Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/892 E. 2023/1826 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/892
KARAR NO : 2023/1826

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2022
NUMARASI : 2020/394 Esas – 2022/279 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Bedensel Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/08/2020
BAM KARAR TARİHİ : 23/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarihli 2020/394 Esas ve 2022/279 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/02/2020 tarihinde dava dışı …’a ait, davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı araç şoförü …’ın sevk ve idaresinde iken gerçekleşen tek taraflı trafik kazası sonucu sürücünün vefat ettiğini yolcu olarak araç içerisinde bulunan davacının ise yaralandığını, araç şoförü …’ın davacının eşi olduğunu, kaza nedeniyle yapılan soruşturma sonucu İzmir Adli Tıp Şube’sinden alınan rapora göre araç sürücüsü …’ın vefatının kalp krizinden kaynaklandığının belirlendiğini ve bu kalp krizinin trafik kazasına neden olduğunun bildirildiğini, davalı sigorta şirketinin kazaya neden olan aracın zorunlu trafik sigorta poliçesini düzenlemesi nedeniyle maddi tazminat yönünden sigorta poliçesi limitleri dahilinde sorumluluğunun bulunduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirildiğini, ayrıca müvekkilince İzmir Sulh Hukuk Mahkemesinde vefat eden eşi …’ın mirasını aktif ve pasifiyle birlikte reddetmesi amacıyla mirasın reddi davası açtıklarını, bu nedenle adli yardım taleplerinin olduğunu, müvekkilinin trafik kazası neticesinde yaralanmasından ötürü uğramış olduğu zararlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden başvuru tarihi olan 23.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 28188018 sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını, 21.02.2020 tarihinde sigortalı aracın yapmış olduğu kaza neticesinde davacının maluliyeti sebebiyle maddi tazminat talebiyle huzurdaki dava ikame edilmişse de davanın reddi gerekmekte olduğunu, davaya konu kaza araç sürücüsünün kalp krizi nedeniyle gerçekleştiğinden, davacının maddi zararlarının zorunlu trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maluliyet oranının ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından tespiti gerektiğini, tazminat hesabının ise hazine siciline kayıtlı bir aktüer tarafından yapılmasını zorunlu olduğunu, ayrıca davacının avans faiz talebinin de hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Somut olayda, dava dışı sürücü …’ın 21/02/2020 tarihinde … plaka sayılı araç İzmir İli, Menderes Caddesi üzerinde Gürçeşme yönünde meydana geldiği, kaza sırasında …’ın kalp krizi geçirdiğini ve direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüje çıkarak önce ağaca sonra aydınlatma direğine çarparak tek taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği ve bu suretle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47. ve 52. Maddelerine aykırı davranışı nedeniyle kazanın oluşumunda asli ve takdiren yüzde yüz oranında kusurlu bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Davalı sigorta şirketi dava dışı … sevk ve idaresinde bulunan ve kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihindeki ZMMS sigortacısıdır. Bu şekilde meydana gelen kazada dosyada mevcut raporlara göre davacının yüzde on oranında daimi maluliyetinin bulunduğu ve kırk beş gün süre ile geçici iş göremezlik durumunun bulunduğu, davacının davalı sigorta şirketinden dava dışı sigortalının kusuruna isabet eden geçici ve daimi maluliyet tazminatı miktarının 128.417,57 TL tutarında talep edilebileceği anlaşılmaktadır. Söz konusu tazminat tutarı ise davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sigorta poliçesi limitleri dahilinde kalmaktadır. Bu itibarla söz konusu bu tazminatlardan davalı sigorta şirketi sorumludur. Dosya kapsamından davalı sigorta şirketi vekili dava dışı sürücünün kalp krizi geçirmek suretiyle trafik kazası meydana geldiğini, dolayısıyla dava dışı sigortalıya atfedilebilecek bir kusurunun bulunmadığını, buradan hareketle de bu durumu trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu ve müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir tazminattan sorumlu tutulamayacağını savunmuş ise de mahkememizce dava dışı müteveffa sigortalının araç ile seyir halinde iken kalp krizi geçirmesi nedeniyle vefatı ve kazanın meydana gelmesi durumu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 86. Maddesi kapsamında mücbir sebep olarak kabul edilmemiştir. Zira sürücünün ani ölümü, kendini kaybetmesi gibi olaylar aracın işletilmesine yabancı olan olaylardan değildir. Araç sürücüsünün kalp krizi geçirmesi mücbir sebebin hariciliği unsuruna uymamaktadır ve bu itibarla mücbir sebep kabul edilebilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Konuya ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/11 – 1096 esas 2013/382 karar sayılı ilamı ile bu husus benimsenmiş ve uygulanagelmiştir…” gerekçesi ile “… davanın kabulüne, 128.417,57 TL maddi tazminatın 03/07/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu 86. Maddesine göre işletenin sorumlu tutulmadığı durumlarda sigortacının da sorumlu olmayacağını, somut olay incelendiğinde, kaza ile ölüm arasında uygun illiyet bağı olmadığını, ölümün kalp krizi sonucu gerçekleştiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla; davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından tespitinin gerektiğini, davacının maluliyete ilişkin talepleri bakımından; maluliyet oranlarının tespitine ilişkin raporun “Özürlülük ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe” göre düzenlenmesinin gerektiğini, bu nedenle davacının kalıcı sakatlığının tespiti açısından Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınmasını talep ettiğini, tazminat hesabının hesaplama konusunda uzman ve hazine siciline kayıtlı bir aktüer tarafından yapılmasının gerektiğini, davacının avans faiz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olup, reddinin gerektiğini, söz konusu olayın işleten açısından haksız fiilden kaynaklanan bir olay olduğunu, müvekkili şirketin de yasal olarak işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiği göz önüne alındığında haksız fiilden kaynaklanan olaylarda ise ancak yasal faizin talep edilebileceğini, kararın kaldırılarak, davanın reddi kararı verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının, zorunlu trafik sigorta poliçecisi olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından
istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 21.02.2020 tarihinde, davacı ile dava dışı …, … ile birlikte araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken sürücü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybedip aracın ön kısımları ile orta refüjde bulunan aydınlatma direğine çarpması sonucu davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, araçta bulunan davacının ve eşi sürücünün yaralandığı, sürücü …’ın kaldırıldığı hastanede vefat ettiği, trafik kaza tespit tutanağına göre araç içerisinde bulunan … isimli şahsın, kazadan önce sürücü … ‘ın kalp krizi geçirmiş olabileceğini, kendisine seslenildiğinde şoförün kendisini duymadığını ve cevap vermediğini beyan ettiği hususunun yazılı bulunduğu, kaza ile ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2020/25108 soruşturma, 2020/27949 karar numaralı soruşturmada İzmir Adli Tıp Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinden alınan 29/04/2020 tarih ve 2020/2325-440 sayılı otopsi raporuna göre, davaya konu aracı kullanan sürücü …’ın direksiyon başında fenalaşması ve kaldırıldığı mahkemece Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’nde vefat etmesinin, kişinin kendisinde mevcut kalp damar hastalığı sonucu meydana geldiği, ölümde herhangi bir şüpheli durumun tespit edilmediğinin bildirildiği ve anılan rapora istinaden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının sürekli(%10) ve geçici iş göremezlik süresinin(45 gün) Ege Üniversitesince kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre belirlendiği, davacının sürekli bakıma muhtaç olmadığı, aktüer rapora göre davacının hak edebileceği maddi tazminat miktarının TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve %10 arttırım %10 eksiltim yöntemine göre, toplam maddi zararının (3.487,05 TL gigt+işlemiş dönem sigt 5.46,81TL, işleyecek aktif dönem zararının 121.679,41-TL ) 128.417,57-TL olduğu görülmüştür.
Motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denilmektedir.
Daha kısa bir anlatımla, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, KTK. m. 91’de belirtildiği üzere işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür.
2918 sayılı KTK.nun 91.maddesine göre: “İşletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
Yasanın 85/1. maddesine göre de, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüs unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yasanın 91/1. ve 85/1. maddeleri bir arada ele alındığında, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nı yapan sigortacının poliçede belirlenen limite kadar, işletenin sorumluluğunu üstlendiği sonucuna varılabilmektedir. Ancak sigorta şirketini sorumluluktan kurtaran bazı istisnai haller vardır. İşletenin sorumlu tutulmadığı KTK. m.86’daki durumlarda sigortacı da sorumlu olmaz. Bunlardan biri de önceden öngörülmesi olanaksız, karşı konulamayacak türden olağanüstü olaylar yani mücbir sebeptir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davalı sigorta vekili kazanın, sürücünün kalp krizi geçirmesi sonucu olduğu yönünde savunma yapmıştır. Ceza soruşturmasında İzmir Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünce verilen raporda, kişinin ölümünün kalp damar hastalığı sonucu meydana gelmiş olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacının sürücü eşi olan …’ın kaza tarihinden önceki tedavi evraklarının SGK’ dan celbi ile kazanın sürücünün kalp krizi sonucu mu gerçekleştiği yoksa kaza sonucu mu sürücünün kalp krizi geçirdiği hususunda ATK ilgili Dairesinden rapor alınarak, trafik kazasının şayet kalp krizi sonucu gerçekleştiği kabul edilecekse bu durumun KTK nun 86. maddesinde sayılan sigorta şirketinin sorumluluğunu sona erdiren mücbir sebep kabul edilip edilemeceği üzerinde durularak yapılacak değerlendirme sonucunda bir karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının belirtilen yönden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği görüşündeyim. Heyet takdirine sunulur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarihli 2020/394 Esas ve 2022/279 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde anılan taraflara iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre istinaf edenin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.