Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/2042 E. 2022/2009 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2042
KARAR NO : 2022/2009

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/07/2022 (Dava) – 15/09/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/256 Değişik İş Esas – 2022/258 Değişik İş Karar
DAVA : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 22/12/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2022 tarihli ve 2022/256 Değişik İş Esas – 2022/258 Değişik İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin bankanın şubesi tarafından borçlu … Şti. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kullandırıldığını, karşı taraf borçluların müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, ödemelerin aksatılması, borçluların piyasaya borçlandığının istihbar olunması üzerine bankanın sözleşmenin kendisini verdiği yetkiye dayanak sözleşmeyi feshettiğini, borcun ödenmesi hususunda karşı taraflara ihtarname keşide edildiğini, ancak borcun bugüne değin ödenmediğini, 227.801,10 TL alacağın tahsilini teminen borçluların gerek yedinde ve gerekse üçüncü şahıslar yedinde mevcut bilumum menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının alacaklarına ihtiyati haciz kararı konulmasına, yargılama gideri ile ihtiyati haciz vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 21/07/2022 TARİHLİ DEĞİŞİK İŞ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…asıl borçluya kat ihtarın tebliğ edildiği ve kat ihtarnamesiyle verilen sürenin dolduğu, ihtiyati haciz için gerekli olan yaklaşık ispat ölçüsünün bulunduğu ve Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi borcu bakımından ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiği kabul edilerek…” gerekçesiyle “İhtiyati haciz isteminin KABULÜ İLE, İhtiyati haciz isteyen vekilinin dilekçesinde belirttiği 227.801,10 TL bedelli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmediği anlaşılmakla; İ.İ.K.’nun 257 ve devamı maddeleri gereğince karşı taraf borçluların 227.801,10 TL borcuna yetecek kadar MENKUL, GAYRİMENKULLERİ İLE ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARDAKİ HAK VE ALACAKLARI üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, İhtiyati haciz isteyen tarafından alacağın % 15’i olan (34.170,16) TL nin nakit olarak mahkeme veznesine yatırılması halinde veya bir bankaya ait aynı miktarlı kati ve süresiz banka teminat mektubunun mahkememize ibraz edilmesi halinde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara, ihtiyati haciz kararına itiraz edenler vekili tarafından itiraz edildiği, ilk derece mahkemesince itirazın duruşmalı olarak değerlendirildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 15/09/2022 TARİHLİ EK KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…İhtiyati haciz talebine konu olan, kredi sözleşmelerine istinaden borcun vadesinde ödenmediği gibi, alacağın rehinle de teminat altına alınmamış olduğu, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin itiraz dilekçesinde belirttiği nedenlerin İİK 265. Maddesinde yer almadığı ve ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir nedenler olmadığı…” gerekçesiyle “2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 265/3 maddesi gereğince İtiraz eden – talep eden vekilinin itirazının REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz kararına itiraz edenler/karşı taraflar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından yapılan ödemelerin banka tarafından dikkate alınmadığını, müvekkilleri aleyhinde icra takibi – cebri icra işlemleri başlatılmadan önce kredi garanti fonuna başvurulması gerektiğini, bu bakımdan alacağın vadesinin alacağın miktarı ve ödenmesi gibi hususların yargılamayı gerektirdiğini, borcu kabul anlamına gelmemekle beraber söz konusu kredinin KGF kredisi olduğunu, öncesinde … A.Ş tarafından Kredi Garanti Fonu’na başvurulması gerektiğini, ancak söz konusu başvuruların yapılmadığını, aynı tarihte aynı alacaklı banka adına aynı borçlular nezdinde birden fazla ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, toplamda istenilen borç bedelinin fiili durum ile uyuşmadığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kredi sözleşmelerinin kefalet sözleşmesine ilişkin kısımlarında müvekkili …’in el yazısı ile doldurulması gereken kısımlarda bulunan yazıların müvekkili …’in el yazısı olmadığını belirterek 15/09/2022 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair ek karar verildiği, bu ek karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler/karşı taraflar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; karşı taraflar aleyhine Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/07/2022 tarih ve 2022/256 D.İş Esas ve 2022/258 D.İş Karar sayılı kararı ile ; ihtiyati haciz isteyen tarafından sunulan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi sureti ve dosya kapsamına göre Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine dayalı 227.801,10-TL alacak için %15 teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin asıl borçlu … Şti. ‘ nin ihtiyati haciz talep eden bankadan kullandığı genel kredi sözleşmelerine dayandığı, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, diğer borçluların kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil oldukları, karşı taraflar vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği hususların yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı taraf borçluların ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, karşı taraf – borçlular vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz edenler/karşı taraflar vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/09/2022 tarihli ve 2022/256 Değişik İş Esas – 2022/258 Değişik İş Karar sayılı dosyasından verilen ek kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati hacze itiraz edenler/karşı taraflarca yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 301,40 TL harcın hazineye gelir kaydına,
4-İhtiyati haciz kararına itiraz edenler/karşı taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022