Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/801 E. 2022/980 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/801
KARAR NO : 2022/980

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2022 (Ara Karar Tarihi)
NUMARASI : 2021/1151 Esas (Derdest)
DAVA :Genel Kurul Kararının İptali
TALEP :Taşınmaz satışı hususunda ihtiyati tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2022 ara karar tarihli ve 2021/1151 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:Dava dışı … ve … Şti Yetkilisi … tarafından … Mahallesi … Ada … Parselde bulunan 68 adet mesken niteliğindeki taşınmazlara yönelik dosyaya çeşitli teklifler verildiği ve beyanlar sunulduğunun görüldüğünü, kayyım tarafından sunulan 01/03/2022 tarihli raporda:” Kayyımlığımızca gerek davacı ya ve gerekse davalı şirket yetkilisine bu taşınmazın satışı konusunda müşteri bulmaları hususunda telkinde bunulmuş, birden fazla alıcının olması durumunda şirket lehine hareketle taşınmazın en yüksek olana satışının kayyımlığımızca bu konuda Sayın Mahkemeye bilgi verilmek ve onay alınmak suretiyle onaylanacağı “ ifade edildiğini , şirketin devamını sağlamak amacı ile bu taşınmazların satışının yapılarak şirket borçlarının kapatılmasının önem arz ettiğini belirterek , … Mahallesi … Ada … Parselde bulunan 68 adet mesken niteliğindeki taşınmazlara yönelik en yüksek teklifi veren ve mahkememize teklif ettiği bedele yönelik 5 gün içerisinde kesin ve süresiz teminat mektubu veya nakdi bedel ibraz eden kişinin teklifinin değerlendirilmesi hususunda karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece;”….talebin dava konusu olmaması, davalı şirketin malvarlığına tedbir konulmamış olması, şirkete yönetim kayyımı atanmamış olması, şirketin yönetim organının mevcut bulunması, atanan kayyımın gözetim ve denetim kayyımı olarak atanması karşısında talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı..” gerekçesiyle “talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin bu “RED” kararının, şirkete kayyum atanma amacıyla çeliştiğini, şirkete ait taşınmazların satışının gerçekleştirilmesi, kayyum tarafından denetlenmekte, kayyum mal varlıklarına ilişkin işlemleri gerçekleştirebilmek için yerel mahkemeden talimat-onay talep edildiğini, şirkete denetim ve gözetim kayyumu atandığını, şirkete kayyum atanması nedeniyle, şirkete ait taşınmazların satışı, kayyum ve mahkeme onayı olmadan mümkün olmadığını, bu nedenle, taşınmaz satışına ilişkin yerel mahkemece “kabul yahut red” şeklinde hüküm tesis edilmesi gerekliyken, talebin dava konusu olmaması, davalı şirketin malvarlığına tedbir konulmamış olması ve atanan kayyımın gözetim ve denetim kayyımı olarak atanması karşısında talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin” hukuka aykırı olduğunu, bu gerekçeyle verilen red kararı, şirkete kayyum atanma ve bazı işlemlerin mahkeme talimatı sonrasında gerçekleştirilmesi gerektiği anlayışına tamamen aykırı olduğunu belirterek, istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hükme bağlanmıştır.
İhtiyati tedbir talep eden, HMK’nın 390/(3). maddesi uyarınca, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olay bakımından, mahkemece 15/11/2021 tarihli ara kararlar ile ” davacı vekilinin 05.11.2021 tarihinde alınan 3 ve 4 nolu genel kurul kararlarının tedbiren yürütmesinin geri bırakılması yönündeki talebinin TTK’nın 449.maddesi uyarınca yönetim kurulunun görüşü alındıktan sonra değerlendirilmesine, Davalı … Şirketine yaklaşık ispat kuralı gereği Yeminli Mali Müşavir …’un tedbiren gözetim ve denetim Kayyımı olarak atanmasına, Kayyım’a 2.000,00 TL ücret takdirine, ücretin davalı … Şirketi tarafından karşılanmasına, Kayyımın görevinin karar kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiş, anılan kayyım atama kararına davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine 05/01/2022 tarihli duruşmada, “Davacı vekilinin davaya konu 3 ve 4 nolu ara kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin ve davalı şirketin yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyım onayına bağlı kılınması talebinin ayrı ayrı KABULÜNE, Davalı vekilinin davalı şirkete gözetim ve denetim kayyımı atanmasına ilişkin kararın kaldırılmasına yönelik talebin REDDİNE..” karar verilmiştir.
Davaya konu, 05/11/2021 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan üç nolu karar ile davacının şirketi temsiline son verildiği, münferiden …’in şirkete müdür olarak atanmasına, dört nolu ara karar ile …’e huzur hakkı ödenmesine karar verildiği, davacının genel kurulda alınan iş bu kararlarının hukuka aykırı olduğundan bahisle iptali ile yürütmenin durdurulması istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanununun 427. Maddesine göre; Vesayet makamı, bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa bir yönetim kayyımı atar.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hükme bağlanmıştır.
İhtiyati tedbir talep eden, HMK’nın 390/(3). maddesi uyarınca, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Davalı şirkete gözetim ve denetim kayyımı atanması ve şirketin yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyım onayına bağlı kılınması hususunda yerel mahkemece 15/11/2021 ve 05/01/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararları verilmiş ise de anılan kararların istinaf edilmesi sonucu Dairemizin 07/04/2022 tarih ve 2022/541 Esas, 2022/627 karar sayılı ilamı ile ihtiyati tedbir kararı verilmesi konusunda yaklaşık ispatın sağlanmadığı ve şirkette organ boşluğu da bulunmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin 15/11/2021 ve 05/01/2022 tarihli ihtiyati tedbirlerine ilişkin kararların kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği dolayısıyla davalı şirkete denetim ve gözetim kayyımı atanmasına, şirketin yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyım onayına bağlı kılınmasına dair ortada bir karar bulunmadığından, mahkemece talebin bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara göre; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin yazılı gerekçe ile reddi kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil olmadığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından Dairemizce ihtiyati tedbir talebinin, reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde HMK.’nun 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin kararına karşı ihtiyati tedbir isteyen vekili tarafından yapılan istinaf talebinin ESASTAN KABULÜNE; Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/03/2022 tarihli ve 2021/1151 Esas sayılı ara kararının HMK.’nun 353-(b)-2) maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)İhtiyati tedbir talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
b)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
c)İhtiyati tedbir derdest dosyada talep edildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep eden/davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf eden tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 220,70 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
c)İhtiyati tedbir isteyenin istinaf aşamasında yaptığı giderlerin nihai kararda esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
ç)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Kararın HMK nın 359/4. maddesi uyarınca temyize tabi olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
e)İhtiyati tedbir talep eden tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
f)Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.