Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/712 E. 2022/739 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/712
KARAR NO : 2022/739

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2021
NUMARASI : 2021/314 Esas – 2021/13 Karar
BİRLEŞEN DAVA :MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2020/2020 ESAS-2020/249 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2021 tarihli ve 2021/314 Esas- 2021/13 Karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.06.2011 tarihinde Manisa’da maliki … ve sürücüsü … olan … plaka sayılı aracın meydana getirmiş olduğu trafik kazasında yaya …’ın (T.C. Kimlik No: …) Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 10.05.2019 Tarih-2019/1915 Numaralı Raporuna göre %12,3 oranında malul kaldığını, meydana gelen kaza sebebiyle Manisa 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/804 E. 2012/838 K. sayılı ilamı ile sürücü … hakkında adli para cezasına hükmedildiğini, kaza tarihinde … plaka sayılı aracın geçerli bir Karayolu Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunmadığından, kazada malul kalan …’ın müvekkil kuruma yaptığı başvurusu üzerine 12.06.2019 tarihli makbuz ve ibranameye istinaden müvekkilimiz tarafından 19.06.2019 tarihinde 120.385,00-TL. maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığını, davacının Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9/b maddesi gereğince hak sahibine ödeme yapmak ile yükümlü bulunduğunu, … Yönetmeliği’nin 16. maddesi ile müvekkili …’na yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara ( aracın işletenine, sürücüsüne ve diğer sorumlulara ) rücu etme hakkı tanındığını, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle maliki olan … işleten sıfatı ile Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine istinaden objektif sorumluluk esasına göre ve sürücüsü olan dava dışı … sürücü sıfatı ile Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerine göre müvekkil kuruma karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğunu, davacı tarafından hak sahibine yapılmış olan ödemenin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili için ; Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/95 D.İş Esas 2019/95 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden Manisa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6752 Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini,; davalının haksız ve yersiz itirazı neticesinde hakkında girişilmiş olan takibinin durdurulmasına karar verildiğini, arabuluculuk görüşmesinin “anlaşamama” olarak neticelendirilmiş olduğundan yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, gerek görüldüğünde hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra bulunacak olan tutar bakımından itirazın iptali için iş bu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle davalının Manisa 4. Müdürlüğü’nün 2019/6752 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, ( Yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, hak sahibinin gerçek zararının tespit ettirilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra bulunacak rakam için) yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Asıl dosya davalısı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını, davalı aleyhine açılan dava, içeriği itibariyle rücuen tazminat talebi içermekte olup, HMK gereği gerek icra takibinin gerekse de, işbu davanın müvekkilinin ikametgah yeri olan Dikili Mahkemelerinde açılması gerektiğini,. Davacı yanın, haksız fiile dayalı talepte bulunduğunu belirtmekte iken, bizzat davacı yana karşı haksız fiilde bulunduğu iddiası olmadığı gibi, mağdur olarak belirttikleri kişilere yaptıkları ödemeyi geri talep etmekte olduklarının anlaşıldığını, bu haliyle dava ve icra takibi haksız fiile dayalı bir istem olmadığını, davacının doğrudan haksız fiilin kendisine karşı gerçekleştiği iddiasında bulunmadığından, bu haliyle genel yetki kuralı geçerli kabul edilerek, dosyada esasa girilmeden yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, yine dava niteliği gereği, ticaret mahkemesinin görev alanına girdiğini, bu nedenle dava görevsiz mahkemede açıldığını, davanın esasına girilmeden görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı yanın talepleri haksız ve hukuka aykırı olup, talepleri zamanaşımına uğradığını, davalının araç işleten sıfatı bulunmadığını, davalının 2009 yılında, üzerine kayıtlı … plakalı motorsikleti motor alım satım işini meslek olarak yapan … isimli şahsa motorunu satması için emanet bıraktığını, …, motora alıcı çıkması durumunda, müvekkile haber vereceğini ve satış parasını da o zaman müvekkile vereceğini ve noterde satışının yapılması için kendisini çağıracağını söylediğini, müvekkilinin de … isimli şahsa, motorunu satılmak üzere teslim ettiğini, nitekim kazaya karışan bu motorun, kendisine satış amacıyla emanet edildiğini ve araç alım-satım işiyle uğraştığını … isimli şahısın da Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/8530 soruşturma dosyasına vermiş olduğu 19/08/2011 tarihli ifadede açıkça beyan ettiğini, bu kazanın maddi-manevi sorumluluğu tamamen … ve motoru süren kişiler olduğunu, çünkü bizzat …’un savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde, motoru, başkasına satarak teslim ettiğini satış parasını da aldığını beyan ettiğini, ancak bu durumu müvekkile söylemeyerek, müvekkilinin güvenini kötüye kullandığını, müvekkilinin, hukuken kandırılmış, satım için kendisine haber verilmemiş, satış parası verilmemiş ve motorun resmi devrinin yapılamadığını, müvekkilinin görüldüğü üzere, kazaya karışan motorun kağıt üstünde sahibi olduğunu, bu sebeplerle tazminat sorumluluğu bulunmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken 104. maddesinin 1.fıkrası; “ Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir…” hükmünü içerdiğini, bu madde gereğince motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan kişilerin, bu tür araçların gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulduğunu, motorun fiili hakimiyetinin tamamen davalıdan çıktığı, …’un ifadeleri ve ikrarı ile de sabit olduğu, davalının kaza anında motor üzerinde hakimiyeti bulunmadığını, bu nedenle sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Nitekim Yargıtay’ın bu konuda emsal bir çok kararı bulunduğunu, bu nedenle esasa girilmeden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini aksi halde esastan reddi gerektiğini, müvekkilinin kaza neticeleri ve icra takipleri, davalar ile ilgili, gerek davacı gerekse diğer kişi ve kurumlar tarafından uğratılacağı zararlara karşı dava açma ve şikayet etme haklarını saklı tuttuklarını, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Davada;
Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl davada anlattığı olayları tekrarlayarak, davalı …’nin Manisa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6752 esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptalini ve takibin devamını dava ve talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…Dava konusu somut olaya bakıldığında; uyuşmazlığın davacı …nın, davalı …’nin sevk ve idaresinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası olmayan ve davalı …’e ait araç ile seyir halinde iken, kusurlu davranışı neticesinde oluşan trafik kazasında zarar gören 3. Kişinin zararını karşılamış olduğu iddiası ile davalılara karşı açtığı rücuan tazminata yönelik itirazın iptali davası olduğu, açılan davaların halefiyet prensibi gereğince açıldığı, davaların sigorta hukukundan kaynaklanmadığı, davalıların tacir olmadıkları ve davaların haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenle asıl ve birleşen davaya bakma görevi Ticaret Mahkemesinin değil Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi olduğundan, Mahkememizin görevsizliğine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine açılan davanın içeriği itibariyle rücuen tazminat talebi içermekte olduğunu, HMK gereği gerek icra takibinin gerekse de, işbu davanın müvekkilin ikametgah yeri olan Dikili Mahkemelerinde açılması gerektiğini, davacı yanın, haksız fiile dayalı talepte bulunduğunu belirtmekte iken, bizzat davacı yana karşı haksız fiilde bulunduğu iddiası olmadığı gibi, mağdur olarak belirttikleri kişilere yaptıkları ödemeyi geri talep etmekte olduklarının anlaşıldığını, bu haliyle dava ve icra takibi haksız fiile dayalı bir istem olmadığını, davacının doğrudan haksız fiilin kendisine karşı gerçekleştiği iddiasında bulunmadığından, bu haliyle genel yetki kuralı geçerli kabul edilerek, dosyada esasa girilmeden yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, yine dava niteliği gereği, ticaret mahkemesinin görev alanına girdiğini, davacı yanın, ticari bir şirket olup, bu nedenle taraflardan birinin tacir olması nedeniyle davanın Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalar; davacı …nın zarar gören 3. kişilere ödediği zarar bedelinin davalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazimnatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; 6100 sayılı HMK gereğince görevli mahkemenin Manisa Asliye Hukuk Mahkemesi olması dolayısıyla, mahkeme görevli bulunmadığından, davanın 6100 sayılı HMK gereğince usulden reddine, 6100 sayılı HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli Manisa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Öncelikle; eldeki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi mi, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’ mi olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarihli 2021/17896 esas – 2021/4942 karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararında açıklandığı üzere; davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 21.12.2020 tarih, 2020/466-2020/8778 sayılı kararı ile 16.10.2019 tarih, 2017/1132-2019/9502 sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Dolayısıyla; Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin görevli olmadığı eldeki davada dosyanın Manisa Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı … vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2021 tarihli ve 2021/314 Esas- 2021/13 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-Davalı … vekilinin tarafından yapılan istinaf yargılama gidesinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2022