Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1840 E. 2022/1805 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1840
KARAR NO : 2022/1805

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 06/09/2022
NUMARASI : 2022/639 Esas (Derdest dosya)
DAVA : Alacak (Adi Ortaklıktan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati tedbir
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2022 ara karar tarihli ve 2022/639 Esas sayılı derdest dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı taraf arasında … Mh. …. Sk. No:… …/İZMİR adresinde bulunan … Otel/Konuk Evi/Cafe ticari işletmesi üzerinde adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, müvekkilinin bu ilişki gereği; …. Otel’in (Konuk Evi/Cafe) yarı oranda ortağı ve aynı zamanda yarı oranda maliki olduğunu ve otelin birlikte işletildiğini, ancak davalı tarafın kurulan ortaklık ilişkisi gereği, ticari işletmenin kuruluşundan günümüze kadar elde edilen kazanç üzerinden, müvekkiline payı oranında ödeme yapmadığını, kendisini uzun süreli kazanç kaybına uğratıp mağdur ettiğini bildirerek, adi ortaklık alacağının tahsilini teminen davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Karşı taraf/davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, yargılama sonucunda da haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….davacının davalı ile … Otel’in yarı oranında ortak olduğu ve davacının davalıdan ortaklık nedeni ile alacağının bulunduğu iddiası ile 1.000,00 TL alacak yönünden kısmi dava açıldığı, dava dilekçesi ile davalının tüm hesaplarına ve varlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiği, HMK uyarınca dava konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, davalının tüm varlıklarının dava konusu olmadığı, bu nedenle ihtiyati tedbir koşullarının bulunmadığı ve ayrıca HMK’nun 390/3 maddesinde yer alan ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek koşulların mevcut olmadığı…” gerekçesiyle “ihtiyati tedbir talebinin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı …’in 035114-Seferihisar Mal Müdürlüğü’nde … Vergi Numarası ile kayıtlı … Şirketi’nin maliki ve tek ortağı olduğunun tespit edildiğini ve hatta bu evraklar incelendiğinde; davalının limited şirketin şube adresi olarak gösterdiği “… Mh. …. Sk. No:… …./İZMİR” adresinin müvekkilinin ortağı olduğu …. Otel/Konuk Evi/Cafe”nin bulunduğu adresi ile birebir aynı olduğunun tespit edileceğini, görüleceği üzere davalının, taraflar arasında adi ortaklık kurulan işletmeyi, kendisine ait limited şirketin şubesi olarak gösterdiğini, kaldı ki bu şekilde bir işlem yaparken de ortağı olan müvekkilin rızasını almadığını, kendisine haber dahi vermediğini, davalının kendisine ait olan limited şirket üzerinden … Otel’in işletmeciliğini üstlenerek adi ortaklığın özüne ve ruhuna uymayan bir işlemle müvekkilinin haberi olmadan haksız kazançlar elde ettiğini, mevcut durumda ticari işletme ile ilgili bütün hesapların davalı adına açılmış olması sebebiyle ticari işletme ile ilgili bütün para akışının limited şirket üzerinden davalı tarafından sağlandığını, müvekkiline, işletmeye dair kazançların kaydının hiçbir surette iletilmediğini, adeta arkasından iş çevrildiğini, görüleceği üzere davalının hileli davranışlarının da HMK 389 maddesinde yer alan ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirecek koşulların mevcut olduğunu açıkça gösterdiğini, bu sebepler ile Yerel Mahkemenin usul ve yasaya aykırı olarak vermiş olduğu kararın kaldırılmasına ve … Şirketi adi ortaklığın konusu olan … Otel (konuk evi/cafe) adlı işletmenin arasındaki organik bağın varlığının tespiti neticesinde limited şirkete ilişkin parasal akışın tespitini, (banka hesaplarının celbini) otelden elde edilen kazançların müvekkilinin payı oranında elde ettiği veyahut edeceği miktarın tespitini, bu süre zarfında davalı tarafça 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. Hükmü uyarınca para, mal kaçırma, gizleme, muvazaalı işleme yapma ihtimaline karşı söz konusu davalının … Şirketi’ndeki payı üzerine ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep etme zorunluluklarının olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup; hüküm ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Eldeki davada, taraflar arasındaki adi ortaklık işletmesinin kuruluşundan itibaren elde ettiği kazancın tespitine, tespit edilen kazanıcın yarısının davacıya ödenmesine karar verilmesini talep edilmektedir.
Uyuşmazlık, ihtiyati tedbir kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği bildirilmiştir.
Bu düzenlemeye göre, mahkemece; davanın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde (nitelikte) ihtiyati tedbir kararı verilemez. Mahkeme, ancak gecikmesi halinde doğabilecek tehlikeyi önleme veya ciddi zararı dava süresince (geçici olarak) önlemek için yalnız bu amaçla sınırlı olmak üzere gereken tedbirlerin alınması için ihtiyati tedbir kararı verebilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde, ihtiyati tedbir talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin davalının tüm malvarlığının uyuşmazlık konusu olmaması, uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ayrıca alacağın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2022 tarihli ve 2022/636 Esas sayılı(derdest) ara kararına karşı davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcı yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 220,70 TL nin hazineye gelir olarak kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince nihai karar ile hüküm altına alınmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.