Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/348 E. 2022/443 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/348
KARAR NO : 2022/443

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/08/2019 (Dava) – 03/12/2021 (Karar)
NUMARASI : 2021/1209 Esas – 2021/187 Karar
DAVA : Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücuen Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 10/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 10/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2021 tarihli 2021/1209 Esas ve 2021/187 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki bulunduğu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 469739316 numaralı, 07.10.2016/2017 dönemi için Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 26.08.2017 tarihinde davalıya ait sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile İzmir istikametinden Aydın istikametine seyir halinde iken km 7+600 m ye geldiğinde aynı istikamette önünde seyreden ve orta refüje yanaşıp Neşetiye mahallesine dönmek isteyen …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması neticesinde çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra, kazada sürekli sakatlık şeklinde yaralanan dava dışı …’e 18.02.2019 tarihinde 23.791,00 TL, …’e 10.10.2018 tarihinde 35.454,00 TL ödendiğini, dava dışı sürücünün kusurlu ve alkollü olması sebebiyle davalının ödenen tazminatlardan sorumlu bulunduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; 59.245,00 TL tazminatın 23.791,00 TL sinin 18.02.2019 tarihinden itibaren, 35.454,00 TL tazminatın 10.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin kazaya karışan … plaka sayılı araçta meydana gelen hasara karşın ödemiş olduğu 59.245,00 TL olan tazminat tutarını müvekkilinden rücu talebinin kabul edilemeyeceğini, kazada sürücünün kusurlu olmasının, rücu talebi için yeterli bir gerekçe olmadığını, ancak sürücünün “trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali” söz konusu olursa sigorta şirketinin sigorta ettirene karşı rücu talebinde bulunabileceğini, söz konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağına bakıldığı zaman sürücü …’ nin bu kazada kusurlu olduğunun belirtildiğini ancak sürücünün kusurunun kasti veya ağır bir kusurdan meydana geldiğine ilişkin olarak tutanakta herhangi bir saptama söz konusu değilken davacı şirketçe bu durumun “ağır kusur ” olarak değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;”…davacı sigorta şirketi, zarar görene ödediği tazminatın davalılan rücuen tahsilini istemektedir. Davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” gerekçesiyle; ”…Açılan davada HMK’nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; anılan kararın eksik inceleme ile verilmiş olup, usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemeleri, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğunu, TTK 4/1-a maddesi bu kanunda düzenlenen tüm hususların mutlak ticari dava sayılacağını hüküm altına aldığını, zorunlu sigortacıya da husumet yöneltilecek davalarda ise Yargıtayın, “Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, gerçek kişiler ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı da açıldığından, davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’ nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiş olduğundan, TTK ‘nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu…” belirlemesinde bulunarak, ilgili hükümlerin TTK m. 1483 ve devamında düzenlendiği gerekçesi ile asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu kabul ettiğini, huzurdaki dosyada dava konusunun, müvekkili şirket tarafından kaza nedeniyle karşı tarafa ödenen meblağın kazanın meydana gelmesindeki asli ve tam (%100) kusur ve Yönetmelikle belirlenen sınır üzerinde alkollü araç kullanılması nedeniyle kendi sigortalısından tahsiline karar verilmesi olduğunu, görevli mahkemenin tayininde davacı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerektiğini, davalı ile davacı konumundaki sigorta şirketi arasındaki ilişki ticari işlemlerinden kaynaklanmakta olup, davada Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılmaya devam edilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin usul, yasa ve kamu düzenine aykırı olduğundan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığı kabul edilecek dahi olsa görevli mahkeme davalı sigortalı olduğundan her halükarda Asliye Hukuk Mahkemesi olamayacağını, kararın bu yönüyle de kanuna aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan davaların ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesince bakılacağı hususlarının düzenlendiğini, Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “…bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” düzenlendiğini, Türk Ticaret Kanununun 1483 ve devamı maddelerinde zorunlu sorumluluk sigortalarının düzenlendiğini, bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerektiğini, dosyaya konu somut olayın da trafik kazası nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın Türk Ticaret Kanununun 1483 vd maddelerinde sayılan hususlardan olduğunu, bu durumda uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini belirterek istinaf incelemesi yapılarak; istinaf taleplerinin kabulünü, yargılama sonucunda verilen kararın kaldırılarak hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketinin davalı araç sürücüsünün alkolü olarak kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle dava dışı üçüncü kişilere ödenen tazminat bedelinin, davalı sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; göreve dair dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Öncelikle; eldeki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi mi, yoksa Tüketici Mahkemesi’ mi olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 73/1. maddesi; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda, davacıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalıya ait … plakalı aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı üçüncü kişiye ödenen maluliyet tazminatının davalının sürücüsünün alkollü ve kusurlu olması sebebi ile ZMMS genel şartları uyarınca rücuen davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Davalıya sigortalı aracın kullanım amacı hususidir.
Dava, sözü edilen Yasa’nın yürürlüğünden sonra Germencik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/353 Esas, 2021/572 K sayılı dosyası ile 06/08/2019 tarihinde açılmış, anılan mahkemece davaya Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile bakılarak 27/10/2021 tarihli görevsizlik kararı ile dosya Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, davacı sigorta şirketi ile davalı sigortalı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, davanın Germencik Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesis etmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2021 tarihli 2021/1209 Esas ve 2021/187 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/03/2022