Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/635 E. 2022/687 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/635
KARAR NO : 2022/687

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2022
NUMARASI : 2021/1002 Esas-2022/640 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
BAM KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2022 tarihli 2021/1002 Esas-2022/640 Karar sayılı dosyasının yapılan ön incelemesi sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının babası …’in 19.07.2012 tarihinde vefatından sonra İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/1021 Esas ve 2012/1060 Karar sayılı ilamına istinaden …’in mirasçısı sıfatıyla; Turgutlu Ticaret Sicil Memurluğu’na 6282 sicil numarası ile kayıtlı davalı … Şti.’nde 11,25 hisse miktarı/oranı ile şirket ortağı olduğunu, …’un ise, İzmir 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/519 Esas ve 2014/520 Karar sayılı dosyasından ihdas olunan 22.03.2021 tarihli ek karar ile davacılardan …’in vasisi olarak atandığını, …’un vasilik görevi kapsamında ve yine müvekkili …’in hak ve menfaatlerinin korunmasını teminen talep edilen hususlarda davalıya T.C. Karşıyaka 5. Noterliği’nden 08370 yevmiye numarası ile 25.03.2021 tarihinde ihtarname gönderildiğini ancak ihtarnamede belirtilen yedi günlük yasal süre içerisinde taraflarına herhangi bir belge sunulmadığını, …’un, davacı …’in vasisi olarak atandığı 04.07.2018 tarihinden bu yana Genel Kurul Toplantısı çağrısı yapılmadığını ve … adına hiçbir Genel Kurul Toplantısına katılım sağlamadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 617. Maddesinde “(1) Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Şirket sözleşmesi uyarınca ve gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır. (2) Genel kurul, toplantı gününden en az onbeş gün önce toplantıya çağrılır. Şirket sözleşmesi bu süreyi uzatabilir veya on güne kadar kısaltabilir. (3) Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir…” hükmü düzenlendiğini, yine aynı kanunun 412. Maddesinde “Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir. Karar kesindir.” hükmü düzenlendiğini, işbu maddede, gündeme madde konulmasına ilişkin talepleri müdür/müdürler kurulu iş günü içerisinde olumlu cevap verilmediği takdirde aynı ortaklar şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurarak genel kurulun toplantıya çağrılmasını talep edebilecekleri düzenlendiğini, nitekim davalılar adına ihtarname çekildiğini ve bu ihtarnameye rağmen taraflarına hiçbir cevap verilmediğini, açıklanan kanun hükümleri gereğince, davacı …’in hissedarı olduğu davalı şirket … Şti. hakkında kendisine hiçbir ticari, mali ve hukuki bilgi verilmemiş olması ve yine müvekkiline şirket payından hiçbir gelir ödenmemiş olması sebebi ile Genel Kurul’un toplantıya çağrılmasını, bu süreç boyunca TTK’nın 412. maddesi gereğince şirkete mahkeme tarafından kayyum atanmasını talep ettiklerini, davalı şirketin maliki olduğu … İli … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın; diğer davalı şirket olan … A.Ş.’ye devrine ilişkin müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, … Şti. adına kayıtlı iken 13.05.2014 tarihinde … A.Ş.’ne devri gerçekleştiğini, ancak bu hususta müvekkiline ne işbu taşınmazın satış bedeli ne de hangi tarihte satıldığının bildirilmediğini, yapılan bu satış işleminin neticesinde bir kazanç elde edildiğinin açık olduğunu, ancak elde edilen bu kazancın şirket bünyesinde kullanılması veyahut şirket dışı giderlere harcanmış olması hususu muallak olup taşınmaz satışı gibi önemli bir işleme ait elde edilen gelirin ne için harcandığı bilgisinin müvekkiline verilmemesinin taraflarınca kabul edilebilecek bir husus olmadığını, davalı şirketin ticari faaliyeti ve mali durumu ile ilgili müvekkiline hiçbir bilgi ve belge verilmediğini, …’in, babasının vefatı ile birlikte mirasçı sıfatı ile şirketin %11,25 oranında hissedar sıfatına haiz olduğunu ancak vefat tarihinden bu tarihe değin kendisi ile şirkette vekaleten yapılan işlemler, üçünkü kişiler ile vekalet ilişkisi kuruldu ise vekaletname suretleri, bir önceki vasi olan …’in vasilik süresi boyunca yapılmış olması halinde genel kurul tutanakları ve yine bu döneme ilişkin yapılan hiçbir faaliyet ile ilgili bilgi verilmediğini, davalı şirketin… Şirketi için genel kurul toplantısının yapılması ve bu tarihe kadar şirkete kayyum atanması gerektiğini, davacı … ve vasisi …’a hiçbir bilgi verilmeksizin yapılan ve vasilik süreci boyunca düzenlenmeyen genel kurul toplantısına ilişkin TTK’nın 412. hükmü gereğince genel kurul toplantısı yapılması gerektiğini, ayrıca işbu toplantı da, davalı şirket … Şti.’in aktif ve pasif varlıklarının tespitinin ve şirket aktiflerinin güncel durumlarının görüşülerek değerlendirilmesi, şirket adına kayıtlı olduğu görülen; … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada, … parselde kain 19 bağım bölüm numaralı işyeri niteliğindeki taşınmaz ve var ise başkaca taşınmazlar ile ilgili olarak; taşınmazların hangi tarihlerde ve ne surette alındığı, şu anda ne olarak kullanıldığı, taşınmazlar ile ilgili olarak herhangi bir kira vb, gelir kalemi olup olmadığı, taşınmazlar üzerindeki takyidat bilgilerinin iletilmesi ve bu konuda yapılacak işlemlerin karara bağlanması, …’e vasi atandıktan sonra … Şti.’nin aktifinden çıkmış olan (şirket envanterinde kayıtlı olan ve olmayan) her türlü taşınır ve taşınmazların; bilgilerinin, kimlere ne zaman ve hangi bedel ile satıldığının ve elde edilen gelirin ne surette değerlendirildiğinin belgeler ile görüşülerek açıklanması, şirketin Türkiye Cumhuriyeti sınırları dâhilindeki yerli ve yabancı tüm banka ve finans kurumları nezdindeki vadeli – vadesiz- yatırım hesapları, kredi hesapları, borç bilgileri, mevcut kredilerin teminatı olmak üzere üzerinde gerek davalı şirket adına kayıtlı ve gerekse üçüncü kişiler adına kayıtlı ve şirketin doğmuş/doğacak borçlarını teminen ipotek ve rehin tesis edilmiş olan her türlü malvarlıklarının tespitini ve bilgilerinin verilmesini, davalı şirkete özel denetçi atanarak … hakkında vesayet kararı verilmesi tarihinden itibaren; müvekkilinin hak kaybına uğramamasını teminen, şirket kayıtları incelenmek üzere şirkete özel denetçi atanması, … Şirketi’nin mali, ticari ve hukuki durumunu gösterir tüm kayıtların, bilançolarının, …’e vasi atandıktan sonra … Şti.’nin aktifinden çıkmış olan taşınmazların; bilgilerinin, kimlere ne zaman ve hangi bedel ile satıldığının ve elde edilen gelirin ne surette değerlendirildiğine dair bilgi ve belgelerin taraflarına verilmesi gerektiğini beyanla; öncelikle davalı şirket … Şti. için talep ettikleri konular gündeme alınarak takdiri mahkemeye ait olmak üzere olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına ve TMK 412 maddesi uyarınca şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…01/09/2021 tarihinden önce açılmış olan TTK’nun 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğindeki bu dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gerekçe gösterilerek mahkememize görevsizlik nedeniyle gönderilmesi, Anayasa tarafından güvence altına alınan doğal hakim ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Neticesinde doğal hakim ilkesinin ortaya koyduğu “kanunilik” ve “önceden belirlenmiş olma” ilkeleri ile de çelişmektedir. Ayrıca Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de ortadadır. Kararda görülmekte olan davaların devri ile ilgili bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Dava açılmasının yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından birisi davanın açılması ile görevli ve yetkili mahkemenin artık sabit hale gelmesidir. Sonradan ortaya çıkan değişikliklerin görevi ve yetkiyi etkilemeyeceği ortadadır. Bu çerçevede ortaya çıkan ikinci önemli sonuçta mahkemenin davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Bu durumda yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hüküm yoksa mevcut mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerindeki derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemelere gönderemeyecektir. İlçe mahkemesince dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gerekçe gösterilerek mahkememize görevsizlik nedeniyle gönderilmesi mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle; 01/09/2021 tarihinden önce açılan ticari davanın yetkili ve görevli olan Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesinin aynı dereceden yargı yerleri olduğu da düşünüldüğünde olumsuz görev uyuşmazlığının ortak yüksek mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından çözülmesi gerektiğini, hal böyle iken 16.2.2022 tarihli kararla dosyanın yargı yerinin belirlenmesi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken dosyanın Turgutlu 1. AHM’ye gönderilmesine karar verilmesinin usül ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK’nın 412.maddesi uyarınca olağanüstü genel kurulu yapılmasına izin verilmesi ve kayyım atanması istemine ilişkindir.
Mahkemece; mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
TTK’nın 410. maddesinde; “Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleriyle ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilir.
Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir.”,
TTK’nın “Mahkememin İzni” başlıklı 412. maddesinde; “Pay sahiplerinin çağrı ve gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya istemin 7 iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar veribilir. Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar. Kararında, kayyımın, görevlerini ve toplantı için gerekli belgeleri hazırlamaya ilişkin yetkilerini gösterir. Zorunluluk olmadıkça mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir, karar kesindir.” düzenlemeleri mevcuttur.
Hal böyle olunca, 6102 sayılı TTK’nın 412. maddesi uyarınca genel kurulun toplantıya çağrılmasına yönelik izin istemine ilişkin verilecek kabule yahut reddine ilişkin mahkeme kararları kesin niteliktedir (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2017 tarih ve 2016/3287 esas 2017/5383 karar sayılı içtihatı).
Açıklanan nedenlerle; iş bu karara yönelik istinaf başvurusunun ortada istinafı kabil bir karar bulunmadığından istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davalının istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 341-(1) ve 352/1-b maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafın istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-Dosyanın mahkemesine iadesine,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-ç maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/04/2022