Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/89 E. 2022/224 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/89
KARAR NO : 2022/224

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2021 tarihli ek karar
NUMARASI : 2021/219 D.İş Esas- 2021/219 D.İş Karar
DAVA : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 09/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2021 tarihli 2021/219 D.İş Esas ve 2021/219 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; 09/04/2011 tarihinde maliki … A.Ş. olan … tescil plakalı asfalt silindir makinesinin, ..Şti.’nin çalışanı olan …’in sevk ve idaresinde iken Bayraklı ilçesi 1620/5 Sokakta dava dışı …’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazaya ilişkin 09/04/2011 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında ve kazaya ilişkin İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin E:2014/22 – K:2014/403 sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda sürücü …’in asli ve tam kusurlu bulunarak taksirle yaralama suçundan mahkum olduğunu, söz konusu kararın Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2016/2936 E.-2017/7245 K. sayılı kararıyla onanarak kesinleştiğini, kaza sonucunda daimi malul kalan …’ın araç maliki … A.Ş. ile sürücü … ve sürücüyü çalıştıran ….Şti. aleyhine İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/288 Esas dosyasında tazminat davası açtığını, daha sonra kazaya sebebiyet veren … tescil plakalı asfalt silindirinin kaza tarihinde geçerli Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta (ZMMS) poliçesi bulunmaması sebebiyle İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/39 Esas sayılı dosyasında müvekkili … aleyhine de ayrıca dava açtığını, söz konusu dava dosyalarının İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/288 E. dosyasında birleştirildiğini, daha sonra bu dosyadan görevsizlik kararı verilmesi üzerine söz konusu dosyaların görevli İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1065 Esas sayılı dosyasına intikal ettirilerek müvekkili … ve yukarıda belirtilen diğer davalılar aleyhine tazminata hükmolunduğunu, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1065 E. – 2021/195 K. sayılı ilamı ile ilgili olarak alacaklı tarafından İzmir 7. İcra Dairesinin 2021/3772 Esas sayılı dosyasında müvekkili … yönünden 181.908,86 TL takip çıkışı üzerinden başlatılan ilamlı icra takibi dosyasına müvekkili … tarafından 30/04/2021 tarihinde asıl alacak, faiz, masraf, harç ve icra vekalet ücreti gibi ferileri ile birlikte toplam 207.015,15-TL ödeme yapıldığını, söz konusu icra dosyasına ödenen vekalet ücreti sebebiyle 25/05/2021 tarihinde 6.031,76-TL stopaj ödemesi yapıldığını, ayrıca İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1065 E. – 2021/195 K. sayılı ilamı uyarınca 29/04/2021 tarihinde 7.138,32-TL karar ilam harcı ödemesi yapıldığını, netice itibariyle 09/04/2011 tarihinde gerçekleşen ve dava dışı …’ın daimi maluliyeti ile sonuçlanan kaza sebebiyle müvekkili …nın kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi bulunmaması sebebi ile mahkeme ilamı neticesinde tüm ferileriyle birlikte toplam 220.185,23-TL ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek kazaya kusurlarıyla sebep olduğu mahkeme ilamı ile tespit olunan … tescil plakalı silindirin sürücüsü … ile sürücünün işvereni (adam çalıştıran) konumundaki ….Şti.’nin ve yine mahkeme ilamı ile sorumluluğu tespit edilen kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmayan … tescil plakalı silindirin maliki/işleteni … A.Ş.’nin yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca sorumlu olması ve … Yönetmeliği md.16 uyarınca müvekkilin adı geçenlere rücu hakkının bulunması sebebiyle müvekkilinin alacağının güvenceye alınması amacıyla, ihtiyati haciz talep edilen alacağın kamu alacağı niteliğinde olması durumları da dikkate alınarak borçluların borca yetecek tutarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İİK md.257 vd. gereği ihtiyati haciz konulmasına, müvekkilinin kamu kurumu niteliğinde olması sebebiyle teminatsız olarak veya gerekli görüldüğü halde takdir edilecek teminat, banka teminat mektubu mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk Derece Mahkemesince; %15 oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı … A.Ş. vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince 15.09.2021 tarih ve 2021/219 d. iş nolu EK KARAR ile ” Mahkememizin 08/07/2021 tarihli, 2021/219 Değişik İş sayılı ihtiyatî haciz kararının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1065 esas ve 2021/195 karar sayılı kararı incelenerek verildiği, her ne kadar ihtiyatî haciz kararına itiraz eden vekili ihtiyati haciz kararına müvekkilinin herkes tarafından bilinen yollardaki asfaltı döken kuruluş olduğunu, yerinin belli olduğunu, mal kaçırma ve kaçma şeklindeki dosyaya yansıyan bir delil bulunmadığını, yerleşik ikamet sahibi olduğunu ve yine dayanak kararın tarafınca istinaf edildiğini ve henüz kesinleşmediğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının mevcut olmadığı ve beyan etmişse de; ihtiyatî haciz kararına karşı itiraz sebeplerinin İİK’nun 265.maddesinde sınırlı olarak sayıldığı, bunlar mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyatî haczin dayandığı nedenlere ilişkin olup; ihtiyatî haczin dayandığı sebepler ise aynı yasanın 257. maddesinde düzenlenmiş olup, bunlar alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve para borcuna ilişkin olmasıdır. Belirtilen gerekçeye göre itiraz eden tarafın itiraz gerekçeleri İİK’nun 265.maddesi kapsamında incelenerek yerinde görülmediğinden” ihtiyati hacze itirazın REDDİNE karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden karşı taraf … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 08.07.2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılması taleplerinin, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/219 D.İş, 2021/219 Karar sayılı ve 15/09/2021 tarihli kararı ile reddedilmiş olup, işbu kararın 12/10/2021 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, davacı ihtiyati haciz talep edenin dilekçesinde belirttiği müvekkili şirketin mal kaçırma girişiminde olduğuna ilişkin istihbarat çalışması sonucunun kaynağının anlaşılamadığını, zira müvekkili şirketin … Belediyesi’nin % 98,792 oranında iştiraki olan, diğer hissedarları da … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … Genel Müdürlüğü gibi Belediye iştirak ve kuruluşları olan ve … İli yol bakım ve çalışmaları başta olmak üzere pek çok kamu hizmetini yüklenerek yerine getiren köklü bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin ortaklık yapısı itibariyle iddia edilen mal kaçırma girişimlerinde bulunmasının mümkün olmadığını, taraflarınca 21/04/2021 tarihinde tehiri icra istemli istinaf edilmiş olan bir karar hakkında vadesi gelmiş bir borç olduğundan söz edilemeyeceğini,müvekkili şirket kurulduğundan bu yana aynı muayyen yerleşim yerinde olup, müvekkilinin mallarını gizlemek, kaçırmak, hileli işlemlerde bulunmaya yönelik tek bir doğrudan yahut dolaylı işlemi bulunmadığını, karşı tarafın bunun aksine bir iddiası var ise bu iddiasını somut ve şüpheden uzak bir biçimde delilleriyle ortaya koyması gerektiğini, müvekkili şirketin malvarlığına, hak ve alacaklarına haksız ve hukuka aykırı şekilde ihtiyaten haciz konulmasının müvekkili şirket yönünden telafisi güç zararlara yol açacağını bu durumun aynı zamanda bir kamu zararı da doğuracak olup, ihtiyati haciz tedbiri ile amaçlanan koruma ile meydana gelecek zarar arasında ciddi bir dengesizlik meydana geleceğini, müvekkili şirketin yerleşim yeri belli olup mallarını kaçırmaya, gizlemeye yahut alacaklının haklarını ihlale yönelik herhangi bir hileli işlemi olmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının müvekkilinin haklarını ciddi ölçüde ihlal ettiğini bu sebeplerle haksız şekilde verilen ihtiyati haciz kararına süresinde itirazda bulunmuş olmalarına karşın, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bu taleplerin hatalı bir gerekçeyle reddedildiğini ileri sürerek İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/219 D.İş, 2021/219 Karar sayılı ve 15.09.2021 tarihli kararına karşı ve ihtiyati hacze ilişkin tüm itirazların kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nın 265. maddesi gereğince ihtiyati hacze itiraz davasıdır
Mahkemece; 08.07.2021 tarih ve 2021/219 d. iş kararı ile ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiş, itiraz üzerine 15.09.2021 tarihli ek karar ile itirazın reddine karar verilmiş olup, ek karar itiraz eden … A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.

Somut olayda; maliki itiraz eden … A.Ş. olan … tescil plakalı asfalt silindir makinesi, …Şti.’nin çalışanı olan …’in sevk ve idaresinde iken dava dışı …’a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, kazaya ilişkin İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin E:2014/22-K:2014/403 sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda sürücü … asli ve tam kusurlu bulunarak taksirle yaralama suçundan mahkum olduğu ve hükmün temyiz üzerine kesinleştiği, kaza sonucunda daimi malul kalan …’ın, araç maliki … A.Ş. ile sürücü … ve sürücüyü çalıştıran ….Şti. aleyhine İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/288 Esas dosyasında ve kazaya sebebiyet veren … tescil plakalı asfalt silindirinin kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigorta (ZMMS) poliçesi bulunmaması sebebiyle İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/39 Esas sayılı dosyasında davacı … aleyhine maluliyet sebebiyle dava açtığı, söz konusu dava dosyalarının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1065 Esas sayılı dosyasında birleştirildiği ve davacı ile dava dış diğer davalılar aleyhine tazminata hükmolunduğu, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1065 E. – 2021/195 K. dosyasında yapılan yargılamasında Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 03/07/2017 tarihli raporu ile kazada yaralanan …’ın daimi işgöremezlik oranının %47, geçici işgöremezlik süresinin 9 ay, kusur bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda …’in %50, …Şti.’nin %35 ve kazazede …’ın %15 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, kazazedenin uğradığı bedensel zarardan asfalt silindirini kaza anında kullanan … ile onu çalıştıran ….Şti. ve araç maliki işleten konumundaki … A.Ş.’nin ve kazaya karışan asfalt silindirinin kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi bulunmayışı nedeniyle davacı müvekkili … nın da kaza tarihindeki ZMMS poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, bu ilam ile ilgili olarak alacaklı tarafından İzmir 7. İcra Dairesinin 2021/3772 Esas sayılı dosyasında müvekkili … yönünden 181.908,86 TL takip çıkışı üzerinden başlatılan ilamlı icra takibi dosyasına müvekkili … tarafından 30/04/2021 tarihinde asıl alacak, faiz, masraf, harç ve icra vekalet ücreti gibi ferileri ile birlikte toplam 207.015,15-TL, söz konusu icra dosyasına ödenen vekalet ücreti sebebiyle 25/05/2021 tarihinde 6.031,76-TL stopaj ödemesi ve ayrıca İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1065 E.-2021/195 K. sayılı ilamı uyarınca 29/04/2021 tarihinde 7.138,32-TL karar ilam harcı ödemesi olmak üzere toplam 220.185,23-TL ödeme yapmak zorunda kaldığı, müvekkilinin … Yönetmeliği md.16 uyarınca, hesaptan yapılan ödemelerle ilgili yukarıda unvan/isimleri belirtilen davalılara rücu hakkı bulunduğu, ayrıca davacının … Yönetmeliği md.17/2’de düzenlenen halefiyet hükmü gereği hukuken zarar gören kişinin yerine geçtiği iddiasıyla rücuen alacak hakkını güvenceye almak amacıyla 2004 sayılı İİK md.257 gereği ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki evraklara göre davacının rücu hakkına dayalı olarak istemde bulunabileceği ve kusur, maluliyet ve aktüer raporlara göre de ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat olgusunun sağlandığı, ayrıca itiraz eden borçlunun ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak itiraz eden borçlu vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2021 tarihli 2021/219 D.İş Esas – 2021/219 D.İş Karar sayılı ek kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin itiraz eden … A.Ş’ den alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-İstinaf eden tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/02/2022