Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/29 E. 2022/131 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/29
KARAR NO : 2022/131

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2021 (Dava) – 07/10/2021 (Karar)
NUMARASI : 2021/56 Esas – 2021/783 Karar
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/10/2021 tarihli 2021/56 Esas ve 2021/783 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin Narlıdere adresinde bulunan arşivine fırtınalı yoğun yağmur yağışı nedeniyle su bastığını, 15.01.2021 tarihinde arşive evrak bırakmak ve kontrol için gidildiğinde şirket çalışanları tarafından durumun tespit edildiğini ve tutanak tutulduğunu, tutanakta 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari evrak, dosya ve muhasebe evraklarının zarar gördüğünün belirtildiğini, ıslanmayan evrakların müvekkili şirket çalışanları tarafından koruma altına alındığını, sözkonusu arşivde; dosyalar, yazışmalar, bazı resmi evraklar, bilumum muhasebe evrakları saklanmakta olup su basması nedeniyle evrakların zarar gördüğünü ve ıslandığını belirterek, hangi belgelerin zarar gördüğünün, okunamaz hale geldiğinin ve zayi olduğunun mahkemece yerinde keşif ve bilirkişi incelemesiyle tespitini ve zayi olduğu tespit edilen ticari evraklar hakkında zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.

YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Somut olay değerlendirildiğinde, davacı anonim şirket tarafından bir takım ticari evrak ve ticari defterlerin yoğun yağmur yağışı nedeniyle su baskını meydana gelmesi nedeniyle zayi olduğunun iddia edildiği, dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarda davacı şirketin arşivinin bulunduğu yerde mahkemece keşif yapılması ve davacının hangi defter ve belgelerinin zayi olduğunun tespit edilmesi, akabinde bu defter ve belgeler hakkında zayi belgesi verilmesinin talep edildiği, bu talebin mahkemece uygun görülmediği, zayi belgesi verilmesini gerektiren durumların kanunda açık bir şekilde belirlendiği, davacı vekilinin bu talebine konu işlemlerin davacı tarafça yerine getirilmesi gerektiği, başka bir deyişle davacının, basiretli bir tacir gibi hareket etmesine rağmen bir takım mücbir sebepler ve kanunda yazılı başka haller nedeniyle saklama yükümlülüğü altında olduğu belgelerin zayi olduğunu iddia etmesi durumunda bu belgelerin neler olduğunu kendisinin tespit edip bu tespit neticesindeki taleplerini yargısal mercilere beyan etmesi gerektiği, mahkemenin davacının hangi belgelerinin zayi olduğunu yerinde keşif yapmak suretiyle tespit etmek gibi bir görevinin bulunmadığı, diğer yandan, davacı vekili şirketin arşivinin bulunduğu binada yağış ve su baskını yaşandığını ve bu nedenle bir kısım belgelerin zayi olduğunu iddia etmiş ise de, bu iddialar kapsamında … Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına müzekkere yazılarak davacının iddia ettiği tarihlerde arşivin bulunduğu adreste yoğun yağış ve su baskını yaşanıp yaşanmadığının sorulduğu, cevabi yazıda belirtilen tarih ve adreste su baskınına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığının bildirildiği, yine Meteroroloji 2. Bölge Müdürlüğüne müzekkere yazılarak söz konusu tarihte ve yerde aşırı yağış olup olmadığı ve su baskınları meydana gelip gelmediğinin sorulduğu, verilen cevabi yazıda belirtilen tarih ve yerde meterorolojik kaynaklı zarar yapan fevkalade olay ve bu hususa ilişkin bir rapor bulunmadığının bildirildiği, her ne kadar mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacı şirket arşivinin bulunduğu yerde binanın suya maruz kaldığı, rutubet izlerinin bulunduğu, bir kısım belgelerin ıslandığı, bir kısım belgelerin naylon örtü sarılarak muhafaza altına alındığı, bir kısım belgelerin ise mukavva kutular içinde saklandığı ve ıslanarak zarar gördüğü belirtilmiş ise de bu olayın kanunda belirtilen mücbir sebeplerden kaynaklandığının davacı tarafça ispat edilemediği, dosyada mevcut meteroroloji müdürlüğü ve itfaiye müdürlüğü yazılarında belirtilen tarih ve yerde yoğun yağış ve su baskını olayına ilişkin bir veri bulunmadığı, diğer yandan basiretli hareket etme yükümlülüğü altına bulunan davacı şirketin arşivdeki bir kısım belgeleri naylon örtü ile muhafaza altına aldığı ve bu belgelerde herhangi bir ziyanın bulunmadığı, ancak bir kısım belgelerin mukavva kutular içinde saklanarak özensiz davranıldığı, davacı şirkete ait arşivde meydana gelen ve su nedeniyle oluştuğu anlaşılan durumun kanunda sayılan haller nedeniyle oluşmadığı, davacının dikkat ve özen yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmeyip basiretli hareket etmemesinden kaynaklandığı hususunda vicdani kanı oluşmakla, DAVANIN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…İlk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, eksik inceleme ile verildiği,… Başkanlığı ve … Belediyesinin müvekkili şirketin iştiraklerinden olup, müvekkilinin kamu tüzel kişiliğini haiz olduğu, basiretli davranma yükümlülüğüne uyduğu, gerekli önlemleri aldığı halde su basmasına engel olamadığı, müvekkilinin basiretli davranmadığına dair dosyada hiçbir delil olmadığı, tüm evraklarını basiretli bir tacir gibi zemin üstü 1. katta bulunan arşiv odasında saklamış olduğu (aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/12441 E-2018/1315 K), TTK. 82/7. maddesinde, ziya sebeplerinin tahdidi olarak sayılmadığı, TTK 82/7. maddeden de anlaşılacağı üzere arşivde oluşan su baskınının zayi belgesinin verilmesi için gerekli olan ve müvekkili şirketinden elinde olmayan zaruri hallerden olduğu (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/15477 E-2017/2693 K), meteorolojiden gelen cevapların dava dilekçesinde belirtilen tarihleri tam olarak kapsamadığı, gelen verilerin 9,10,11 Ocak 2021 tarihlerindeki yağışlarla ilgili olup tutanağın düzenlendiği tarih olan 15.01.2021 tarihine kadar ve bu tarih dâhil verileri içermediği, istinaf dilekçesine ekli olarak sundukları hava durumuna dair çıkan haberler ile gelen yazı cevabı arasında çelişki olduğu, mahkemece yapılması gerekenin, Aralık sonu ve Ocak başından 15.01.2021 dahil bu tarihe kadar olan verilerin istenmesi olduğu, kaldı ki keşif icrası sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda ‘…teras çatısından yağış suyunun bina içine girdiği, duvarlarda, zeminde ve tavanda yoğun rutubet bıraktığı, bir kısım belgenin suya maruz kalıp ıslanarak niteliğini kaybettiğinin tespit edildiği, bu suretle kanunda sayılan hallerden olan ve müvekkilinin önleyemeyeceği su basması sonucu dava dilekçesine konu belgelerin zayi olduğunun açıkça tespit edildiği, buna rağmen müvekkili şirket hakkında aleyhte hüküm kurulduğu, delil listesi ile sunulan ve dijital ortamda da renkli olarak incelenebilecek fotoğraflardan da arşive su bastığının açıkça görülmekte olduğu (benzer konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/10387 E-2016/5196 K), meteorolojiden gelen kayıtta verilen linke tıklama süresinin de üç ay olup, dosya bilirkişiye geç gönderildiğinden, meteorolojinin inceleme için verdiği bağlantıyı kullanma süresinin dolduğu, gerekli ve yeterli incelemenin yapılamamış olduğu, keşif icrası sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda raporun ekinde sunulu 531 sayfadan oluşan belgelerin su baskını neticesinde zayi olduğunun açıkça tespit edilmesine rağmen davanın reddine karar verilmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığı…” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK 82/7. maddesi gereğince yağmur suyu basması iddiasına dayalı zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
6102 S. Yasa’nın 82/7 fıkrasında; ”Tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin mahkemenin ara kararı üzerine zayi olan belgelerin kapsamını açıkladığı gibi, alınan bilirkişi raporunda da sözkonusu belgelerin ayrıntılarıyla belirlendiği görülmektedir. Zayi belgesi talepli davalarda mahkemece keşif yapılması da olağan dışı bir durum niteliğinde olmayıp bu keşif sulh hukuk mahkemesince yapılabileceği gibi, dava açıldıktan sonra davanın açıldığı mahkemeden de istenebilir (Bu hususlarda bknz. Yargıtay 11. HD 2015/13216 E.- 2016/3082 K, 2012/7395 E.-2013/5927 K, 2015/15477 E.- 2017/2693 K, 2015/10387 E.-2016/5196 K., 2016/6084 E.- 2018/155 K). Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararındaki aksi yöndeki gerekçelere katılmak mümkün olmamıştır.
Ayrıca, mahkemece davacı tarafından su baskını olduğu iddia edilen tarihlere göre de yeterli bir araştırma yapıldığından söz edilemez. Zira, dosyaya Meteoroloji 2. Bölge Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabında bir link adresi verilmek suretiyle mahkeme yazısına cevap verildiği halde, sözkonusu link içeriğinin açılıp incelendiğine dair dosya kapsamında ve bilirkişi raporunda hiçbir tespit bulunmamaktadır. Davacı vekilinin, aşırı yağış iddiasına ilişkin olarak, işyerinde tutulan tutanağın tarihi de dikkate alınarak ve sunduğu gazete haberleri de eklenerek işyerinde su baskınına neden olacak derecede bir yağış olayı olup olmadığının titizlikle araştırılması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/56 Esas-2021/783 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 26/01/2022