Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/446 E. 2022/501 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/446
KARAR NO : 2022/501

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2021
NUMARASI : 2021/679 Esas – 2021/1036 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarihli 2021/679 Esas-2021/1036 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili müdürlüğün, … Şirketini hasım göstererek Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2021/446 E. Sayılı dosya ile rücuen alacak davası açtığını, ancak ne var ki söz konusu şirketin …. nden genel kurul kararıyla terkin edildiğinin yapılan yargılamada öğrenildiğini, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından mahkemece taraflarına işbu davayı açmak için mehil verildiği, ihyası istenen …. Şti.’nin …. nden terkin edilmeden önceki adresinin … … Sk. No:… …/İZMİR olduğunu, işbu şirketin …. nden 16.10.2020 tarihinde genel kurul kararıyla silindiğini, arz ve izah edilen sebepler ve mahkemece resen dikkate alınacak sebeplerle; davanın kabulü ile, … ‘nün sicilinde kayıtlı …. Şti. ünvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :
Davalı … Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; Tasfiye Halinde … Şirketi’nin 06/08/2013 tarihinde kuruluş ile …. ğe tescil edildiğini, 31/01/2020 tarihli genel kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru olarak …’ın seçildiğini, 06/10/2020 tarihli Genel
Kurul kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeni ile unvan ve işletme kaydının …. memurluğunca silinmesine karar verildiği ve 16/10/2020 tarihinde şirketin kapanışının sicile
tescili yapılarak unvan ve işletme kaydının sicilden silindiğinin tespit edildiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memuru sorumlu bulunduğundan, …. nün bu konuda herhangi bir tetkik mükellefiyeti bulunmadığını, dolayısıyla usulüne uygun tamamlanmamış bir tasfiyeden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, bununla birlikte müdürlük, davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, dava, T.T.K.nun 32. maddesine dayalı bir dava olmadığından, müdürlük aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davalı …’a usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olmasına davaya cevap vermediği ve duruşmalara da iştirak etmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…ihyası istenilen Tasfiye Halinde … Şirketi’nin … Müdürlüğünün Merkez- … sicil numarasıyla kayıtlı iken genel kurul kararı ile terkin edildiği, davacı tarafından Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 202/446 Esas sayılı dava dosyasında ihyası istenen şirket aleyhine alacak davası açıldığı ve ihya davası açması yönünde davacıya yetki verildiği, dolayısıyla davacının bu davayı açmasında hukuki yararının mevcut olduğu, taraf teşkilinin sağlanması bakımından şirketin ihyasının gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece her ne kadar davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararı olduğu kabul edilse de, bunun mümkün olmadığı kanaatinde olduklarını, çünkü herşeyden önce tasfiye edilen … Şti’nin üzerine kayıtlı olan taşınır/taşınmaz herhangi bir malvarlığı veyahut alacağı bulunmadığını, dolayısı ile şirket ihya edilse dahi davacının alacağını tahsil etme/edebilme imkanı bulunmadığından hukuki yararı bulunmadığını, yine davacının sadece tasfiye edilen şirketten alacaklı olduğunu iddia etmesinin hukuki yararı olduğunu da göstermeyeceğini, ayrıca yerel mahkeme kararında, ” terkin edilen şirket adına mal varlığının bulunduğu ve tasfiye işlemlerinin tam olarak tamamlanması için ihyasına izin verilebilir” şeklinde gerekçe belirtmiş olmasına rağmen;bu yönüyle herhangi bir araştırma yapmadığını, bunun sonucu olarak da hukuka aykırı olarak eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; …. nden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan dava dışı şirketin derdest dava nedeniyle 6102 sayılı TTK’ nın 547/2 maddesi uyarınca yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Şirketin tüzel kişiliği …. nden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik …. nden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, “ (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
…. nden kaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecektir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/02/2020 tarih, 2020/288 esas ve 2020/1181 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda; davacının, … Müdürlüğünün merkez-… sicil nosunda kayıtlı iken 16/10/2020 tarihinde …. den terkin edilen dava dışı ” Tasfiye Halinde … Şirketi” aleyhine şirketin …. den terkin edilmeden önceki alacakları bakımından Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde 2021/446 esas sayılı dosyasında rücuen alacak talepli dava açtığı, davanın halen derdest olduğu ve davacı vekiline ihya davası açması için süre verildiği, dava tarihinin terkin tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, davanın 5 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olmasına, tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmış olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 tarihli ve 2021/679 Esas – 2021/1036 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/03/2022