Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/417 E. 2022/566 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/417
KARAR NO : 2022/566

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2022
NUMARASI : 2022/30 D.İş Esas – 2022/30 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2022 tarihli 2022/30 D.İş Esas ve 2022/30 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; karşı tarafların ekli çeke istinaden müvekkili bankaya 295.000,00-TL borçları bulunduğunu, söz konusu alacağı hakkında bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, borçluların temerrüde düştüğünü, alacağın tahsili maksadıyla borçlular aleyhine takip başlatıldığı ve İzmir 2. İcra 2022/203 E. Sayılı icra takip dosyası açıldığını, ancak icra takibinin henüz kesinleşmediğini, konuya ilişkin borçlular ile görüşmeler yapıldığını ancak borçluların borcu ödemeyeceğini dile getirdiğini, söz konusu alacağın tahsilini teminen, borçlular hakkında açılan İzmir 2. İcra 2022/203 E. sayılı icra takip dosyasına ibraz edilmek üzere, borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine, borçluların taşınır, taşınmaz mallarıyla, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına teminatsız olarak 295.000-TL ‘ye yeter kısmına ihtiyaten haciz konulmasına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “… İhtiyati haciz talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olarak gerçekleştirildiğini, çekin ibrazından sonra ciro yapılmış olsa da çekin kıymetli evrak niteliğinin devam ettiğini, çeki temellük eden kişinin lehdarın tüm haklarına sahip olduğunu ve kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurabileceği gibi ihtiyati haciz de talep edebileceğini beyan ederek verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılarak talebin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; çeke dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat sağlanmadığından bahisle reddine karar verilmiş olup, karar ihtiyati haciz talep vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; ihtiyati haciz talep edenin karşı taraf borçlular aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü 2022/203 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, icra takibi kesinleşmediğinden ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, talebin 30/10/2021 tarihli, 295.000,00 TL bedelli, keşidecisi … (… İnşaat), lehdarı … olan 0000824 nolu çeke dayalı olduğu, mahkemece ciro silsilesi kontrol edildiğinde bankaya ibrazından sonra … Bankası A.Ş Sanayi Sitesi/İZMİR Şubesi’nin ciro yoluyla çeki elinde bulundurduğu, ciro silsilesinin bu haliyle alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu nazara alındığında talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
1-Bankaya çekin tahsili için ibrazı ve bankaca çekin karşılığının bulunmadığı şerhinin bu imza altına işlenmesinden sonra, bu çekte hak sahibi olunabilmesi için alacağın temliki sonucu doğuran ve çeki bankaya ibraz edenin bir cirosunun TTK’nın 793. maddesi uyarınca bulunması şarttır. Bu şekilde bir cironun bulunmaması durumunda çeki elinde bulunduran meşru hamil sayılmaz. Aynı Kanun’un 793/1. maddesine göre ise, ibrazdan sonra yapılan ciro, alacağın temliki sonuçlarını doğurur. Bu halde çek, bu niteliğini kaybetmemekte, sadece şahsi def’iler ibrazdan sonra çeki ciro ile alan yetkili hamile karşı da ileri sürülebilmektedir.
İİK.’nun 257-(1) maddesi hükmü uyarınca, kural olarak rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan koşullardan birinin varlığı halinde henüz vadesi gelmemiş bir para alacağı içinde ihtiyati haciz talebinde bulunmak mümkündür. Bu koşullar ise şu şekilde düzenlenmiştir;
“ 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa,
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa.”
Anılan Yasa’nın 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK.’nın 257-(2) hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı, vurgulanmak istenmiştir.
Bu açıklamalara göre, somut olayda; ihtiyati haciz isteyen tarafından çek aslının sunulduğu, çekin yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız şerhinin yerine getirildiği, karşılıksız şerhinden sonra ihtiyati haciz talep eden bankanın çekte cirosunun bulunduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz isteyenin talebini haklı kılacak şekilde yaklaşık ispat kuralını yerine getirdiği, anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-İhtiyati haciz talep eden vekili, borçluların taşınır, taşınmaz mallarıyla, üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına 4603 sayılı … Bankası, … A.Ş. ve … Anonim Şirketi Hakkında Kanun”un 9 geçici 4.maddesinin, 2.fıkrasına göre “Yeniden yapılandırma süreci içinde, bankalarca kredi alacaklarının tahsili amacıyla açılmış veya açılacak dava veya takipler sonuçlandırılıncaya kadar… her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz ” hükmü uyarınca teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İstinaf isteminde bulunan ihtiyati haciz talep eden … Bankası A.Ş.’ye yönelik ihtiyati haciz taleplerinde teminattan muaf olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme olup olmadığı incelendiğinde;
4603 Sayılı i … Bankası, … A.Ş. ve …. Anonim Şirketi Hakkında Kanun’un geçici 4. maddesine göre, yeniden yapılandırma süreci içinde, bankalarca kredi alacaklarının tahsili amacıyla açılmış veya açılacak dava veya takipler sonuçlanıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 2,23 ve 29. maddeleri hükümleri uygulanmaz.
4842 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un geçici 3. maddesi uyarınca, 4603 Sayılı Kanun kapsamında bankalarca yeniden yapılandırma süreci içinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlanıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 2, 23 ve 29. maddeleri hükümleri uygulanmaz.
5230 Sayılı… Şirketinin … Şirketine devri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 11. maddesine göre, 4603 Sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlanıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 2, 23 ve 29. maddeleri hükümleri uygulanmaz.
06.11.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu’nun 12.10.2010 gün ve 2010/964 sayılı kararı ile 4603 Sayılı Kanun’un 2. fıkrasında yer alan kamu bankalarının yeniden yapılandırılması ve hisse satış işlemlerine ilişkin süre 25.11.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yıl uzatılmıştır. Yani 4603 Sayılı Kanun’un geçici 4. maddesinden kaynaklı muafiyet 25.11.2015 tarihinde sona ermiştir.
Yürürlükte bulunan 6741 sayılı … Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesi uyarınca … Fonu, … AŞ. ve bu şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası vergisi hariç olmak üzere 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır.
İhtiyati haciz isteyen …. Bankası A.Ş, … A.Ş. tarafından kurulan şirketlerden olmadığı gibi uyuşmazlık konusu madde hükmünde ifade edilen taşınmazlardan da kaynaklanmamaktadır. Bu nedenle, ihtiyati haciz isteyenin 6741 sayılı yasa uyarınca da teminattan muafiyeti bulunmamaktadır. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/02/2019 tarihli 2018/3173 esas – 2019/912 karar sayılı ilamı).
Son olarak 24.12.2017 tarih ve 30280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 696 sayılı KHK’nin 11. Maddesi ile 6219 sayılı … Bankası T.A.O. Kanunu’na eklenen Geçici 5. madde ile sermayesindeki kamu payı % 50’nin altına düşünceye kadar kredi alacaklarının tahsili amacıyla … Bankası T.A.O. tarafından açılmış veya açılacak dava veya takiplerde 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2, 23 ve 2. maddeleri ile 2548 sayılı Kanun’un 1. maddesinin … Bankası T.A.O. hakkında uygulanmayacağı düzenlenmiştir.
Görüldüğü gibi, 4603 Sayılı Kanun’un geçici 4. maddesinden kaynaklı muafiyetin Bakanlar Kurulu’nun 12.10.2010 tarihli kararı ile 25.11.2010 tarihinden itibaren 5 yıl uzatılması suretiyle 25.11.2015 tarihinde sona ermesi, 6741 sayılı Kanun’un 8. maddesinde fona devredilen kurum ve kuruluşların yargı harçlarından müstesna tutulmasına yönelik açık bir hüküm bulunmaması ve son olarak 6219 sayılı Kanun’un yalnızca … Bankası T.A.O. yönelik düzenleme içermesi nedeniyle, ihtiyati haciz talep eden … Bankası A.Ş.’nin işbu davada teminattan muafiyeti bulunmaması nedeniyle ihtiyati haciz kararı teminat karşılığında verilmiştir.
3-Mahkemece, talep dilekçesinde taraf olarak gösterilmeyen ve bu dosyada kendisinden talepte bulunulmayan ” … … ” karar başlığında karşı taraf-borçlu olarak gösterilmiş ve talep dilekçesinde karşı taraf olarak yer alan ” … … ” karar başlığında gösterilmemiş ise de, 6100 sayılı HMK’ nın 297/1 maddesine aykırı bu uygulamalar sonuca etkili olmadığından kaldırma nedeni yapılmamış ve eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; ihtiyati haciz isteyenin istinaf talebinin esastan kabulüne, kararın kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı, anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce talebin esası hakkında HMK.’nun 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2022 tarihli 2022/30 D.İş Esas ve 2022/30 D.İş Karar sayılı kararının HMK.’nun 353-(b)-2) maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Karşı taraf – borçluların 295.000,00-TL’lik borçlarına yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
b)2004 sayılı İİK.’nun 259-(1) maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyen davacı hacizde haksız çıktığı taktirde borçluların ve üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararları karşılamak üzere ve 6100 sayılı HMK.’nun 84. vd. maddeleri gereğince dairemizce takdir edilen ihtiyati hacze konu 295.000,00-TL’nin %15’i olan 44.250,00-TL teminat tutarının ihtiyati haciz isteyen tarafından nakit olarak veya bu meblağı karşılayan kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ilk derece mahkeme veznesine sunulduğu veya yatırıldığı takdirde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine,
c)6100 sayılı HMK.’nun 89. maddesi ile Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılık’ları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 217. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra, icra takibi kesinleşmesi, teminatın iadesi hususunda borçlunun muvafakat etmesi, herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmaması veya teminatın iadesine mani bir belge sunulmaması halinde teminatın yatırana iadesine,
d)İhtiyati hacze ilişkin işlemlerin İlk Derece Mahkemesince YAPILMASINA,
e)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
f)İhtiyati haciz talep eden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 1.140,00 TL vekalet ücretinin karşı taraf borçlulardan alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
g)İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan toplam 225,20-TL yargılama giderinin karşı taraf borçlulardan alınarak ihtiyati haciz isteyen alacaklıya verilmesine,
h)Kararın, İzmir 2. İcra Müdürlüğü 2022/203 esas sayılı dosyasından yerine getirilmesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları ;
a)İstinaf eden tarafından yatırılan 80,70-TL maktu istinaf karar harcının istek halinde ihtiyati haciz talep edene İADESİNE,
b)İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 78,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 298,70 TL istinaf yargılama giderinin karşı taraf borçlulardan alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine,
c)6100 Sayılı HMK.’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan istinaf gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf edene İADESİNE,
d)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e)Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK’nun 362-(1)-f) maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/03/2022