Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/751 E. 2023/135 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/751
KARAR NO : 2023/135

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017 (Dava) – 03/02/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/240 Esas – 2022/92 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2022 tarihli 2021/240 Esas ve 2022/92 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ZMMS ile sigortacısı olduğu ve davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı minibüsün direksiyon hakimiyetini kaybederek aracın su kanalına devrilmesi sonucunda davacının yaralandığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı 24.900,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere 25.000,00 TL maddi tazminatın davalıya yapılan başvuru tarihi olan 19/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendilerine usulüne uygun bir başvuru bulunmadığını bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik talebinin poliçe kapsamında yer almadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Davanın KISMEN KABULÜ ile, 30.285,34 TL kalıcı iş göremezlik, 12.097,98 TL geçici iş göremezlik toplamı 42.383,32 TL’nin 11.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin maluliyet durumuna ilişkin raporun Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’ndan alınması gerekirken Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu’ndan alınmış olması Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2020/163 E. ve 2021/67 K. sayılı bozma ilamına aykırı olduğu gibi ilk derece mahkemesinin 31.03.2021 tarihli tensip tutanağının 3 nolu ara kararına, 09.04.2021 tarihli müzekkeresine ve Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 16. maddesine de aykırı olduğununu, yargılamanın eksik ve hatalı yapılmış olması nedeniyle müvekkilinin maddi anlamda büyük bir hak kaybına uğradığını, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu’nun 09.08.2021 tarih 13469 karar sayılı raporunda; müvekkilinin psikiyatrik muayenesinde remisyon uyum bozukluğu, olaya bağlı maluliyetine neden olacak mahiyet ve derecede psikopatoloji saptanmadığının belirtildiğini, adli tıp raporu dosyadaki bilgi ve belgeler yeterince incelenmeden verilmiş olup, eksik ve hatalı olduğunu, müvekkilinin 27.01.2016 tarihinde geçirmiş olduğu yaralamalı trafik kazasından önce herhangi bir psikiyatrik rahatsızlığının bulunmadığını, 27.01.2016 tarihinde geçirmiş olduğu yaralamalı trafik kazasından sonra müvekkilinin her an kötü bir şey olacakmış hissi yaşama, arabaya binmekten kaçınma, arabaya binmek zorunda kaldığında ise yoğun bir şekilde korku ve iç sıkıntısı yaşama, her an kaza yapma korkusu, bayılacakmış hissi yaşama, aşırı gerilmekten dolayı nefes alamama, rüyalarında kaza anını tekrar tekrar yaşama, gelen her sese aşırı tepki verme, korku, umutsuzluk, sinirlilik, uyku düzeninin bozulması, üzüntü, yaşam sevincini yitirmesi, moral bozukluğu ve benzeri duygusal tepkiler vermiş olup, yaşamış olduğu duygusal çöküntü nedeniyle farklı tarihlerde İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı’na ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’na başvuruda bulunarak tedavi gördüğünü, müvekkilinin kaza sonrası yaşamış olduğu ruhsal hastalıklardan dolayı antidepresan ilaçları ( … 100 mg/g, … 20 mg/g, … 5 mg/g, … 20 mg/g, … 5 mg/g, … 60 mg/g, … 90 mg/g, … 150 mg/g, … 50 mg/g, …, … 100 mg ) kullandığını, Müvekkilinin halen uyuyabilmek için desyrel 100 mg ilacını kullanmaya devam ettiğini, 27.01.2016 tarihli yaralamalı trafik kazasından sonra müvekkilinin kullanmış olduğu antidepresan ilaçların medula eczane sisteminde görüldüğünü, müvekkilinin yaşamış olduğu yaralamalı trafik kazası nedeniyle “ travma sonrası stres bozukluğu-uyum bozukluğunu ” yaşamaya devam ettiğini, 06.06.2018 tarih, 2018/108 adli tıp protokol nolu Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Medikolegal Değerlendirme raporunda; “ hastada kaza sonucunda …. ruh sağlığı muayenesine göre bulguları halen devam eden travma sonrası stres bozukluğu geliştiği anlaşıldığının ” belirtildiğini, 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğin Ek-2’de bulunan özür oranları cetvelinin 18 sayfasında geçici fonksiyon kaybına neden olan ruhsal hastalıklar başlığının d bendinde “ ağır stres tepkisi, anksiyete bozukluğu, uyum bozukluğu ” hastalıkları belirtilmiş olup, bu hastalıkların tedavi ile işlevliğinin kısmen düzelmesi durumunda % 25 özürlülük oranı verilmesi gerektiğinin belirtilmesi nedeniyle, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ( 3. nolu kalem ) 2017/505 E. sayılı dosyasında 27.01.2016 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle müvekkil hakkında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu tarafınca verilen 04.01.2019 tarih, 86404264-10 sayılı raporun istenilmesine, bu raporla Adli 2. Tıp İhtisas Kurulu’nun 09.08.2021 tarih 13469 karar sayılı raporu ve Katip Çelebi Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Alsancak Nevvar-Salih İşgören Devlet Hastanesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’ndan alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 6. ve 15. maddeleri uyarınca müvekkilinin maluliyet durumunun tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu’ndan rapor aldırılmasına karar verilmesini, müvekkilinin maluliyet durumuna ilişkin rapor geldikten sonra sürekli iş göremezlik tazminatının yeniden hesaplanarak karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur raporunda müvekkili sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen kusur oranını kabul etmediklerini, işbu raporda dava konusu kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmadığı, kusur oranının uzman bilirkişilerden oluşan bir heyet tarafından incelenmesi gerektiğini, trafik kazalarından doğan uyuşmazlıklarda kazaya ilişkin kusur oranlarının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi hususunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin görevlendirildiğini, hükme esas alınan, dosya içeriğinde mevcut İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor davacının gerçek maluliyet durumunu yansıtmamakla birlikte, eksik ve hatalı tespitler içerdiğini, iş bu sebeplerle yeniden maluliyet raporu alınmasını talep ettiklerini, aktüer incelemenin T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 05.02.2010 tarih ve 2010/4 sayılı ve 14.02.2011 tarih ve 2011/4 sayılı Genelgelerinde belirlenen kurallara aykırı olduğunu, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 05.02.2010 tarih ve 2010/4 sayılı “Zorunlu Sigortalar (… Kapsamındaki Sigortalar) Çerçevesinde Aktüeryal Hesaplamayı Gerektiren tazminat Ödemelerinde Uygulamaya İlişkin Genelgesi” ile söz konusu sigortalarda uygulama birliğinin sağlanması bakımından ödemelerde esas alınan mortalite tablosu ve teknik faizin kurallara bağlandığını, bilirkişi raporunda ise bu yöntem ve kurallara uyulmaksızın hesaplama yapılmış olup, yapılan hesaplamanın müsteşarlık genelgelerine ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle özellikle tespit edilen maluliyet oranına itirazları sebebi ile de aktüer raporun hükme esas teşkil etmeye elverişli olmadığını, kaldı ki raporu hazırlayan bilirkişinin hazineye kayıtlı aktüer bilirkişi olmadığını, dava konusu maluliyet tazminatına ilişkin hesaplamanın Hazine’ye kayıtlı bağımsız bir aktüer tarafından yapılması gerektiğini, raporda bilirkişi tarafından uluslararası ve SGK Kurumu tarafından esas alınan aktüeryal yöntemi kullanılmadığından fahiş hesaplama yapıldığını, yapılacak hesaplamada “yıllık ölüm olasılıklarının dahil edildiği ödeme dizini”nin dikkate alınması gerektiğini, geçici işgöremezlik taleplerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin taleplerin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı kaldığını, yeni Trafik Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi uyarınca tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, genel şartlar hükümlerine göre hazırlanmayan rapor hüküm kurmaya elverişli olmamasına rağmen Yerel Mahkeme tarafından hükme esas alındığını, bu sebeple eksik ve hatalı karar verildiğini belirterek; kararın ortadan kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücreti masrafların karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı yaralanma nedeniyle maddi tazminat (geçici iş göremezlik- kalıcı iş göremezlik) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmiştir.
1-Davalı Vekilinin İtirazları Yönünden Yapılan İncelemede;
Davalı vekilinin, temyiz edilmesi üzerine bozulan İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 23/10/2018 tarihli, 2017/1123E.-2018/1166K. Sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD. 07/11/2019 tarihli ve 2019/216E.-2019/2078K. Sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, davalı vekili tarafından karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulduğu, davalının temyiz başvuru dilekçesinde, diğer temyiz itirazları yanında sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranı yönünden ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışında kaldığı yönünden itiraz ettiği; Yargıtay 17.HD, 18/01/2021 tarihli, 2020/163E.-2021/67K. Sayılı kararı ile davalının belirtilen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verildiği, sadece maluliyet durumuna ilişkin alınan rapor yönünden itirazının kabul edilerek İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda dosya kapsamında tespit edilen kusur oranının ve geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olduğu hususunun davalı yönünden kesinleştiği; yine davalı vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporunun tebliği üzerine maluliyet raporuna sadece geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığı yönünden itiraz ettiği, bu nedenle maluliyet raporu itiraz edilmeyen diğer yönlerden davalı yönünden kesinleştiği gibi, davalı istinaf itirazında hangi gerekçe ile itiraz edildiği belirtilmeden soyut şekilde maluliyet raporuna itiraz etmiş olup, davalı vekilinin kesinleşen hususlara ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Davalı vekili, yargılama aşamasında tebliğ edilen aktüer bilirkişi raporuna yaptığı itirazında TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz ile hesaplama yapılması gerektiği ve geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığı yönünden itiraz etmiş ise de, istinaf itirazında belirttiği diğer hususlara ilişkin olarak itiraz etmediği, yargılama sırasında ileri sürülmeyen itiraz nedenlerinin istinaf itirazında ileri sürülemeyeceği; kaldı ki, aktüer raporda yerleşik uygulamaya göre tazminat hesabında esas alınması gereken yöntem olan TRH 2010 yaşam tablosunun ve progresif rant formülünün esas alınarak tazminat hesabı yapılmış olduğu, mahkemenin aktüer raporunu usul ve yasaya uygun bularak hükme esas almasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davalının bu yöne itirazının da reddi gerektiği anlaşılmıştır.
2-Davacı Vekilinin İtirazları Yönünden Yapılan İncelemede;
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 09/08/2021 tarih ve 13469 sayılı maluliyet raporunda davacı … ’ın 27.01.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, ” Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” dikkate alındığında; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %2 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Ancak; İzmir 5. ATM’ nin 2017/505 esas sayılı dosyasında alınan, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’nun 04.01.2019 tarih ve 86404264-10 sayılı raporunda davacı … ‘ ın 27.01.2016 tarihli trafik kazasına bağlı olarak sürekli iş göremezlik oranının % 16,2 olarak belirtildiği görülmektedir.
Davacı söz konusu maluliyet raporu ve aktüer raporuna süresinde yapmış olduğu itirazında, dosya kapsamında alınan söz konusu maluliyet raporu ile İzmir 5. ATM 2017/ 505 esas sayılı dosyasında Ege Üniversitesi Hastanesinden alınan 04/01/2019 tarihli raporun aynı yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği ancak raporda tespit edilen maluliyet oranı bakımından iki rapor arasında çelişki bulunduğunu, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Üst Kurulundan çelişkiyi gideren rapor alınmasını talep etmiş ise de, mahkemece itiraza konu raporun davacının son durumuna ve kaza tarihindeki yönetmeliğe göre düzenlenmiş olduğu gerekçesi ile, davacının maluliyet tespit raporuna yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek eksik incelemeye dayalı karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece yapılması gereken davacının celbini talep ettiği İzmir 5. ATM 2017/ 505 esas sayılı dosyasında Ege Üniversitesi Hastanesinden alınan 04/01/2019 tarihli maluliyet raporunun sureti de dosyaya istenerek ATK Üst Kurulundan, dosyadaki bilgi ve belgeler ile 09/08/2021 tarihli ve 04/01/2019 tarihli maluliyet raporlarının da ayrıntılı olarak değerlendirildiği, davacı tarafın maluliyet raporuna ilişkin itiraz ve beyanlarını da karşılar şekilde yeni maluliyet raporu alınarak, maluliyet oranında değişiklik meydana gelmesi halinde gerektiğinde yeni bir aktüer rapor da alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının esastan kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf itirazının belirtilen yönden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2022 tarihli 2021/240 Esas ve 2022/92 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2022 tarihli 2021/240 Esas ve 2022/92 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Kararın kaldırılma nedeni ve şekline göre davacı vekilinin sair itiraz nedenlerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
5-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 2.895,20-TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 724,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.170,50-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
8-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
9-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
10-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/01/2023