Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/337 E. 2022/377 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/337
KARAR NO : 2022/377

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2021
NUMARASI : 2020/641 Esas – 2021/382 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2021 tarihli 2020/641 Esas – 2021/382 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Şirketi’ne ait iş yeri sigortalılarından olan …’in geçirdiği meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremez duruma düştüğünü, oluşan kurum zararının tahsili amacıyla müvekkili tarafından İzmir 12. İş Mahkemesi’nde 2019/280 Esas sayılı dosyada rücuen tazminat davasının açıldığını, müvekkiline mahkeme tarafından gönderilen çağrı kağıdı ile söz konusu davada davalı olan bu şirketin sicil kaydının dava açılış tarihinden önce resen silindiğinin bildirilerek şirketin ihyası için dava açılmak üzere 1 aylık kesin süre verildiğini, bu karar doğrultusunda eldeki bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu belirterek, dava dışı … Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; davaya konu şirketin Torbalı Ticaret Odası’na aidat borcunu ödememesi nedeniyle oda kaydının silindiğini, oda kaydının silinmesinin şirketin sicilden terkin edilmesi sonucunu doğurmadığı gibi tüzel kişiliğin sona ermesine de sebep olmadığını, ihyasını istenen şirketin faal olduğunu ve taraf ehilyetinin bulunduğunu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde terkine ilişkin ilan bulunmadığı gibi, Ticaret Bakanlığı Mersis sorgulama sisteminde de şirketin aktif olarak görüldüğünü, tüzel kişi sıfatına sahip ve terkin edilmeyen bir şirket için ihya isteğinde bulunulmasında hukuki yarar bulunmadığığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “Somut olayda; ihyası istenen dava dışı şirketin Torbalı Ticaret Odası’na olan aidat borcunu ödememesi nedeniyle oda kaydının silindiği, oda kaydının silinmiş olmasının şirketin sicilden terkin edilmesi sonucunu doğurmayacağı, şirketin sicildeki kaydının silinmediği, tüzel kişiliğinin devam ettiği, bu nedenle de davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın açılmasına sebep olan; İzmir 12. İş Mahkemesi’nin 2019/280 esas sayılı dosyası ile görülen rücuen tazminat davası kapsamında mahkemenin şirketin ihyası için iş bu davanın açılması adına 1 aylık kesin süre verilmesi olduğunu, mahkemenin şirketin ihyası için 1 aylık kesin süre verildiği için davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu sebeple davaya sebebiyet vermeyen müvekkili kurum aleyhine hüküm kurulmasının hukuka ve yasaya uygun olmadığını, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK’ nın 547/2 maddesi uyarınca ticaret sicilden terkin edilen şirketin yeniden ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1- Tüzel kişiliğin ihyası kararıyla; tasfiye işlemleri sonucu ticaret sicilinden terkin ile tüzel kişiliğini kaybetmiş kooperatifin tekrar tüzel kişilik kazanması sağlanarak şeklen tamamlanmış tasfiye işlemleri sonucu oluşan hak kayıplarının önüne geçilmektedir. Diğer yandan ihya müessesesinin davacı tarafından açılabilecek davanın belirsiz bir sürece bağlanması ile de ilelebet tasfiyenin neticelenmemesi sonucu doğuracağından kötüniyetin de önüne geçilmesi gereklidir. Hukuki yarar, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen araştırılması gereklidir.
Somut olayda; dava konusu …nün 3821 sicil numarasında kayıtlı bulunan … Şirketi’nin ticaret sicil kaydının aktif olarak devam ettiği ve sicilden terkin edilmediği, sadece oda aidatlarını yatırmadığı için Ticaret Odasından kaydının silindiği …’ nün 22/02/2021 tarihli yazısından açıkça anlaşılmaktadır.
Bu durumda; ihyası istenen şirketin halen sicilde faal olduğu, açılan davada hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 04/11/2019 tarihli 2018/5801 esas – 2019/6748 karar sayılı ilamı).
2-Davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde ise; dava konusu ihyası istenilen şirketin ticaret sicil kaydının faal olduğu ve terkin edilmediği, davacının dava açmadan önce şirketin ticaret sicil kaydının devam etmediğini incelemediği ve kontrol etmediği, gerekli araştırmayı yapmadan dava açtığı, ayrıca UYAP sisteminden MERSİS kaydını da sorgulamadığı, bu nedenlerle davacının dava açmakta kusurlu olduğu anlaşılmakla, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir yanlışlık mevcut değildir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2021 tarihli ve 2020/641 Esas – 2021/382 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı harçtan muaf olduğundan istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK 361. madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022