Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/945 E. 2022/1349 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/945
KARAR NO : 2022/1349

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2022
NUMARASI : 2022/12 Esas – 2022/202 Karar
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KARARYAZIM TARİHİ : 21/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarihli 2022/12 Esas ve 2022/202 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili, mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesiyle özetle; müvekkili şirketin dava dışı … ‘yi tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devraldığı, genel kurul gündemi ve toplantı çağrılarının tüm ilgililere tebliğ edildiği, ilanların usulüne göre ifa edildiği, 19.11.2021 tarihinde genel kurulun ifa edildiği, gerçekleşen genel kurulda karara bağlanan iş bu sermaye şirketleri birleşmesinde taraf şirketler ayrılma akçesi öngördüğü ve davacı şirkette %10 hissedarlığı bulunan …’ün ayrılma akçesi karşılığı birleşme yolu ile şirket ortaklığının sona erdirilmesinin kararlaştırıldığı, birleşme ile oluşan yeni ortaklık yapısının genel kurul kararı gibi davalı … e tescil ve ilanı talebinin davalı kurumun dava konusu 22.12.2021 tarihli kararı ile reddedildiği, davalı kurumun gerekçelerinin yasal düzenlemelere açıkça aykırı olduğundan bahisle davacının 19.11.2021 tarihli genel kurul kararı uyarınca yeni ortaklık yapısının tesciline dair başvurusunun reddine ilişkin davalı kurumun 22.12.2021 tarih ve B19-E.32818 sayılı kararının iptaline, davacı şirketin 19.11.2021 tarihli genel kurul kararları gereğinin davalı nezdinde ifasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; sicil kayıtlarının tetkikinde davacının … ile yapılan birleşme işleminin başvurusu incelendiğinde devir alan şirket olan … ‘nin ortaklarından 300 paya karşılık 30.000,00 TL sermayeye sahip …’ün çağrılı yapılan genel kurul toplantısına katılmadığı, toplantıda …’ün TTK 141/2 ve 151/5.maddelerine istinaden ayrılma akçesi verilerek ortaklıktan çıkartılmasına karar verildiği, tescili talep edilen işlemde ise ortaklıktan çıkarılmak istenen ortağın toplantıya katılımı olmadığından iradesinden ve seçim hakkından söz etmenin mümkün olmadığı, TTK 151/5.maddesi gereğince tescil talebinin devir alan şirketteki bir ortaklıktan çıkarma için olduğu, bu sebeplerle davacı şirketin tescil talebinin uygun görülmediği ve reddedildiğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece Mahkemesince, ”…6102 Sayılı TTK’nın 151.maddesinin 5.fıkrasında ayrılma akçesini ön gören birleşme sözleşmesinin, devreden şirket ortaklarınca onaylanmasının gerekli olduğu ifade edilmiş olduğundan 6102 Sayılı TTK’nın 141.maddesi ve 151.maddesinin 5.fıkrası ile her iki maddenin ilgili fıkralarının gerekçelerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde birleşme işleminde ayrılma akçesi verilmesi suretiyle zorunlu olarak ortaklıktan çıkarma müessesinin devreden şirket pay sahiplerine tanınmış bir hak olduğu, devralan şirkette ise bu yönde bir işlem yapılamayacağı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla … ‘nün usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan red kararına yönelik davacı tarafın itirazının yerinde görülmediği…” gerekçesiyle; ”Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kanun metninde birleşmeye katılan şirketler arasında ayrım yapılmadığını, “birleşmeye katılan şirketler” denildiğini, açık kanun metnine aykırı yorumun hukuka aykırı olduğunu, amir hükmü uyarınca; birleşmeye katılan şirketlerin, ortaklarının ayrılma akçesi karşılığında paylarını devralabileceklerini, madde metnindeki “birleşmeye katılan şirketler” ibaresi, devralan ve devreden şirket ayrımı yapmaksızın her iki şirket ortakları için de ayrılma akçesi kararlaştırılabileceğini öngördüğünü, bu hususun yoruma açık olmadığını, aksinin hukuka aykırı olduğunu, davalının; TTK 32. maddesi uyarınca tescili talep edilen hususların kanuni şartları taşıyıp taşımadığını incelemekle yükümlü olduğunu, Kanun lafzına aykırı şekilde yorum yapma yetkisine haiz olmadığını, işbu husus dışında birleşmeye dair alınan kararlarda hukuka aykırılık olmadığı hususunun davalının da kabulünde olduğunu, davacının talep konusu işleminin açık kanun hükümlerine uygun olduğunu, hatalı hukuki irdeleme ürünü olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK’ nın 34/1 maddesi uyarınca açılan … nun kararına itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda; … nde kayıtlı olan … sicil nolu … A.Ş’nin davacı şirket tarafından tüm aktif ve pasifleriyle birlikte devralınması yoluyla her iki şirketin birleşmesine ilişkin olarak 19.11.2021 tarihli olağanüstü genel kurulun yapıldığı, iş bu genel kurulda devir alan şirket olan davacı şirketin ortaklarından 300 paya karşılık 30.000,00 TL sermayeye sahip …’ün çağrılı olarak gerçekleştirilen genel kurul toplantısına katılmadığı, toplantıda davacı şirket hissedarı …’ün TTK 141/2 ve 151/5.maddelerine istinaden ayrılma akçesi verilerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, bu şekilde birleşme ile oluşan yeni ortaklık yapısının genel kurul kararı gibi …’e tescil ve ilana yönelik davacı şirket talebinin … tarafından Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün konuyla ilgili görüşü de alınmak suretiyle 22.12.2021 tarihli yazı ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
TTK’nın “Ayrılma Akçesi” başlıklı 141.maddenin 1.fıkrasına göre “Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler.” hükmü mevcut olup, TTK 141/2.fıkrasında ise “Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini ön görebilirler.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Yine TTK’nın 151/5.fıkrasında ise “Birleşme sözleşmesi bir ayrılma akçesini ön görüyorsa bunun, devreden şirket şahıs şirketi ise oy hakkına haiz ortaklarının sermaye şirketi ise şirkette mevcut oy haklarının %90’ının olumlu oranıyla onaylanması şarttır.” şeklinde düzenleme mevcut olduğu görülmüştür.
Bu açıklamalar uyarınca, 6102 Sayılı TTK’nın 141.maddesinin 1.fıkrasının gerekçesi incelendiğinde, gerekçenin 1.paragrafında “bu madde, AT’ın şirketlere ilişkin ikinci yönergesinde bulunmayan, ancak bu boşluğun olumlu bir boşluk olarak nitelendirildiği ve onun için Yönergede ulusal düzenlemelere olanak tanınmış olduğu kabul edilen ” birleşmeye matuf olan ortağın devredilen şirketten ayrılması hakkını ona vermektedir.” şeklinde düzenlendiği, yine 2.paragrafında ise ” Birleşmede ilke, ortak olma durumunun devamlılığıdır. 6762 Sayılı Kanun başta olmak üzere, bir çok kanun ilkeyi emredici bir şekilde ön görmüştür. Oysa ilkeyi gerekçe göstererek, birleşmeye katılmak istemeyen, birleşmeyi kendi menfaatine aykırı gören “devredilen şirketin ortaklarını zorla devralan şirkette tutmak doğru değildir…” şeklinde düzenlendiği, yine TTK 141.maddenin 2.fıkrasının gerekçesinin 2.paragrafında ” Daha açık bir ifadeyle denilebilir ki bu hükmün özelliği birleşmeye karşı olan ortağın veya ortakların şirketten çıkarılmaları olanağını devredilen şirkete sağlamış olmasıdır…” şeklinde düzenlendiği, bu şekilde 141.maddenin gerekçesinde geçen “devredilen şirket ortaklarını zorla devralan şirkette tutmak doğru değildir.” ve “…. devredilen şirketten ayrılması hakkını ona vermektedir.” ifadelerinin ayrılma akçesinin, birleşmeye muhalif kalan devreden şirket ortakları için ön görülebileceğini gösterdiği, bunun yanı sıra 6102 Sayılı TTK’nın 151.maddesinin 5.fıkrasında ayrılma akçesini ön gören birleşme sözleşmesinin, devreden şirket ortaklarınca onaylanmasının gerekli olduğu ifade edilmiş olduğundan 6102 Sayılı TTK’nın 141.maddesi ve 151.maddesinin 5.fıkrası ile her iki maddenin ilgili fıkralarının gerekçelerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde birleşme işleminde ayrılma akçesi verilmesi suretiyle zorunlu olarak ortaklıktan çıkarma müessesinin devreden şirket pay sahiplerine tanınmış bir hak olduğu, devralan şirkette ise bu yönde bir işlem yapılamayacağı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla … ‘nün usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan red kararına yönelik davacı tarafın itirazının yerinde olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik mevcut değildir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarihli 2022/12 Esas – 2022/202 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/09/2022