Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1963 E. 2022/1915 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1963
KARAR NO : 2022/1915

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : AYDIN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2022 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2022/781 Esas (Derdest)
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2022 ara karar tarihli ve 2022/781 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
Davacı/ihtiyati tedbir talep eden vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; 15.04.2021 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sebebiyle, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre maddi tazminat ( geçici ve kalıcı iş görememezlik, tedavi giderleri, yol giderleri, bakıcı giderleri, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar) tutarları belirlenerek, (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL) işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılara ödetilmesine, hüküm altına alınacak alacağın tahsil edilememe riskine karşılık davalı sürücü …’ın tüm taşınır ve taşınmazları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine verilecek kararın kesinleşmesine kadar cebri icra yoluyla satışı ve 3. şahıslara devri engelleyici nitelikte “ihtiyati tedbir” şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… davacı tarafından üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen malların, davanın konusunu oluşturmadığı, para alacağına ilişkin olduğu, davacı tarafın HMK 389/1 maddesi gereğince dava konusu olmayan davalı …’ın taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulması talebi davadaki asıl talebin alacağı içerdiği… ” gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili …’ın gerçekleşen trafik kazası sonucunda vücudunda kalıcı hasar meydana geldiğini, bu kalıcı hasarın Aydın Devlet Hastanesi raporu ile kanıtlandığını, rapora göre müvekkilinin %58 oranında maluliyetinin bulunduğunu, yaşanan kaza sonucunda müvekkilinin çektiği acı ve ıstırabın bir nebze giderilmesi için manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davalının yükümlü olacağı ödemelerin tahsilini imkansız kılmak amacıyla bir çok farklı yola başvuracağını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca, ihtiyati tedbir yargılamasında tam ispatın aranmadığı ve yaklaşık ispat ile yetinildiğini, yerel mahkeme dosyasında mevcut kaza tespit tutanağı ve müvekkilinin yaralanmasına ilişkin belgeler dikkate alındığında yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiğini, dava konusu olaydı kaza tespit tutanağı ve Aydın Devlet Hastanesi Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu raporunun kesin delil niteliği taşındığını ve bu nedenle ihtiyati tedbir kararının teminatsız olarak verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararının müvekkili lehine kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Talep; davalı sürücü …’ ın tüm taşınır ve taşınmazları ile 3. kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine kararın kesinleşmesine kadar cebri icra yoluyla satışının ve 3. kişilere devrini engelleyici nitelikte 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir.
Mahkemece; talebin reddine karar verilmiş olup, ara kararı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK.’nun 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK.’nun 389-(1) maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 sayılı HMK.’nun 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Bu açıklamalara göre; davacı vekili, davalı sürücü …’ ın taşınır ve taşınmazları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir talep etmiştir. Ne var ki yukarıda belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir. İhtiyati tedbir konulması talep edilen davalının taşınır ve taşınmazlarının mülkiyeti doğrudan uyuşmazlığın konusu olmadığından, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmuştur.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati tedbir talep eden/davacının istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin Aydın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2022 tarihli ve 2022/781 Esas sayılı ara kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden/davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 301,40 TL harcın hazineye gelir kaydına,
4-İhtiyati tedbir talep eden/davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022