Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1987 E. 2022/1928 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1987
KARAR NO : 2022/1928

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020 (Dava) – 09/08/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2020/491 Esas – 2022/239 Karar
DAVA : Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARARYAZIM TARİHİ : 14/12/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/08/2022 ek karar tarihli ve 2020/491 Esas – 2022/239 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında krediler açılarak kullandırıldığı, çek karnelerin teslim edildiğini, davalı şirketin konkordatoya başvurması sebebiyle banka alacağının konkordato dosyasına kaydını talep ettiklerini ancak kabul edilmediğini, bankanın rehin alacaklarının 71.880-TL, kredi alacaklarının 77.134,40-TL olduğu, gayri nakdi alacaklarının 150.365-TL olduğunu belirterek alacaklı olduklarının tespitine ve davalıdan tahsiline ve konkordato kapsamında kayıt ve kabulüne ve gayri nakdi alacağın bankanın faiz getirmeyen hesabında bloke edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya yazılı bir cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 03/03/2022 TARİHLİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… davacı banka ile davalı şirket arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında krediler açılarak kullandırıldığı, çek karnelerin teslim edildiğini, davalı şirketin konkordatoya başvurması sebebiyle banka alacağının konkordato dosyasına kaydını talep ettiklerini ancak kabul edilmediğini, bankanın rehin alacaklarının 71.880-TL, kredi alacaklarının 77.134,40-TL olduğu, gayri nakdi alacaklarının 150.365-TL olduğunu belirterek alacaklı olduklarının tespitine ve davalıdan tahsiline ve konkordato kapsamında kayıt ve kabulüne ve gayri nakdi alacağın bankanın faiz getirmeyen hesabında bloke edilmesinin talep edildiği, alınan bilirkişi raporuna göre davacının çekişmeli alacağının taleple bağlı kalınarak rehin tutarından doğan faiz alacağın 71.880,00-TL, nakdi alacağının 77.090,00-TL, gayrinakdi alacağının 150.365,00-TL olduğu, bu miktarların çekişmeli alacak olarak konkordato dosyasına kaydedilmesi gerektiği…” gerekçesiyle “1-Davanın kabulü ile, 71.880,00-TL’ nin rehin tutarından doğan faiz alacağı olarak, 77.090,00-TL’ nin nakdi alacak olarak, 150.365,00-TL’ nin gayrinakdi alacak olarak İzmir 3. ATM’ nin 2018/1480 E. Sayılı konkordato dosyasına alacak olarak kaydedilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edildiği, ilk derece mahkemesince ek karar yazıldığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 09/08/2022 TARİHLİ EK KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…gerekçeli kararın davalı…. Şti. vekili Av….’e 06/06/2022 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğ olunduğu anlaşılmıştır.
Gerekçeli kararın tebliğini müteakip davalı vekili tarafından 04/08/2022 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; istinaf başvurusunun HMK’nun 345. Maddesinde yazılan iki haftalık süre geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından…” gerekçesiyle “…HMK’nun 346/1. Mad. uyarınca davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN REDDİNE…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 12/08/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin konkordato sürecini beklemesi gerekirken, dava hakkında karar vermesinin hukuken yanlış olduğunu, bilirkişi raporuna karşı, raporun tebliğinden itibaren 2 hafta yasal süresi içerisinde beyanda bulunduklarını, davacı vekilinin 03/03/2022 tarihli duruşma zaptında geçen beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, mahkeme tarafından dikkate alınmaması gerektiğini, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, rapora itirazlarında da belirttikleri gibi, davalı şirketin konkordato sürecinde olduğunu, davacı banka vekilinin, 04/12/2019 tarihindeki rehinsiz alacaklılar toplantısına katıldığını, oy kullanmadığını ancak konkordato komiserleri tarafından hazırlanan ve beyan edilen alacak miktarının yanına imza attığını, 09/12/2019 tarihli kabul yazılarında, 11/04/2019 tarihinde konkordato komiserleri tarafından gönderilen alacak beyan yazısı üzerindeki bedel üzerinden kabul ettiklerini beyan ettiğini, davacının, konkordato sürecinde, yasal sürelere ve ihtaratlara uygun davranmaması, daha sonrasında konkordatonun ruhuna aykırı olarak tekrar alacak talep etmesinin yasal olmadığını, bilirkişi tarafından davacı tarafından konkordato sürecinde sunulan dilekçelerin incelemeye alınarak, bu dilekçelerde beyan edilen rakamlara göre hareket edildiğini, ancak konkordato davasında tarafların ticari kayıtlarında detaylı inceleme yapma ve süreci yönetme yetkisinin konkordato komiserlerinde olduğunu, bilirkişinin, komiserler tarafından gönderilen 18/10/2019 tarihli yazılı belgeye davacı banka vekilinin 04/12/2019 tarihli rehinsiz alacaklılar toplantısına katılıp komiserler tarafından hazırlanan ve tüm alacaklıların imzaladığı listeye imza attığı hususunda hiç inleme yapmadığını, komiserlerin, tüm bunlardan dolayı davacı bankanın alacağını 557.613,06 TL olarak tespit ettiklerini, bilirkişi tarafından yapılan faiz hesabında yanlış olduğunu, bilirkişi raporunun bankacı bir bilirkişi tarafından hazırlandığını, ancak davanın ve savunmaların hukukçu bir bilirkişi tarafından yorumlanması gerektiğini, konkordato sürecinde yasal haklarını kullanmayan davacının, daha sonrasında ”rehinli alacak, çek teminatı riskleri” varlığından bahisle alacak talebinde bulunmasının konkordatonun yasal düzenleme sebebine aykırı olduğunu, davacının, dava konusu talebinin mükerrer olduğunu, davacı bankanın, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1480 E. sayılı dava dosyasındaki karara karşı istinaf yoluna başvurduğunu, söz konusu dava dosyasının, halen istinaf aşamasında olduğunu ve davacının istinaf talebinin kabulü halinde işbu dava konusu yaptığı tüm alacakların tekrar esastan inceleneceğini, dolayısıyla İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/491 E. Sayılı ve istinaf talebimize konu olan bu davanın konusuz kalma ihtimali bulunmakta iken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince 03/03/2022 tarihli duruşmada haklı bir gerekçe olmaksızın mazeretlerinin reddine karar verildiğin belirterek, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/491 E. sayılı dosyasında verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; mahkemenin gerekçeli kararının davalı …. Şti. vekili Av. …’e 06/06/2022 tarihinde elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, davalı vekilinin kararı 04/08/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile istinaf ettiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından; 06/06/2022 tarihinde istinaf süresi başlamıştır. Davalı vekili tarafından 04/08/2022 tarihinde, yasada öngörülen iki haftalık süre geçtikten sonra verilen dilekçe ile istinaf talebinde bulunulduğuna göre, süresinde olmayan istinaf dilekçesinin mahkemesince reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/08/2022 tarihli ve 2020/491 Esas – 2022/239 Karar sayılı ek kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın temyize tabi olması sebebiyle, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/12/2022