Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/63 E. 2022/141 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/63
KARAR NO : 2022/141

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2021
NUMARASI : 2021/239 Esas – 2021/634 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2021 tarihli, 2021/239 Esas-2021/634 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/07/2020 tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası bulunmayan … plakalı araç ile sürücü …’ın kusurlu olarak sebep olduğu kaza neticesinde … malul kaldığını, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulduğunu davalılar ile anlaşmaya varılamadığını, arabuluculuk tutanakları dosyaya sunulacağını, Muğla 2. İcra Müdürlüğünün 2020/776 esas sayılı ve Muğla 1. İcra Müdürlüğünün 2020/695 esas sayılı dosyalarına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine alacağın % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama safhasında ortaya çıkabilecek tazminattan indirim sebeplerinin bulunması halinde, sayın mahkemece hak sahibinin gerçek zararının tespit edilerek tespit edilen gerçek zarar tutarından kusur ve her türlü indirim tutarlarının düşüldükten sonra 242.549,00 TL ve 147.451,00 TL’nin müvekkil kurumun ödeme tarihleri olan 21/01/2020 ve 06/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk Derece Mahkemesince; “…davanın konusu olarak, davacı …, Yönetmeliğinin 16. maddesi uyarınca zarar görene ödediği tazminatın davalıdan rücuen tahsilini istediği anlaşılmaktadır. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Nitekim bu tür uyuşmazlıklara bakan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin istikrarla devam eden kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 17. HD.’nin 16.10.2019 tarih 2017/1132 E, 2019/9502 K,10.10.2019 tarih 2016/17475 E, 2019/9220 K). Açıklanan nedenlerle, mahkememizin görevsizliğine, ve dosyayı mahkememize gönderen Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın vekille takip edilmesine karşın dosyada lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davanın dinlenilebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması nedeni ile davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifeye göre avukatlık ücretine hükmolunması gerektiğini, davalıların kendisini işbu davada vekil ile temsil ettirmesi sebebi ile yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğine göre, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince vekalet ücretinin takdiri gerektiğini, davalı lehine vekalet takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı …nın, Yönetmeliğinin 16. maddesi uyarınca zarar görene ödediği tazminatın davalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Öncelikle; eldeki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi mi, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’ mi olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarihli 2021/17896 esas – 2021/4942 karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararında açıklandığı üzere; davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu trafik kazalarında zarar gören üçüncü kişilere ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu etmektedir. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 21.12.2020 tarih, 2020/466-2020/8778 sayılı kararı ile 16.10.2019 tarih, 2017/1132-2019/9502 sayılı kararları da aynı yöndedir.)
Dolayısıyla; Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin görevli olmadığı eldeki davada görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
2-HMK’nın “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin ikinci fıkrasında,” Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Görevsizlik ya da yetkisizlik hâlinde verilecek karar “usulden ret” kararıdır (HMK m.115/2). Diğer bir anlatımla görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir. (HMK 20. mad.) Çünkü; usule ilişkin nihai kararla davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemez. Ancak “yargılama giderlerinin, kural olarak aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilmesi” gerektiğine ilişkin HMK’nın 326. maddesi ve “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği; yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği; hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin, mahkemece ilamın altına yazılması” gerektiğine ilişkin HMK’nın 332. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik veya yetkisizlik kararları üzerine yetkili mahkemede davaya devam edildiği hâllerde uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altına alınması yerinde olacaktır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeye göre mahkemece verilen kararda HMK’nın 331/2 maddesine uygun olarak yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine karar verilmiş olmasında, usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalılar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2021 tarihli 2021/239 Esas-2021/634 Karar sayılı kararına karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL istinaf karar harcının davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/01/2022