Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/697 E. 2022/725 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/697
KARAR NO : 2022/725

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/01/2020 (Dava) – 10/02/2022 (Karar)
NUMARASI : 2020/24 Esas – 2022/113 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 28/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarihli 2020/24 Esas ve 2022/113 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirket ile … A.Ş arasında 01/10/2015-01/07/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 103212182 numaralı “Makine Kırılması Poliçesi” akdedildiğini, dava konusu … marka CJ1650MLS151650ML006LS seri numaralı dizel jeneratörü makine kırılması poliçesi ile güvence altına alınmış olduğunu, davaya konu jeneratörün davalıdan 03/07/2015 tarihinde alındığını, 03/11/2015 tarihinde tamamen kullanılamaz hale geldiğini, jeneratörün onarımı için tespit edilen 70.039,65 Euro hasar bedelinin makine kırılması poliçesi kapsamında sigortalı … A.Ş ye müvekkili sigorta şirketi tarafından 24/08/2017 tarihinde ödendiğini, bunun neticesinde TTK 1472. maddesi hükmü doğrultusunda sigorta ettirenin yerini alarak ona halef olduğunu, bu nedenle kanuni halef sıfatıyla ödenen sigorta tazminatının rücu hakkı bulunduğunu, TTK’ da düzenlenen halefiyet ilkesinin yanı sıra … A.Ş ile … Sigorta A.Ş arasında 24/08/2017 tarihinde imzalanan ibraname ile … A.Ş’ nin her türlü borç yükümlülük faiz ve taahhütlerinden ibra ve konu olaydan kaynaklanan tüm haklarından feragat ettiğini, 3.şahıslara karşı olan takip ve dava haklarını ödediği tazminat miktarına kadar … Sigorta A.Ş ye TTK 1472 ile TBK 183. Maddesi gereğince temlik ederek dava ve talep hakkının … Sigorta A.Ş ye devir ve temlik ettiğini, … marka dizel jeneratörünün 135.000,00 Euro+KDV bedeli ile 03/07/2015 tarihinde satın alındığını, ürünün gizli ayıplı şekilde sigortalı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin dava konusu dizel jeneratörün üretici firması olup TBK da düzenlenmiş olan ayıptan doğan sorumluluk hükmü kapsamında meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davaya konu jeneratör için … A.Ş firması tarafından 2 yıl 100 saat garanti verildiğini, dava konusu jeneratörün üretim ve montajdan kaynaklı gizli ayıplı olduğunu, rücuen sigorta tazminatı alacağının 24/08/2017 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro döviz cinsine uyguladığı en yüksek bir yıllık mevduat faiz oranı üzerinden aynen veya fiili ödeme tarihindeki TCMB Euro döviz satış kuru üzerinden TL olarak davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ticari alımlarda ayıptan doğan hakların kullanılması bakımından genel hüküm niteliğindeki TBK 23/1 madde hükmünün uygulanacağını, satıcının daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça ticari satımlarda da satılanını ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü davanın ayıp daha sonra ortaya çıksa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağını, davaya konu jeneratörün davacının halef olduğu alıcı firmaya 22/08/2015 tarihinde teslim edildiğini, …nun ise ayıba ilişkin ilk bildirimini 2015 yılının Kasım ayında yaptığını iddia ettiğini, kaldı ki davacının hasara ilişkin dayanak gösterdiği 06/06/2017 tarihinde ekspertiz raporunda hasar tarihinin 03/11/2015 tarihi olarak belirtildiğini, davacının dava ehliyetine dayanak gösterdiği halefiyet hükümleri dahilinde davacının satışa ve davaya konu mala ilişkin ayıp iddiası ile ileri sürebileceği talepleri iki yıl içinde ileri sürülmediğini, dolayısıyla davanın zaman aşımı sebebiyle reddi gerektiğini, davaya konu malın bedelinin ödenmesi hususunda kısaca dava ile aynı konuda sigorta ettiren … A.Ş tarafından İzmir 5 ATM nin 2017/856 esas sayılı dosyası ile 28/07/2017 tarihinde fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydı ile 150.000 TL bedel ile satış bakımından müvekkilinden kaynaklanan hata sebebiyle ödenen bedellerin iadesi hususunda alacak davası açıldığını, davacı vekilince sunulan temlikname ve ibraname tarihinin bu davanın ikame edildiği tarihten sonra 24/08/2017 tarihinde olduğunu anlaşıldığını, bu durumdan da sabit olduğu üzere gerek halef olduğu iddia edilen davacı, gerek ise halefi olduğu iddia edilen üçüncü kişi sigorta ettiren ve müvekkilinin müşterisi … A.Ş tarafından aynı konu ve bedele ilişkin olarak iki farklı mahkemede aynı talep ve iddialara dava açılmış olmakla derdestlik itirazında bulunduklarını, … A.Ş tarafından 04/03/2015 tarihinde yapılan sözleşme gereği müvekkili firmanın davaya konu jeneratörünün satın alındığını, jeneratörün alınmasından sonra davacı tarafından bakımların yaptırılmadığını, müvekkili firmaya sadece arıza hususunda başvuru ve taleplerde bulunulduğunu, jeneratörün bozulmaya sebebiyet verecek şartlarda muhafaza edildiğini, iç aksamlara giren çimento tozunun taşlaşarak kuruması sebebiyle meydana gelen arzılar bakımından müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, İzmir 1. ATM nin 2017/175 D.iş sayılı dosyası ile yapılan bilirkişi incelemesinde hatanın kullanıcıdan kaynaklandığının belirlendiğini, jeneratörde meydana gelen arızanın … A.Ş nin kendi kusurundan ve kullanıcı hatasından kaynaklandığını bildirerek davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; işbu dava ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 Esas sayılı davanın konuları, tarafları ve dava sebeplerinin farklı olduğunu, ayrıca önce açılan davanın derdest olmadığını, kesinleştiğini, bu halde derdestliğin kanunda öngörülen şartlarının hiçbirinin dava konusu olayda bulunmadığının sabit olduğunu, işbu davanın müvekkili sigorta şirketi tarafından Makine Kırılması Poliçesi ile sigortalı … marka dizel jeneratörde meydana gelen hasar neticesinde, jeneratörün onarımı için tespit edilen 70.039,65 Euro hasar bedelinin, sigortalı … A.Ş.’ye 24.08.2017 tarihinde ödenmesi ve ilgili tutarın TTK 1472 halefiyet kuralı ve ibraname doğrultusunda jeneratör üreticisi davalı firmadan ayıptan doğan sorumluluk hükümleri uyarınca tahsili talepli açıldığını, diğer davanın (İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 Esas) müvekkili şirket nezdinde sigortalı dava dışı … A.Ş.’,nin … marka dizel jeneratörü 135.000 Euroya satın almış olması nedeni ile sigorta şirketi tarafından ödenen 70.039,65 Euro düşüldükten sonra geriye kalan “karşılanmamış zararı” talepli olarak açıldığını, bu halde işbu dava ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 Esas sayılı yargılamanın konusunun aynı olmadığını, huzurdaki davanın müvekkili sigorta şirketi tarafından … A.Ş. aleyhine açıldığını, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 Esas sayılı davanın ise sigortalı … A.Ş. tarafından … A.Ş. aleyhine açıldığını, her iki davanın davalıları aynı olmakla birlikte davacılarının farklı olduğunu, dava konusu uyuşmazlıkta derdestliğe gerekçe gösterilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 Esas sayılı davanın 12.11.2020 tarihinde kesinleştiğini ve kesinleşme şerhi yazıldığını, istinaf başvurusuna konu işbu dava dosyasının karar tarihi itibari ile 2017/856 Esas sayılı davanın derdest olmadığını, yerel mahkeme tarafından İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 Esas sayılı davanın işbu dava açısından ancak kesin hüküm teşkil edip etmediğine bakılması gerektiğini, kaldı ki sigortalının işbu davanın davalısı aleyhine açmış olduğu ve kesinleşen 2017/856 Esas sayılı dava usulden reddedilmiş olup usulden ret kararının kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet her iki davanın konusunun aynı olduğu kabul edilecekse dahi 2017/856 Esas sayılı yargılamada, mahkemece müddeabihin temlik edildiği anlaşıldıktan sonra HMK’nın 125. Maddesinde öngörülen seçimlik haklara riayet edilmeksizin yargılama yapıldığını, davacının dava konusunu üçüncü bir kişiye devretmiş olmasına rağmen, dava konusunu davacıdan devralmış olan (ve bu nedenle davacı yerine geçen) kişi, davaya (kaldığı) yerden devam etmezse, mahkemenin davacının dava konusunu devretmiş olduğunu öğrenmesi üzerine, dava konusunu davacıdan devralmış olan kişiyi, meşruhatlı davetiye ile duruşmaya davet etmesi (HMK m.147/2) gerektiğini, Mahkemenin dava konusunu devralmış olan kişiye meşruhatlı davetiye göndermeden, sanki devir yokmuş gibi, eski davacı ile davalı arasında (veya eski davacının yokluğunda) davaya devam ederek hüküm veremeyeceğini, bu durumda HMK uyarınca seçimlik haklarının davacıya hatırlatılması ve alınacak cevap doğrultusunda işlem yapılması zorunlu iken anılan usuli işlemin gereği yerine getirilmeden davaya bakılıp sonuçlandırılmasının isabetsiz olduğunu, yerel mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden de kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, makine kırılma sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili istemlidir.
Mahkemece; davacı tarafın İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/856 Esas sayılı dosyasında davaya katılmadığı ve sigortalı … A.Ş tarafından açılan davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile 15/09/2020 tarihinde reddine karar verildiği, kararın 12/11/2020 tarihinde kesinleştiği, derdestliğin külli ve cüzi halefler yönünden de geçerli olup ve dava şartı niteliğinde olduğu belirlenerek davanın HMK’nun 114.ve 115/1.maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup, davacı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur..
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Somut olayda; davacı ile dava dışı … A.Ş arasındaki düzenlenen makine kırılması poliçesi ile dava konusu jeneratörün davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, poliçe teminatı kapsamında jeneratörde meydana geldiği iddia edilen 70.039,65 Euro toplam hasar bedelinin davacı tarafından sigortalısına 24/08/2017 tarihinde ödendiği, sigortalısına ödenen tazminata ilişkin olarak halefiyet ilkesi gereği, ayıplı mal üretimi ve hatalı montaj iddiasıyla üretici firma olan davalıya karşı rücu haklarının doğduğunu bildirilerek ödenen tutarın rücuen tahsili amacıyla davacı sigorta şirketi tarafından 10/01/2020 tarihinde eldeki davanın açıldığı; dava dışı … A.Ş. adına davacı … Sigorta A.Ş. tarafından 01.10.2015/01.07.2016 tarihleri arasında geçerli “Makine Kırılması Sigorta Poliçesi” düzenlendiği anlaşılmıştır.
24/08/2017 tarihinde düzenlenen, ibraname mutabakatname ve tazminat makbuzu başlıklı belge örneğinin incelenmesinde, 70.039,65 Euro tutarındaki tazminatın poliçeye dayalı olarak ödendiği, takip ve dava haklarının ödenen tazminat miktarına kadar … Sigorta A.Ş.’ne TTK’nın 1472 ile BK’nun 183.maddesi gereğince … Sanayi A.Ş. tarafından temlik edildiğine ilişkin düzenlendiği belirlenmiştir.
TTK 1472. Maddesi “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmünü içermektedir. TTK’nun 1472. maddesinde sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalısının yerine geçmiş olacağından sigortacının halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek sorumlulara karşı dava açarak ödediği tazminat tutarını talep edebileceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK. nun dava şartları ve ilk itirazlar başlıklı 114/1-1 maddesinde, davanın derdest olmaması dava şartlarından sayılmıştır. Derdestlik, tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus re’sen veya talep üzerine dikkate alınır ve ikinci dava, dava şartları yokluğundan esasa girilmeksizin reddedilir. Derdestliğin olması için aynı davanın iki kez açılması gerekir.
Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemenin HMK 115 maddesi gereği dava şartı noksanlığı nedeniyle davayı usulden reddetmesi gerekir.
Bir davanın derdestlik nedeniyle usûlden reddedilebilmesi için her iki davanın taraflarının, konusunun (dava konusu yapılmış olan bir hak, yani dava ile elde edilmek istenen sonuç) ve dava sebeplerinin (davacının davasını dayandırdığı vakıalarının) aynı olması gerekir.
Bir davada derdestliğin kabul edilebilmesi için varlığı gerekli üç koşul birlikte aranır.
1-Bu davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması;
2-Davanın görülmekte (derdest) olması;
3-Daha önce açılmış ve görülmekte olan o dava ile ikinci davanın yani bu davanın aynı olması koşullarıdır.
Birinci davanın halen görülmekte olmasından, ikinci davanın açıldığı tarihte birinci davanın henüz karara bağlanmamış bulunması veya karara bağlanmış bulunmakla beraber verilmiş olan kararın henüz şekli anlamda kesinlik kazanmamış olması anlaşılmaktadır.
Birinci dava, karara bağlanmış fakat bu karar karşı temyize başvuru için öngörülen süre dolmamış ya da temyize veya karar düzeltmeye başvurulmuş ancak bu taleplerin incelenmesi henüz sonuçlanmamış ise dava yine derdest sayılır. (Prof. Dr. Süha Sanver, Medeni Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, 2007)
İlk Derece Mahkemesince derdestliğe esas alınan, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/856 Esas 2020/342 Karar sayılı dosyasında, davanın … A.Ş. tarafından … A.Ş. aleyhine açıldığı, … A.Ş’ nin davalı taraftan almış olduğu 135.000 Euro+Kdv bedeli faturaya konu dava konusu jeneratörün ayıplı olduğu iddiasıyla jeneratör için ödenen bedelin fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 150.000 TL’ sinin davacıya iadesine yönelik olarak 21/07/2017 tarihinde dava açıldığı, mahkemece 15/09/2020 tarihli karar ile davacının davasını kanıtlayamadığından davanın reddine karar verildiği, kararın 12/11/2020 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla söz konusu davada henüz karar verilmeden, karar ve kesinleşme tarihinden önceki bir tarih olan 10/01/2020 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davanın açıldığı tarihte İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/856 Esas sayılı dosyasının derdest anlaşılmış ise de; söz konusu dava nedeniyle görülmekte olan davada derdestlikten bahsedebilmek için her iki davanın aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak, aynı konuda yeni bir dava açılmış olması gerektiğinden, her ne kadar mahkemece İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/856 Esas sayılı dosyası esas alınarak kararda yazılı olduğu şekilde derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; eldeki dava ile İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/856 sayılı dosyasında davacıların aynı olmadığı, anılan dosyada davacı sigorta şirketinin davada taraf olarak yer almadığı gibi sigortacıya davanın ihbarının da yapılmadığı; önceki davanın dava dışı sigortalı … A.Ş. tarafından jeneratörün üreticisi davalı … A.Ş. aleyhine ayıplı mal iddiasıyla mal bedelini iadesine yönelik dava açıldığı; eldeki davanın ise davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … A.Ş.’ ye poliçe teminatı kapsamında ödemiş olduğu hasar bedeli tazminatını halefiyet ilkesi gereği rücuen tahsil talepli olduğu; belirtilen nedenlerle her iki davanın hukuki sebeplerinin farklı olduğu, söz konusu davalar bakımından ortada derdest bir davanın varlığının kabul edilemeyeceği, bu durumda mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği halde, yazılı olduğu şekilde davanın derdestlikten reddi doğru olmamış, davacı vekilinin istinaf itirazının belirtilen yönden kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir.
2- Kabule göre de; davanın dava şartı nedeniyle reddine karar verilmiş olmasına göre, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/2 maddesi hükmü gereğince, konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan bir davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir ise de, takdir edilen bu nispi vekalet ücretinin miktarı maktu vekalet ücretini geçemeyeceğinden, yasal düzenleme gözetilmeden davalı lehine kararda yazılı olduğu şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin yukarıda açıklanan hususlara ilişkin olmak üzere istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜ ile; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarihli 2020/24 Esas ve 2022/113 Karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK’ nın 353/(1)-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5 -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022