Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/395 E. 2022/523 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/395
KARAR NO : 2022/523

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2021 (Dava) – 12/01/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/42 Esas-2022/22 Karar
DAVA : Sözleşmenin İptali
BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2022 tarihli 2022/42 Esas ve 2022/22 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve … Holding’in, davalılardan … A.Ş.’nin ortağı olduğunu, … şirketinin 2008 yılında doğalgazdan elektrik üretimi yaparak İTOB OSB içindeki ve yakın çevredeki sanayi tesislerinin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulduğunu, şirketin kurulmasının akabinde, iki adet doğalgaz çevrim santrali motoru satın alındığını ve motorların faaliyete geçirilerek, elektrik üretimi yapılmaya başlandığını, …’nin hakim ortağının İTOB Organize Sanayi Bölgesi olduğunu, şirketin İTOB OSB tarafından idare ve temsil edildiğini, şirket yönetimi tarafından, şirketin envanterinde kayıtlı olan ve şirketin ana faaliyet konusunu gerçekleştirmek için sahip olduğu yegane duran varlık olan iki doğalgaz çevrim santrali motorunun satıldığını, bu hususun “2020 dönemi yıllık ve 2021 yılı 9 aylık faaliyet raporu” ile sabit olduğunu, raporun 7. maddesinde “iki adet motorun 2.000.000 EURO + KDV bedelle … A.Ş.’ye satış işleminin gerçekleştiği” belirtildiğini, 09.11.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu başkanı tarafından yapılan açıklamada, motorların satışının gerçekleştiğinin, 2.000.000 Euro + KDV satış bedelinin yarısının alıcı firmadan tahsil edildiğinin, hatta satışa konu motorların ve ekipmanlarının demonte edilerek Bursa’da bulunan alıcı firmaya fiziken teslim edildiğinin belirtildiğini. şirketin sahip olduğu tek mal varlığının satılmasının hiçbir geçerli nedeni bulunmadığını, bu satışın tamamen kötüniyetli bir şekilde ve şirketin içini boşaltmaya yönelik olarak yapıldığını, her ne kadar şirketin karlılığının olduğu yılları takip eden dönemde, doğalgaz sektöründeki gelişmeler ve doğalgazdan elektrik üretimi maliyetlerinin artmış olması nedeni ile, motorlar bir süredir gayrifaal durumda kalmış ise de ulusal ve global konjonktüre bağlı olarak yeniden üretim yapılması halinde, son derece karlı bir iş yapılabileceğini, doğal gazın yeniden ucuz ve son derece önemli bir enerji kaynağı haline geleceğinin, böyle bir durumda …’nin elinde hazır halde bulunan çevrim santrali motorlarını kullanarak, yüksek kâr elde eden bir şirket haline gelmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, şirketin halihazırdaki yönetiminin, esasen hiçbir dayanağı olmayan bir karar ile şirketin en önemli kaynağını satmış olmasının kabul edilemez olduğunu, motorların satışından elde edilen gelirin yaklaşık 24.000.000,00-TL olduğunu, 4.000.000,00-TL bütçe ayrılmasından sonra kalan 20.000.000,00-TL ortaklara dağıtılmak yerine, bağışlanmaya çalışıldığını, …’nin % 97 oran ile en büyük ortağı olan İTOB’a bağış adı altında para aktarmak suretiyle şirketin içinin boşaltıldığını, şirketin ana faaliyet konusuna ilişkin tek malvarlığı olan doğalgaz çevrim motorlarının ederinin çok altında bir bedelle satıldığını ve satıştan elde edilen gelirin de şirketin hakim ortağına bağış adı altında aktarıldığını, üstelik bu tasarruf sonucunda şirketin TTK m. 376 anlamında teknik iflas durumuna geleceğinin de açık olduğunu, TTK m. 408/2-f uyarınca, şirket yönetiminin dava konusu satışı yapma yetkisi olmadığını, zira “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı” genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayıldığını, kanunun bu emredici hükmü karşısında, yapılan satış işleminin kesin hükümsüz olduğuna karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar 11.04.2019 tarihli genel kurulda “satış görüşmelerinin yapılması” için yetki alınmış ise de bu yetkinin yalnızca satış görüşmeleri yapmayı ve ziyaretler yapmayı kapsadığını, genel kuruldan alınması gereken kararın ise, satış koşulları ve özellikle satış bedelinin genel kurul tarafından onaylanması şeklinde olması gerektiğini, diğer davalı … Şti.’ye 2 Milyon Euro+KDV bedelle satılması konusunda alınmış açık bir karar ve yetki bulunmadan ve satış koşulları genel kurulun onayına sunulmadan, motorların satılmış olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, motorların piyasa değerinin altında satıldığını belirterek öncelikle bu motorların alıcı firma tarafından kullanılması ya da başka bir kimseye satılması halinde hukuken telafisi güç zararlar doğabileceğinden, satışa konusu motorların kullanılmasının ve üçüncü kişilere devrinin önüne geçilmesi için, teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, … A.Ş. yönetimi tarafından şirket varlıklarında bulunan iki adet doğalgaz çevrim santrali motorunun diğer davalı … Şti.’ye satılmasına ilişkin satış sözleşmesinin baştan itibaren hükümsüz olduğunun tespitine ve motorların … A.Ş.’ye iade edilmesine, kabul anlamına gelmemek üzere, satış sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespiti ve motorların iade edilmesi talebinin kabul edilmemesi halinde; satışa konu motorların karar tarihine en yakın tarihteki cari piyasa değerinin Euro cinsinden tespitine ve tespit edilecek bu bedel ile motorların gerçekleşen satış bedeli arasındaki farkın (fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası kapsamında) şimdilik 6.000,00-Euro’luk kısmının TTK m. 553 vd. hükümleri gereğince …. A.Ş. yönetim kurulu Başkanı …’dan, satışın gerçekleştiği tarihten itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte tahsil edilerek, … A.Ş.’ye ödenmesine, hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen motor satışına ilişkin olarak şirket kasasından ödenmiş olan komisyon bedelinin, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00-TL’lik kısmının, TTK m. 553 vd. hükümleri gereğince, komisyon bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte Yönetim Kurulu Başkanı …’dan tahsil edilerek …. A.Ş.’ye ödenmesine, davanın devamı esnasında satışa konusu motorların kullanılmasının ve başkalarına devredilmesinin önüne geçilmesi açısından ve motorların cari piyasa değerinin yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebilmesi açısından, halen …. Şti. zilyetliğinde bulunan motorların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…Her ne kadar davacılar vekilince iş bu dava açılmış ise de; TTK ‘ nun 5/A maddesi uyarınca ” Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünün bulunduğu, açılan davanın ticari dava olduğu, davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadan iş bu davanın açıldığı, davanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/890 Esas sırası ile 03/12/2021 tarihinde açıldığı, dava tarihinden önce davacının arabuluculuğa başvurduğuna dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, dolayısıyla davanın açılması tarihinden önce davacı tarafça yapılmış bir arabuluculuk başvurusu bulunmadığı…” gerekçesiyle TTK.’ nun 5/A maddesi ve HMK’ nun 114/2 ile 115/2 maddeleri gereğince davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflarınca motor satışının hükümsüz olduğunun tespiti ve terditli talep olarak değer farkının şirkete ödenmesi ve ayrıca komisyon bedelinin şirkete ödenmesinin talep edildiğini, satış sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti – terditli olarak değer farkının şirkete ödenmesi talepleri ile aynı satışa ilişkin olarak ödenmiş olan komisyon bedelinin şirkete ödenmesi taleplerinin “objektif dava birleşmesi” veya diğer adı ile “taleplerin yığılması” müessesesi altında aynı davada ileri sürüldüğünü, diğer yandan, tefrik edilen dava bakımından, dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmamış olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olmasının açıkça usule ve hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından taleplerin terditli olmaması nedeni ile terditli olmayan bağımsız talebin dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğuna hükmedilmiş ise de bu tespitin kesinlikle yerinde olmadığını, gerek terditli talepler, gerekse terditli olmayan yığılan talepler bakımından, bir talep dahi zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında ise tüm taleplerin kapsam dışında olduğunun kabulünün gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi tarafından verilen tefrik kararının ve akabinde 2022/42 E. Sayılı dosya üzerinden verilen dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, satış sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespiti ile satılan motorların iadesi, bu talep kabul edilmediği takdirde satış sebebiyle uğranılan zarar ve satım komisyon bedelinin davalı yönetim kurulu başkanı …’dan tahsili istemlidir.
Mahkemece; davalı …’a karşı açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” hükmüne, yine 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrasının 4. cümlesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’ya 5/A maddesi ile getirilen düzenleme ile, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın konusunun birden fazla olması ve bunlardan bir kısmının bir miktar para alacağına, bir kısmının ise miktara tabi olmaması halinde, yani HMK 110. maddesi anlamında bir dava yığılması ve talepler arasında da HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunması halinde, uyuşmazlığın ne şekilde çözümleneceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakta ise de, Anayasamız uyarınca, uyuşmazlığın çözümünde asıl olanın mahkeme yargısı olduğu dikkate alındığında, aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların ticari arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerekir. (Yargıtay 11. H.D’nin 04.11.2020 tarih 2019/3611 E, 2020/4734 K sayılı kararı ve aynı yöndeki 10.02.2020 tarih ve 2019/3048 E – 2020/1093 K, 17.02.2020 tarih 2020/197 E-2020/1578K sayılı kararları).
Bu hukuki açıklamalar ışığında, davacılar asli talep olarak, davalı … A.Ş. yönetimi tarafından şirket varlıklarında bulunan iki adet doğalgaz çevrim santrali motorunun diğer davalı …. Şti.’ye satılmasına ilişkin satış sözleşmesinin baştan itibaren hükümsüz olduğunun tespitine ve motorların … A.Ş.’ye iade edilmesini istemişler, fer’i taleplerinde ise sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespiti ve motorların iade edilmesi taleplerinin kabul edilmemesi halinde; satışa konu motorların karar tarihine en yakın tarihteki cari piyasa değerinin Euro cinsinden tespitine ve tespit edilecek bu bedel ile motorların gerçekleşen satış bedeli arasındaki farkın (fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası kapsamında) şimdilik 6.000,00-Euro’luk kısmının TTK m. 553 vd. hükümleri gereğince davalı … A.Ş. yönetim kurulu Başkanı …’dan, satışın gerçekleştiği tarihten itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte tahsil edilerek, …. A.Ş.’ye ödenmesine, ayrıca motor satışına ilişkin olarak şirket kasasından ödenmiş olan komisyon bedelinin, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00-TL’lik kısmının TTK m. 553 vd. hükümleri gereğince, komisyon bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte Yönetim Kurulu Başkanı …’dan tahsil edilerek … A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir. Terditli olarak açılan davalarda arabuluculuk dava şartının ilk talebe göre değerlendirilmesi gerekmekte olup davacının esas ilk talebi olan satış sözleşmesinin baştan itibaren hükümsüz olduğunun tespiti ve motorların .. A.Ş.’ye iade edilmesi hususu karara bağlanmadan bu talepten bağımsız olarak ikincil talep olan satış sebebiyle oluşan zararın ve komisyon bedeli alacağı ile ilgili arabuluculuğa başvurulup müzakere edilmesi beklenemez. Bu nedenle davada arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığından mahkemece, davanın arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı gözetilerek yargılamaya devamla ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken dava şartına aykırı olarak arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda; ilk derece mahkemesince zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmayan davada yanılgıya düşülerek arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2022 tarihli 2022/42 Esas ve 2022/22 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafların yaptıkları istinaf giderlerinin kararın niteliği gereği ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca Mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/03/2022