Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/58 E. 2022/161 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/58
KARAR NO : 2022/161

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2021 tarihli ek karar
NUMARASI : 2021/334 D.İş Esas – 2021/334 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :27/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/11/2021 tarihli 2021/334 D.İş Esas ve 2021/334 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; borçlular tarafından verilmiş olan 09/07/2020 düzenleme tarihli, 23/08/2020 vade tarihli, 20.000,00 TL bedelli senedin vade tarihinde ödenmediğini, borçlu …’ın şirketin sahibi ve yetkili temsilcisi olduğunu, şu ana kadar borçlu yanca her hangi bir teminat da verilmemiş olup, borçlunun mal kaçırma eğiliminde ve haksız davranışlarla müvekkilini zarara uğratmak kastında olduğunu, müvekkilini oyalayan borçlunun dün itibariyle adına kayıtlı araç ve taşınmazları elden çıkarmak için çabaladığını ve işyerindeki malları başka bir adrese nakletmeye uğraştığını öğrendiğini belirterek işin nitelik ve ivediliğine dayanarak taraflar çağırılmaksızın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacaklarının 20.000,00 TL’ lik bono için borçlunun adresinde ve alacaklı tarafça gösterilecek adreslerde kendindeki ve 3.kişilerdeki taşınır ve taşınmaz mallarıyla, tüm hak ve alacaklarının, ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; “…..Karşı taraf …Ticaret Limited Şirketi vekilinin itirazlarının reddine,….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Karşı taraf İ… San.Tic.Ltd.Şti.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/10/2021 tarihli ve 2021/334 D.İş sayılı kararı ile müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmiş olup işbu karara karşı 15/10/2021 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini, itirazları neticesinde yerel mahkemece verilen 12/11/2021 tarihli ek karar ile ihtiyati haciz dayanağı belge kambiyo senedi olup şirket adına keşide eden …’ın 3 sene süresince şirket adına hareket ettiği dosya kapsamı ile sabit olduğunu, düzenlenen senedin yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği yönündeki itirazın 3. kişi bono hamilinin haklarını etkileyip etkilemeyeceği hususunun yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu değerlendirildiğinden itirazın reddine karar verildiğini, ancak ihtiyati hacze konu bonodaki imza şirket yetkilisine ait olmayıp şirket yetkililerini vekaleten kullanan …’ın vekaleten azledildiği tarih sonrasında düzenlenen bono nedeniyle şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, somut olayda da işbu ihtiyati haciz kararına sebep olan bononun yetkisiz temsilci tarafından imzalanması nedeniyle bu bonodan yetkisiz temsilcinin bizzat sorumlu olacağından müvekkili şirket aleyhine ihtiyati hacze karar verilmesi mümkün olmayacakken yerel mahkemece yapılan eksik incelemede bu husus gözden kaçırılarak hatalı bir şekilde itiraz sebeplerinin yargılamayı gerektireceği kanaatine varıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yerel mahkemenin “Düzenlenen senedin yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği yönündeki itirazın 3. Kişi bono hamilinin haklarını etkileyip etkilemeyeceği hususunun yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu” kanaatine katılınması halinde dahi yerel mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın gerekli yargılamayı yapması için yetkili ve görevli mahkemeye göndermesi ve görevli mahkemece yeni bir esas ile gerekli yargılamanın yapılması gerekirken yerel mahkemenin işbu hususu gözetmeksizin itirazlarının reddine karar vermesinin de müvekkili aleyhine mağduriyete sebebiyet verdiğini belirterek istinaf başvurularının kabulüne; yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak ihtiyati haczin kaldırılmasına; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılmasına ilişkindir.
Mahkemece; 01/10/2021 tarih ve 2021/334 D.İş. Sayılı karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karşı taraf …Ticaret Limited Şirketi vekilinin 15/10/2021 tarihli itirazı üzerine, mahkemenin 12/11/2021 tarihli ek kararı ile itirazın reddine karar verilmiş, hüküm karşı taraf …Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; karşı taraf aleyhine İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2021 tarihli ve 2021/334 D.İş Esas – 2021/334 D.İş karar sayılı kararı ile ; ihtiyati haciz isteyen tarafından sunulan kambiyo senedi sureti ve dosya kapsamına göre kambiyo senedine dayalı 20.000,00 TL alacak için %15 teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin kambiyo senedine dayandığı, karşı taraf vekili her ne kadar bononun azledilen şirket temsilcisi tarafından azil tarihinden sonra düzenlendiği ileri sürülmüş ise de, karşı taraf vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar yargılamayı gerektirir nitelikte olup, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı taraf borçlunun ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, karşı taraf – borçlu …Ticaret Limited Şirketi vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2021 tarihli 2021/334 D.İş.- 2021/334 Karar sayılı ek kararına karşı itiraz eden karşı taraf ….Tic.Ltd.Şti. vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/01/2022