Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/681 E. 2022/783 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/681
KARAR NO : 2022/783

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2022 (Dava) – 15/02/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/159 Esas-2022/109 Karar
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli 2022/159 Esas ve 2022/109 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/03/2019 tarihinde saat 08:20 civarında, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı resmi polis aracı seyir halinde iken, Çiğli İzban … Caddesi … Sk.’da bulunan … isimli büfenin önünde yaya halindeki müvekkiline çarptığını, asli kusurlu tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-B maddesi gereğince resmi araç sürücüsü polis memuru … olduğunun kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, müvekkilinin, çarpan aracın polis aracı olması ve çarpan polisin kendisine ısrarı ve yeni polis olması dolayısıyla şikayetçi olmadığını, çarpmanın etkisiyle müvekkilinin yaralandığını, kendisine çarpan polis aracıyla Özel İzmir Can Hastanesi’ne kaldırıldığını, sırt, omurilik ve belde kırıklar saptandığını, çelik korse ile yaşamına devam ettiğini, 10 gün boyunca hastanede yattığını ve tarafına iş göremezlik raporu verildiğini, müvekkilinin bu tedavi giderlerini zorlanarak karşılamak durumunda kaldığını, tedavi sürecinin 53 gün sürdüğünü, 6 ay boyunca yataktan kalkamadığını, kazadan bu yana ağrılarının devam ettiğini ve bu sebeple hala hastaneye gitmek zorunda kaldığını, müvekkilinin bu kaza nedeniyle geçici iş göremez duruma geldiğini, maddi olarak ciddi bir kayba uğradığını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketince hazırlanmış olan 100000012942559 No’lu ZMSS poliçesinin kaza tarihinde geçerliliğini koruduğunu, bu nedenle davalının, oluşan geçici iş göremezlik ödeneği ve diğer tedavi giderlerinin Karayolları Trafik Kanunu gereği söz konusu poliçe kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin aylık kazancının mesailerle birlikte 3500 TL iken, kaza sonrası Mart, Mayıs 2019 aylarında çalışamadığından yalnızca 529,51 TL alabildiğini, sebep olunan bu maddi kaybın da giderilmesi gerektiğini, müvekkilinin Nisan 2019’da çalıştığı hastane tarafından şuya iznine çıkarıldığını, çalıştığı birimde yüksek radyasyona bağlı kaldığı takdirde kendisine verilen bu izin hakkını kaza için kullanmak zorunda kaldığını, bu sebeple müvekkilinin izin günlerinin de maddi olarak hesaplanması ve ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin fizik tedaviye başlamış olduğunu, doktorunun tavsiyesi ile fizik tedavinin yetersiz kalacağından bahisle düzenli olarak spor salonuna gitmesi gerektiğinden …, Yeşilyurt Şubesi’nde spor salonuna yazıldığını, aylık fiyatının 200 TL olduğunu, bu spor salonuna 5 ay düzenli olarak gittiğini, aynı zamanda müvekkilinin, ciddi bel ve sırt ağrıları sebebiyle medikal masrafı da yaptığını, açıklanan nedenlerle meydana gelen geçici iş göremezlik ödeneği, eksik alınan maaşlar, yol masrafları ve diğer tedavi giderlerinin hesaplanarak taraflarına ödenmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, tazminat talepleri için 02/09/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketinden aylarca olumlu dönüş alınamadığını, 15 Mart 2021 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru (2021 E. 50367) yapıldığını, bu aşamada alınan 26/01/2021 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan raporda tespit edilen %19 maluliyet oranına göre müvekkilinin alabileceği yalnız sürekli iş göremezlik tutarının 295.138,04 TL olduğuna karar verildiğini, bunun üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu’na ıslah talebinde bulunulduğunu ancak taleplerinin Tahkim Komisyonu tarafından 08/06/2021 tarihli kararla (K-2021/74376) usulden reddedildiğini, akabinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu anlaşma sağlanamadığını, bu sebeplerle; fazlaya ilişkin hakları şimdilik saklı kalmak kaydıyla 5000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 11/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 11.03.2019 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı davaya konu trafik kazasının İzmir ilinin Çiğli ilçesinde meydana geldiğini, bu kaza neticesinde davacı yaya …’un yaralandığı iddiası ile maddi tazminat talep edildiğini, … plakalı aracın 100000012942559 poliçe numarasıyla 07.10.2018/2019 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuruda eksik evrak ile başvuru yapmış olduğundan KTK madde 97 uyarınca işbu davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, maddi tazminat taleplerinin davacıya açıklattırılması gerektiğini, öncelikle davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin ZMMS poliçesi genel şartları gereğince teminat kapsamı dışında olduğundan davanın manevi tazminat yönünden reddinin gerektiğini, sigorta poliçesinin bir zenginleşme aracı olmayıp, sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığını ve bu nedenle, poliçe üzerinde azami teminat tutarının yazılmış olmasının, tamamının ödeneceği anlamını taşımadığını, sadece zarar tutarı açısından ödenebilecek üst sınırın ifade edildiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere kaza ile davacının maluliyeti arasındaki illiyet bağının ve davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu’na sevk edilerek, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararıyla açıkça genel şartların iptal edilmediğini, kanunlarda açıkça hüküm bulunmayan hallerde genel şartların uygulanması gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminat taleplerinin trafik poliçesi teminat kapsamı dışında olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın kaza tarihinden itibaren işleyecek şekilde yasal faiz talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın yoksun kaldığı gerçek zarar miktarının tespiti ve ileride doğabilecek rücu talepleri açısından; davacı tarafa söz konusu kaza sebebiyle sosyal güvenlik kurumlarından (Bağ- Kur, SSK, Emekli Sandığı vs.) herhangi bir ödenek alıp almadığının ve maaş bağlanıp bağlanmadığının; bağlanmış ise miktarının da araştırılması gerektiğini, davacıya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda Bakanlığa müzekkere yazılarak bilgilendirme talep ettiklerini, arz ve izah etmeye çalıştıkları sebeplere binaen; ZMMS poliçesi kapsamında manevi tazminat olmadığından davanın manevi tazminat yönünden reddine, davacı taraf müvekkili şirkete başvuru yapmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine aksi halde bu eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmesine karar verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmemesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…davacının yalnızca sigorta tahkim sürecinde tespit edilen 295.138,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istekleri yönünden arabuluculuğa başvurduğu, dava konusu ettiği geçici iş göremezlik, SGK kapsamında olmayan tedavi ve iyileşme giderleri ile tedavi amaçlı yol giderleri ve bakıcı ücreti istekleri yönünden ise zorunlu arabuluculuğa başvuruda bulunmadığı anlaşılmakla bu istek yönünden açılan dava tefrik edilerek yukarıdaki esas numarasına kaydedilmiş olup, 6325 sy yasanın 18/A-2. Bendi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddileceği öngörüldüğünden davacının geçici iş göremezlik, SGK kapsamında olmayan tedavi ve iyileşme giderleri ile tedavi amaçlı yol giderleri ve bakıcı ücreti istekleri yönünden davasının dava şartı yokluğundan…” gerekçesiyle davanın USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; mahkemenin tefrik ettiği dosyadaki tüm hususların maddi tazminat içerisinde yer aldığını, bu nedenle maddi tazminat talebi içerisinde yer alan hususların tefrik kararının tamamen hatalı olduğunu, mahkemenin sigorta tahkim dosyasındaki bilirkişi raporundaki rakamı yazmış olmalarından dolayı lafzi bir yoruma giderek kişisel kanaatle karar verdiğini, oysa arabuluculuk tutanağında rakamdan bağımsız olarak talep edilen hususun maddi ve manevi tazminat olduğunu, mahkemenin tefrik ettiği dosyadaki tüm giderlerin maddi tazminat içerisinde ve ayrıntılı yaptıkları açıklamada da bu hususun rahatlıkla görüldüğünü, bu nedenle işbu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyada yer alan arabuluculuk tutanağından anlaşılacağı üzere davacının maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden bir bütün olarak arabuluculuğa başvuruda bulunduğu, başvurusunda maddi tazminat talebini ayrı ayrı açıklamadığı, eldeki davasında da yine aynı şekilde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakla, mahkemenin arabuluculuk başvuru konusu olmadığı gerekçesiyle tefrikine karar verdiği taleplerin hepsinin bir bütün olarak maddi tazminat talebi içinde yer aldığı gözetilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca ile kararın kaldırılmasına dair aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2- İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarihli 2022/159 Esas ve 2022/109 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafların yaptıkları istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/05/2022