Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1958 E. 2022/1889 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1958
KARAR NO : 2022/1889

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/08/2022 (Talep) – 06/10/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/822 D.İş Esas – 2022/822 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 07/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2022 tarihli 2022/822 D.İş Esas ve 2022/822 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde özetle; … Şirketinin … vergi nolu, müşteri sıfatıyla müvekkili banka ile Kredi Genel sözleşmeleri imzaladığını, … ve …’ın ise … Şirketi ile müvekkili banka arasında aktedilen Kredi Genel Sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, söz konusu sözleşmeler gereği firmaya krediler kullandırıldığını, karşı taraf borçluların ödeme taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle kredi ilişkisini düzenleyen sözleşmenin 11. maddesinde müvekkili banka alacağına muacceliyet verilmiş olup, bunun üzerine borcun ödenmesi için Beşiktaş 26.Noterliğinin 07.06.2022 tarih ve 09302 yev. nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, taraflar arasında tesis edilen kredi ilişkilerinden dolayı müvekkili bankanın, ihtarname tarihi itibariyle (06.05.2022 tarih itib.) 730.349,48 TL muaccel alacaklı olduğunu, taraflar arasında imzalanmış bulunan sözleşmelerde Bankanın her türlü alacağı için ihtiyati haciz kararı alıp uygulayabileceği, banka defter ve kayıtlarının delil olacağı, bunlara itiraz edilemeyeceği hususlarının belirtildiğini, her ne kadar borçlular aleyhine icra takibine başlanacaksa da borçluların işyerleri ve ikametgahlarını terk etmek üzere bulunduğu, mallarının bir kısmını kaçırdığı, bir kısmını da kaçırmak üzere olduğu, aleyhine icra takiplerine başlanıldığı öğrenildiğinden bankanın alacağının tahsilinin imkansız kılınmasını önlemek amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etme zorunda kalındığını, alacakları ile ilgili diğer teminatlardan ve karşı tarafın müvekkili bankaya başka borçlarından doğmuş ve doğacak talep haklarıyla, iade edilmeyen çeklerden sorumluluk bedelleri, nakde dönüşmemiş teminat ve kefalet mektuplarından doğmuş ve doğacak her türlü dava ve talep hakları ile fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere ihtarname tarihi itibariyle (06.05.2022 tarih itib.) 730.349,48 TL muaccel alacak nedeniyle müvekkili banka alacağının tahsilini borçlunun imkansız kılmamasını teminen borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının, Bankalardaki mevduatlarının, ihtiyaten haczine, ihtiyati haciz taleplerinin, Bankanın yukarıda belirtilen ilgili KHK ve Kanun maddeleri gereğince kamu bankası niteliğinde olması nedeniyle herhangi bir harç alınmaksızın açılmasına; yine ihtiyati haciz kararının, Bankanın yukarıda belirtilen ilgili KHK ve Kanun maddeleri gereğince kamu bankası niteliğinde olması nedeniyle teminatsız olarak verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…İtiraz eden … Şirketi ‘nin itirazının kabulü ile mahkememizce 2022/822 Değişik İş sayılı iş bu dosya ile verilen 04.08.2022 tarihli ihtiyati haciz kararının itiraz eden … Şirketi yönünden kaldırılmasına, İtiraz eden … yönünden itirazın reddine,…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karşı taraf … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/822 D.İş sayılı dosyası üzerinden 370.623,25.-TL alacak ile ilgili 05/08/2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, bu kararın İzmir 10. İcra Müdürlüğünün 2022/10072 E. Sayılı dosyası kapsamında uygulandığını, müvekkili/ihtiyati hacze itiraz eden …’ın, işbu ihtiyati haciz kararından 17/08/2022 tarihinde haberdar olduğunu, İİK. 257. Maddesi uyarınca ancak rehinle temin edilmemiş para alacakları için ihtiyati haciz isteminde bulunulabileceği, banka ile taraflar arasında mevcut olan ipotek akdine rağmen ihtiyati haciz talebinde bulunulmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, … Şti. adına Menderes Tapu Müdürlüğünde kayıtlı taşınmazlar üzerinde karşı taraf … Bankası T.A.O’nun ipotekleri devam etmekte olup, mevcut ipotek akdi uyarınca ihtiyati hacze itiraz edenin borcu rehin ve temin edildiğinden ihtiyati hacze itirazlarının kabul edilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin açıkça hukuka, usule ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, zira; taşınmazlar üzerinde kurulan ipoteklerin hem asıl borç, hem de kefalet borcunun teminatı olarak verilmiş olup, ipoteklerin borcu karşılar yeterlilikte olduğunu, bununla birlikte, ihtiyati haciz kararı da alacaklının göstereceği teminat karşılığında verilmesi gerekmekte olup alacaklı tarafın hiçbir teminat göstermemiş olmasının da hukuka,usule ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini, ilk derece mahkemesinin yargılaması aşamamasında, dosyaya celp edilen dosyaların ve diğer belgelerin incelenmesinde; İzmir 10. İcra Müdürlüğü’nün 2022/10072 E. Sayılı dosyası üzerinden borçlular hakkında icra takibi başlatıldığı, aynı zamanda asıl borçlu ve ipotek verenler hakkında da İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nün 2022/10047 E. Sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, bugüne kadar 2.100.000,00.-TL tahsilat yapıldığı ve dolayısıyla icra dosyası borcunun tahsil edilebilir nitelikte açıkça görüldüğünü, üst sınır ipoteğinin TMK’nın emredici hükümlerinden olan 851. ve 881. maddelerinde düzenlendiğini, üst sınır ipoteği ileride doğacak veya doğması muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği için bu belirsizliğin ileride getireceği sorunları önlemek amacıyla taşınmazın bu belirsiz borca azami ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosunda bir limitle belirleneceğini, bu nedenle ileride vücut bulacak ana borç ile buna eklenecek faiz, icra takip giderleri ile yanlarca kararlaştırılan diğer ferileri, yani TMK’nın 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan toplam borç miktarının, bu tür ipotekte tarafların ipotek tesis edilirken rızaları ile tespit edilen bu limiti aşmasının mümkün olmadığını, bu özelliğin üst sınır ipoteğini kesin borç ipoteğinden ayıran önemli unsur olduğunu, zira kesin borç ipoteğinde ipotek akit tablosunda belirtilen ana alacaktan başka TMK’nın 875. maddesi uyarınca takip giderleri ile faiz ve diğer ferilerinin de teminat kapsamına girdiğini, üst sınır ipoteğindeki bu ana ilke başlangıçta belirli olmayan bir borca giren ve taşınmazında alacaklı lehine ipotek tesis ettiren borçlu veya borçlu lehine ipotek veren üçüncü kişiler bakımından önem taşıdığı gibi tapu sicilinde kayıtlı ipotek limitine itibar ederek aynı taşınmazda alacakları için ipotek tesis ettirecek üçüncü kişiler yönünden de tapu sicilindeki kayda itibar edilmesi bakımından büyük bir önem taşıdığını, İİK’nın 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin, “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçilmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğini öngördüğünü, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine konu ipoteğin, limit ipoteği ise alacaklı takip talebinde sadece ipotek limiti içinde kalan alacak bölümünü talep edebileceğini, ipotek veren üçüncü kişinin sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olduğunu, ipotek kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçlar için müşterek ve müteselsil kefalet söz konusu ise kefil olan kişiye karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağını, alacaklı kefile karşı haciz (veya iflas) yolu ile takip yapabileceğini, taşınmazı üzerinde limit ipoteği kurulan üçüncü kişinin, aynı zamanda kredi sözleşmesinde kefil olmasının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotek limiti ile sorumlu olduğu ilkesini değiştirmeyeceğini, zira borcun teminatı olan taşınmazın sorumluluğunun limitle sınırlı olduğunu, şu hâle göre ipotek veren üçüncü kişinin aynı zamanda ipoteğe konu alacak için müteselsil kefil olsa dahi söz konusu takipte ipotek limiti üzerindeki takip alacağı kısmının ipotek veren şikâyetçiden istenmesinin mümkün olmadığını, takipte istenen toplam alacak miktarının, takibe konu limit ipoteklerinin toplam tutarını aşmış olsa bile bu hususun her taşınmazın ipotek limiti kadar olan alacağı temin etmesi ilkesi karşısında sonuca etkili görülmediğini belirterek İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesince tesis edilen 06/10/2022 Tarih, 2022/822 D.İŞ E. – 2022/822 D.İŞ K. Sayılı ek kararındaki müvekkili aleyhine olan hükümlerin müvekkili/itiraz eden … lehine kaldırılması ve ihtiyati hacze itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılmasına ilişkindir.
Mahkemece; 04/08/2022 tarih ve 2022/822 D.İş Esas ve 2022/822 D.İş Karar sayılı karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karşı taraflar … ve … Şirketi vekilinin itirazı üzerine, mahkemenin 06/10/2022 tarihli ek kararı ile … Şirketi ‘nin itirazının kabulüne, itiraz eden müteselsil kefil … yönünden itirazın reddine karar verilmiş, hüküm karşı taraf … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; karşı taraflar aleyhine İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/08/2022 tarihli ve 2022/822 D.İş Esas ve 2022/822 D.İş Karar sayılı kararı ile ; ihtiyati haciz isteyen tarafından sunulan Genel Kredi Sözleşmesi sureti ve dosya kapsamına göre Genel Kredi Sözleşmesine dayalı 730.349,48 TL alacak için teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin Genel Kredi Sözleşmesine dayandığı, karşı taraf … vekili tarafından her ne kadar mevcut ipotek akdi uyarınca ihtiyati hacze itiraz edenin borcu rehinle temin edildiğinden ihtiyati haciz kararının haksız olarak verildiği ileri sürülmüş ise de, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı taraf borçlunun ileri sürdüğü diğer istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, karşı taraf – borçlu … vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2022 tarihli ve 2022/822 D.İş Esas – 2022/822 D.İş Karar sayılı ek kararına karşı itiraz eden /karşı taraf … vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2022