Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/689 E. 2022/784 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/689
KARAR NO : 2022/784

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/08/2021 (Dava) – 03/03/2022 (Karar)
NUMARASI : 2021/554 Esas-2022/199 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarihli 2021/554 Esas ve 2022/199 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin pay defterinin en son 31.12.2021 yılında İzmir 25. Noterliğinde tasdik edildiği, müvekkilinin iş yerinin 02.02.2021 tarihinde İzmir ilinde meydana gelen yağışlardan etkilenerek zarar gördüğü ve defterler ve sair şirket evraklarının bu sırada toplanarak başka bir yere götürüldüğü, müvekkiline ait iş yerinin tamamen düzeltilince saklı olan evrakların geri getirildiğinin görüldüğü, 10.08.2021 tarihinde evraklar ve defterlerin arasında pay defterinin bulunmadığının fark edildiği, bütün aramalara rağmen defterin bulunmaması sebebiyle TTK 82/7 maddesi gereğince zayi nedeniyle pay defterinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…davacı şirkete ait iş yerindeki fazladan katalog ve broşürlerin toplanarak kolilerin içine koyulmak suretiyle 2020 yılının sonbahar aylarında davacı şirkete ait başka bir yerde bulunan depoya gönderildiği, daha sonrasında 2021 yılının Şubat ayında deponun bulunduğu alanı yağışlar nedeniyle su bastığı, ıslanan evrakların tamamının o tarihte çöpe atıldığı, daha sonradan 2021 yılının Ağustos ayında pay defteri lazım olduğunda yapılan kontrollerde pay defterinin bulunamadığı ve pay defterinin de daha önce davacı şirkete ait depoya 2020 yılının sonbahar aylarında gönderilen ve 2021 yılının Şubat ayındaki yağışlar nedeniyle zarar gördüğünden çöpe atıldığı belirtilen ve sonradan 2021 yılının Ağustos ayında pay defteri lazım olduğunda yapılan kontrollerde pay defterinin bulunamadığı ve pay defterinin de daha önce davacı şirkete ait depoya 2020 yılının sonbahar aylarında gönderilen ve 2021 yılının Şubat ayındaki yağışlar nedeniyle zarar gördüğünden çöpe atıldığı belirtilen broşürler arasında olabileceğinin düşünüldüğü bildirilmişlerdir. Ancak dosya kapsamı belgeler arasında davaya konu pay defterlerinin 2020 yılının sonbaharında broşürlerle birlikte davacı şirkete ait diğer depoya gönderildiğine dair dinlenen davacı tanıklarından …’nin tahmini beyanı dışında bir belgenin bulunmadığı gibi davaya konu pay defterinin 2021 yılının Şubat ayında davacı şirkete ait depoda zarar gören katalog ve broşürlerle birlikte zayi olduğuna dair de tanık beyanları da dahil olmak üzere somut bir delilin dosya kapsamı içerisinde bulunmadığı, davacı tanıklarının beyanlarının tahminden öteye geçmediği görülmüştür. Bu kapsamda davacı tarafça 2021 yılının Şubat ayında davacı şirkete ait depoda yağışlar nedeniyle meydana geldiği iddia olunan sel baskını nedeniyle zarar gören eşyalarla ilgili olarak tutulmuş bir tutanağın bulunmadığı anlaşılmakla basiretli bir tacir olarak davranması gereken davacı şirketin davaya konu pay defterinin saklanması hususunda gerekli tüm özeni göstermesine rağmen davaya konu pay defterinin TTK 82.madde de belirtildiği şekilde zarar gördüğüne ve iş bu davanın da pay defterinin zayi olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığına dair somut ve mahkememizde bu yönde kanaat uyandıracak nitelikte bir delil dosyaya sunulmamış olduğu…” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; talepleri incelendiğinde taleplerinin temel dayanağının müvekkilin iş yerinin Şubat -2021 tarihli İzmir’ de meydana gelen aşırı yağışlar nedeni ile zarar görmesi ancak pay defterlerinin kayıp yada zayi olduğunun sel olayından aylar sonra yani 2021 yılının Ağustos ayında yapılan kontrollerde anlaşılmış olması olduğunu, sel olayının gerçekleştiği tarihte ne müvekkil şirketin sahibi ne de çalışanların pay defterinin zarar gördüğü yada zarar gören diğer evraklarla birlikte kaybolduğunu bilmediklerini, sel olayının gerçekleştiği tarihten aylar sonra Ağustos 2021 tarihlerinde yapılan kontrollerde pay defterinin kayıp olduğunun anlaşıldığını ve bu olgunun da davada dinlenen her iki tanıkça açıkça beyan edildiğini, tanıklardan …’ın anlatımları incelendiğinde pay defterini zarar gören evrak ve katalogların, broşürlerin yanına koyduğunu ancak bunu daha sonra defterlerin kaybolduğunu anladıkları tarihte hatırladığını açıkça beyan ettiğinin görüleceğin, yüksek mahkemenin yerleşik kararlarından da anlaşılacağı üzere tacirin defterlerin zarar gördüğü sel olayının gerçekleştiği tarih değil defterlerin kaybolduğunu anladığı veya öğrendiği tarihten itibaren mahkemeden zayi belgesi talep edebileceğini, açıklanan nedenlerle sel olayı ve selden sonra Ağustos 2021 tarihlerinde yapılan kontrollerde pay defterlerinin kayıp olduğu ve tanıklardan …’nın atılan evrak ve broşürler arasında pay defterlerinin olduğunu o zaman hatırladığını açık ve net beyan etmesine rağmen, mahkemenin taleplerinin reddi yönünde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 82-(7) maddesine göre; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa; tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Maddede düzenlenen (15) günlük süre hak düşürücü süredir.
6102 TTK’nın 82-(7) maddesinde; zayi belgesi verilebilecek haller tahdidi olarak sayılmıştır. Tacirin, anılan yasa maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan ticari defterlerin ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur. Mücbir nedenlerin ispatı, bunu iddia eden tacire aittir. İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmektedir. Davacı tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumakla yükümlüdür.
Somut olayda; dosya kapsamı ve delillere göre; tacir olan davacının muhafaza konusunda gerekli özen yükümünü yerine getirmediği, davacının ileri sürdüğü nedenin kanunda tahdidi olarak sayılan hallere girmediği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden bir yanlışlık bulunmadığı ve davacının istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2022 tarihli 2021/554 Esas ve 2022/199 Karar kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/05/2022