Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/918 E. 2022/962 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/918
KARAR NO : 2022/962

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2022
NUMARASI : 2022/508 Esas-2022/403 Karar
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
BAM KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2022 tarihli 2022/508 Esas-2022/403 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin keşidecisi olduğu, Türkiye … Bankası AŞ 0309 Bodrum Şubesinin çek numarası 1052881 olan çekin zayi olduğunu, söz konusu çekte müvekkilinin imzasının bulunduğunu ve bedel ve diğer hususların düzenlenmediğini, bu nedenle kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine mahal vermemek ve müvekkilin mağdur olmaması için Türkiye … Bankası 0309 Bodrum Şubesine müzekkere yazılarak ve ödeme yasağı konulması yönünde tedbir alınmasına, Türkiye … Bankası 0309 Bodrum Şubesinin TR… IBAN numaralı hesabı üzerinden keşide edilen çek no 1052881 olan çekin zayii nedeni ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… çekin zayii olması halinde; dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK m 818/1(s) maddesi delaletiyle 757 vd. maddeleri uyarınca iradesi dışında çek elinden çıkan hamilin çekin iptali isteminde bulunabilmesinin mümkün olduğu, davacının dava konusu imzalı çeklerde keşideci olduğu, dolayısıyla çek iptali davası açmaya hak sahibi olmadığı, yani hamil sıfatı bulunmadığından, çeklerin iptalini isteyemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; fotokopisini sundukları kaybolan çekin, boş olmakla birlikte; keşideci müvekkilin imzası bulunduğundan, kötü niyetli üçüncü kişiler tarafından doldurularak tedavüle sürülebilir ve müvekkilin hak kaybı yaşamasına neden olabileceğini, dolayısıyla üçüncü kişilerin sebepsiz zenginleşmesini önlemek ve müvekkilin mağdur olmaması için çekin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddedilmiş olması hukuka aykırı olduğunu, mevcut durumda hamili bulunmayan, yalnızca keşidecinin imzasının bulunduğu çekin üzerinde hak sahibi kişinin keşideci müvekkil olduğunun sabit olduğunu, aynı zamanda, keşidecinin çek iptalini talep edemeyeceğine ilişkin kanuni bir düzenlemenin de bulunmadığını, bu durumda, çekin kaybolması nedeniyle mağduriyet yaşama ihtimali bulunan müvekkilin, başvurabileceği başka herhangi bir hukuki yol da bulunmadığını, hamilin çek iptal davası açabileceğine ilişkin hükümlerin keşideci için de kıyas yoluyla uygulanarak kanun boşluğunun doldurulması gerektiğini, mahkemece verilmiş olan, keşidecinin çek iptal davası açamayacağı yönündeki kararda hukuki bir yarar bulunmadığını, dava dilekçesinde de belirttikleri gibi, bu yönde Yüksek Mahkeme kararlarının da mevcut olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TTK’nun 818/1-s bendi yollaması ile aynı kanunun 757 vd. maddelerinde öngörülen zayi nedeniyle çekin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince tensiben karar verilmiş ise de, davanın hasımsız olduğu ve taraf teşkilinin gerekmediği, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve keşideci sıfatıyla dava açtığının sabit bulunduğu, HMK.nun 138. maddesi uyarınca dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılmakla Anayasanın 141/son ve HMK.nun 30. maddelerinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereği dosya üzerinden karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardandır.
Davacının keşidecisi sıfatıyla bu davayı açtığı ve keşideci olduğunun davacının kendi kabulünde olduğu, bu hususta bir tereddüt bulunmadığı, ancak keşidecinin zayi nedeniyle çek iptali istemi hakkı bulunmadığı, zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteme hakkının 6102 sayılı TTK.651/2. maddesi uyarınca iptal davasını açmakta hukuki menfaati olan kişinin senede bağlı alacak hakkı olan yetkili hamil de olduğu, keşidecinin (hesap sahibinin) iptal kararı almakta hiç bir hukuki yararı bulunmadığı, dava konusu çeklerin davacının çek hesabına ait oldukları, TTK nun 651. maddesinde genel hüküm ve özel hüküm niteliğindeki TTK. nun 818-(1)s) maddesi yollamasıyla aynı kanunun 757. maddesi uyarınca ancak hamilin zayi nedeniyle çek iptali davası açabileceği, esasen zayi olmuş çek hakkında keşidecinin, ibraz süresi geçtikten sonra çekten cayabileceği veyahut hamile karşı menfi tespit davası veyahut da lehtara karşı menfi tespit ve/veya istirdat davası açması mümkün olduğu ve dolayısıyla bu halde davacının çek iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı dolayısıyla keşidecinin bu davayı açma hakkının bulunmadığı anlaşılmıştır. ( benzer nitelikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/04/2018 tarihli 2016/10022 – 2018/2952 sayılı ilamı ).
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2022 tarihli 2022/508 Esas-2022/403 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken bakiye harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/06/2022