Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1873 E. 2022/1919 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1873
KARAR NO : 2022/1919

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/07/2022 (Dava) – 21/09/2022 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/254 Değişik İş Esas – 2022/255 Değişik İş Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
BAM KARAR TARİHİ : 14/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2022 ek karar tarihli ve 2022/254 Değişik İş Esas – 2022/255 Değişik İş Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP:
İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka şubesi ile borçlu … Şti. arasında imzalanan G.N.G.N.K. sözleşmesine dayanarak şirkete kredi açıldığını ve kullandırıldığını, karşı taraf borçlular müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış olduklarını, ödemelerin aksatılması, borçluların piyasaya borçlandığının istihbar olunması üzerine müvekkili banka sözleşmenin kendisine verdiği yetkiye dayanarak sözleşmeyi feshetmiş olduklarını, bu borcun ödenmesi hususunda karşı taraflara ihtarname ile keşide edildiğini, tebellüğ edildiğini ve borcun ödenmediğini, 21/12/2021 tarihi itibariyle 1.450.643,26-TL alacağın tahsilini teminen borçluların gerek yedinde ve gerekse üçüncü şahıslar yedinde mevcut bilumum menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 21/07/2022 TARİHLİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…asıl borçluya kat ihtarın tebliğ edildiği ve kat ihtarnamesiyle verilen sürenin dolduğu, ihtiyati haciz için gerekli olan yaklaşık ispat ölçüsünün bulunduğu ve Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi borcu bakımından ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiği…” gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin KABULÜ ile, İhtiyati haciz isteyen vekilinin dilekçesinde belirttiği 1.450.643,26-TL bedelli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmediği anlaşılmakla; İ.İ.K.’nun 257 ve devamı maddeleri gereğince karşı taraf borçlunun 1.450.643,26-TL borcuna yetecek kadar menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 2-İhtiyati haciz isteyen tarafından alacağın % 15’i olan 217.596,489-TL nin nakit olarak mahkeme veznesine yatırılması halinde veya bir bankaya ait aynı miktarlı kati ve süresiz banka teminat mektubunun mahkememize ibraz edilmesi halinde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara, aleyhine ihtiyati haciz verilenler vekili tarafından itiraz edildiği, yerel mahkemece ihtiyati hacze itirazın duruşmalı olarak değerlendirildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 21/09/2022 TARİHLİ EK KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…ihtiyati haciz kararına dayanak belgelerin genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, tebligat parçaları, banka hesapları olup talep eden yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, karşı taraf vekillerinin itiraz dilekçesinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerinin 2004 sayılı İİK’nın 265/1 maddesi gereğince sayılan sebeplerden olmayıp, yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati hacze itiraz duruşmasında incelenemeyeceği…” gerekçesiyle “İtiraz eden/karşı taraflar vekili Av. …’in Mahkememizin 21/07/2022 tarih ve 2022/254 D.İş Esas, 2022/255 D.İş. Karar sayılı İhtiyati haciz kararına itirazının REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati haciz kararına itiraz eden/karşı taraflar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılan ödemelerin bankaca dikkate alınmadığını, müvekkilleri aleyhinde icra takibi-cebri icra işlemleri başlatılmadan önce kredi garanti fonuna başvurulması gerektiğini, bu bakımdan alacağın vadesi alacağın miktarı ve ödenmesi gibi hususların yargılamayı gerektirdiğini, bankaca gerekli başvuruların yapılmadığını, söz konusu başvurular yapılmadan kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun takibe konu edilmesiyle ön şartın yerine getirilmediğini, aynı tarihte aynı alacaklı banka adına aynı borçlular nezdinde birden fazla ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, toplamda istenilen borç bedelinin fiili durum ile uyuşmadığını, müvekkilleri aleyhine cebri icra yoluna başvurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkemenin 21/09/2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair ek karar verildiği, bu ek karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler/karşı taraflar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; karşı taraflar aleyhine Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/07/2022 tarih ve 2022/254 D.İş Esas ve 2022/255 D.İş Karar sayılı kararı ile ; ihtiyati haciz isteyen tarafından sunulan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi sureti ve dosya kapsamına göre Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine dayalı 1.450.643,26-TL alacak için %15 teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak, kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK.’nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda, incelenen dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz isteyenin talebinin asıl borçlu …. Şti.’ nin ihtiyati haciz talep eden bankadan kullandığı genel kredi sözleşmelerine dayandığı, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, diğer borçluların kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil oldukları, karşı taraflar vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği hususların yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın gerçekleştiği; ayrıca, karşı taraf borçluların ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin İİK.’nun 265-(1) maddesinde sınırlı bir şekilde sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla; ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, karşı taraf – borçlular vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden/karşı taraflar vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2022 tarihli ve 2022/254 Değişik İş Esas – 2022/255 Değişik İş Karar sayılı dosyasından verilen ek kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati hacze itiraz eden/karşı taraflarca yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 301,40 TL harcın hazineye gelir kaydına,
4-İhtiyati haciz kararına itiraz edenler/karşı taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022