Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/421 E. 2022/712 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/421
KARAR NO : 2022/712

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2021 (Dava) – 14/12/2021 (Karar)
NUMARASI : 2021/174 Esas – 2021/1077 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 27/04/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarihli 2021/174 Esas ve 2021/1077 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden, mali koşullarının uygun olmamasından dolayı 03/03/2011 tarihinde vermiş olduğu istifa dilekçesi ile istifa ettiğini, istifa dilekçesinde “istifa dilekçemin kabulü ile bakiye kalan aidatlarımın tarafına iadesini talep ederim” hususunu belirttiğini, kooperatif yönetim kurulunun da 20/07/2011 tarihli kararında müvekkilinin istifasının kabulüne ve üyelikten silinmesine karar verildiği, istifa edilen tarihe kadar ödenen aidat miktarının 90.111,72 TL olduğunu, bu miktardan diğer üyelik aidatları toplamı olan 71.500,00 TL tutarındaki kısmın düşünce bakiye 18.611,72 TL asıl alacağının mevcut olduğunu, bu nedenle kooperatif aleyhine İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2015/10239 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, kooperatifin yapılan takibe itiraz ettiğini, haksız yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, açılan davanın reddini talep etmişlerdir.
MAHKEMENİN İLK KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, alınan bilirkişi heyet raporu yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
DAİREMİZİN 2020/188 ESAS, 2021/115 KARAR SAYILI KARARI :
“..Davacı 03/03/2011 tarihinde kooperatif yönetim kuruluna hitaben yazdığı dilekçe ile … Blok no:…. numaralı dükkana ait üyeliğinden istifa ettiğini belirtmiş, yönetim kurulu ise 07/04/2011 tarihli kararı ile istifanın kabulüne karar vermiştir.
Alınan bilirkişi raporunda davalı kooperatifin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacıya iade edilecek tutarın 18.611,72 TL olduğu tespit edilmiş, bu tutardan genel gider payı düşüldüğünde hak edilen alacağın 14.936,37 TL olduğu ve takip tarihi itibariyle de 3.852,36 TL gecikme faizi talep edebileceği belirtilmiştir. Mahkemece söz konusu rapor benimsenerek toplam 18.788,73 TL üzerinden itirazın iptaline ve bu bedele takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
Davacı, genel giderlerin mahsubunun doğru olmadığını, çünkü aynı şekilde kooperatiften alacaklı olan kişilere genel gider adı altında bir kesinti yapılmadan alacaklarının ödendiğini belirterek rapora itiraz etmiş, fakat bu husus mahkemece karşılanmadan hüküm kurulmuştur. Davacıya iadesi gereken meblağ, ödediği aidatların toplamı kadar olmayıp, yapılan toplam ödemeden ayrıldığı yıl sonu bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden kısımların düşülmesinden sonra bakiyesidir. Bu yasal düzenlemeye uyulmaması diğer ortaklar aleyhine sonuç doğurduğu gibi, çıkma payı hesaplanmasında genel giderlerin dikkate alınmamasının davacı açısından nedensiz zenginleşmeye yol açacağı kuşkusuzdur. Yatırılan aidatlardan genel gider payının düşülmesi yasa hükmü gereği olup, bundan vazgeçilmesi ancak genel kurul tarafından aksinin karar altına alınması ya da kooperatifin ortaklığı sona erenlerden genel gider payı alınmaması yönünde bir uygulamasının daha önce oluşmuş olması şartına bağlıdır. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacının istifa ettiği yıla ait bilanço, gelir gider cetvelleri ve eki belgeler getirtilip kooperatif defter, kayıt ve belgeleri de incelenerek, yukarıda ilkelere uygun şekilde genel gider payı düşülmemesine ilişkin bir genel kurul kararı bulunup bulunmadığı ya da bu yönde bir kooperatif uygulamasının daha önce oluşup oluşmadığı üzerinde de durularak, davacı alacağının hesaplanması, aksi yönde bir genel kurul kararı ya da kooperatif uygulanması bulunmadıkça genel gider payının yasa gereği düşülmesi gerektiği gözetilerek ortağın ayrıldığı yıl bilançosundaki hissesine düşen genel gider payı mahsup edilerek çıkma payının hesaplanması yönünde rapor alınmalıdır. Bu yönüyle davacının genel giderler yönünden yaptığı istinaf itirazı yerinde görülmüştür.
Kabule göre ise, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada davacı alacağı, genel giderlerin mahsubu ile 14.936,37 TL asıl alacak, 3.852,36 TL gecikme faizi olacak şekilde toplam 18.788,73 TL olarak hesap edilmiş, mahkemenin hüküm fıkrasında asıl alacak ve işlemiş faiz kısmını ayırmadan toplam üzerinden takibin devamına karar vermesi sonucu faize faiz yürütülmesi TBK’nın 121/son maddesine aykırı olmuştur. ” gerekçesiyle diğer yönler incelenmeden taraf vekillerinin istinaf isteminin HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…Yatırılan aidatlardan, genel gider payının düşülmesi yasa hükmü olup, bundan vazgeçilmesi ancak, genel kurul tarafından aksinin, karar altına alınması yada kooperatifin ortaklığı sona erenlerden, genel gider payı, alınmaması yönünde, bir uygulamasının daha önce, oluşmuş olması şartına bağlıdır.
Mahkememizce, davacının istifa ettiği yıla ait bilanço, gelir gider cetvelleri ve ekli belgeler getirtilip, kooperatif defter, kayıt ve belgeleri de incelenerek, anlatılan ilkelere uygun şekilde, genel gider payı düşülmemesine ilişkin, bir genel kurul kararı, bulunup bulunmadığı ya da, bu yönde bir kooperatif uygulamasının daha önce oluşup oluşmadığı üzerinde durularak, mahkememizce, son alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 11/11/2021 tarihli rapora göre, davanın kısmen kabulüne, gider payı kesilmesi yönünde alınmış bir genel kurul kararının bulunmadığı, ortaklığı sona eren diğer ortakların ayrılma payı alacaklarının, gider payı kesintisi yapılmadan hesaplanıp ödendiği, dikkate alınarak mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir, alacak, likit ve hesaplanabilir olduğundan, davacı lehine İİK 67/2 uyarınca, %20 icra inkar tazminatına, reddedilen miktar yönünden, kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından, davalı lehine kötü niyet tazminatına yer olmadığı …”gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜ ile İzmir 20. İcra Müdürlüğü 2015/10235 sayılı takip dosyasında, davalının 23.412,01 TL lik alacağa yönelik itirazının iptali ile; takibin 18.611,72 TL lik asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, alacak, likit ve hesaplanabilir olduğundan, İİK 67/2 uyarınca, 23.412,01-TL %20 si 4.682,40-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, reddedilen miktar yönünden, kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından, davalı lehine, kötü niyet tazminatına yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’in, müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, … Blok No:…’deki üyeliğinden istifa ettiğini ve istifa dilekçesinde bu üyelikten olan alacağının …. Blok No:…’deki üyeliğine ödenmesini ve kooperatifin tasfiyesi sonunda kalan bir bedel olursa kendisine ödenmesini talep ederek, üyelikten istifa dilekçesi verdiğini, yerel mahkeme dosyasına delilleri arasında sundukları istifa dilekçesinde bu durumun çok net olarak görüldüğünü, müvekkili kooperatifin halen devam ettiğini, gerek kamu kurumlarına gerekse sair alacaklılara muhtelif miktarlarda borçları bulunduğunu, kooperatifin halen ödemelerine devam ettiğini, kooperatifin üyelerinden üyelik aidatı talep ettiğini, dolayısıyla kooperatifin tasfiyesinin tamamlanmadığını, istifa edilen üyelikten kalan meblağın diğer üyeliğin aidatlarına ödendiğini, istifa sonucu ödenmiş olan kooperatif alidatlarının muaccel hale gelmediğini, davacının istifa dilekçesine uygun olarak mahsub yapıldığını, ancak müvekkili kooperatifin tasfiyesinin bitmediğini, muacceliyetin gerçekleşmediğini ve dolayısıyla davacıya ödeme yapılmasının da söz konusu olmadığını, kalan artık değerin belli olmadığını, müvekkil kooperatifin ihraç ve istifa nedeniyle üyelerine 700.000,00-TL, kamu kurumlarına ise 100.000,00-TL-150.000,00-TL civarında borcu bulunduğunu, ayrıca müvekkili kooperatif aleyhine açılmış olan iş davaları olduğunu, İzmir 7. İş 2013/797 esas sayılı, İzmir 3.İş Mahkemesinin 2011/92 esas sayılı davalar nedeniyle müvekkili aleyhine icra takipleri yapıldığını, müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğunu, davacı tarafın davası muacceliyeti gerçekleşmediğinden hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının istifasından sonra 26.07.2012 tarihinde yapılan ilk genel kurulda, 2011 yılı olağan genel kurulunda, kooperatifin banka kredileri ve vergi yapılandırma taksitlendirmeleri gereğiyle istifa edenlerin geri ödemelerinin 2 yıl ertelenmesi oybirliği ile karar altına alındığını, 6. maddede bu durumun açık bir şekilde yer aldığını beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif ortaklığından ayrılan davacının iade alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, gider payı kesilmesine yönelik alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi ortaklığı sona eren diğer üyelerin ayrılma payı alacaklarının gider payı kesintisi yapılmadan hesaplandığı ve ödendiğinin tespit edildiği, bu durumda davacıya da gider payı kesintisi yapılmadan ödeme yapılması gerektiği, davacının iade alacağının muacceliyet tarihinin 26.08.2012 olduğu, 2 yıl erteleme kararına istinaden 2 yıllık sürenin 26.08.2014 tarihinde sona erdiği, davacının ise icra takibini 08.07.2015 tarihinde yani alacak muaccel hale geldikten sonra yaptığı anlaşıldığından davalının bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-)İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesine göre hüküm altına alınacak icra inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir. İcra inkâr tazminatının hukuksal niteliği gözetildiğinde asıl alacağın fer’isi niteliğinde olan faiz alacağı icra inkâr tazminatı hesabında dikkate alınamaz.( Yargıtay 6. HD, 02.12.2021 tarihli ve 2021/1695-1970 E.- K. Sayılı ilamı) Somut olayda; icra inkâr tazminatının asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden hesaplandığı anlaşılmakta olup davalının istinaf itirazları bu sebeple yerinde görülmekle yerel mahkemenin kararının icra inkar tazminatı yönünden kaldırılarak davalı lehine düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından Dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarihli, 2021/174 Esas ve 2021/1077 Karar sayılı sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
İzmir 20. İcra Müdürlüğü 2015/10235 sayılı takip dosyasında, davalının 23.412,01-TL’lik alacağa yönelik itirazının İPTALİ İLE;
Takibin 18.611,72 TL lik asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle DEVAMINA,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
Alacak, likit ve hesaplanabilir olduğundan, İİK 67/2 uyarınca asıl alacak olan 18.611,72 TL’nin %20 si 3.722,34 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Reddedilen miktar yönünden, kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından, davalı lehine kötü niyet tazminatına yer olmadığına,
b-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.599,27-TL nispi harca, peşin alınan 303,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.295,94‬ ‬‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazine ye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvuru harcı, peşin yatırılan 303,33-TL harç ile 4,10-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 335,13‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 800,00-TL bilirkişi ücreti, 250,1‬0-TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplam 1.050,1‬0‬-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 978,90-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan 71,2‬0‬-TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı yargılama gideri yapmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
g-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.702,59 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
h-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınan 400,00-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 220,70-TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.