Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/200 E. 2023/1497 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/200
KARAR NO : 2023/1497

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2016 (Dava) – 13/04/2021 (Karar)
NUMARASI : 2016/164 Esas – 2021/320 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 11/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2021 tarih ve 2016/164 Esas – 2021/320 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu …’ın 2014 yılında Doğubeyazıt’ta memur olarak göreve başladığını, müvekkilinin hem oğlunu hem de yaşadığı yeri görmek için 2014’ün Ağustos ayında buraya gittiğini, 25 Ağustos 2014 günü müvekkilinin ve oğlunun, oğlunun arkadaşı olan …’in kullandığı araç ile Gürbulak Mevkiinden Doğubeyazıt’a seyir halinde iken öncesinde … plaka nolu araçla ters yöne giren sürücü …’ün araçlarına çarpmasıyla kaza meydana geldiğini, bu kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, oğlunun, arkadaşının ve diğer araç sürücüsünün hayatını kaybettiğini, kaza tutanağında karşı taraf aracının tam kusurlu olduğunun kabul edildiğini, müvekkilinin bu kaza sonucu oğlunu kaybetmesi sebebi ile büyük acılar yaşadığını, manevi ve cismani zararın halen devam ettiğini, müvekkilinin kalça ve belinde kırık, ciğerinde, sinir sisteminde sorunlar oluştuğunu, müvekkilinin oğlunun defin işlemlerinin yapıldığını, müvekkilinin ise tedavi gördüğü hastanenin imkanlarının yetersiz oluşundan dolayı özel ambulans ile İzmir’e getirildiğini, müvekkilinin 6 ay boyunca evde yatalak olarak yattığını, belli zamanlarda ambulans ile kontrollere gittiğini, ihtiyaçlarını tek başına gideremediği için yanında ücretli refakatçi bulundurmak zorunda kaldığını, müvekkilinin daha önce ev işlerine gittiğini ve ailesinin geçimine yardımcı olduğunu , ancak vücudundaki ağrılar sebebi ile artık bu işi de yapamadığını, evinin geçim kaynağının şu anda sadece müvekkilinin eşinde olduğunu ve onunda asgari ücretle çalıştığını ileri sürerek, müvekkilinin kaza sebebiyle uğradığı maddi zarar kalemlerinin aile fertlerinin uçakla kaza yerine geldiğinden uçak masrafı olan 2.200 TL, konaklama masrafı 200,00 TL, Ağrı’dan İzmir’e ambulans ücreti 8.000 TL, İzmir’deki tedavi sırasındaki ambulans ücreti 2.000,00TL, hasta bezi ücreti 650,00 TL, sair ilaç giderleri 850,00 TL, yürüteç 285,00 TL,fizik tedavi 150,00 TL, bakıcı parası 7.500,00 TL , müvekkilinin 15 ay ev işlerine gidememesi nedeniyle kazanç kaybı olan ayda 20 gün, günlüğü 100,00 TL’den 30.000,00 TL olmak üzere toplam 51.835,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen bütün davalılardan tahsiline, ayrıca 30.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve …’den tahsil ve tazminine, kazaya sebebiyet veren … plakalı araca ise tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete 04/07/2014- 04/07/2015 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda kişi başına azami 268.00,00 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, meydana gelen trafik kazasında sağlık hizmet bedellerinin sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacağını, bu nedenle tedavi giderlerine itiraz ettiklerini, tedavi giderleri mağdurda kaza nedeniyle meydana gelen yaralanmanın veya bedensel bütünlüğünde bozulanının geri kazanımı veya onarımı amacıyla yapılan her türlü harcama ile masrafı karşıladığını bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatının da tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatının reddi talep ettiklerini, kaza sebebiyle oluşan kazanç kaybının da ZMSS kapsamında bulunmadığını, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğünde bakıcı giderine ilişkin yasal düzenleme yapıldığını, buna göre davacının yaralanması sonucu düzenleme sonucu belirtilen nitelikte bir sakatlık hali meydana gelmediğinden bakıcı gideri talebinin reddi gerektiğini savunarak, öncelikle davacının delillerinin taraflarına tebliğine, davacının teminat dışı bulunan tedavi gideri, iş göremezlik zararı, kazanç kaybı, bakıcı gideri ve dolaylı zararlara ilişkin taleplerinin reddine, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde sorumluluğun azami limit ile sınırlı olacağına, emniyet kemeri kullanılmaması durumunda müterafik kusur indirimi uygulanmasına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı müteveffa … mirasçıları … ve … cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz ettiğini, davanın müteveffa …’ün oğlu olması ve mirasçısı olmaları sebebiyle, kendisine ve eşine açıldığını, oğlunun vefatı üzerine 07/11/2014 tarihinde oğlunun mirasını reddettiklerini, buna ilişkin mirasın reddi davası açarak Hanak Sulh Hukuk mahkemesinin 2014/214 Esas 2014/222 Karar sayılı reddi miras ilamı aldıklarını savunarak, açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise yetkisizlik kararı verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…25.08.2014 günü saat 17:10 sıralarında sürücü …’ün davalı sigorta şirketine ZMSS sigortası ile sigortalı … plakalı otomobil ile Doğubeyazıt istikametinden Gürbulak istikametine doğru seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetmek suretiyle yolun karşı yön bölümüne girmesi ve aracının sağ yan kısımları ile, karşı yönünden gelmekte olan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarına çarpması sonucu meydana gelen kazada, sürücü …’in kullandığı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, aynı araçta yolcu olarak bulunan davacının oğlu …’nin, sürücü …’in ve karşı araç sürücüsü … hayatını kaybettiği, İstanbul ATK tarafından düzenlenen 13.03.2018 tarihli denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapora göre müteveffa sürücü … idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermediği, seyrini kendi seyir şeridi içinde kalacak şekilde sürdürmeye yeterli özeni göstermediği, olay mahalline geldiğinde de sevk ve idare hatası nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetmek suretiyle orta refüjü aşarak karşı yön bölümü içine girdiği ve karşı yönünden gelmekte olan kamyonete çarptığı olayda asli derecede %100 kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’in ise idaresindeki kamyonet ile seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, bölünmüş yolun karşı yön bölümünden kontrolsüzce üzerine doğru savrulan otomobil nedeniyle kazaya karıştığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığının belirtildiği, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 19/06/2019 tarihli rapora göre davacı …’nın 25/08/2014 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanmaları nedeniyle oluşan meslekte kazanma gücünde meydana gelen azalma oranı olay tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet oluşturacak kalıcı bir arızaya yol açmadığından meslekte kazanma gücünde azalma oranını % 0 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) ay olarak belirtildiği, Kaza tarihinde 44 yaşında olan davacının yevmiye ile temizlik işlerine gittiği, günlük kazancının 100,00 TL olduğu iddia edilmiş ise de, davacı tarafça bu konuda somut delil ve veri sunulamadığından aktüer bilirkişi tarafından davacının kazancının asgari ücret düzeyinde olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama hükme esas alınmış, davacının geçici iş göremezlik zararının 2.673,09 TL olduğu, kaza nedeniyle davacıya SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından TBK 55 gereğince herhangi bir indirim yapılmadığı ve aktüer bilirkişi tarafından SGK’nın sorumluluğunda olmayan tedavi amaçlı giderlerin hesaplandığı, bakıcı giderinin 3.402,00 TL, Ağrı-İzmir arası ambulans ücreti ile İzmir içi ambulans gideri 9.600TL, davacı taraf eşi ve diğer iki çocuğu ile birlikte iki yakınlarının daha İzmir’den Ağrı’ya uçak ile gelmeleri ve Ağrı’da konaklama ,yeme içme masraflarını talep etmiş ise de, davacının refakatçisi dışındaki taleplerin dolaylı zarar kapsamında olduğundan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığından bir refakatçi için 400,00 TL yol gideri ile 200,00TL yeme-içme-konaklama ücreti, 850,00 TL hijyenik ve tıbbi malzeme, 540,00TL hasta bezi ve 285,00 TL yürüteç masrafı olmak üzere toplam 17.950,09 TL maddi tazminat hesaplandığı, Davalı sigorta şirketinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli ile KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacının davalı sigorta şirketine internet üzerinden 06.04.2016 tarihinde başvuru yapıldığı ancak davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla davacının davalı … A.Ş hakkındaki davasının kısmen kabulü ile, 17.950,09-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 20/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, davacı asilin Mahkememiz huzurunda davalı … mirasçıları aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasından feragat ettiğini beyan ettiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceği, karşı taraf ile mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan feragatın kayıtsız ve şartsız olduğu ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı…” gerekçesiyle Davacının davalı … A.Ş hakkındaki davasının KISMEN KABULÜ ile, 17.950,09 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 20/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Davacının davalı … mirasçıları aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece tedavi giderlerine ve geçici iş göremezliğe ilişkin tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tedavi giderinin tamamının yapılan kanun değişikliği ile Zorunlu Trafik Poliçesi kapsamından çıkarıldığını, trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmeti bedellerinin SGK tarafından karşılanacağını, Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçelerinde belirtilen tedavi teminatı ile vefat ve maluliyetin ayrı ayrı teminatlar olarak belirlendiğini, sakatlık teminatının, mağdurun trafik kazası nedeniyle iktisadi hayata eksik katılımına bağlı olarak ileride uğrayacağı kayıplara ilişkin teminat sunduğunu, tedavi gideri teminatının ise, mağdurun iyileşmesi veya vücut bütünlüğünün zarar veren olay öncesi durumuna dönmesi için tıbben yapılması zorunlu giderleri içerdiğini, tedavi sürecinin bir uzantısı olan geçici iş göremezlik teminatının da tedavi gideri teminatı içerisinde yer aldığını, tedavi giderlerinin içindeki ameliyat ve hastane masrafı, tetkik, muayene ücretinin SGK sorumluluğunda olduğunu, tedavi gideri başlığı altında müvekkili şirket aleyhine hükmedilen davacının almış olduğu ilaç ve malzemelerin davacının kaza nedeniyle rahatsızlığı ile ilintili olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ZMSS Genel Şartları uyarınca dolaylı zararlara ilişkin tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle ulaşım gideri, refakatçi yol, yeme içme giderleri, ambulans giderlerinin talep edilmesini kabul etmediklerini, bakıcı gideri taleplerine ilişkin tazminatın sürekli sakatlık teminatı kapsamında ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, yerel mahkeme kararının bu yönden hatalı olduğunu, hükme esas alınan 19/06/20196 tarih ve 1321 sayılı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu Raporunda davacının sürekli bakıcı ihtiyacının bulunduğuna dair tespit yapılamadığını, kurul raporunda davacının bakıcı ihtiyacına dair herhangi bir belirlemenin bulunmadığını, buna rağmen bilirkişi tarafından davacının, mutlak bakım ihtiyacının olacağı belirlenerek hesaplama yoluna gidildiğini, Sağlık Kurulu raporunda davacının bakıcı ihtiyacının bulunup bulunmadığı, varsa süresi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığını ve davacının sürekli bakıcı ihtiyacı bulunmadığının belirtilmiş olmasına karşılık, bilirkişi tarafından tespit edilen süreler için re’sen bakıcı gideri hesaplanmasının hatalı olduğunu, davacı …’in bakıcı gideri talebi olup olmadığının belirli olmadığını ve maluliyet raporunda açıkça bakıcı ihtiyacı bulunduğu yönünde tespit yapılmadığı halde bilirkişi tarafından tedavi evrakı incelenerek “yatarak istirahat etmesi” gerektiği çıkarımıyla 3 aylık bakıcı gideri hesaplaması yapılmasını kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bakıcı giderinin olacağının kabulü halinde ise, bakıcı gideri tazminatı, kişi başı teminat limiti ile sınırlı olarak sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, davacının bakıma muhtaç olup olmadığını bilirkişiler tarafından tespit edilmesi gerektiğini, davacının günlük eylemlerinden hangileri için yardımcı kişiye ihtiyaç duyduğunu, bir günün kaç saatini yardımcı bir kişi refakatinde geçirmek zorunda olduğu konularının açıklığa kavuşturulması gerektiğini, hesaplamada esas alınacak ücretin net asgari ücret olması gerektiğini, davacının bakıma muhtaç olduğunun kesin şekilde tespit edildikten sonra yapılacak hesaplamada somut olayın özelliklerinin büyük önem taşıdığını, başvuru sahibinin bakıma ihtiyaç duyduğunun kesin şekilde tespitine ek olarak bakım ihtiyacının karşılanması için bir yardımcı kişinin fiili olarak çalışıp çalışmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacının bakım ihtiyacını karşılayan kişinin kim olduğunun yanında bu kişinin başka bir işle meşgul olup olmadığını, bir gününün ne kadarlık bölümünü davacı için ayırdığının tespit edilmesi gerektiğini, hem malul kalan kişinin hem bakım ihtiyacını karşılayan kişinin yaşının, evlilik durumunun, sosyal ve ekonomik durumunun, tazminat takdirinin dikkate alınması gerektiğini, davacı …’in kaza tarihinde herhangi bir işte çalışmadığı, ev hanımı olduğu, dosya kapsamı ile sabit olduğunu, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda davacının ev hanımı olduğu ve asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek yapılan hesaplamanın yerinde olacağını, ancak bilirkişi raporunda ücretin netleştirilmesi sırasında asgari geçim indiriminin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak nitelikte fahiş olduğunu, yerel mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmadan hesap raporunun tam kabulünün yerinde olmadığını, davacının, kaza esnasında emniyet kemeri takmadığı için müterafik kusurlu olduğunu, müvekkili şirketin ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarının davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak nitelikte fahiş ve kabul edilemez olduğunu, hatalı bilirkişi raporu esas alınarak davanın ıslahının kabul edilemeyeceğini, yerel mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı ve kabul edilemez olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maluliyet sebebiyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, maluliyet raporunun yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre ve Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden alındığı, Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik ve tedavi giderlerine air tazminatın sigorta şirketi aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davanın niteliğine ve dava dilekçesi içeriğine göre davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, bu sebeple tüm alacak bakımından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı, söz konusu kazanın oluş şekline göre davaının müterafik kusurunun olmdığı anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/164 Esas – 2021/320 Karar sayılı sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 1.226,17 TL istinaf karar harcından peşin alınan 310,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 916,17 TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023