Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1897 E. 2022/1873 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1897
KARAR NO : 2022/1873

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/07/2022 (Talep) – 16/09/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/263 D.İş Esas – 2022/264 D.İş Karar
TALEP : İhtiyati Haciz
BAM KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2022 ek karar tarihli 2022/263 D.İş Esas ve 2022/264 D.İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile borçlu … A.Ş. arasında akdedilen sözleşmelere istinaden krediler kullandırıldığını, … ve …’ın da müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeleri imzaladıklarını, borçlu şirketin müvekkili bankaya toplam 477.643,036 TL (faizsiz masrafsız) borcu bulunduğunu, kefil sıfatıyla …’ın GKS kapsamından 400.000,00 TL, kefil sıfatıyla …’ın ise GKS ve Business Card Sözleşmesi kapsamında 420.000,00 TL sorumluluğunun ve borcunun bulunduklarını, borçluya muaccel olan ve kat edilen borcun ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, tebliğ edildiğini, ancak ödeme süreleri geçmiş olmasına rağmen, ödeme süresi içerisinde de hiçbir ödeme yapılmadığını, borçluların müvekkili bankaya borçlarının devam ettiğini, borcun muaccel hale geldiğini, yapılan araştırmalar sonucunda ise borçluların durumunun giderek bozulduğunu, borçlarını ödemedikleri gibi bu arada mal kaçırma girişimleri içinde bulunduklarını, karşı tarafa tebligat ve duruşma yapılmaksızın, teminatsız olarak yada mahkemenizin belirleyeceği teminat karşılığında faiz alacağımız vs. fer’ileri saklı kalmak üzere, alacak aslı karşılığında borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderlerinin de karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’ NİN İHTİYATİ HACİZ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…asıl borçluya kat ihtarın tebliğ edildiği ve kat ihtarnamesiyle verilen sürenin dolduğu, ihtiyati haciz için gerekli olan yaklaşık ispat ölçüsünün bulunduğu ve nakdi kredi ve kredi kartı borcu bakımından ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiği kabul edilerek…” gerekçesiyle; ”…İhtiyati haciz isteminin KABULÜ İLE, Alacaklısı … Bankası A.Ş, borçlusu … Şirketi ve kefiller … T.C. Kimlik numaralı … ve … T.C. Kimlik numaralı … olan 11/05/2022 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin ödenmediği anlaşılmakla; borçlulardan … Şirketi yönünden İ.İ.K.’nun 257 ve devamı maddeleri gereğince, %15 teminatla, 477.643,036 TL borcuna yetecek kadar, kefil … T.C. Kimlik numaralı … yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 420.000,00 TL’lik borca yetecek kadar, kefil … T.C. Kimlik numaralı … yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 400.000,00 TL’lik borca yetecek kadar menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
İhtiyati haciz kararına karşı taraf/borçlu … itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN EK KARARI :
Mahkemece itiraz üzerine; ” 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 265/3 maddesi gereğince itiraz eden-karşı taraf ve vekili Av. …’ın itirazlarının REDDİNE…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karşı taraf/borçlu … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talep eden banka tarafmdan asıl borçlu … A.Ş. ‘nın bankaya olan nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmeleri kapsamında 477.643,036-TL borcu olduğunu, tarafının da şirketin borcuna 400.000-TL bedelle müşterek müteselsil kefil olduğu iddiasıyla 400.000-TL bedel dahilinde aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, itirazlarının reddedildiğini, süreç içerisinde banka hesaplarına taşınır ve taşınmaz mallarının tümüne el konulduğunu, evinin önünde bulunan ve değeri ihtiyati hacze konu bedelden çok daha yüksek olan üzerine kayıtlı araca haciz konulduğunu, aracın yakalanarak muhafaza altına alındığını, yargılama sırasında da defaatle belirttiği üzere anılı şirketteki ortaklık hissesinin hile ve korkutma ile diğer ortak …’a devrinin sağlandığını, bu kişiyle iştirak halinde örgütlü hareket eden 3.kişiler tarafından dolandırıldığını ve can güvenliğinin tehlike altında olduğunu, … A.Ş.’deki şirket ortaklığım mafya baskısı, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, tehdit ve çok sayıdaki suç konusu işlemlerle 24.11.2021 tarihinde sonlandırılmış olup, ilgili şirketteki milyonlarca liralık hak ve alacağına örgütlü bir şekilde hareket eden şirket müdürü … ve birlikte hareket ettiği mevcut durumda kasten adam öldürme suçu nedeniyle kırmızı bültenle aranmakta olan … tarafından el konulduğunu ve muvazaalı ve suç konusu işlemlerle kendisinin borç altına sokulmaya çalışıldığını, … ve …’ün tarafına karşı gerçekleştirdikleri suç konusu eylemler nedeniyle derdest Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan 2022/4139 sayılı soruşturma dosyası da bulunduğunu, Yerel mahkeme tarafından verilmiş olan ihtiyati haciz kararında “ 11.05.2022 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin ödenmediği anlaşılmakla … kefil .. … yönünden 400.000-TL’lik borca yetecek kadar … ihtiyati haciz konulmasına “ karar verildiğini oysaki aynı tarihlerde verilmiş İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.08.2022 karar tarihli 2022/838 D. iş sayılı kararında “…talep edilen alacağın 314.947,85 TL gayrinakdi krediler ve 10.800-TL çek sorumluluk miktarı yönünden ve gayri nakdi krediler yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği anlaşılmakla; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.12.2017 tarih 2016/1 esas 2017/6 sayılı karar gereğince ihtiyati haciz özel geçici hukuki koruma müessesesi olup ancak İcra ve İflas Kanunu’nun 257. Maddesindeki şartlar çerçevesinde sadece para alacakları için söz konusu olduğundan ve teminat alacakları için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden talebin reddine” karar verildiğini, istinafa konu işbu yerel mahkeme kararında ise teminat alacağı olan kefaleti hakkında 400.000-tl bedelli ihtiyati haciz kararı verildiğini, yerel mahkemenin vermiş olduğu anılı karar içtihadı birleştirme kararına açıkça aykırı olup istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılması gerektiğini, alacaklının doğrudan müteselsil kefili takip edebilmesi için asıl borçlunun ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içerisinde bulunması ön koşul olarak belirtilmişken asıl borçluyla birlikte doğrudan tarafı aleyhine ihtiyati haciz kararı alınmış olması hukuka aykırı olup kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini gerektirdiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/13122 E. 2016/9374 K. sayılı içtihadında belirtilmiş olduğu üzere tarafına başvurulmadan önce asıl borçlu şirkete başvurulması ve başvuru neticesinde şirketin ödeme güçsüzlüğü içerisinde olduğu ve mal kaçırma iddiasının varlığının somut delillerle ortaya konması gerektiğini, nitekim 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesinde açıkça asıl borçlunun ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerektiğinin de belirtildiğini, kendisinin yıllardır ticaret yapan ve bir kez dahi çek karnesi almamış , kredili iş yapmadan ülkesine yarar sağlamış, vergisini düzenli ödeyen ve bu konuda ödüller alan ticari iş yapan bir iş kadını olduğunu, … şirketinin sermayesinin dahi 29.03.2021 tarihli ticaret sicil gazetesinden görüleceği üzere 3.850.000,00-TL (Üçmilyonsekizyüzellibintürklirası) olduğunu, aleyhime ihtiyati haciz kararı verilen 400.000-TL bedelin … şirketinden tahsil edilmesi mümkün ve ortadayken tarafının ticari itibarını zedeleyebilmek ve ticari hayatının engellenebilmesi amacıyla diğer şirketimdeki hak ve hisselerine, aracına ve banka hesaplarına dahi işbu ihtiyati haciz kararı neticesinde el konulmuş olması ve tarafının ticaret yapmasının engellenmiş olmasının kötüniyetin ve hukuka aykırı davranışların bir göstergesi olduğunu, şirket ortaklığından ayrıldığı 24.11 .2021 tarihi itibariyle şirketin ne bankalara ne de 3. Kişilere hiçbir borcunun olmaması sebebiyle ve şirket ortaklığından ayrıldığı dönem sonrasında gerçekleştirilen işlemlerden de sorumlu olmadığı gözetildiğinde 400.000-TL bedel ile ilgili tarafının muhatap tutulması ve tarafına karşı ihtiyati haciz ve icra takibine girişilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, borçsuz bir şekilde hisse devir işlemi gerçekleştirildikten sonra tarafını da dolandıran şirket müdürü …’ın eylemlerinden ve şirketin durumundan sorumlu tutulması ve de kefaletten dönme talebini içerir ihtarnamesinin dikkate alınmaması hukuka aykırı olup yerel mahkeme kararının kaldırılmasını gerektirdiğini, ihtiyati hacze konu borcun asıl borçlu tarafından rehinle temin edildiğini, dolayısyla ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, belirterek Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/263 D. iş 2022/264 K. sayılı aleyhime yönelik verilen ihtiyati haciz kabul kararının tüm sonuçları ile birlikte kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurularak alacaklı tarafından tarafına yönelik gerçekleştirilen ihtiyati haciz talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin İhtiyati haczi talep eden tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece; karşı taraf …’ın 01/08/2022 tarihli itirazı üzerine, mahkemenin 16/09/2022 tarihli ek kararı ile itirazın reddine karar verilmiş, hüküm karşı taraf … tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; karşı taraf aleyhine Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/07/2022 tarihli ve 2022/263 D.İş Esas – 2022/264 D.İş Karar sayılı kararı ile ; ihtiyati haciz isteyen tarafından sunulan kredi sözleşmesi ile hesap kat ihtarı sureti ve dosya kapsamına göre kredi sözleşmesine dayalı … yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 400.000,00 TL’lik alacak için %15 teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin genel kredi sözleşmesine dayandığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edildiği, karşı taraf vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği hususların yargılamayı gerektirir nitelikte olup, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı taraf borçlunun ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, karşı taraf – borçlu …’ın istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2022 tarihli 2022/263 D.İş Esas ve 2022/264 D.İş Karar sayılı ek kararına karşı itiraz eden karşı taraf …’ın istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/12/2022