Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/332 E. 2022/429 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/332
KARAR NO : 2022/429

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2021 tarihli ara karar
NUMARASI : 2021/175 Esas
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2021 tarihli ve 2021/175 esas sayılı ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekilinin 01/12/2021 tarihli duruşmada; dosyaya sunulan son kayyum raporundanda anlaşıldığı üzere davalı tarafın kayyuma belge vermediğini, kayyumun onayını almadan işlem yapmaya çalıştığını, şirketin içini boşaltmak istediğini, bu sebeple denetim kayyumu yeterli olmadığını belirterek davalı şirkete yönetim kayyumu atanmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Davacı vekilinin, davalı şirkete yönetim kayyumu atanması talebinin reddine……” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafın kayyuma belge vermediğini, kayyumun onayını almadan işlem yapmaya devam ettiğini, asıl dava esasından da anlaşılacağı üzere mevcut yasal olmayan yönetimin şirketin içini boşaltmaya devam ettiğini, dolayısıyla denetim kayyumunun yetmemesi nedeniyle yönetim kayyımının da atanması gerektiğini, şirket organlarının görev süresinin bittiği yılı takip eden yılın altıncı ayının son günü esas alınır kuralı nedeniyle genel kurulun toplanamaması ve yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilememesi halinde, şirketin organsız kalacağının açık olduğunu, bu nedenle, 14.07.2020 tarihinde görev süresi dolmuş olan … A.Ş. yönetim kurulu, gerçeğe ve hukuka aykırı olarak 12.08.2020 tarihinde genel kurul yaptığını ve yeni yönetim kurulu belirlendiği iddiasıyla Kuşadası Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil için müracaat etmiş ise de, müracaatın sicil kayıtlarına uygun olmaması nedeniyle şirket sicil dosyasının bakanlık incelemesine sunulduğunu, söz konusu genel kurulu düzenleyenlerin itirazı üzerine, T.C. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü ikinci kez 19.04.2021 tarihli ve E-50035491-431.04-00063394170 sayılı yazısında, davalı… A.Ş eski yönetim kurulunun 24.02.2021 tarihli itirazına “ genel kurul toplantılarının yargı kararları kapsamında belirlenecek ortaklık yapısı dikkate alınarak oluşturulacak pay sahipleri çizelgesine ve aksi yönde bir karar getirilmediği müddetçe Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli E.2018/582 sayılı Ara Kararı uyarınca denetim kayyumunun onayına istinaden gerçekleştirilmesinin uygun olacağı” cevabı verildiğini, buna rağmen, 14.06.2021 tarihinde aynı kişilerce ikinci kez hukuksuz ve çağrısız olarak genel kurul toplandığını ve onaylanma talebi ile mahkemeye sunulmuş ise de, 22.06.2021 tarihli kayyum raporunda da tespit edildiği gibi sicil dosyasında mevcut olan pay defteri suretleri ile mahkemeye sunulan genel kurul tutanağı ekindeki hazirun cetveli birbiriyle çeliştiğini, dolayısıyla bu durumda TTK’ nun ve BK nun hükümlerine göre davalı … A.Ş.’ nin yönetimsiz kaldığını, yani yönetim organının yasaların zorladığı sürelere rağmen belirlenemediğini, bu durumda bir şirketin sonsuza kadar yönetimsiz bırakılması yada uzayan süresi de dolanı eski yönetimin usul ve yasaya aykırı yönetmeye devam etmesi kabul edilemeyeceğine göre, ilgili davalı şirketin yeniden derlenip toparlanması ve usul ve yasaya uygun bir yönetime ve işleyişe kavuşabilmesi için ve tabiî ki kötüniyetli eski yönetimin şirketin içini boşaltarak hissedarlara ve şirkete daha çok zarar vermemesi için yönetim kayyumunun atanması gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirketin genel kurulunun yokluğunun tespiti ve şirkete yönetim kayyumu atanması istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı vekilinin, davalı şirkete yönetim kayyumu atanması talebinin reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bir şirkete kayyım atanması için kural olarak şirketin yasal organlarının mevcut olmaması gerekmektedir. Bu kural 4721 sayılı TMK’nın 427/1-4. maddesinde ifade edilmiştir. Bu maddeye göre: Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa, yönetim kayyımı atanmak zorundadır. Yönetim kayyımı atanabilmesi için şirketin yönetim kurulunun bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olması şarttır. Şirketin seçilmiş yönetim kurulu bulunduğu takdirde organ yokluğundan sözetmek mümkün olmadığı gibi, mevcut yönetim kurulunun, çalışamaz halde olması da TTK’ nin sistematiği içinde giderilmesi her zaman mümkün bir durumdur.
Bu durumda; asıl olan şirketlerin ortakları tarafından alınan kararlar ile belirlenen yöneticiler tarafından yönetilmesi olduğu, şirkette organ boşluğu olmadığı, mahkemede görülmekte olan davanın 07/07/2017 tarihli genel kurulun yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin olduğu, davacı vekili tarafından açılan davacının şirket ortağı olduğunun tespitine ilişkin davanın İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/142 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu, davacının şirketin üyesi olup olmadığının İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/142 Esas sayılı dosyasında verilecek kararla belli olacağı, anlaşıldığından davacı vekilinin yönetim kayyumu atanmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2021 tarihli, 2021/175 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/03/2022