Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/639 E. 2022/649 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/639
KARAR NO : 2022/649

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2022 Tarihli Ek Karar
NUMARASI : 2021/1262 Esas-2022/295 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 20/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2022 ek karar tarihli ve 2021/1262 Esas-2022/295 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’in oğulları ve müvekkili …’in kardeşi olan …’in, 31/01/2020 günü Manisa ili Sarıgöl ilçesi Ahmetağa mahallesinde (Alaşehir-Buldan Karayolu) davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde vefat ettiğini, davalı sürücü …, hem kazaya sebebiyet vererek müvekkillerinin oğlu/kardeşi olan …’in ölümüne sebep olması, hem de … plakalı aracın maliki olması sebebiyle haksız fiil sorumluluğu ilkesince sorumlu olduğunu, KTK uyarınca, kaza sebebiyle meydana gelen her türlü zarardan davalı … müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğunu, müvekkillerinin uğramış olduğu maddi ve manevi hak yoksunlukları, müteveffanın tedavi giderleri, müteveffanın kendisine bakmakla olan ailesinin kazanç kayıpları, müteveffanın 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında almış olduğu aylık ödemeleri kayıpları ve müteveffa nedeniyle ailesinin her ay almış olduğu bakım ödemeleri kayıpları ve diğer ev kayıplarının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile hesaplanarak Karayolları Trafik Kanunu gereği söz konusu poliçe kapsamında ödeme yapılması amacıyla 25/03/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, buna karşılık 29/05/2020 tarihinde, davalı … A.Ş. tarafından; davacı anne … için 18.050,00-TL, davacı baba … için 12.480,00- TL olmak üzere toplam 30.530,00-TL ödeme yapıldığını, fakat davalı sigorta şirketi tarafından yapılan bu ödemenin, müvekkillerinin maddi ve manevi zararlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu beyanla müvekkilleri … ve … için ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere şimdilik 2.000,00-TL maddi tazminatın (maddi hak yoksunlukları, müteveffanın tedavi giderleri, cenaze ve defin giderleri, müteveffanın kendisine bakmakla olan ailesinin kazanç kayıpları, müteveffanın 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında almış olduğu aylık ödemelerin kayıpları ve müteveffa nedeniyle ailesinin her ay almış olduğu bakım ödemelerinin kayıpları ve diğer maddi kayıpların) kaza tarihinden itibaren işleyen reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, müvekkilleri … ve … için ayrı ayrı 20.000,00-TL ve müvekkili … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden (31/01/2020) itibaren işleyen reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden reddine, usulden ret sebepleri şu aşamada kabul görmeyecek ise yapılacak yargılama sonucunda davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan TTK’nun 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğindeki bu dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gerekçe gösterilerek mahkememize görevsizlik nedeniyle gönderilmesi, Anayasa tarafından güvence altına alınan doğal hakim ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Neticesinde doğal hakim ilkesinin ortaya koyduğu “kanunilik” ve “önceden belirlenmiş olma” ilkeleri ile de çelişmektedir. Ayrıca Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de ortadadır. Kararda görülmekte olan davaların devri ile ilgili bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Dava açılmasının yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından birisi davanın açılması ile görevli ve yetkili mahkemenin artık sabit hale gelmesidir. Sonradan ortaya çıkan değişikliklerin görevi ve yetkiyi etkilemeyeceği ortadadır. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuçta mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Bu durumda yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hüküm yoksa mevcut mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerindeki derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemelere gönderemeyecektir. İlçe mahkemesince dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gerekçe gösterilerek mahkememize görevsizlik nedeniyle gönderilmesi mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle; 01/09/2021 tarihinden önce açılan ticari davanın yetkili ve görevli olan Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkemece 01/03/2022 tarihli ek karar ile; “….görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmadığından HMK’nun 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, peşin alınan 888,03 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 807,33 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. Maddesine istinaden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine…..” şeklinde karar verilmiştir.
Bu ek karara karşı davacılar vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yokluklarında yapılan tüm işlemlerden haberdar edilmedikleri gibi, bu defa görevsizlik kararının kesinleştiğinden bahisle ve tarafların herhangi bir talebi bulunmamasına rağmen dosya HMK m.331/2 hükmüne istinaden tekrar ele alınarak 01.03.2022 tarihli Ek Karar verildiği ve diğer karardan farklı şekilde 02.03.2022 tarihinde UETS ile bu kez taraflarına tebliğ edildiğini, Manisa Asliye Ticaret Mahkemesince işbu dosya kapsamında verilmiş olan 01.03.2022 tarihli Ek Kararın HMK m. 331/2 hükmüne açıkça aykırı olduğu gibi, 13.01.2022 tarihli görevsizlik kararının (3) ve (4) nolu hüküm fıkraları ise HMK’nın kamu düzenine ilişkin hükümlerine açıkça aykırı olduğunu beyanla 13/01/2022 tarihli karar ile 01/03/2022 tarihli ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın açılmamış sayılmasına ve yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda mahkemece; 13/01/2022 tarihli ve 2021/1262 esas – 2022/295 karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli Sarıgöl Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, iki hafta içerisinde talep edilmemesi halinde HMK’nun 20. maddesine göre işlem yapılmasına karar verildiği, kararın 08/02/2022 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren davacı tarafça 2 haftalık süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmadığından davanın açılmamış sayılmasına, yargılama giderlerinin de davacılar üzerinde bırakılmasına ve davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili HMK’ nın 331/2 maddesi uyarınca davalıların talebi olamadığını, mahkemenin resen dosyayı ele alıp yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedemeyeceğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
‘Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri’ başlığı altında yer verilen 331/2. maddesinde “…Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise ‘talep üzerine’ davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder…” denildikten sonra (3.) bendinde “…Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir…” hükmü öngörülmüştür.
Bu düzenlemeler karşısında somut olay incelendiğinde; talep üzerine davanın açıldığı mahkemece dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edileceği düzenlenmiş ise de, Mahkemece, dava dosyası re’sen ele alınıp açılmamış sayılma kararı verildiğine göre, davada kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına HMK’ nın 331/3 maddesindeki ” davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir ” hükmü karşısında karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır. (Aynı yönde Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 06/07/2020 tarihli 2017/2076 esas – 2020/2710 sayılı ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18/02/2013 tarihli 2012/9022 esas – 2013/1636 karar sayılı ilamları).
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacılar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/03/2022 tarihli ve 2021/1262 Esas-2022/295 Karar sayılı ek kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/04/2022