Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/402 E. 2022/475 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/402
KARAR NO : 2022/475

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2021
NUMARASI : 2020/747 Esas-2021/1026 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2021 tarihli 2020/747 Esas-2021/1026 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkil sigorta şirketinin alacağının tahsilini teminen davalı borçlu aleyhine başlatılan İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2020/6747 E.sayılı icra takip dosyasına borçlu tarafından itirazda bulunulduğunu, 30.10.2018 tarihinde sigortalı konurun yatak odasında bulunan … marka klima dış ünitesinin kısa devre yapması sonucu yangın çıktığı ve sigortalı konutta bina ve eşya hasarı meydana geldiğini, dava konusu hasar nedeniyle sigortalı işyerinde meydana gelen 8.577,58 TL hasar tazminatının müvekkil şirket tarafından ödendiğini, hasara sebep olan davalı tarafından bu bedelin ödenmesi gerektiğini belirterek davalı borçlunun İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2020/6747 esas sayılı dosyasına yaptığı kötü niyetli itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, asgari % 20′ den aşağı olmamak üzere davalı borçlunun davacı müvekkil sigorta şirketine inkar tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dsul yönünden yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri ve Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davaya konu olayın meydana gelmesinde müvekkilin herhangi bir irtibatı, fiili, ihmali ve kusuru bulunmadığından husumet yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, esas yönünden davaya konu olay ve olay neticesinde oluşan zararın meydana gelmesinde müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmadığını, yangının çıkış sebebine ilişkin denetime elverişli rapor alınıp illiyet bağı kurulmadan müvekkilin sorumluluğuna hükmedilemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilin sorumluluğuna hükmedilmesi halinde dahi müvekkilin ancak gerçek zarar miktarından kusuru oranında sorumlu tutulabileceğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini belirterek öncelikle yetki itirazının kabulü ile İzmir İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin yetkisizliğine , müvekkil aleyhine ikame edilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, haksız ve kötü niyetli bulunan davacının takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…30/10/2018 tarihli yangın … marka klima dış ünitesi içerisinde ki teçhizatında meydana gelen, ark nedeniyle oluştuğu, … marka klima dış ünitesinden kaynaklı olması nedeniyle, davalı firmanın meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, yangın nedeniyle, oluşan zararın 8.577,58 TL olduğu, zararın tespiti için düzenlenen ekspertiz raporunda, piyasa fiyatları ile uyumlu olduğu ve sigortalı dava dışı …’a yapılan ödeme tarihi olan 07/12/2018 tarihinden, takibin yapıldığı, 20/08/2020 tarihleri arasında, yasal faiz üzerinden, 1.315,54 TL faizin olduğu anlaşılmakla, davacı hasar bedelini ödemekle, TTK m.1472 uyarınca, sigortalısının yerine geçtiğinden ve rücu hakkı bulunacağından, dava itirazın iptali davası olup takip talebinde yıllık %9 yasal faiz talep edildiği görülmekle, davanın takip talebine göre, yasal faiz üzerinde, alınan bilirkişi raporu, sigorta poliçesi, İzmir BŞB itfaiye dairesinden gelen rapor, Bornova Tapu Müdürlüğünden gelen tapu kaydı ve tüm evrakları dikkate alınarak, davanın kabulüne, hüküm altına alınan alacak, yargılamayı gerektirip bilirkişi raporu ile tespit edileceğinden, davalı lehine İİK 67/2 uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına…..” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkile ait olduğu iddia edilen üründe herhangi bir imalat hatası, eksiklik, ayıp bulunduğuna ilişkin, dosya kapsamında somut bir delil bulunmadığını, işbu davada, uyuşmazlığın nitelik itibarıyla yangının çıkış noktasının saptanması, yangın dolayısıyla yapılan ödemenin davalı müvekkil şirketten istenip istenemeyeceği noktasında olduğunun sabit olup, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmesinin,yangın uzmanı tarafından değil elektrik mühendis ve makine mühendisleri tarafından yapıldığı nazara alınarak, yerleşik yargıtay uygulamaları uyarınca hükme esas alınamayacağından, ilgili raporun ” yok hükmünde ” sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu rapora dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı sigorta tarafından, 30/10/2018 tarihinde sigortalı konutun yatak odasında bulunan … marka klima dış ünitesinin, kısa devre yapması sonucu yangın çıkması nedeniyle, sigortalı konutta bina ve eşya hasarlarının meydan gelmesi nedeniyle, sigorta şirketi tarafından, sigortalısına yapılan ödemenin TTK’ nın 1472. maddesi uyarınca davalıdan rücuen tahsiline yönelik açılmış, İİK 67/2 uyarınca açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; olay tarihi olan 30.10.2018 tarihinde sigortalı konutun yatak odasında bulunan … marka klima dış ünitesinin kısa devre yapması sonucu yangın çıktığı ve sigortalı konutta bina ve eşya hasarı meydana geldiği, dava konusu hasar nedeniyle sigortalı işyerinde meydana gelen 8.577,58 TL hasar tazminatının davacı şirket tarafından sigortalısı …’ a 07/12/2018 tarihinde ödendiği ve davacının ödediği bedelin rücuen tahsili amacıyla klimanın üreticisi davalıya karşı eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
1-Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı sigorta şirketi olup, davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, yangına sebebiyet veren klimanın üreticisi olan davalı ile davacının sigortalısı arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder ” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Buna göre; Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. (benzer nitelikte Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/06/2019 tarihli 2016/19590 esas – 2019/7638 karar sayılı ilamı).
2-Kaldırma neden ve şekline göre davalı vekilinin esasa yönelik istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalının istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2021 tarihli ve 2020/747 Esas-2021/1026 Karar sayılı kararının HMK’nın 355. ve 353/1-a-3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Dosyanın 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-a maddesi uyarınca İzmir Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
4-İstinaf eden davalı vekilinin yatırmış olduğu istinaf karar harcının istinaf eden davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden ilgilisine iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
8-Dairemiz kararının bir örneğinin, UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK m.353/1-a-3 ve 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022