Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/548 E. 2022/1525 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/548
KARAR NO : 2022/1525

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2020 (Dava) – 16/12/2021 (Karar)
NUMARASI : 2020/222 Esas – 2021/869 Karar

DAVA : İtrazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

BAM KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/12/2021 tarih ve 2020/222 Esas- 2021/869 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılar arasında 22.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu Genel Kredi Sözleşmesi ile dava dışı borçlu …. ’ye müvekili bankaca 7.000.000,00-TL tutarında kredi limiti tahsis edildiğini ve sözleşmenin taraflarca karşılıklı imza edildiğini, …. , …. ve …. ‘ın söz konusu 7.000.000,00-TL krediye müteselsil kefil olduklarını, davalılar tarafından zamanında ödenmeyen krediye ilişkin ihtarnamenin usulüne uygun olarak düzenlenip davalı tarafa tebliğ edildiğini, Genel kredi müşterek borçlularına muaccel olan borcuna istinaden İİK 68/b maddesince; Karşıyaka 5.Noterliği’nin 02.12.2019 tarih ve 39500 yevmiye numaralı ihtarnamenin usulüne uygun olarak keşide edildiğini ve tebliğ edildiğini, muaccel hale gelmiş olmasına rağmen davalı tarafça ödenmeyen borçların tahsili amacıyla, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1025 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2019/17039 Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, takip çıkışı miktarının 1.461,164,92-TL olduğunu, ödeme emrinin İcra Müdürlüğü tarafından …. ’a 10.01.2020 tarihinde, …. ’ye 09.01.2020 tarihinde, …. ’a 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, …. ’ye yapılan tebligatın bila iade döndüğünü, borçlular vekili tarafından 23.12.2019 tarihinde icra dosyasına itirazlarının saklı tutulduğunu belirterek Uyap kaydının yapılmasını talep ettiğini, İcra Müdürlüğü tarafından söz konusu sehven itiraz olarak değerlendirildiğini ve 26.12.2019 tarihinde …. ve …. yönünden takibin durdurulmasına karar verildiğini, taraflarınca sehven verilen takibin durdurulması kararının kaldırılarak takibin devamına karar verilmesinin talep edildiğini, aynı tarihte İcra Müdürlüğü tarafından borçlular vekilinin borca itiraz etmediği anlaşıldığından söz konusu karardan dönülmesine karar verildiğini, borçlular vekili tarafından 11.02.2020 tarihinde icra dosyasına yetkiye, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiğini, 14.02.2020 tarihinde İcra Müdürlüğü tarafından …. , …. ve …. yönünden takibin kesinleştiği gerekçesiyle itirazın reddi ile takibin devamına, …. , yönünden itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlu tarafın faizler yönündeki itirazların mesnetsiz olduğu gibi aynı zamanda gerçek dışı olduğunu, müvekkile bankaca davalı arasında akdedilen sözleşmenin 43. Maddesinde temerrüt hallerinde uygulanacak faiz miktarı gösterildiğini, borçluların sözleşmeye herhangi bir şerh düşmeden sözleşmeyi kabul ettikleri ve imzaladıkları için temerrütte ilişkin maddeleri de kabul etmiş sayıldıklarını, bu nedenle sonradan faiz oranının fahiş olduğu iddiası ile itiraz etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı tarafın Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan bakiye 1.461.164,92-TL. borcuna istinaden; Karşıyaka 5. Noterliğinin 02.12.2019 tarih ve 39500 yevmiye numaralı ihtarı ile davalılara tebliğ edildiğini ve muaccel olan bu borcu yönünden, yasal mevzuata uygun olarak %39,20 oranında faiz uygulandığını, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, davalı tarafın 11.02.2020 tarihli itiraz dilekçeleri ile borcun takibini semeresiz bırakmak ve takibi sürünceme de bırakmak amacıyla haksız ve birbirleri ile çelişen iddialarda bulunarak, icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davacının İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2019/17039 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar-kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, fazlaya ilişkin talep, hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davacı banka arasında 22.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu Genel Kredi Sözleşmesi ile dava dışı müvekkili borçlu …. ’ye davacı bankaca 7.000.000,00-TL tutarında kredi limiti açıldığını, bahis konusu icra takip dosyasında diğer müvekkili borçluların (…. , …. ve …. ‘ın) söz konusu 7.000.000,00-TL krediye müteselsil kefil olduğunun belirtildiğini, kefaletin kesin hükümsüz olduğundan bahisle, kefalet nedeniyle borçlu gösterilen müvekkillerinin davacı takip alacaklısına asıl alacak ve ferileri yönünden herhangi bir borcu bulunmadığını, kabul manasına gelmemek üzere müvekkillerinin kefaleti geçerli olsa bile; davacı bankanın “Asıl kredi borçlusu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilmesi ve alacağını bu yolla tahsil edebilmesi mümkün iken ayrıca kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil durumunda olan müvekkillerine karşı açtığı haciz yolu ile takibe müvekkillerinin itiraz etmesi üzerine, sırf inkar tazminatı alabilmek amacıyla işbu itirazın iptali davası açmasının, ‘hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacı bankanın bahis konusu krediyi mevzuata aykırı ve kötü niyetli şekilde kat etmiş olduğunu, kredi borçlusu yaşaşan ekonomik sıkıntılar nedeniyle diğer şirketlerden alacaklarını tahsil edemediği gibi satışları da 1/2 oranında azaldığını, davacı yanca uygulanmış ve talep edilmiş olan faiz oranları yasal mevzuata ve taraflar arasında akdedilen sözleşmelere aykırı olduğunu, açılan davanın reddine, haksız ve kötü niyetli takibe istinaden %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar-kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davacı banka ile dava dışı …. arasında düzenlenen Genel Kredi sözleşmesine dayalı başlatılan İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2019/17039 sayılı takip dosyasında davalıların itirazları üzerine itirazlarının iptaline yönelik işbu davanın açıldığı, takip ve dava dayanağı sözleşmelerde davalıların müteselsil kefil oldukları, İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2019/16654 Esas sayılı ipoteğin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takip dosyasına konu ipotek akit tablolarında davalı- müteselsil kefil …. tarafından taşınmazları üzerine davacı banka ile dava dışı …. ve …. arasında imzalanmış veya imzalanacak sözleşmelerden dolayı ipotek tesis edildiği, söz konusu ipoteğin davalıların kefalet borcunu da teminat altına aldığı ve İzmir 15. İcra Müdürlüğünün 2019/16654 sayılı takip dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, İİK’nın 45. maddesine göre davacı bankanın davalı kefillere karşı işbu davaya konu İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2019/17039 Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapmakta hukuki yararının bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından hukuki yarar yokluğu nedeniyle verilen ret kararının kabulünün mümkün olmadığını, İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16654 esas sayılı dosyasından alınan rehin açığı belgesinin dava konusu takibin haklılığını ispatlar nitelikte olduğunu, kefiller hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi yapılabileceğini, kanunun lafzının yerleşik Yargıtay İçtihatları ve doktrindeki genel görüş ile sabit olduğunu belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile, hukuka ve hakkaniyeti aykırı yerel mahkeme kararının usule ve esasa yönelik itirazlarının dikkate alınarak kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın esasına girildiğinden davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın usulden reddedilmesi nedeniyle müvekkiline maktu vekalet ücretine hükmedildiğini ve icra inkar tazminatına hükmedilmediğini, davacı banka aleyhine “Asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına” hükmolunması gerektiğini, kararın bu yönü ile usul ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile davacı bankanın istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü hususların tümüne ayrıntılı beyanda bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla kabul etmediklerini, davacı bankanın istinaf başvurusunun reddi ile, taraflarından yapılan başvurunun (Nisbi vekalet ücreti ve kötü niyet tazminatı yönünden) kabulüne, yerel Mahkeme kararının sadece bu yönü ile kaldırılmasına ve düzeltilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı – alacaklı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
Davalılar vekili, dosya Dairemize gönderildikten sonra istinaf aşamasında 20/09/2022 havale tarihli istinaf başvurusundan feragat dilekçesi göndermiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Başvurma Hakkından Feragat” başlıklı 349. maddesine göre;
(1)Taraflar, ilâmın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez.
(2)Başvuru yapıldıktan sonra, feragat edilirse; dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.
Davalılar vekili ayrıca, 07/10/2022 tarihli davayı ve takipteki alacak tutarlarını kabul ettiklerine ilişkin kabul beyanı dilekçesi sunmuştur.
Davalılar vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinden davayı kabul ve yasa yollarından feragat konusunda özel yetkisinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara göre; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusu sebeplerinin ise davalıların kabul beyanı karşısında incelenmesine yer olmadığına, davalıların kabul beyanı uyarınca ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/222 Esas- 2021/869 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE DAVALILARIN KABUL BEYANI UYARINCA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA;
a-Davanın KABULÜNE,
b-İzmir 12. İcra Dairesi’nin 2019/17039 Esas sayılı dosyasına davalıların yapmış olduğu itirazların iptali ile; takibin takip tarihi itibariyle 1.337.419,16-TL asıl alacak, 120.116,82 TL faiz tutarı, 1.834,37 TL BSMV, 1.064,67 TL masraf bedeli, 123,90 TL ihtiyati haciz masrafı ve 606,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.461.164,92 TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar % 39,20 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, takibin takip talebindeki aynı şartlarla devamına,
c-Hükmedilen miktar üzerinden % 20 olarak hesaplanan 292.232,98 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ç-492 sayılı Harçlar Kanunu’ nun 22. maddesi gereğince kabul edilen tutar üzerinden 2/3 oranında alınması gerekli 66.541,44 TL nispi harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 6. maddesi uyarınca hesaplanan 164.893,19 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan ilk masraf 17.709,43 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL, posta ve tebligat gideri 219,00 TL olmak üzere toplam 18.428,43 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
f-HUAK 18/A mad gereğince zorunlu Arabuluculuk kapsamında 1.360,00 TL Arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
g-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 80,70-TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-İstinaf başvurusu sırasında davalılardan ayrı ayrı alınan 80,70-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine
c-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf incelemesi için davacı tarafça yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 24,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 244,70 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
e-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
f-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2022