Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2023/1020 E. 2023/934 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1020
KARAR NO : 2023/934

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2022 (Dava) – (12/04/2023 Ara Karar)
NUMARASI : 2022/278 Esas (Derdest Dosya)
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/06/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2023 ara karar tarihli ve 2022/278 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden/davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif genel kurulu tarafından tesis edilen 24/04/2022 tarihli genel kurul kararlarının hukuka aykırı ve batıl olduğunu, batıl sayılmaması halinde gündemin öncelikle ibraya ilişkin olmak üzere tüm maddelerinin, aksi halde 7 ve 10.maddelerinin iptal edilmesi zımnında; “Ortaklar harici ve üçüncü kişilere hisse verilmesi” ile ilgili toplantının 7.maddesinde alınan kararın baştan itibaren geçersiz olması ve ilgili kararın ortakların doğrudan şahsi kazanılmış haklarını ortadan kaldıran ve sınırlayan kararlardan olması (KK.md.10,16,24,26,48,53) bakımından ve aynı zamanda Dikili Tapu Müdürlüğünün 30.07.1996 gün ve 2162 sayılı yevmiye ile “Toplumun Yararlanmasına Ayrılan Yapı ve Turizm Tesisidir. ” şerhinin tapu kütüğünün beyanlar hanesinde işli olması nedenleriyle; “ortaklar harici ve üçüncü kişilere” hisse verilmemesine ve herhangi bir tescil işleminin yapılmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğü’ ne müzekkere yazılarak; hisse karşılığı müteahhide (dava dışı … A.Ş.’ye) pay (hisse) verilmemesi ve bu konularda herhangi bir tescil işleminin yapılmaması konusunda derhal ihtiyati tedbir kararı verilmesini; Bakanlık temsilcisinin muhalefet şerhine rağmen ve yine gündeme bağlılık ilkesine açık aykırılık nedenleriyle; “Taksim Yasağı Sözleşmesi” ya da ” idame-i şüyuu sözleşmesi”nin içeriği ve süresi bakımından; toplantının 10.maddesinde alınan kararın; 48 yıldır bekletilen ve “adeta” oyalanan ortakların bir 10 yıl süreyle daha kısıtlanacak olmaları bakımından açıkça ortakların şahsi kazanılmış haklarını ortadan kaldıran ve sınırlayan kararlardan olması (KK.md.10,16,24,26,48,53) bakımından derhal bu madde kapsamında davalının yapacağı tüm iş ve işlemlerin durdurulması konusunda ( paydaşlığı devam yükümlülüğünün tapu kütüğünün şerhler sütununda yer alamayacağına dair) ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve Dikili Tapu Müdürlüğüne bu konuda müzekkere gönderilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurul kararlarının yürütülmesini engelleyecek ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal koşullar bulunmadığını, genel kurul kararlarının ifası halinde davacıların telafisi imkansız ya da çok güç zararlara uğramasının ve ortaklar haricinde bir kişiye ortaklık hissesi verilmesinin söz konusu olmadığını, gerek ortaklara gerekse müteahhit firmaya …, …, … … ada … parselde bulunan taşınmazda paylı mülkiyet oluşturularak bu taşınmazdan pay verileceğini, genel kurul kararına dayalı olarak özellikle müteahhide taşınmazdan pay verilmesi ile aynı parselde bulunan taşınmazların tamamlanıp oturulur hale gelmesi için müteahhitçe yapılan ve işin geldiği seviye nazara alındığında sözleşmeye göre yerine getirilmesi gereken edimin küçük bir kısmının ifa edilmiş olacağını, bu edimin herhangi şekilde ifa edilmemesi halinde müvekkili kooperatifin mali, hukuki sorumluluğu doğacağını, bu pay devrinin herhangi bir sebeple yapılmaması halinde kooperatifin müteahhide karşı edimini ifada temerrüte düşeceğini bu durumdan kooperatifin ve aralarında davacıların da bulunduğu tüm üyeler telafisi imkansız zarara uğrayacaklarını bildirerek, ihtiyati tedbir talebinin reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 07/07/2022 TARİHLİ ARA KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Davanın mahiyetine ve kapsamına, genel kurul kararlarının içeriklerine, kooperatif müessesesinin özelliğine, hükümle elde edilecek sonucu önceden sağlar şekilde tedbir kararı verilmesinin mümkün olmamasına, iddia dayanağı vakaların yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanamamasına göre: “Ortaklar harici ve üçüncü kişilere hisse verilmemesine ve herhangi bir tescil işleminin yapılmaması, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması, hisse karşılığı müteahhide (dava dışı … A.Ş.’ ye) pay (hisse) verilmemesi ve bu konularda herhangi bir tescil işleminin yapılmaması” ve “toplantının 10.maddesinde alınan karar kapsamında davalı kooperatifin yapacağı tüm iş ve işlemlerin durdurulması, paydaşlığı devam yükümlülüğünün tapu kütüğünün şerhler sütununda yer alamayacağı, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılması” yönündeki -genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması sonucunu doğuran- ihtiyati tedbir talepleri hukuki dayanaktan yoksun olduğu…” gerekçesiyle davacılar vekilinin tüm ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 25/01/2023 TARİHLİ KARARI:
Dairemizce; “…İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı ile ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, şartların varlığı halinde bir davada her konuda ihtiyati tedbir kararı verilmemekte yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Somut olayda, ihtiyati tedbire konu olan kooperatif genel kurulu gündem maddeleridir. Bu nedenle ,genel düzenleme ile birlikte özel yasanın irdelenmesi kaçınılmaz olacaktır. Kooperatif Genel Kurulu kararlarının bozulması ve şartları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde, kararların iptali ise Konut Yapı Kooperatif Ana Sözleşmesinin 38. maddesinde düzenlenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. maddesinde bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümlerin uygulanacağına yer verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun dördüncü kısmında Anonim Şirketler, 329. madde vd düzenlenmiştir. Genel Kurula ise 407. vd. maddelerde yer verilmiştir. Genel Kurul kararlarının iptali ise 445. maddede iptal sebepleri başlığı ile devam eden maddelerde düzenlenmiştir.TTK 449. maddede “ Kararın yürütülmesinin geri bırakılması “ başlığı İle “ Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir “ ifadelerine yer verilmiştir. Genel kurul kararı aleyhine iptal davası açılması, dava karara bağlanıp hüküm kesinleşinceye kadar kararın geçerliliğini etkilemez. Bu nedenle yasa, uygulanması şirket açısından giderilmesi imkansız zararlara sebebiyet verecek kararların yürütülmesinin mahkemeden durdurulmasını talep etme olanağını tanımıştır. TTK 449. madde uyarınca, genel kurul aleyhine iptal ( veya butlan ) davası açıldığı takdirde mahkeme yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Bundan amaç hakimin yönetim kurulu üyelerine, kararın uygulanmasının somut olarak ne gibi zararlar getireceğini sormasıdır. Kararın uygulanmasının geri bırakılması, kararın, bu görüşlerin ve bu bağlamda kanıtların ışığı altında değerlendirilecektir. (Poroy/Tekinalp / Çamoğlu – Ortaklıklar Hukuku ,13. Bası, 2014 ,sayfa 542). Mahkemece, yukarıda yer verilen 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. madde düzenlemesi kapsamında Türk Ticaret Kanunundaki Anonim Şirketlere ait hükümler gözetilerek ve TTK 449. maddede belirtilen şekilde, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra, iptali talep edilen genel kurul kararlarının tedbiren yürütmesinin geri bırakılması yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenleme kapsamında inceleme ve değerlendirme yapmaksızın verilen karar isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve uygulanması gereken Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın verilen tedbir talebinin red kararı isabetli görülmediği…” gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 12/04/2023 TARİHLİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın mahiyetine ve kapsamına, genel kurul kararlarının içeriklerine, kooperatif müessesesinin özelliğine, hükümle elde edilecek sonucu önceden sağlar şekilde tedbir kararı verilmesinin mümkün olmamasına, iddia dayanağı vakaların yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanamamasına göre: “Ortaklar harici ve üçüncü kişilere hisse verilmemesine ve herhangi bir tescil işleminin yapılmaması, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması, hisse karşılığı müteahhide (dava dışı … A.Ş.’ ye) pay (hisse) verilmemesi ve bu konularda herhangi bir tescil işleminin yapılmaması” ve “toplantının 10.maddesinde alınan karar kapsamında davalı kooperatifin yapacağı tüm iş ve işlemlerin durdurulması, paydaşlığı devam yükümlülüğünün tapu kütüğünün şerhler sütununda yer alamayacağı, bu konuda Dikili Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılması” yönündeki -genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması sonucunu doğuran- ihtiyati tedbir talepleri hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu…” gerekçesiyle davacılar vekilinin genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılması sonucunu doğuran tüm ihtiyati tedbir taleplerinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme ara kararının hukuka aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının görmezden gelindiğini, tapu kayıtları karşısında tescil işlemi yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, davalı taşınmazlarının niteliğinin, taşınmazların turizm tesisi olması olduğunu, davalının da konut kooperatifi değil, turizm kooperatifi olduğunu, davada iptali talep edilen genel kurulda alınan kararın, davalının bir konut kooperatifi gibi alınmış olduğunu, baştan beri hukuksuz olduğunu, turizm kooperatifi olan davalının taşınmazları açısından hiç bir hal ve şartta hisseli tapu çıkarma imkanının mevcut olmadığını, ancak yapılan genel kurul ile bu halde hukuksuz kararlar alınabildiğini, hukuken mümkün olmamakla, davalı taşınmazlarının turizm tesisi olduğunu, sanki konut alanında kalan bir taşınmaz gibi değerlendirilerek tapuya da bu yönde hisseli tapu çıkartılması konusunda başvuruların yapılması ve buna yönelik tescil işlemlerinin gerçekleştirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, söz konusu hisseli tapuların çıkartılmasıyla kooperatif ortağı olmayan üçüncü kişilere, kooperatifin taşınmazlarının satılacağını, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için aranan koşulların, talepte bulunan müvekkilleri açısından oluştuğunu, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyeleri olduklarını, kooperatifin taşınmazlarının, kooperatifi üyesi olmayan kişilere, yapılacak sözleşmeler karşılığında hisseli tapular çıkartılarak telafisi mümkün olmayan şekilde zarar görmelerine sebebiyet verileceğini, tapu kayıtları incelenmeksizin verilen ara kararın, hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin hak arama hürriyetinin engellendiğini, aksi bir karar halinde, yalnızca kendi müvekkillerinin değil, kooperatifin 61 ortağının tümünün açıkça zarar göreceğini ve hak kaybı yaşanacağını belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 12.04.2023 tarihli ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.
İhtiyati tedbire esas olanın davada iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. Kanun ”uyuşmazlık konusu hakkında” diyerek bu hususa vurgu yapmıştır (madde 389/1). Ancak özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir.
Somut olayda; davacılar, davalı kooperatifin 24.04.2022 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemli açtıkları davada, genel kurulda alınan 7 ve 10 nolu kararların tedbiren durdurulmasını talep etmiş, mahkemece tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmamasına, bu aşamada yaklaşık ispatın sağlanamamasına göre ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine dair verilen karar doğru bulunmuş, davacılar vekilinin istinaf sebepleri ise yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2023 tarihli ve 2022/278 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/06/2023