Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/930 E. 2022/870 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/930
KARAR NO : 2022/870

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2022 tarihli ek karar
NUMARASI : 2021/1112 Esas – 2021/559 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 01/06/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 ek karar tarihli 2021/1112 Esas ve 2021/559 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalı-borçlunun itirazının iptali ile icra takibinin devamına, borçlu faize itiraz ettiğinden, faiz oranı likit olduğundan, takipte işleyen faiz üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, sair hukuki haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle takip talebine itirazlarımızda belirttikleri gibi davacı alacaklı …’ın, bankadan temlik aldığı 308.082,96-TL’lik ipotekli alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığını, alacaklının temlik aldığı genel kredi sözleşmesinin … Bankası Kuşadası Şubesi’nde akdedilmiş olması ve gerekse takibe dayanak Tapu Müdürlüklerince düzenlenen resmi senetin sözleşme şartlarını içeren maddelerinde Kuşadası Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılınması göz önünde bulundurulduğunda yetkisiz icra müdürlüğünce icra takibinin yapıldığının açık olduğunu, Söke Tapu Müdürlüğü tarafından 28.05.2015 tarih ve 5763 yevmiye numaralı resmi senetle … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Ada, … Parsel numaralı taşınmaz üzerinde borcun 340.000-TL’lik kısmı için ipotek tesis edildiğini, ayrıca düzenlenen sözleşme şartları içerisinde bulunan 15.maddeye göre taraflar arasında ortaya çıkacak anlaşmazlıklarda Kuşadası Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığını, yetki sözleşmesi ile belirlenen yetkinin münhasır yetki olacağı için, diğer yetki koşullarını ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu, ayrıca, alacaklı bankanın akdettiği sözleşme ve bu sözleşmeye bağlı tesis edilen ipotek ve ipoteğin bahşettiği tüm haklar ve koşullarla birlikte temellük eden …’a geçtiğini, İİK md. 50 gereğince ” Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” denmek suretiyle takip dayanaklarından genel kredi sözleşmesi ile resmi senetlerde özel yetkili olarak Kuşadası mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılınmış olduğundan Kuşadası icra dairesi takipte yetkili olup itirazları neticesinde duran icra takibinin devamlılığını sağlamak amacıyla davacının açmış olduğu iş bu itirazın iptali davasının da yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya bakmaya yetkili asıl mahkemenin Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “… açılan davada HMK’ nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde; Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/523 Esas, 2021/375 Karar sayılı kararıyla verilen görevsizlik kararı nedeniyle, mahkememiz ile Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında meydana gelen olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dava dosyasının İstinaf ilgili hukuk dairesi başkanlığına gönderilmesine, HMK’nun 331/2. maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya görevli mahkemede devam edilmesi hâlinde yargılama giderinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama giderlerine ilişkin karar verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince 17/03/2022 tarihli ek karar ile; 23/12/2021 tarihinde Söke Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu yönünde görevsizlik kararı verildiği, davalının kabul beyanı vermesi durumunun mahkememizi görevli hale getiremeyeceği, görev hususunun kamu düzeninden olduğu, bu hususun tarafların beyanları doğrultusunda değerlendirilemeyip yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığından davacının mahkememizce kabul kararı doğrultusunda karar verilmesi yönünde ek karar verilmesi talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın 310.maddesine göre “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.” Yasal düzenlemenin gayet açık ve net olduğunu, nitekim bu doğrultuda verilen Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 06.02.2012 tarihli ve 2011/205 E.-2012/9 K. sayılı kararında da “Anılan kanun hükümleri, öğretide ve uygulamada getirilen yorumlar birlikte ele alındığında, feragat isteğinin tek taraflı açık bir irade beyanı olduğunu; karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı bulunmadığı ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğunun görüldüğünü, olayda, davacı şirket vekilinin, ilk olarak İstanbul Asliye 7.Ticaret Mahkemesinin E:2010/293 sayılı esasında açılan ve daha sonra İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesinin E:2011/205 sayılı esasına kaydedilerek yürütülen davada, ihtilafa ilişkin olarak, davalı … A.Ş.’ye karşı ikame ettikleri davalarından ve dava konusu tüm haklarından müvekkili ve şahsı adına tamamen feragat ettiğinin anlaşıldığını, bu durumda, feragatin kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağından ve davacı vekilinin istemi nedeniyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanuna göre görev uyuşmazlığının esasının incelenmesi olanağı bulunmadığından; feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” denildiğini, bu nedenle yasa metninin de açıkça buyurduğu üzere; davalının hükümden sonra fakat hükmün kesinleşmesinden önce verdiği 26.01.2022 tarihli kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne dair ek karar verilmesi gerektiğinin açık olduğunu, bu noktada artık görev yönünden inceleme yapılmasının gerek usul ekonomisi, gerekse usul kuralları açısından mümkün olmadığını istinaf taleplerinin kabulü ile davalının 26.01.2022 tarihli HMK 310. maddesindeki kabul beyanı doğrultusunda, davanın kabulüne dair karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece 17/03/2022 tarihli ek karar ile; görev hususunun kamu düzeninden olduğu, bu hususun tarafların beyanları doğrultusunda değerlendirilemeyip yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığından davacının mahkemece kabul kararı doğrultusunda karar verilmesi yönünde ek karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davalının hüküm tarihinden sonra davayı kabul ettiğine ilişkin kabul beyanı sunduğu, davacı vekilinin ise kabul beyanı doğrultusunda davanın sonuçlandırılması için ek karar verilmesini talep ettiği ve mahkemece ise görevsizlik kararı verildiği belirtilerek, kabul beyanının mahkemeyi görevli hale getirmeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, dava şartı niteliğinde olmasına, davalının kabul beyanının ise görevli mahkemece değerlendirilebilecek olmasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarihli 2021/1112 Esas ve 2021/559 Karar sayılı ek kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcın peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/06/2022