Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/721 E. 2022/864 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/721
KARAR NO : 2022/864

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2018 (Dava) – 21/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/511 Esas – 2019/135 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarihli 2018/511 Esas ve 2019/135 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı araçların 10/03/2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ in asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin kazada kusurlu olan … plakalı aracın 22332610 nolu poliçe ile KZMM ( poliçe limiti 36.000 TL) sigortasını ve 22831901 nolu poliçe ile de İMM (poliçe limiti 100.000 TL) sigortasını tanzim eden şirket olduğunu, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, kaza sonrası hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/47 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, dosyada Makine Mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda, müvekkiline ait araçta 116.000,00-TL tutarında hasar olduğunun tespit edildiğini beyanla; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 30.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/47 D.iş sayılı dosyasında sarf edilen 1.327,60-TL delil tespit giderlerinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 22/01/2019 tarihli dava değerinin arttırılması talepli dilekçesi ile, dava konusu ettikleri 10.000 TL ‘ lik kısımın arttırılarak, dava konusu araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 40.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/47 D. İş sayılı dosyasında sarfedilen 1.327,60 TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tespit edilecek kusur oranı ile sorumlu olduğu, kusur oranın belirlenmesinin önem taşıdığını, değer kaybı talebinin ZMMS sigorta genel şartları A.6 daki düzenlemeye teminat dışında kalması halinde reddi gerektiğini, öncelikle bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiden maddi tazminat raporu alınmasını talep ettiklerini, davacı tarafından talep edilen tespit gideri, bilirkişi ücreti ve keşif harcının müvekkili şirket sorumluluğunda olmadığını, tazminat bedeline kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebini de kabul etmediklerini, faiz işletilecekse kaza tarihinden yasal faiz işletilmesi gerektiğini beyanla, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…davanın kabulü ile; 40.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, delil tespit giderlerinin yargılama giderleri bölümünde hüküm altına alınmasına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, …’ün davacı sıfatına sahip bulunmadığını, Karayolları Trafik Kanunu’ nun, “Doğrudan Doğruya Talep Ve Dava Hakkı” başlıklı 97. Maddesinin “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir, yasanın açık düzenlemesine göre sayılan evrakların tamamının başvuru ekinde bulunmaması halinde sigorta şirketine tam ve eksiksiz bir başvuru yapılmış sayılmayacağını, hesaplanan tazminat tutarı son derece fahiş olduğundan hakkaniyete uygun olarak hasar tespiti yapılması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olduğunu, ek rapor aldırılmadığını, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, başvuru sahibinin başvuru aşamasında tutar bakımından maddi zararı ve değer kaybı miktarını bilebilecek durumda kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın hukuksal yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğu, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin esas olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.6. Teminat Dışında Kalan Haller maddesinin “o” bendi yollamasıyla EK 1. Değer Kaybı Hesaplaması 2.(Teminat Dışı Kalan Haller) maddesine göre hasar sonrası yasada belirlenen hallerin değer kaybı teminatı dışında olduğunu, davacı yanın talebinin iş bu yasal düzenleme kapsamında olması durumunda da reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkemenin haksız ve dayanaksız kararının kaldırılmasına, itirazları kabul edilerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın, karşı araç sigortacısı ZMMS ve genişletilmiş kasko poliçesini düzenleyen davalı … şirketinden tahsili istemine ilişkindir,
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda; 10/03/2018 tarihinde ve saat 21:10 sıralarında meydana gelen ve kazaya karışan araç sürücüleri tarafından ittifakla tanzim edilen ve imzaları ile teyit edilen “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; maliki …, kaza sırasında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile sokaktan kontrolsüz bir şekilde çıkarak, sürücü … sevk ve idaresindeki …’nun tescil maliki olduğu … plaka sayılı araca çarpması neticesi maddi hasarlı kazanın meydana geldiği; … plaka sayılı aracın davalı … tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi kapsamında 18/05/2017-18/05/2018 tarihleri arasında teminat altına alındığı, poliçe limitinin 33.000,00 TL olduğu; genişletilmiş kasko poliçesi kapsamında 23/05/2017-23/05/2018 tarihleri arasında teminat altına alındığı, poliçe limitinin 100.000,00TL olduğu; dava öncesinde davacının davalı sigortaya 02/04/2018 tarihinde kep adresi üzerinden hasar ve değer kaybı ile İzmir 6. SHM 2018/47 D. İş sayılı dosyasında giderleri yönünden başvuru yapmış olduğu anlaşılmıştır.
İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/47 D. İş sayılı dosyasında makine mühendisi bilirkişi …’in tarafından düzenlenen 27/03/2018 tarihli raporda özetle; Araçta yedek parça ve işçilik olmâk üzere toplam 116,000,00.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, aracın hasarsız emsal araçların rayiç değerlerinin 90.000,00.-TL olduğu, hasarlı haldeki muhtemel değerinin ise 10.000,00.-TL-20.000,00.TL arasında olabileceği belirtilmiştir.
Otomotiv uzmanı bilirkişi 18/01/2019 tarihli raporunda özetle; 10.03.2018 tarihinde meydana gelen kazanın oluşumunda; … plaka sayılı araç sürücüsünün “%100 oranında tam ve asli kusurlu” olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise “kusursuz” olduğu, … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 116.000,00.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 80.000 00.-TL ve sovtaj (hurda) değerinin 40.000,00.-TL olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 18.05.2016 tarih, 2016/3196 Esas, 2016/6047 Karar Nolu kararında belirtildiği üzere, kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, buna göre, araç piyasa değeri : 80.000,00.-TL,aracın sovtaj (hurda) değerinin 40.000, 00.-TL, olarak belirlendiği, aradaki farkın 40.000,00.-TL toplam gerçek zararı oluşturduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
1-Hesaplanan tazminatın fahiş olduğu ve bilirkişi raporuna yapmış oldukları itiraza rağmen ek rapor alınmadığı yönündeki itiraza ilişkin yapılan değerlendirmede; hükme esas alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşıldığından bu itirazların reddi gerekmiştir.
2-Araç malikinin … olması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı yönünden yapılan itiraza ilişkin değerlendirmede; bilindiği üzere tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Somut uyuşmazlıkta; hasara uğrayan dava konusu … plaka sayılı aracın kaza sırasındaki tescil malikinin …, sürücüsünün ise davacı … olduğu ve olay sırasında davacının aracın zilyedi durumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı zilyedin idaresindeki aracı, aldığı gibi hasarsız biçimde dava dışı araç malikine teslim etme zorunluluğu bulunduğu dikkate alındığında, araçta oluşan ve tazmin edilmeyen orandaki hasar bedelini talep hakkının ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır. Bu nedenle, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazının reddi gerekmiştir. (Aynı yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17.HD 2018/1964 E.-2019/12286 K., 2017/1316 E- 2019/8976 K).
3-Davacının dava öncesi başvuru şartını yerine getirmediği yönünden yapılan itiraza ilişkin değerlendirmede; dosyanın incelenmesinde davacının dava öncesi kep adresi üzerinden 02/04/2018 tarihinde davalı sigortaya hasar ve değer kaybı ile İzmir 6. SHM 2018/47 D. İş sayılı dosyasında yapılan giderler yönünden başvuru yapmış olduğu, dava tarihinin ise 26/04/2018 tarihi olduğu nazara alındığında; davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya başvuru yapmış olduğu anlaşıldığından davalının itirazının reddi gerekmiştir.
4-Davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararının bulunmadığı yönünden yapılan itiraza ilişkin değerlendirmede; ;01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri ; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. (3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” hükmünü haizdir.
Yasal düzenlemeye göre, bu tür davalarda davacının dava konusu yaptığı miktarı, davayı açtığı tarihte tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin ya imkânsız olması ya da kendisinden beklenemeyecek nitelik taşıması gerekir. Dava konusu uyuşmazlığın konusuna göre davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının ancak bilirkişi incelemesi ile belirlenebilecek olması nazara alındığında davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından itirazının reddi gerekmiştir.
5-Kabule göre ise; mahkemece, davanın kabulü ile; 40.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verilmiş ise de, davalı … tarafından düzenlenen ZMMS poliçe teminat limitinin kaza tarihi itibariyle araç başına 36.000,00 TL olduğu; genişletilmiş kasko poliçe limitinin ise 100.000,00 TL olduğu; bu durumda ancak poliçe limiti ile sınırlı olarak tazminata hükmedilebileceğinden, hükmedilen 40.000,00TL tazminatın 36.000,00 TL’ sinin ZMMS poliçe limiti kapsamında hükmedilmesi, limit üstü kalan kısım 7.000,00 TL’nin ise kasko poliçesi kapsamında tahsiline karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece yazılı olduğu şekilde herhangi bir ayrım yapılmaksızın ve ayrı ayrı gösterilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmakla kararın kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’ 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarihli 2018/511 Esas ve 2019/135 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
40.000,00-TL maddi tazminatın; 36.000,00 TL’sinin ZMMS poliçe teminatı kapsamında, limit üstü kısmı 4.000,00 TL’sinin kasko poliçesi teminatı kapsamında olmak üzere; dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Alınması gereken 2.732,40-TL harçtan peşin alınan 512,33-TL harç ile 171,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.049,07-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Başvuru harcı için yapılan 35,90-TL, peşin harç için yapılan 512,33-TL ve tamamlama harcı için yapılan 171,00-TL olmak üzere toplam 719,23-TL harç tutarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 495,00-TL yargılama gideri ve İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/47 D.iş sayılı dosyasında yapılan 1.322,40-TL tespit gideri olmak üzere toplam 1.817,40 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 4.750,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmeden artan gider avansının derhal davacıya iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
C-İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-HMK’ 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26/05/2022