Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2066 E. 2022/2018 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2066
KARAR NO : 2022/2018

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2022 (Dava) – 18/08/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/137 Değişik İş Esas – 2022/137 Değişik İş Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/08/2022 ek karar tarihli ve 2022/137 Değişik İş Esas – 2022/137 Değişik İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin, borçlu … Şti. tarafından düzenlenen ve … tarafından aval olarak imzalanan, 27/05/2022 düzenleme tarihli, 17/06/2022 ödeme tarihli, 500.000,00 TL bedelli senedin son lehtarı olduğunu, vadesi gelmesine rağmen halen senet bedelinin müvekkiline ödenmediğini, senedin ön yüzü de … tarafından aval olarak imzalanmış olduğundan şirketle birlikte ayrıca avalist için de ihtiyati haciz taleplerinin olduğunu, muaccel olan senet borcunun ödenmediğini, borçlulara ulaşamadıklarını, ayrıca borçluların mal kaçırma ve adres değiştirme olasılığının mevcut olduğunu öğrendiklerini belirterek, …. Şti. ve avalist …’nun borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 21/06/2022 TARİHLİ DEĞİŞİK İŞ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…1-Dilekçe ve aşağıda nitelikleri yazılı belgelerin incelenmesinden, ihtiyati haciz isteyenin talebi kanuna uygun görülmüş olup, borcun vadesinin geçtiği ve rehinle temin edilemediği anlaşıldığından, İ.İ.K.’nun 257.maddesi uyarınca yukarıda ismi yazılı borçlunun yukarıdaki adreste ve alacaklı tarafça gösterilen adreslerindeki menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının (500.000,00-TL) borca yeter miktarının yasal sınırlamalar göz önünde tutularak İHTİYATEN HACZİNE, 2-Karşı tarafın ve 3.şahısların muhtemel zararlarına karşılık olarak takdir olunan %15 (75.000,00-TL) nakit veya müddetsiz bir banka teminat mektubunun ibrazında kararın yerine getirilmesi için bir örneğinin icra müdürlüğüne tevdiine, 3-İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde İcra Dairesine kararın infazı için başvurabileceğine, bu süre içinde kararın infazı talep edilmediği takdirde İcra İflas Kanunu’ nun 261. Maddesi gereği kararın kendiliğinden kalkmış sayılacağına…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara, karşı taraflar vekili tarafından itiraz edildiği ve ilk derece mahkemesince itirazın duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 18/08/2022 TARİHLİ EK KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… mahkememizin 21/06/2022 tarihli ihtiyati haczin koşullarının yerine getirilmiş olduğu ve yaklaşık ispatın gerçekleştiği anlaşıldığından, ihtiyati haciz kararının dosyadaki belgelerle uyumlu olduğu…” gerekçesiyle “İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular … Şti ve … vekilleri Av. …’nin ihtiyati hacze itirazlarının REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
Kararın, karşı taraflar vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz kararına itiraz eden karşı taraflar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen ek kararın HMK ve İİK’ya aykırı olduğunu, mahkemenin ek karar tarihi olan 18/08/2022 tarihinde alacaklı vekili yararına müvekkilleri aleyhine tekrardan 1405,00 TL vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, alacaklı vekili lehine 21/06/2022 tarihli ihtiyati haciz kararı ile 1140,00 TL vekalet ücretinin hüküm altına alındığını, aynı konu ve hususlarda tekrar ücrete hükmedilmesinin HMK ve Avukatlık Asgari ücret tarifesine aykırı olduğunu, alacaklı tarafça dosyaya düzenleme tarihi 27/05/2222 bu senette 1. tarih 27/05/2222, 2. tarih 27/05/2012 olduğunu, iki tarihten birinin karalanmadığını, doğru olduğu iddia edilen tarih de paraflanmadığını, tanzim tarihlerinden birinin vade tarihinden 200 yıl sonrası için belirlendiğini, dosyada senede dair bir protesto evrakı dahi bulunmadığı dikkate alındığında söz konusu evrakın kambiyo niteliğine haiz olmadığını ve vadesinin gelmiş olmayacağının açık olduğunu, mahkemece her ne kadar müvekkili … hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de senette müvekkilinin ismi, TC ve adres bilgilerinin olmadığını, borçlu sıfatı haiz olmayan birisine haciz kararı verilmesinin mümkün olmadığını, …’nun bu senette şahsen borçlu veya aval sıfatı bulunmadığından ihtiyati haczin onun yönünden kaldırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin 18/08/2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazlarının kabulü ile 21/06/2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece; 21/06/2022 tarih ve 2022/137 D.İş. Sayılı karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karşı taraflar vekilinin 24/06/2022 tarihli itirazı üzerine, mahkemenin 18/08/2022 tarihli ek kararı ile itirazın reddine karar verilmiş, hüküm karşı taraflar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin kambiyo senedine dayandığı, karşı taraflar vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar yargılamayı gerektirir nitelikte olup, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı tarafların ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, karşı taraflar – borçlular … ve … vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/137 Değişik İş Esas – 2022/137 Değişik İş Karar sayılı ve 18/08/2022 tarihli ek kararına karşı itiraz eden karşı taraflar … ve … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022