Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1978 E. 2022/1918 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1978
KARAR NO : 2022/1918

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2022 (Dava) – 26/09/2022 (Karar)
NUMARASI : 2022/342 Değişik İş Esas- 2022/341 Değişik İş Karar
DAVA : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2022 tarihli ve 2022/342 Değişik İş Esas – 2022/341 Değişik İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … arasında 13/03/2020 tarihli hisse devir ve şirket yönetim sözleşmesi yapıldığı, sözleşmede adı geçen …’ın, karşı taraf şirketin tek hissedarı ve yöneticisi olduğunu, bu sözleşmenin amacının karşı taraf şirketin ihtiyaç duyduğu kredinin dava dışı … tarafından karşılanması, karşı taraf şirketin …’a devri ve …’ın kredi sağlandıktan sonra tekrar karşı taraf şirket hissesinin …’a devri ile aynı anda … ve karşı taraf şirket tarafından enerji santralinden birinin müvekkiline devri ile karşı taraf şirket sahibi …’ın, müvekkiline olan borcunun ve iş ilişkisinin yazılı hale gelmesinin olduğunu, sözleşme sonrası kredi sağlanması için karşı taraf … tarafından karşı taraf şirket hissesinin devredildiğini, kredi sağlandıktan sonra karşı tarafın hissesini 13/08/2022 tarihinde karşı taraf …’a tekrar devrettiğini, karşı taraf şirketin hisse devir kararını 13/08/2022 tarihinde aldığını, ancak sözleşmenin 4.6, 4.7, 4.8 gereği aynı anda yeni 13/08/2022 tarihinde 1 adet 330 KW enerji santralinin müvekkiline devredilmesi gerekirken devredilmediğini, bu davanın karşı tarafın, müvekkiline 1 adet 330 KW enerji santrali devrini yapmamış olmasından kaynaklı olduğunu beyanla, karşı taraf şirkete ait 7206743 tesisat numaralı 1 adet 330 KW enerji santralinin ferağ ve devrinin önlenmesi ile beraber bu enerji santralinden elde edilen enerji geliri üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Her ne kadar talep eden vekilince, dava konusunun davalılar tarafından davacıya 1 adet 330 KW enerji santrali devirin yapılmamış olmasından kaynaklandığı belirtilmiş ise de, buna ilişkin bir davanın henüz açılmadığı, Mahkememizin 2022/342 D. İş esas sayılı dosyası ile, 1 Adet 330 KW enerji santralinin ferağ ve devrinin önlenmesi ile enerji geliri üstüne ihtiyati tedbir konulması yönünde talepte bulunulduğu, talep eden vekilinin sunmuş olduğu belgelerden iş bu talebin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmış olup, uygulamada da kabul edildiği gibi ( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 01.06.2012 tarih, 2012/12474 E. -2012/14232 K. Sayılı ilamı) ve HMK’nun 391. maddesinde açıklandığı üzere “dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde”, başka bir deyişle “davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde” ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru değildir. Davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi HMK’nın 394/5’ne de aykırıdır. Mahkeme ancak mevcut durumda gecikmesi halinde doğabilecek tehlikeyi önleme veya ciddi zararı dava süresince (geçici olarak) önlemek için yalnız bu amaçla sınırlı olmak üzere gereken tedbirlerin alınması için ihtiyati tedbir kararı verebilir…” gerekçesiyle “1-2004 Sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçelerini kabul etmediklerini, tedbir kararı verilmesi halinde dava açılmaz ise tedbir kendiliğinden kalkmış sayılacağını, tedbir taleplerinin yasa ve usule uygun olarak gecikmesi halinde doğabilecek tehlikeyi önlemeye yönelik olduğunu, tedbir taleplerinin hüküm sonucunu elde etmeye yönelik olmadığını, lehlerine hüküm verilmesi halinde hükmün infazının mümkün olmamasına yönelik olduğunu, dava açılmadan tedbir talep etmelerinin nedeninin, 19.03.2020 tarihli hisse devir ve şirket yönetim sözleşmesi gereği davalıların devretmesi gereken 1 adet enerji santralinin başkalarına devretme ihtimallerinin bulunması olduğunu, 19.03.2020 tarihli hisse devir ve şirket yönetim sözleşmesi madde 4.4’te davalıların şirket hissesini davacı harici üçüncü kişiye devredemeyecekleri, hisselere sınırlama getiremeyecekleri veya borçlandırıcı işlem gerçekleştiremeyecekleri yönünde olduğunu, ancak davalı şirket hakkında aynı mahkemenin 2022/287 D.İş, 2022/5 ve 2022/78 D.iş sayılı dosyaları ile ihtiyati haciz kararları bulunduğunu, bu kararlarda Fethiye İcra Müdürlüğü’nün 2022/329 ve 2022/8070 Esas sayılı dosyalarına ibraz ile muhtelif hacizler yapıldığından ve banka kayıtlarında da bunlar gözüktüğünden bankalar verdikleri teminat mektubu için garanti almadan yani nakdi teminat almadan teminat mektubu vermeyeceklerini, ayrıca davalı şirket’in … Bank Bodrum Şubesinden 3.000.000 TL kredi aldığını ve yine borçlandırıcı işlem yaptığını, ayrıca davalı şirketin yine aynı mahkemenin 2022/287 D.iş sayılı dosyası ile aleyhine alınan ihtiyati haciz kararı sonrası dosyaya Banka teminat mektubu sunduğunu, bankadan teminat mektubunu ancak borçlandırıcı işlem yaparak almanın mümkün olduğunu, davalıların sözleşmeye göre 13.8.2022 tarihinden beri davacıya devredilmesi gereken enerji santralini devretmediklerini, her iki davalıya ihtar zorunluluğu olmadığı halde yazılı ihtarlar gönderildiğini, davalı şirketin tek hissedarı …’a sözleşme gereği enerji santralinin devir için ihtar gönderildiğini ve ancak davalının gelmediğini ve herhangi bir mazeret de bildirmediğini, taraflar arasında ki sözleşmenin 4.4 maddesinde her ne kadar davalı şirketin borçlandırıcı işlem yapmaması yönünde olmasına karşılık son derece yüksek rakamlarla bankalardan kredi alınmış aleyhine ihtiyati haciz kararları alınmış ve uygulanmış olması karşısında yine aynı maddede şirket hisselerinin üçüncü kişiye devir yasağı bulunduğunu, ancak kural ve sözleşme tanımaz davalıların ferağ ve devir de yapacaklarının kesin olduğunu, bu nedenle dava konusu enerji santralinin ferağ ve devri yönünden tedbir talep edildiğini, davalıların sözleşme maddelerini hiçe sayarak davacıya enerji santrali devrini yapmadıklarını belirterek, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.2, 3.3 ,3.4 ,3.6 ve 4.6, 4.7, 4.8,4.9, 4.10 maddeleri uyarınca 1 Adet 330 Kw enerji santralinin madde 5 de yer alan cezai şarta ve tüm ihtarlara rağmen davacıya devrinin yapılmamış olması, 13.08.2022 de şirket devri yapıldığı ve üretilen enrjinin …’e fatura edildiği halde bugüne kadar davacıya hiç bir ödemenin yapılmamış olması, özellikle davalı şirketin sözleşmenin 4.4 maddesi uyarınca borçlandırıcı işlem yapmamaları gerekirken bankalara son derece yüklü kredi borçlanması ve borçlandırıcı işlem yaparak şirketin içini boşaltmaları ve davacı müvekkili sözleşme başında harcadığı 430.000 USD üzerine çökme niyetlerinin olması ( Sözleşmenin 3.4 maddesinde davacı …’in 430.00 USD harcadığı davalılar kabulündedir), davalı şirket hakkında aynı Mahkemenin 2022/5, 2022/78 ve 2022/287 D.iş sayılı dosyaları ile ihtiyati haciz kararları alınmış olması göz önüne alınarak, davacının mağduriyetinin giderilmesi için; davalı şirket ait 7206743 tesisat numaralı 1 adet 330 Kw enerji santralinin ( Tesisat numarasının son rakamı esas alınarak … 3 olarak nitelendirilen enerji santrali) ferağ ve devrinin önlenmesi ile beraber sadece bu enerji santralinden elde edilen enerji geliri üzerine de ihtiyati tedbir konulmasına, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK.’nun 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK.’nun 389-(1) maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 sayılı HMK.’nun 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Somut olayda; taraflar arasında 19/03/2020 tarihli sözleşmenin düzenlendiği, bu sözleşmenin taraflarca inkar edilmediği, sözleşmeye göre …-3 santralinin ihtiyati tedbir talep edene devrinin yapılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
İhtiyati tedbir talep edenin iki ayrı tedbir talebi mevcuttur. Bunlardan ilki, santralin 3. kişilere devrinin önlenmesi, ikincisi ise enerji gelirleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına yöneliktir.
Bu açıklamalara göre, santralin sözleşme hükümlerine göre ihtiyati tedbir talep edene ait olduğunun ve kendisine devrinin yapılacağının kararlaştırıldığı, bu anlamda santralin mülkiyetinin uyuşmazlık konusu olduğu, 6100 sayılı HMK’ nın 389/1 maddesi uyarınca mülkiyeti uyuşmazlık konusu olan mal ve haklar üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olduğu, bu aşamada tüm dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı ve 3. kişilere rızai devri engelleyici şekilde tedbir kararı verilmesinin uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte de bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu yönde santralin 3. kişilere rızai devirlerini önleyici nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
İhtiyati tedbir talep edenin enerji gelirleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına yönelik tedbir talebinin incelenmesinde ise; tüm dosya kapsamı nazara alındığında 6100 sayılı HMK’ nın 389/1 maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallinin gerçekleşmediği anlaşılmakla, bu tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Kabule göre ise; mahkemece davacının talebi uyarınca kararın gerekçe kısmında ihtiyati tedbir yönünden inceleme yapıldığı halde, hüküm kısmında ” ….2004 Sayılı İİK’nun 257. vd. maddeleri gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE….” şeklinde karar verildiği, ancak 2004 sayılı İİK’ nun da ihtiyati haciz müessesesinin düzenlendiği, ihtiyati tedbirin düzenlenmediği ve ihtiyati tedbir talep edenin dosyada ihtiyati haciz talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla, gerekçe ile hüküm arasında çelişki doğuracak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalının verilen tedbir kararına ve itirazın reddine yönelik istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE, Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2022 tarihli ve 2022/342 Değişik İş Esas – 2022/341 Değişik İş Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a)İhtiyati tedbir talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile; Karşı taraf …ne ait 7206743 tesisat numaralı, 1 adet 330 KW …-3 nolu enerji santralinin takdiren 150.000,00 TL teminat mukabilinde 3. kişiler adına tescilinin yapılması ile rızaen satış ve tesliminin TEDBİREN DURDURULMASINA,
Talep edenin enerji gelirleri üzerine tedbir talebinin yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE,
b)Teminat nakit olarak yatırıldığında veya aynı miktarlı kesin-süresiz teminat mektubu sunulduğunda ihtiyati tedbir kararının infazı için ilk derece mahkemesince ilgili yerlere yazı yazılmasına,
c)HMK’nın 393/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının uygulanması, kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmediği takdirde, tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının İHTARINA,
ç)Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
d)Talep edenin yaptığı toplam 93,00-TL yargılama giderinin, 133,00-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcı ile birlikte karşı taraflardan alınarak talep edene verilmesine,
e)Karşı taraflarca yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f)Talep eden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 2.400,00-TL vekalet ücretinin karşı taraflardan alınarak talep edene verilmesine,
g)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında ihtiyati tedbir talep edenden alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında ihtiyati tedbir talep eden tarafça yapılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı istinaf yargılama giderinin karşı taraflardan alınarak ihtiyati tedbir talep edene verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14/12/2022