Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/445 E. 2022/765 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/445
KARAR NO : 2022/765

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2016 (Dava) – 13/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/1194 Esas – 2018/1288 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarihli 2016/1194 Esas ve 2018/1288 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; işleteni davalılardan …, sürücüsü davalılardan … ve yanındaki kız arkadaşı olan davalı … olan … plakalı aracın müvekkilinin oğlu olan …’na çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalılardan …’in aracın maliki olması, ceza davası sonucunda cezalandırılmalarına karar verilen diğer davalılar … ve …’in kazada birlikte kusurlarının bulunması ve davalı sigorta şirketinin poliçe sorumlusu olmasından dolayı 5.000,00 TL maddi tazminattan müştereken sorumlu olduklarını, bu nedenle 5.000-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca gerek kaza geçiren …’ın ve gerekse annesinin olaydan duydukları acı, elem ve uğranılan okul devamsızlığı sonucu başarısızlık endişesinden dolayı müvekkili …’a 5.000,00 TL, annesi olan diğer müvekkiline 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken alınarak, müvekkillerine verilmesine, haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın aracın sahibi de sürücüsü de olmayan …’ya yöneltilemeyeceğini, her ne kadar ceza dosyasında aleyhine hüküm kurulmuşsa da, tazminat hukuku bakımından sorumluluğu bulunmadığını ve bu davalı açısından husumet ehliyetinin oluşmadığını, davacı tarafın maluliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda ATK’dan rapor alınması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve cismani zararla orantılı olması gerektiğini, davacı annenin manevi tazminat talebinin de yersiz olduğnu, zira TBK’nın 56. maddesine göre ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin yakınlarına uygun bir miktar para ödenebileceğini, ortada ağır bir bedensel zarar ve hatta zarar dahi bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, müvekkilinin ancak sigortalının kusuru oranında ve teminat limiti kapsamında sorumlu olabileceğini, bu hususların tespit edilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “…Davacının yaralanmasına ilişkin tedavi evraklarının celp edildiği, radyolojik raporda tüm kas ve eklemlerin normal görünümde olduğu, hareket kısıtlılığı, deformite, hassasiyet bulunmadığının görüldüğü, davacı vekilinin son duruşmada müvekkili ile görüştüğünü, müvekkilinde herhangi bir maluliyetin bulunmadığını, maluliyet incelemesine gerek olmadığını, çocuğun öğrenci olması nedeniyle geçici işgöremezlik de bulunmadığını, tedavi masraflarının SGK tarafından karşılandığını, olaydan duyulan acı ve elem nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunduğunu beyan ettiği, ATK Trafik İhtisas Dairesinden gelen yazı cevabında olay nedeniyle, davalı …’nın %45, davalı …’un %55 oranında, davalı …’nın da araç maliki olarak kusurlu olduğu anlaşılmış ise de; davacı tarafça müvekkilinde herhangi bir maluliyetin bulunmadığı, maluliyet incelemesine gerek olmadığı ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığının bildirilmiş olduğu, davacı taraf yalnızca olaydan duyulan elem ve acı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunuyor ise de; olaydan duyulan acı ve elemin, ancak cismani zararın varlığının belirlenmesi ile bilinebileceği, radyolojik rapora göre davacının durumunun normal olduğu belirtilmekle, cismani zararın varlığının bulunup bulunmadığının tespit edilememekte olduğu, bu durumda olay nedeniyle cismani zararın varlığı sabit olmadığından ve hatta davacı tarafça maluliyetinin de bulunmadığı bildirildiğinden ve bu konuda bir inceleme yapılması da istenilmediğinden HEM MADDİ HEM MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; “Müvekkillerinin ana-oğul olup müvekkili …’ın olay tarihinde 12 yaşında olduğu, evinin önündeki kaldırımda oturmakta iken, kusur raporlarıyla da sabit olduğu üzere hiçbir ihmal ve dikkatsizliği de yokken sürücü belgesiz davalı …’in, diğer davalı …’in izniyle kullandığı ve maliki davalı … olan aracın müvekkili …’ a çarptığı, kaza neticesinde hastane raporlarıyla da sabit olduğu üzere küçük …’ın ciddi operasyonlar geçirdiği, bu operasyonlar sebebiyle kendisi fiziki acılar çekerken, annesi olan müvekkili …’ın da bir o kadar manevi acı yaşadığı, tüm bu hususların yargılama sırasında toplanan delillerle sübut bulduğu, Urla Asliye Ceza Mahkemesince dahi davalıların mahkumiyetine hükmedildiği, ATK raporunda da davalıların %45 ve %55 oranında kusurlu ve …’ın ise tamamen kusursuz olduğunun belirlendiği, ancak mahkemece sadece ve sadece ‘olaydan duyulan elem ve acının ancak cismani zararın varlığının belirlenmesi ile bilinebileceği’ gerekçesiyle manevi tazminat taleplerinin reddedildiği, cismani zararın anlaşılabilmesi için illa ki maluliyet aranamayacağı, 12 yaşında bir çocuğun hiç yoktan bir sebeple ameliyat geçirmiş olması manevi tazminat gerektirmiyorsa, tazminat hukukunun ülkemizde her hangi bir uygulama alanı bulabilmesinden söz edilemeyeceği, keza bir anne olan diğer davacının bu olay nedeniyle yaşadığı üzüntünün de manevi tazminatı gerektirmediğini düşünmenin hayal kırıklığı yarattığı, maddi tazminat açısından davanın reddi anlaşılabilir ise de manevi tazminat yönünden karar gerekçesinin adalet duygusunu yaralayıcı olduğu….” gerekçeleriyle kararı istinafa getirmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; “….Maddi ve manevi tazminatın reddine ilişkin tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olup, kararın bu yönüyle son derece hatalı olduğu, maddi tazminattan müşterek müteselsil sorumluluk bulunmakta iken, manevi tazminat açısından sadece şahısların sorumluluğunun bulunduğu, mahkemece maddi ve manevi tazminat açısından ayrı ayrı vekalet ücretlerine hükmedilmesi ile manevi tazminat açısından da her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti tesis edilmesi gerekmekte olduğu….” gerekçeleriyle kararı istinafa getirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekili tarafından ve katılma yoluyla davalılar …, … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
1-Dosyanın incelenmesinde; mahkemece maddi tazminat talebinin, davacı küçükte cismani zarar bulunmaması nedeniyle reddine karar verildiği, davacılar vekilinin gerek duruşmadaki beyanlarında ve gerekse istinaf dilekçesinde maddi tazminata yönelik karar bakımından bir talep ve itirazının bulunmadığı görülmüştür.
2-Davacılar vekilinin manevi tazminata dair istinaf itirazının incelenmesinde; mahkemece yazılan müzekkereye istinaden DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nden davacı …’a ait tedavi evraklarının gönderilmiş olduğu, bu belgelere göre; davacı küçükte fraktür saptanmadığı, ancak sol dirsek iç kısmında 5 cm.lik kesi olduğu, yine sağ bilek ve sol dirsekte ekimozlar olduğu ve dikiş atıldığının belirtildiği, her ne kadar davacılar vekili istinaf dilekçesinde ameliyattan bahsetmişse de buna dair bir belge sunmadığı gibi dosyadaki belgelerde de herhangi bir operasyon bilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacılar vekilinin davacı …’da kalıcı bir maluliyet bulunmadığına dair beyanı gerekçe gösterilerek, cismani zarar olmadığı ve bu nedenle manevi tazminata da hükmedilemeyeceği yönünde karar verilmişse de, bu karar isabetli olmamıştır. Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine ödenmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda, kaza tarihinde 12 yaşında olan davacı küçüğün arkadaşlarıyla kaldırımda oturduğu esnada üzerine gelen aracın ezmesiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, mahkemece hastaneye yazılan müzekkere cevabına göre sol dirseğine 5 cm.lik dikiş atıldığı, davacı çocuğun olayın korku ve kaygısını yaşadığı gibi, hafif de olsa kazada yaralandığı, alınan kusur raporlarına göre tüm kusurun davalı tarafta olduğu görülmekle, manevi tazminatın yalnızca kalıcı maluliyet halinde ödenen bir tazminat türü olmadığı da gözetilerek, somut uyuşmazlıktaki olayın oluş şekli, davacı küçükte yarattığı acı, korku ve zorluklar dikkate alınarak, Dairemizce davacı küçük …. için 3.000-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılarca ödenmesine dair HMK 353/1-b-2.madde uyarınca yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Bununla birlikte, davacı anne … bakımından ise mahkemenin manevi tazminat istemini reddetmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Zira, TBK 56/2. madde hükmünde; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” denilmiştir. Bu nedenle, dava konusu kazada davacı …’ın yaralanma derecesi dikkate alınarak, davacı anneye manevi tazminat verilmesi mümkün bulunmamakta olup, bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
3-Davalılar …, … ve … vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; maddi ve manevi tazminat davaları bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği itirazları, her iki talebin ayrı dava niteliğinde olması nedeniyle yerinde görülmüş, HMK 353/1-b-2. madde uyarınca hüküm fıkrasına manevi tazminat yönünden de davalılar …, … ve … yararına vekalet ücreti verilmesine dair Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir. Davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin diğer itirazı olan reddedilen manevi tazminat kısmı bakımından herbir davalı açısından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi yönündeki itiraz ise, red sebebi ortak olduğundan AAÜT’nin 3/2. fıkrası uyarınca yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekili ve davalılar …, … ve … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar vekili ve davalılar …, … ve … vekilinin istinaf itirazlarının AYRI AYRI KISMEN KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1194 Esas – 2018/1288 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davacılar vekilinin maddi tazminat talebinin REDDİNE,
b-Davacı …’nun manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
c-Davacı …’ün manevi tazminat talebinin REDDİNE,
d-Kabul edilen manevi tazminat tutarı üzerinden alınması gereken 204,93 TL karar harcından peşin alınan 51,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 153,69 TL harcın davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
e-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden; davacı … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar … , … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
f-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; davalılar …, … ve … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar …, … ve …’ya verilmesine,
g-Reddedilen maddi tazminat nedeniyle; davalı taraflar kendini bir vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen ve takdir olunan 2.180,00- TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
h-Davacılar tarafından yapılan 189,00-TL tebligat masrafı, 47,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 236,50-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 47,30-TL yargılama giderinin davalılar …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
ı-Davacılar tarafından yatırılan 51,24-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet ücreti, 29,20-TL başvuru harcı toplamı 84,74-TL’nin davalılar …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
i-Davacılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra kendilerine iadesine,
k-Davalılar tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra kendilerine iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacılar vekili ve davalılar …, … ve … vekilinin sair istinaf itirazlarının AYRI AYRI REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacılar vekili ve davalılar …, … ve …’dan alınan istinaf karar harcının talep halinde ilgili olduğu tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 56,00-TL tebligat masrafı, 26,50-TL e-tebligat masrafı toplamı 303,20-TL yargılama giderinin davalılar …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi esnasında davalılar …, … ve … tarafından yapılan toplam 441,40-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacılardan alınarak anılan davalılara verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10/05/2022