Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1980 E. 2022/1931 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1980
KARAR NO : 2022/1931

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2022 Ara Karar Tarihli
NUMARASI : 2022/493 Esas (Derdest)
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARARYAZIM TARİHİ : 14/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2022 tarihli ve 2022/493 Esas sayılı dosyasının yapılan ön incelemesi sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
Davacı/ihtiyati haciz talep eden vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; davacının …, … A.Ş.’ nin kurucusu ve en büyük hissedarlarından olduğunu, davalının babasının, davacının bir diğer şirketi olan … Şirketinde güvenlik olarak çalışmakta iken genç yaşta vefat ettiğini, bunun üzerine davacının, davalının düzgün bir yaşam sürmesini temin için sahibi olduğu … Şirketinde çalışmasına vesile olarak, davalıya işi öğrettiğini, davalı işçi olarak çalışmaya başladıktan sonra şef, müdür gibi pozisyonlarda davacıya destek olduğunu, eski Ticaret Kanunu döneminde Anonim Şirketlerin tek kişiden oluşmasının mümkün olmaması nedeniyle davacının, … Şirketindeki bir takım hisselerini davalıya devrettiğini, davacının bir çok çalışana da bedelsiz ve talep edildiğinde iade edilmek üzere bir takım paylar verdiğini, nitekim çalışanların iş akdine son verilmesi ile devredilen payların çalışanlar tarafından davacıya iade edildiğini, sonrasında ise bağırsak işlerinin artık eskisi gibi ilerlememesi üzerine davacının, faaliyetleri durdurma kararı aldığını ve …. Şirketi ile davacının diğer kurucusu olduğu … Şirketinin birleşmesine karar verildiğini, bu süreçte, davalının bağırsak işinden başka herhangi bir işle uğramamış olması ve davalının, davacının elinde büyümüş olduğunu nazara alarak; davalının mağdur olmaması için hemde davacının ilerleyen yaşı dolayısıyla davalının katılamadığı şirketin yönetim kurulları ve genel kurulların temsil etmesi için … A.Ş.’ndeki 6.300 paya karşılık gelen payını bedelsiz ve talep edildiğinde iade edilmek üzere …’a devrettiğini, davacının sağlık problemleri olduğunu ve rahatsızlığının daha kötü bir hal aldığını, rahatsızlığı nedeniyle 2019 Eylül ayında ve 2021 yılı Mayıs ayında iki ameliyat geçirdiğini, davacının altsoyu olmaması nedeniyle 2010 yılında ablası; …’ın kızı, …’ı evlatlık olarak aldığını, ancak ileri ki yıllarda taraflar arasındaki ciddi sorunlar nedeniyle davacı, özellikle kendi mirası olan …. A.Ş.’deki paylarını evlatlığının almasını istemediğini, bu nedenle, davacı rahatsızlığının devamı süresinde her Genel Kurul ve Yönetim Kurulu toplantısı için Bodrum’dan İzmir’e gitmemek, geçireceği ameliyatlarda felç kalması ve hatta hayati riskinin bulunması nedeniyle geride evlatlığından başka mirasçısı olmaması ve başına bir şey gelmesi halinde evlatlığının …. A.Ş.’ nin faaliyetlerine rahatlıkla devam edebilmesi sağlayamayacağı inancı ile davacının, …. A.Ş.’ndeki 11.900 paya karşılık gelen payını 03.06.2020 tarihinde bedelsiz ve talep edildiğinde iade edilmek üzere ödünç olarak …’a, yine 11.900 paya karşılık gelen payını 03.06.2020 tarihinde bedelsiz ve talep edildiğinde iade edilmek üzere …’e, yine 11.900 paya karşılık gelen payını 03.06.2020 tarihinde bedelsiz ve talep edildiğinde iade edilmek üzere ise …’a aynı gün devrettiğini, daha sonrasında davacının, rahatsızlığını atlattığını, ancak davalının, …’ın imzası taklit edilerek, sahte imza ile yönetim kurulu ve genel kurul kararları almış olduğunu, sahte imza ile alınan yönetim kurulu kararları ile şirketin zarara uğradığını, davalının, …. A.Ş. müşterileri ile ortağı oldukları paravan şirketler üzerinden anlaşmalar sağlayarak şirketi açıkça zarara uğratmakta olduğunun öğrenilmesi üzerine; davacı tarafından Bodrum 5. Noterliğinin 13.05.2022 tarih ve 3808 yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek 27.300 paya karşılık gelen payın, davacıya iadesi ve iadesi ile ilgili ivedilikle başlanması gerektiği hususlarının ihtar ve ihbar edildiğini, davacının telafisi imkânsız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının oldukça açık olduğunu, belirterek, davaya konu …. A.Ş. ndeki 18.172 paya karşılık gelen payın dava dosyası kesinleşene kadar 3. kişilere devrinin engellenmesine ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 06/09/2022 TARİHLİ TENSİP ZAPTI ARA KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Dava dilekçesi ve ekleri kayıtların, özellikte taraflar arasında akdedildiği yazılı olan “… Şirketi Hisse Devir Sözleşmesi” başlıklı adi sözleşmenin değerlendirilmesi sonucunda; İddia konusu vakaların yaklaşık ispat seviyesinde ispatlandığı ve HMK’nun 389 vd.madde hükümlerinde öngörülen şartların gerçekleştiği kanaatine varıldığından, tedbir talebinin KABULÜNE, Davalı “… Şirketi” nezdinde davalı … adına kayıtlı 11.872 adet hisse mevcutsa, bu hissenin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi açısından üzerine İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 12/10/2022 TARİHLİ ARA KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…İtirazın KISMEN KABULÜNE, İhtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebin REDDİNE, Mahkememizce 06/09/2022 tarihli tensip tutanağının B-6 nolu bendi ile tesis edilen ihtiyati tedbirin dava değerinin %10 una tekabül eden 400.000,00 TL nakit veya müddetsiz bir banka (kesin) teminat mektubunun ibrazı halinde DEVAMINA, Davacı vekiline takdir edilen teminatı mahkememize ibraz etmek ya da yatırmak üzere 4 haftalık kesin süre tanınmasına, aksi halde ihtiyati tedbirin kaldırılmış sayılacağı ve bu yönde işlemler yapılacağı hususunun davacı vekiline ihtarına (ihtarat yapıldı)…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …’ın, yaşlılığı nedeniyle artık yılın belirli bir bölümünde ikamet etmekte olduğu Bodrum’dan İzmir’e …. A.Ş.’nin her Genel Kurul ve Yönetim Kurulu toplantısı için gitmek zorunda kalmamak ve 2019 – 2020 yıllarında geçirdiği ameliyatlarda felç kalmak ve hatta hayati riskinin bulunması nedeniyle geride mirasçısı olmaması nedeniyle herhangi bir durumda … A.Ş.’nin faaliyetlerine rahatlıkla devam edebilmesi için … A.Ş. nezdinde yapılan Genel Kurullar ve Yönetim Kurullarında ihtiyati tedbir talep eden adına oy kullanması için …. A.Ş.’ndeki 11.872 paya karşılık gelen 296.800 TL değerindeki payını ise 03.06.2020 tarihinde bedelsiz ve talep edildiğinde iade edilmek üzere ödünç olarak …’a devrettiğini, taraflar arasında elden veyahut banka yolu ile hiçbir para alışverişi olmadığını, davalının, devir tarihinde de ve hatta bugün dahi böyle bir şirketi alacak maddi durumunun bulunmadığını, dinlenen tanık beyanlarıyla da bu durumun sabit olduğunu, davacının, yaklaşık 50 yıldır ticaret hayat içerisinde olduğunu ve birçok şirkette hissedar ve kurucu hissedar olarak rol aldığını, eski Ticaret Kanunu döneminde anonim şirketlerin tek hissedardan oluşamıyor olması nedeniyle davacının eski ve yeni tüm şirketlerinde güvendiği birçok çalışanına ve kimselere bir takım hisselerini bu şekilde devrettiğini, davaya konu şirketin tek ve gerçek sahibinin … olduğunu ve işbu tarihteki ve geçmişteki diğer hissedarların tamamı davacı tarafından iade edilmek üzere kendilerine devir yapılan hissedarlar olduğunu, bugüne kadar hiçbir şekilde gerçek manada şirket hisselerinin satışının yapılamadığını, davalı iddialarının bir an olsun kabulü halinde dahi davalı tarafından hem …’a hem de …’e herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı iddialarının açıkça hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … tarafından işbu dava ikame edilmeden uzun bir süre önce yapılan incelemelerde, yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu başkanvekili olan … ve …’in, …’dan habersiz olarak ve …’ın imzasını taklit ederek birden fazla kere yönetim kurulu ve genel kurul kararları aldığının tespit ettiğini, bu durumun … tarafından kendilerine bildirilmesi üzerine karar defterinin kaybolduğunu ve hatta karar defterini …’ın aldığı beyan edilerek suça konu delillerin, … ve … tarafından yok edilmeye çalışıldığını, bu nedenle, … ve … tarafından Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/250 E. sayılı dava dosyasının dahi açıldığını, bu durumun dahi davalı tarafından, davacıya yükletilmeye çalışıldığını, ihtiyati tedbir kararının dava değerinin %10’una tekabül eden 400.000,00 TL nakit veya müddetsiz bir banka (kesin) teminat mektubu karşılığında devamına karar verilmesinin hatalı olduğunu, teminatsız şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, aksi halde, davalı yanca satışı bedelinin 298.000 TL’sı olduğunun iddia edildiğini, davacının ödemek durumunda kalacağı 400.000 TL teminatın dahi davalı yanca iddia edilen satış bedelinin neredeyse iki katı tutarında olduğu nazara alınarak; davalının beyanları uyarınca teminatın davalı yanca satış bedeli olduğu iddia edilen 298.000 TL’ sının %10’una tekabül eden 29.800 TL nakit veya müddetsiz bir banka (kesin) teminat mektubu karşılığında devamına karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir kararına itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İhtiyati tedbir talep edenin istinaf başvurusunun mahkemece hükmedilen teminata ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır.
28/07/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7251 sayılı yasanın 34. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nun 341/1.maddesinde ““(1) İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:
a) Nihai kararlar.
b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın 346/1. maddesi gereğince “İstinaf dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. (HMK 346/2 fıkrası)
Somut olayda; mahkemece ihtiyati tedbir kararına itirazın kısmen kabulü ile dava değerinin %10’una tekabül eden 400.000 TL nakit veya müddetsiz bir banka (kesin) teminat mektubunun ibrazı halinde devamına karar verildiği, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin tedbir kararındaki % 10 teminat yönünden istinafa geldiği, ancak ortada 6100 sayılı HMK’nın 341/1 maddesi anlamında istinafı kabil bir karar bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf talep eden ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; niteliği itibariyle kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 346/1 ve 352/1-b maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının ve istinaf başvuru harcının mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafın istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-Dosyanın mahkemesine iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022