mahkemenin tedbir konusunda karar vermeyip, 14/12/2022 tarihinde yapılacak olan duruşma gününü beklediğini, duruşmada da bilirkişi raporunun alınmasına karar verdiğini, HMK’ nun 390/(3). maddesinde belirtilen “yaklaşık olarak ispat” etme şartını, yasaya aykırılık tam olarak toplanan tüm delillerle ispatlanmış olmasına rağmen mahkeme tedbir kararı vermeyip “yargılama ile belirleneceği” gerekçesiyle karar vermeyi ertelediğini, oydan yoksunluk durumunu dolanmak için 2021 yılında müdür olan …’ nin 2021 yılına ilişkin olağan GK toplantısı yapılmadan önce istifa ettiğini, arkasından müdürlerin ibrası için -oydan yoksun olmasına rağmen- oy kullandığını ve sonucunda oy çokluğu ile müdürlerin ibra edildiği dosya içindeki tüm bilgi ve belgelerle sübuta erdiği halde “kararın yürütülmesinin geri bırakılmasının” söz konusu gerekçe ile reddedilmesinin isabetli olmadığını, istinaf incelemesi neticesinde mahkemenin verdiği kararın kaldırılmasına ve gündemin 5. maddesinde alınan kararın “yürütülmesinin geri bırakılmasına” karar verilmesinin gerektiğini, davalı şirket, söz konusu GK toplantısında “müdürlere rekabet yasağının uygulanmamasına” dair gündemin 7. maddesinde alınan kararın mahkemece “yürütülmesinin geri bırakılması” kararını istinaf ettiğini, yerel mahkemenin TTK’ nun 449. maddesi gereğince verdiği söz konusu tedbir kararı yasaya, usule, Yargıtay içtihatlarına ve dosya içeriğine uygun olduğundan, davalının istinaf başvurusunun reddinin gerektiğini, davalı şirketin anasözleşmesinde müdürlerin rekabet yasağına tabi olmadıklarına dair bir hüküm olmadığı gibi rekabet yasağının kaldırılması konusunda tüm ortakların onayının da olmadığını: Türk Ticaret Kanunu’ nun “Özen ve bağlılık yükümü, rekabet yasağı” kenar başlıklı 626. maddesinin ikinci fıkrası “Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Şirket sözleşmesi ortakların onayı yerine ortaklık genel kurulunun onayını öngörebilir” şeklinde olduğunu, TTK 626/2 maddesi uyarınca tüm ortakların yazılı izninin gerekmesine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat olgusunun da gerçekleştiği nazara alındığında, davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMKnın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği” şeklinde olduğunu, ayrıca, davalı şirketin 14.12.2021 tarihinde gerçekleştirdiği 2020 yılına ilişkin olağan GK toplantısının 7. maddesinde de aynı konuda ve aynı şekilde çoğunluk oyuyla karar alındığını, müvekkilin söz konusu GK kararının iptal edilmesi talebiyle açtığını ve kararın yürütülmesinin geri bırakılmasını talep ettiği dava İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/190E. sayılı dosyasında halen incelenmekte olduğunu, mahkeme 11/05/2022 tarihli ara kararla, 14/12/2021 tarihinde yapılan GK toplantısında alınan 7 numaralı kararın yürütülmesinin durdurulmasına karar verdiğini, davalı şirketin bu kararı istinaf etmediğini, açıklanan nedenlerle, aynı konuda daha önce verilmiş kararlar olmasına rağmen davalının huzurda incelenen tedbir kararını istinaf etmesi “kötüniyetli” olup, başvurusunun reddi ile davalı tarafın adli teşkilatı kötü niyetle meşgul ettiği açıkça ortada olduğundan, HMK’ nun 329. maddesi gereğince disiplin para cezası ile cezalandırılmasının gerektiğini, açıklanan ve mahkemece re’sen dikkate alınacak nedenlerle; söz konusu GK toplantısının 5. maddesinde alınan kararın TTK nun 449. maddesi gereğince yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin taleplerinin reddine dair yerel mahkemenin verdiği kararın kaldırılmasına ve bu konuda tedbir kararı verilmesine, GK toplantısının 7. maddesinde alınan kararın yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin kararı istinaf eden davalı şirketin başvurusunun esastan reddi ile HMK’ nun 329. maddesi gereğince disiplin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; 15/06/2022 tarihli 2021 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5, 6, ve 7 nolu genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile 7 nolu karar yönünden yürütmenin durdurulmasına, diğer taleplerin reddine karar verilmiş olup; karara karşı ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nun 390/2. maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nun 390/3. maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
6102 sayılı TTK’nun kararın yürütülmesinin geri bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilecektir.
Bu hükme göre yapılacak değerlendirmede HMK’nun 389/1 maddesinde düzenlenen mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde, yaklaşık ispat koşulu da gözetilerek uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kıstası da gözetilecektir. Öte yandan kanun koyucu TTK’nun 449. maddesi ile şirketler hukukunda genel kurul kararlarına karşı ayrı bir prosedür öngörmekle tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilirken şirketler hukukunun kendisine özgü yapısının gözetilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde; davacı tarafından, davalı şirketin 15/06/2022 tarihli genel kurulunda alınan 5.,6, ve 7 nolu kararların iptali ile yürütülmesinin durdurulmasına yönelik olarak dava açılmış olup, HMK’nın 389. maddesindeki yaklaşık ispata ilişkin koşulların bu aşamada gerçekleşmediği, talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla; mahkemece 5 ve 6 nolu kararlar yönünden ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekilinin, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen (davacı) vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2022 tarihli ve 2022/760 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sonucunda verilecek nihai karar ile ele alınmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın HMK nın 359/4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 01/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.