Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1896 E. 2022/1837 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1896
KARAR NO : 2022/1837

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MANİSA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/08/2022 (Talep) – 07/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/787 Esas
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/787 Esas sayılı dosyasından verilen 07/09/2022 tarihli ara kararının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA/TALEP:
İhtiyati tedbir talep eden/davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Akhisar İcra Müdürlüğünün 2021/4685 sayılı dosyası ile icraya konulmuş olan, borçlusu … ve kefili … olan, tediye tarihi 20/11/2021-düzenleme tarihi 28/04/2021 olan senet ile, ayrıca borçlusu … ve kefili … olan-tediye tarihi 15/09/2021-düzenleme tarihi 29/03/2021 olan ve her ikisinin toplamı 134.800,00-TL olan bonolardan dolayı işbu davayı açtıklarını, zira müvekkili …’in vesayet altında bulunması sebebiyle kısıtlı olduğundan icra dosyasında bulunan her iki bonodaki müvekkillerine ait imzaların geçerliliğinin olamayacağını, bu nedenle ilgili icra dosyası hakkında ivedi bir şekilde tedbir konulması ve yargılama neticesinde her iki müvekkili bakımından borçlu olmadığınının tespitinin gerektiğini, zira müvekkili …, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/69 Karar sayılı ilamı ile 6 yıl 8 ay süre ile hapis cezası aldığından hükümlü olup akabinde Saruhanlı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/19 E.- 2020/93 K. sayılı dosyasından kısıtlandığını ve bu sürenin 23.03.2024 tarihine kadar da uzatıldığını, vesayet altında bulunduğundan fiil ehliyetinin olmadığını, müvekkili …’in 24/02/2020 tarihinde kısıtlanmış olması nedeniyle ancak sınırlı ehliyetsizlerin haklarını kullanabileceğini, müvekkilinin senedin verilmiş olduğu tarihten önce kısıtlandığını, ilgili kambiyo senedinin düzenlenme tarihinde ehliyetinin (fiil ehliyeti) bulunmadığının açıkça görüldüğünü, Türk Ticaret Kanununun 582. maddesinin; “Akit ile borçlanmaya ehil olan kimse, poliçe, çek ve bono ile borçlanmaya da ehildir.” hükmü gereğince, bir kişinin kambiyo senedi düzenleyerek borçlanabilmesi için fiil ehliyetine sahip olması gerektiğini, sınırlı ehliyetsiz kişilerin kambiyo senediyle kanuni temsilcisinin izni olmaksızın borç altına girmesi durumunda da sınırlı ehliyetsiz kişi bakımından borcun herhangi bir hüküm ifade etmeyeceğini, bunun herkese karşı da ileri sürebileceğini, müvekkili …’in 144.800,00-TL bedelli senede kefilliği bakımından ise; kefilin sorumluluğu asıl borca bağlı olduğundan, kefilin, asıl borçlunun öne sürebileceği tüm itirazlardan ve def’ilerden yararlanabildiğini, bonoda kefil olarak yer almasının bir hüküm ifade etmediğini, bu nedenlerle müvekkillerinin kanunen sorumluluğu bulunmadığını belirterek, öncelikle ilgili icra dosyasının icra işlemleri kıymet takdiri aşamasında olduğundan daha fazla mağduriyete sebebiyet verilmemesi bakımından tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesini, yargılama sonucunda ise müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine ve bonoların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Karşı taraf/davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı karşı yanın bu iddiaları ve taleplerinin tamamiyle kötü niyetli ve borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, iki adet senedin borçlu …’in cezaevinde olmadığı bir dönemde düzenlendiğini ve bizzat borçlu … tarafından imzalandığını, kaldı ki; müvekkilinin hayatın olağan akışı içerisinde senet imzalayan şahıs hakkında kısıtlılık kararının olup olmadığını bilmesinin de mümkün olmadığını, takip aşamasında borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, hiçbir itirazlarının olmadığını, takip işlemlerine bu sebeple devam edildiğini ve dosyanın satış aşamasına kadar geldiğini, dosyanın satış aşamasına geldiğini gören borçluların sırf satış işlemlerini durdurmak ve alacağı sürüncemede bırakmak amaçlı icra takibini durdurmanın yollarını aradığını, önce kıymet takdirine yönelik itirazda bulunduklarını, fakat Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi’nce icra takibinin durdurulmasına karar verilmeyince, son çare olarak satış işlemlerini durdurmak ve alacakları sürüncemede bırakmak maksadıyla kötü niyetle işbu menfi tespit davası açtıklarını, kabul anlamına gelmemekle, bir an için senedi imzaladığı esnada …’in kısıtlı olduğundan bahsedilebilecek olsa bile işbu hususun … yönünden TTK’da düzenlenen imzaların istiklali ilkesi gereğince hüküm ve sonuç doğurmayacağını, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasının kanunen mümkün olmadığını beyanla, icra takibinin tedbiren durdurulması yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini, haksız ve kötüniyetli menfi tespit davasının reddine ve alacak miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…İncelenen tüm dosya kapsamına göre; İİK 72/3. maddeye istinaden icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden takibin tedbiren durdurulması talebinin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
İhtiyati tedbir talep eden/davacılar vekili tarafından, “….Takip konusu alacağın gecikmesinden doğan zararları karşılamak ve yine alacağın %15’inden az olmamak koşuluyla teminat yatırılırsa, mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir yoluyla icra dairesinin banka hesabına giren paranın alacaklıya ödenmesinin engellenebildiğini, ayrıca ve önemle belirtilmesi gerektiği üzere, müvekkilinin ehliyetsiz olduğu dönemde düzenlenen kambiyo senedinin geçersiz olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2017/12-357, K. 2021/824, 22.6.2021 tarihli kararında da; ‘…kambiyo takibinde borçlunun ancak aleyhindeki icra takibine karşı menfi tespit davası açarsa borçlu olmadığını ispat edebileceği, bu davanın icra takibinden sonra açılması hâlinde de ancak -icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi- konusunda ihtiyati tedbir kararı verilebileceği….’ şeklinde belirtildiğini” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, bonolara dayalı icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara karar verildiği, 07.09.2022 tarihli bu ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, İİK’nın 72/3. maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu düzenlemedeki açık hüküm uyarınca mahkeme tarafından icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmemesinde bir isabetsizlik yoktur. Bununla birlikte, talep bakımından çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince davacılar vekilinin talebinin İİK’ nın 72/3. maddesi uyarınca değerlendirilerek, dosya kapsamına göre takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, bu hususta bir değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiştir. Ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1-b-2.madde uyarınca mahkeme kararının kaldırılarak davaya konu alacak tutarı olan 134.800-TL’nin %15’i tutarındaki teminatın yatırılması karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine dair Dairemizce yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ihtiyati tedbir talep eden/davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İhtiyati tedbir talep eden/davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/787 Esas sayılı dosyasından verilen 07/09/2022 tarihli ara kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davacılar vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KISMEN KABULÜ ile, İCRA TAKİBİNİN DURDURULMASINA YÖNELİK TALEBİNİN REDDİNE, takip konusu alacağın (134.800,00-TL) %15’i olan 20.220,00-TL nakit ya da kesin ve süresiz teminat mektubunun davacılar tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi halinde; Akhisar İcra Müdürlüğü’nün 2021/4685 sayılı takip dosyasında İİK’nun 72/3. maddesi gereğince İCRA VEZNESİNE GİRECEK PARANIN ALACAKLIYA ÖDENMESİNİN DAVA SONUNA KADAR TEDBİREN DURDURULMASINA,
b-Takdir edilen teminat tutarı yatırıldığında mahkemesince tedbir kararının infazı için ilgili İcra Müdürlüklerine yazı yazılmasına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; ihtiyati tedbir talep eden/davacılardan alınan 80,70-TL istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında ihtiyati tedbir talep eden/davacılar tarafından yapılan 220,70-TL istinaf kanun yolu başvuru harcı, 87,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 307,70-TL istinaf yargılama giderinin karşı taraf/davalıdan alınarak, ihtiyati tedbir talep eden/davacılara verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, avans iadesi ve ihtiyati tedbir işleminin infazıyla ilgili tüm işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30/11/2022