Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/876 E. 2022/942 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/876
KARAR NO : 2022/942

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2022 (Dava) – 06/04/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/203 Esas-2022/296 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2022 tarihli 2022/203 Esas ve 2022/296 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ortağı olduğu … Şti. ( Didim Vergi D: … ) isimli şirketin karar defteri ve ortaklar pay defterinin müvekkilinin Didim-Bandırma seyahati esnasında kaybolduğunu ve bugün itibariyle müvekkili olan davacının öğrendiğini, davacının bunun üzerine şirket adına mahkemeye başvurmak ve zayi belgesi almak amacıyla yetki belgesini kontrol ettiğinde, yetki belgesinin süresinin dolduğunu ve karar defteri olmadığı için de yeni yetki belgesi alamadığını öğrenmesi sebebiyle şirkete ait karar defteri ve ortaklar pay defterinin zayi olduğuna dair zayi kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… davaya konu defterlerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ziyaa uğramadığı, defterlerin kaybolduğu, kaybolma halinin zayi belgesi verilmesine sebep teşkil etmediği, yine davacının kanunen saklamakla yükümlü olduğu defterleri muhafaza etmek için basiretli bir tacirin alması gereken tedbirleri aldığını, özen görevini yerine getirdiğini, belgelerin zayi olmasında kusuru olmadığını ispat edemediği, tüm bu sebeplerle zayi belgesi verilmesinin şartlarının oluşmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davalarının “kaybolma halinin zayi belgesi için yeterli olmadığı” belirtilerek reddedildiğini, oysaki yasa maddesinin geniş ve amaca yönelik yorumlanarak davalarının kabul edilmesi gerekirken reddi yönündeki kararın yersiz olduğunu, işbu davanın hasımsız olarak açılmakta ve zayi belgesinin verilmesinin başkaca herhangi bir zarar veya mağduriyete sebep olmadığı, kaybolma sebebiyle zayi belgesi talebi dışında müvekkilin de herhangi bir başka seçeneği olmadığı, zayi belgesi alınmadığı takdirde bu durumun devam edeceği, şirketin feshedilemeyeceği ve ortaklara sürekli olarak bir külfet doğuracağı gözönüne alındığında kararın haksız olduğu ve kaldırılması gerektiğini beyanla uzun yıllardır faal olmayan , süresi geçtiği için yetki belgesi de alınamayan , şirketin feshi için de zayi belgesi alınması şartı karşısında işbu kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK 82/7. maddesi gereğince kaybolma iddiasına dayalı zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK. 82. maddede sayılan hususların tahdidi değil ise de ziyada tacirin kusurunun bulunmaması gerekmesine ve davacının defter saklamada özenli davranmadığının, defterlerin kaybolduğunun dahi çok sonra anlaşıldığının belirtilmesiyle anlaşılmasına, bu durumda gerek hak düşürücü sürenin gecirilmiş olması gerekse de kaybolma olayında davacıya kusur atfedilemeyeceğinin ileri sürülemeyecek olmasına göre davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddine dair aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2022 tarihli 2022/203 Esas ve 2022/296 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2022