Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/823 E. 2022/825 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/823
KARAR NO : 2022/825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2022 (Dava) – 24/03/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/110 Esas
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 ara karar tarihli ve 2022/110 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, bir aile şirketi olan davalı şirketin ortakları olduğunu, müvekkili …’in önceki soyadının “…” olduğunu, müvekkili …’in babası dava dışı …’in şirketin hâkim ortağı, tek yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı iken, 14/01/2022 tarihinde vefat ettiğini, şirketin diğer hakim ortağının ise müvekkilinin ağabeyi … olduğunu, davalı şirketin 1992 yılından bu yana plastik ambalaj sektöründe faaliyet gösterdiğini, 70’ten fazla çalışanının bulunduğunu, sermayesinin, her biri 25,00 TL değerinde 612000 paya ayrılmış toplam 15.300.000,00 TL olduğunu, gerçek değerinin ise bugün itibariyle 250.000.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu, davalı şirket daha önce “limited şirket” iken, müvekkillerinin muhalefetine rağmen oy çokluğuyla alınan 22/04/2021 tarihli genel kurul kararı ile tür değişikliğine gidilerek “anonim şirkete” dönüştürüldüğünü, müvekkillerini saf dışı bırakma amacıyla yapılan tür değişikliğinin iptali istemiyle müvekkilleri tarafından İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/383 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın devam ettiğini; davalı şirketin hâkim ortaklarından … ve …’in şirket menfaatlerine zarar veren, müvekkillerinin haklarını ihlâl eden, güven sarsıcı, vergi yasalarını da ihlâl eden, hukuka aykırı iş ve eylemleri nedeniyle mevcut ortaklığın müvekkilleri açısından çekilmez hâle geldiğini, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin ortadan kalktığını, bu nedenle müvekkilleri tarafından davalı şirketin TTK’nın 531/1. maddesi uyarınca haklı sebeplerle feshi istemiyle İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/384 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın devam ettiğini; 30/12/2021 tarihinde davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığını, müvekkillerinin bu toplantıda avukatla temsil edildiğini ancak toplantının kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı şekilde yapıldığını, müvekkillerinin tutanağa yazdırdıkları itirazlarına ve muhalefetlerine rağmen, hukuka aykırı kararların alındığını, genel kurul kararının iptale tâbi olması ve …’in vefatı nedeniyle şirkette organ eksikliğinin oluştuğunu, bu nedenle şirkete acele kayyım atanması gerektiğini, 04/02/2022 günü yapılacağı ilân edilen olağanüstü genel kurul toplantısının da yapılamayacağını, yönetim kurulu, yegâne (tek) üyesi olan …’in ölümü ile iş yapamaz hâle geldiği için, her bir pay sahibi ve tüm ilgillerin, mahkemeden TMK’nın 426. maddesine göre şirkete kayyım atanmasını isteyebileceğini; TTK’nın 407/2 ve 390/2 maddeleri gereğince …’in 30/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına bizaat katılması şart iken, toplantıya katılmayarak başkasına (…’e) vekâletname vermesinin ve vekâleten oy kullandırmasının hukuka aykırı olduğunu, böyle bir durumda genel kurulda karar alınması mümkün olmayıp, karar alındığı takdirde bu karar hukuka aykırı ve iptale tâbi olacağını, olağanüstü genel kurul toplantısı öncesinde yapılan hazırlıklara ilişkin belgelerin geçersiz (sahte) olması karşısında esasen 30/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurulun baştan itibaren usulsüz olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 211. maddesine göre sahtelik incelemesi yapılmasını, …’in karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalarının ilgili yerlerden getirtilmesini ve sahtecilik (grafoloji) alanında uzman bilirkişiden rapor alınmasını istediklerini, dava konusu kararların, ticaret sicilinde tescil ve ilân ettirildiğini, TTK’nın 449/1. maddesinde genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkemenin dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceğinin düzenlendiğini, HMK’nın 389/1. maddesinde de ihtiyati tedbir kararı verilebilecek durumların belirtildiğini, hukuka açıkça aykırı olup ticaret sicilinde tescil ve ilân ettirilen kararların uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını (kararların yürütülmesinin geri bırakılmasını) da istediklerini belirterek; öncelikle, şirketin tek temsilcisi …’in vefatı nedeniyle şirket organsız kaldığından, ayrıca 04/02/2022 günü yapılacağı ilân edilen olağanüstü genel kurul toplantısı da organ boşluğu nedeniyle yapılamayacağından, dava sonuçlanıncaya kadar şirketin idaresi için şirkete acele kayyım atanmasına; TTK’nın 449/1 ve HMK’nın 389/1. maddeleri uyarınca dava konusu 30/12/2021 tarihli 1 numaralı olağanüstü genel kurul kararının ve bu karara dayalı olarak …’in imzası ile usulsüz olarak alınan 10/01/2022 tarihli 10 numaralı yönetim kurulu kararının uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla (teminat aranmaksızın) durdurulmasına (kararların yürütülmesinin geri bırakılmasına); 30/12/2021 tarihli 1 numaralı olağanüstü genel kurul kararının ve bu karara dayalı olarak …’in imzası ile usulsüz olarak alınan 10/01/2022 tarihli 10 numaralı yönetim kurulu kararının hukuka aykırı olması nedeniyle TTK’nın 445/1 maddesi uyarınca iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların, şirket olarak çalıştıkları ve finansal dengeleri sağladıkları … Bankası 4.Sanayi Şubesi ve … Bankası Alsancak Şubesine noter kanalıyla ihtarname göndererek “şirket menfaatlerine zarar veren, güven sarsıcı, vergi yasalarını ihlal eden işlemlerin olduğunu, 30/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurulda … adına kullanılan vekaletnamenin sahte olduğunu, genel kurulda alınan kararların geçerli olmadığını, bu sebeplerle İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/384 esas sayılı dosya ile şirketin feshi davası açtıklarını, şirkette organ boşluğu olduğunu” bildirdiklerini, davacılar tarafından açılan şirketin feshi davasında 05/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun aldırıldığını, “davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığı, şirket faaliyetlerinin vergi yasalarına uygun olduğu, hukuka aykırı faaliyette bulunmadığı, ciddi yatırım yapıldığı ve her yıl karlılığın arttığı” hususlarının tespit edildiğini, davacıların asılsız iddiaları nedeniyle her iki bankanın da kredi vermeyi durdurduğunu, davacıların amacının şirkete kayyım atanmasını sağlamak olduğunu, 30/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 3. maddesinde yönetim kurulunun seçiminin yapıldığını, davacıların şirkette organ boşluğu yaratmaya çalıştıklarını belirterek, 30/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul kararının uygulanmasının ertelenmesi isteğinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince “… İhtiyati tedbir isteğinde bulunan tarafın davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde kanıtlaması gerekir. Soyut iddiadan daha çok, tam ispattan daha az bir durumun varlığı halinde yaklaşık ispat halinden söz edilebilecektir. Dolayısıyla; ihtiyati tedbir isteyenin, davada ileri sürdüğü hakkın varlığı ve bu hakkın tehlikede olduğu konusunda mahkemede güçlü bir kanaat oluşması gerekir. Bu bağlamda da eldeki davada davacı tarafın dava konusu genel kurul toplantısı öncesinde yapılan hazırlıklara ilişkin belgelerin geçersiz (sahte) olduğunu, davalı şirketin 30/12/2021 tarihli (1) numaralı olağanüstü genel kurul kararının ve bu karara dayalı olarak …’in imzası ile alınan 10/01/2022 tarihli (10) numaralı yönetim kurulu kararının yasaya, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı, iptali gereken kararlar olduğunu ispatlaması gerekecektir. Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının haklı olup olmadığı hususu yürütülecek yargılamada yaptırılacak bilirkişi incelemesi ve diğer delillerler birlikte değerlendirilerek belirlenebilecektir. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden ve getirtilen kayıtlardan yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde dava konusu kararların icrasının geri bırakılması gerektiği yönünde mahkememizde yeterli düzeyde kanaat oluşmadığı…” gerekçesiyle davacılar vekilinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü dava konusu genel kurul ve yönetim kurulu kararının yürütülmesinin geri bırakılması yönündeki ihtiyati tedbir isteğinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusunun Olağanüstü Genel Kurul Kararı ve bu karara dayalı olarak alınan Yönetim Kurulu Kararının yürütülmesinin geri bırakılması için gerekli olan “yaklaşık ispat koşulu” sağlandığını,30.12.2021 tarihinde şirketin yegâne (tek) yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı (murahhas âzası) … olduğunu, bu hususun ticaret sicili ve şirket kayıtları ile sabit olduğunu, 6102 sayılı TTK.’nın 407/2. maddesinin açık hükmüne göre:”Murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunmaları şarttır. Diğer yönetim kurulu üyeleri genel kurul toplantısına katılabilirler. Denetçi genel kurulda hazır bulunur. Üyeler ve denetçiler görüş bildirebilirler.” 6102 sayılı TTK.’nın 390/2. maddesine göre: “Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar.” 28.11.2012 tarihli ve 28481 sayılı R.G.’de yayımlanan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 17. maddesine göre; “Genel kurul toplantılarında murahhas üyeler ile en az bir yönetim kurulu üyesinin hazır bulunması şarttır. Diğer yönetim kurulu üyeleri de genel kurul toplantısına katılabilirler. Denetime tabi olan şirketlerin genel kurul toplantılarında denetçi de hazır bulunur.” Yasanın ve Yönetmelik’in bu emredici hükümlerine göre, …’in, 30.12.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına bizzat katılması şart iken, toplantıya katılmayarak başkasına (…’e) vekâletname vermesi ve vekâleten oy kullandırmasının hukuka aykırı olduğunu, böyle bir durumda genel kurulda karar alınmasının mümkün olmadığını, karar alındığı takdirde bu kararın hukuka aykırı ve iptale tâbi olacağını, …’in, 30.12.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına katılmadığı hususunda bir tartışma olmadığını, hazırun cetveli, vekaletname ve genel kurul kararı içeriğine göre, …’in genel kurul toplantısına bizzat katılmadığın (Kanuna aykırı olarak vekil ile temsil edildiği) açık olduğunu,mevzuatın âmir hükümleri gereği toplantıya bizzat katılması gerekirken katılmayan … adına, 27.12.2021 tarihli vekâletname ile … adlı üçüncü kişi yetkilendirildiğini, …’in; geçersiz vekâletnameye istinaden …’i temsilen (usulsüz olarak) hazırun cetvelini imzaladığını, ayrıca genel kurulda …’i temsilen (usulsüz olarak, vekâleten) oy kullandığını, toplantıya bizzat katılması gereken (başkasına vekâletname vermesi mevzuata göre yasak olan) … adına …’e çıkarılan vekâletnamenin geçersiz olduğu gibi, …’in …’e vekâleten oy kullanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, aynı usulsüzlük nedeniyle hazırun cetvelinin … tarafından imzalanmasının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin bu hususlardaki açık muhalefetine ve itirazlarına rağmen toplantıya devam edildiğini, gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmiş ve oyçokluğu ile kararlar alındığını, gündemin (3) no’lu maddesine istinaden, yönetim kurulunun tek yönetim kurulu üyesinden oluşmasına ve yönetim kurulu üyesi/yönetim kurulu başkanı olarak …’in seçilmesine dair oyçokluğu ile alınan kararın, hukuka açıkça aykırı olduğunu, yine, gündemin (4) no’lu maddesine istinaden, …’in, şirket ana sözleşmesinin temsil maddesine göre temsile ve ilzama yetkili kılınmasına oyçokluğu ile karar verildiğini, bu kararın da hukuka aykırı olduğunu, öte yandan, …’in dava konusu genel kuruldan önce verdiği vekâletnamenin ve diğer bazı belgelerde sahtecilik yapıldığı yönündeki iddialarının ilk derece mahkemesince araştırılması tabii olmakla birlikte, hukuka aykırılığı tartışmasız olan dava konusu kararların yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi için “sahtelik incelemesi yapılmasına” gerek olmadığını, zira, 30.12.2021 tarihli 1 no’lu olağanüstü genel kurul kararının, TTK.’nın emredici nitelikteki 407/2. maddesine aykırı olduğundan, zaten iptale tâbi olduğunu, bu hususta başka bir inceleme yapılmasına da gerek bulunmadığını, dava konusu kararların, ticaret sicilinde tescil ve ilân ettirildiğini, TTK.’nın 449/1. maddesinde, genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkemenin dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceğinin düzenlendiğini, HMK.’nın 389/1. maddesinde de, ihtiyati tedbir kararı verilebilecek durumların belirtildiğini, anılan yasa hükümleri uyarınca, hukuka açıkça aykırı olup ticaret sicilinde tescil ve ilân ettirilen kararların uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasının(kararların yürütülmesinin geri bırakılması) elzem olduğunu, dava konusu olayda ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulü ile taleplerinin reddine yönelik olarak verilen 24.03.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; davalı şirkete kayyım atanması ve 10.01.2022 tarihli 10 karar nolu yönetim kurulu kararının yürütmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebidir.
Mahkemece; talebin reddine karar verilmiş olup, ara karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hükme bağlanmıştır.
İhtiyati tedbir talep eden, HMK’nın 390/(3). maddesi uyarınca, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Dosya kapsamından dava konusu talep ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava dosyasına sunulan tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, talebin yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı, şu an için şirkette organ boşluğu da olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına karşı ihtiyati tedbir talep eden( davacılar ) vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarihli, 2022/110 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacılardan ayrı ayrı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2022